(Devamla) - İşçiye köle muamelesi yapılacak. O

advertisement
T.B.M.M.
B:45
13.3.2003
0:3
Toparlayın lütfen.
İZZET ÇETİN (Devamla) - İşçiye köle muamelesi yapılacak. Onu insan olarak görmeyen, onu
bir meta gibi, bir mal gibi, bir eşya gibi aşağılayacak, onun onurunu incitecek, gururunu incitecek
bir düzenlemeye sizlerin "evet" diyemeyeceğine inanıyorum. Gerçekten, bu bir vicdan meselesi, bir
insaf meselesi. Biz de işçi olabilirdik, yarın, sizlerin çocukları da kardeşleri de işçi olabilir, onlar,
bu yasal düzenlemeye, bu hükme maruz kalıp bir yere giderlerse, bir yere gönderilip onurlan in­
cinirse, inanın size ah ederler. Almayın gariplerin ahım, çıkar aheste aheste diyor, Yüce Meclisi say­
gıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çetin.
Şahsı adına, Ankara Milletvekili Sayın Bayram Meral; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz 5 dakika.
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; iş yaşamımızda yeni
bir sistem, yeni bir düzen kuruluyor. Benim bir noktada üzüldüğüm konu; biz "evef'e, siz de
"hayır"a alıştınız. Değerli arkadaşlarım, bu çok kötü bir şey. Bunun içerisinde hiç ortaklaşa "evet"
diyeceğimiz, hiç doğru bir şey yok mu değerli milletvekilleri?.. Yani, her şeye biz ne diyorsak...
Bizim memlekette, bir sıra, birisi tutuklanmış, savcı bırakmak istiyor, hâkim tersini söylüyor. Bir
gün başkâtip "efendim, sen hayır de; yani, tutukluluğunun devamına de" demiş. Savcı bunu söy­
leyince, hâkim de, sinirle "tahliyesine" demiş. Arkasından savcı da "tahliyesine" demiş, adam kur­
tulmuş. Şimdi biz, sizin getirdiğiniz bir şeye "hayır" diyelim de, belki siz bizim getirdiğimize "evet"
dersiniz. Bu kadar kati, bu kadar keskin olunmaz.
Bakınız, ödünç iş... Bu nedir değerli arkadaşlarım?! Hadi, ödünç para verirsin de, ödünç iş
nedir?! Çalıştırdığınız adamı, işçiyi birisine devrediyorsunuz. Şimdi, düşününüz değerli arkadaş­
larım, bir işyeriniz var, benim de bir işyerim var. Ben işçimi size gönderiyorum, çalıştırıyorsunuz;
beğenmediniz, uyum sağlayamadınız, ne olacak bu insanlar; işine son vereceksiniz.
Burada ortaklaşa bazı maddeler konulmuş. Diyor ki: "Çalışanın Sosyal Sigortalar Kurumu
primlerini ödünç veren ile ödünç alan ortaklaşa öder." Hadi ikisi de ödemedi, bunun sonu karakol­
da mı bitecek değerli arkadaşlarım?! Vatandaşın, işçisini ödünç alana, bir ticarî karşılığını
verememesinin burada kesin hükümleri, maddeleri var mı?! Günah değil mi yani?! Bu insanlar
bizim vatandaşımız değil mi?! Yani, işçi olmak, işsiz olmak suç mu?! Hiç evinizde, yakınınızda,
komşunuzda işsiz yakınınız yok mu?! Bunu bir yerden birisi alıp birine satsa hoşunuza mı gider
değerli arkadaşlarım?! Yani, yapılan bazı şeylerde, allahaşkına, işin biraz ciddiyetine inelim. Lüt­
fen, rica ediyorum. Bir madde geliyor... Bir kere karar verilmiş, hepsine elinizi kaldıracaksınız. Ol­
maz bu sayın milletvekilleri. Yani, bazen, gerçek konulara lütfen birlikte parmak basalım.
Vermişsin, ödünç işçi çalıştırıyor. Ne kadar çalıştırır; burada bir süre yok. İsterse, çalıştırdığı
işçinin süresini uzatır. İşim bir noktaya geldi, işçi fazla veya öyle işime geliyor; kardeşim, senin
süren bitti, senin yevmiyen 30 liraydı, şimdi 20 lira veriyorum; çalışıyor musun çalışmıyor musun...
Şu anda bile diyen yok mu?! Bu şekilde işçi çalıştıran yok mu?! Şimdi, biz bunu biraz daha geniş­
letiyoruz değerli arkadaşlarım. Günahtır!.. Ödünç işçi...
Eskiden köle sistemine karşı çıkıyorduk. Peki, bu nedir?.. Gel aslanım, ben seni çalıştırdım,
işim bitti, niye seninle uğraşacağım; paramı götürüp bankaya yatıracağım -bankaya da gerek yoktahvile yatıracağım, nasıl olsa faizi de yok; parayı cebime koyacağım, seni de birine köle gibi
vereceğim, çalışacaksın... Ondan sonra, o insanın, o işçinin yeni gittiği yerdeki itibarını düşünün
değerli milletvekilleri...
Bir milletvekili, bir partiden ayrılıp da bir başka partiye gittiği zaman eziklik duyuyor, sıkıntı
duyuyor; hiç mi onu düşünmüyoruz, Allah rızası için! Bir insanın, bir başka adamın himayesine
seni verdim, devrettim, daha doğrusu, sattım... Buna, nasıl gönlümüz razı olur?!
SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) - Rızası isteniyor...
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bakınız, rızası istenir... Genç ar­
kadaşım. elini, şöyle, göğsüne koyarak düşün; benim senin yaşında çocuklarım var. Bu işsizlik...
-220-
Download