Ekilen tohumların sürecek sürgünleri Açacak tohumlar

advertisement
T.B.M.M.
B:60
25.2.1997
0:1
"Ekilen tohumların sürecek sürgünleri
Açacak tohumlar yakacak gönülleri
Gam yeme ey Müslüman, sabırla gözleyedur
Yakın fethi ilahî, yakın zafer günleri" (RP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, buna "Bravo" diyen sayın Refah Partili milletvekillerine soruyorum:
Nereyi fethedeceksiniz; Taksim alanını mı fethedeceksiniz? (DSP sıralarından "Bravo" sesleri, al­
kışlar) Kime karşı zafer kazanacaksınız; dünyanın yedi düveline karşı verilen, kazanılan zaferin
ürünü olan laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı mı zafer kazanacaksınız? (DSP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
'
YAKUP HATİPOĞLU (Diyarbakır) - Zaferi bizim ecdatlarımız kazandı.
BÜLENT ECEVİT (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, Refah Partili İktidar, başka bazı İslam
ülkeleri için de tehlikeler taşımaktadır. Nitekim, bize dost olan, bizimle yakından işbirliği yapmak
isteyen bazı İslam ülkelerindeki meşru yönetimlere karşı terör yoluyla muhalefet eden bazı grupla­
rın önderleriyle, Refah Partisinin Sayın Genel Başkanı içlidışlıdır. Devlet adına yaptığı gezilerde
bile, o ülkelerde, bu terör gruplarının liderleriyle sarmaş dolaş olmaktadır, gizli toplantılar yapmak­
tadır. Bu yüzden Mısır tedirgindir, Pakistan tedirgindir, Cezayir tedirgindir, Tunus tedirgindir.
Değerli arkadaşlarım, sahte tarikatların, sahte ve cahil şeyhlerin, tarikatçılığı, Âllaha giden yol
yerine, servete giden, hatta cinsel ihtirasları tatmine giden yollara dönüştürdükleri ortaya çıkmıştır.
Temiz kalmış, ciddî tarikatları, elbette* bunların dışında tutuyorum, tenzih ediyorum. Bütün Türki­
ye'de, o olaylara karşı tepkiler gelmiştir; ciddî tarikatlardan da tepkiler gelmiştir. O durumda, Hü­
kümetten beklenen neydi? Hükümete, bazı sahte tarikatların neden olduğu sorunları araştırmak, ba­
zı okumuş yazmış gençlerin bile, neden o sahte şeyhlerin tuzaklarına düştüklerini araştırmak ve o
araştırmaların sonucunda da tedbirler oluşturmak düşerdi ; fakat, Hükümet, bu görevi yerine getir­
medi, Refah Partisi yerine getirmedi. Biz, Demokratik Sol Parti adına, Diyanet İşleri Başkanlığı­
mızı ziyaret ederek, bu konudaki somut önerilerimizi kendilerine sunduk. Sayın Erbakan ise, o çir­
kin olaylara tepki gösterenlere meydan okurcasına, birçoğununun kerameti kendilerinden menkul
şeyhlere, Başbakanlık konutunda ziyafet çekti. Buna da en çok tepki saygın din çevrelerinden gel­
di.
Değerli arkadaşlarım, Adalet Bakanı da, Türkiye'de bir rejim sorunu haline gelmiştir. Sayın
Şevket Kazan'ın Adalet Bakanlığı, hem Türkiye için hem de üyesi bulunduğu Hükümet için bir ta­
lihsizliktir. Saym Kazan'ın yakın geçmişinde çok düşündürücü olaylar vardır. Örneğin Madımak
olayı... Sivas'taki Madımak olayında, devletin gözleri önünde yapılan kundakçılık ve ölen canlar...
Bu, dünya tarihinde, insanlık tarihinde eşi az görülmüş bir soykırım olayıdır ve Sayın Şevket Ka­
zan, o eyleme kalkışanların gönüllü avukatlığını üstlenmişti. Daha sonra, son günlerde, bildiğiniz
gibi, mumlu eylemler yapan vatandaşlarımıza hakaret ederken, Alevî yurttaşlarımızın da gönlünü
kırmıştır. Bunlar, Saym Kazan'ın bilinçaltında bir Alevî düşmanlığının yattığını gösteren kanıtlar­
dan bazılarıdır.
Değerli arkadaşlarım, Sincan olayından sonra da, Adalet Bakanı olduğunu unutarak; ama,
Adalet Bakanına ait olan imtiyazları kullanarak ve bütün cezaevi kurallarını çiğneyerek, tutuklanan
Sincan Belediye Başkanını ziyaret etmiş, onunla baş başa bir görüşme yapmış, böylelikle yargıyı
baskı altına almaya kalkışmıştır. Zaten, yargıçlara, savcılara karşı ne kadar baskı eğilimi içinde ol­
duğu da bellidir.
Değerli arkadaşlarım, bir atasözü vardır "Adalet mülkün temelidir" diye. Yani, adalet, devle­
tin temelidir; ülkenin, vatanın temelidir. Eğer, bir ülkede, Adalet Bakanına güven duyulmazsa, ada­
lete olan güven de sarsılır; adalete güven sarsılırsa, devlete de güven sarsılır.
-
166-
Download