haftalık bülten haftalık bülten 30 Nisan 2012 Geçen haftanın özeti MB yıl sonu enflasyon projeksiyonunu korudu. MB revize edilmiş enflasyon projeksiyonlarının yer aldığı çeyreklik Enflasyon Raporu’nu yayımladı. Yıl sonu enflasyon projeksiyonu Ocak ayı Enflasyon Raporu’nda belirlenen %6.5 seviyesinde korundu (Resmi hedef: %5). Diğer taraftan, 2013 sonu enflasyon projeksiyonu 0.1 yp arttırılarak %5.2’ye çekilirken orta vadeli enflasyon projeksiyonu %5 olarak korundu. Bu tahminlerin altında yatan varsayımlara baktığımızda, 2012 gıda fiyatları enflasyonu tahmininin %7.5’te korunduğunu, petrol fiyatı tahmininin ise Ocak ayı Enflasyon Raporu’nda belirtilen 110 dolar seviyesinden 120 dolara yükseltildiğini görüyoruz. Rapor, enerji dışı ithalat fiyatlarında görülen beklentilerden olumlu seyrin yüksek petrol fiyatlarından kaynaklanan olumsuz etkinin bir kısmını bertaraf ettiğinin altını çiziyor. MB’nin enflasyon tahmini tütün fiyatlarında herhangi bir artış olmayacağı varsayımına dayanıyor. Politika duruşuna ilişkin olarak ise, MB Başkanı Başçı, 2012 kredi büyümesi tahmininin %15’ten %14’e çekilmesine sebep olacak daha sık istisnai gün uygulamalarını yineledi. Enflasyonun 2012 patikasına ilişkin olarak, MB yönetilen fiyatlardaki artışlar – manşet enflasyona 0.5 yp’lik katkı yapan elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki artışlar - nedeniyle, yıllık TÜFE’nin Nisan’da geçici olarak artmasını bekliyor. Mayıs ayında ise yıllık TÜFE’nin işlenmemiş gıda fiyatlarındaki olumlu baz etkisinden kaynaklanan keskin bir düşüş kaydedeceği, ancak bu düşüşün bir kısmının Haziran’da geri verileceği öngörülüyor. MB sıkı politika duruşunun ikincil etkileri ortadan kaldıracağını ve geçici fiyat hareketlerinin etkisinin geçmesiyle, 3. çeyrekte yıllık enflasyonun düşüş trendine girmesini bekliyor. Özellikle 4. çeyrekte ise, - geçtiğimiz yılın aynı döneminde vergilerde ve yönetilen fiyatlardaki artışın yarattığı olumlu baz etkisinden dolayı – enflasyonun belirgin şekilde düşmesi ve 2012 sonunda %6.5 seviyesine gelmesi bekleniyor. Başçı’nın basın toplantısı öncesinde, MB’nin enerji fiyatlarındaki artışları 2012 sonu enflasyon tahminlerine yansıtacağını düşünüyorduk. Ancak, MB sadece tahminini korumakla kalmadı, ayrıca Başçı yıl sonu hedefi için çok güçlü taahhüt verdiklerinin altını çizdi. Bu noktada, MB’nin - yıllık kredi büyümesi projeksiyonun %15’ten %14’e çekmesiyle de işaret ettiği - iç talep koşullarındaki dezanflasyonist etkinin, yüksek petrol fiyatlarının yarattığı enflasyonist etkisiyi bertaraf edeceğini öngörmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. MB’den daha önce yapılan açıklamalarında, petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık artışın, manşet enflasyona 0.4 yp’lik katkı yaptığı ifade edilmişti. Bu bağlamda, kredi büyümesi projeksiyonunda yapılan 1 yp’lik aşağı yönlü revizyonun, MB’nin petrol fiyatı tahmininde yaptığı 10 dolarlık İnan Demir +(90) 212 318 5087 [email protected] Başak Karaaslan +(90) 212 318 5086 [email protected] haftalık bülten yukarı yönlü revizyonun etkisini ortadan kaldırmaya yetip yetmeyeceği konusunda emin değiliz. Bu nedenle, MB’nin yıl sonu enflasyon projeksiyonuna ulaşılmasının, gıda fiyatları enflasyonunun daha düşük olması ve/veya TL’nin değer kazanması gibi unsurların gerçekleşmesine bağlı olduğunu düşünüyoruz. Bu durum, MB’nin döviz kurundaki gelişmeler konusundaki hassasiyetini sürdüreceği ve döviz sepetinin 2.10’a yaklaştığı dönemlerde istisnai gün politikalarına baş vuracağı yönündeki beklentimizi destekliyor. Döviz kuru konusundaki bu hassasiyetin, olumlu baz etkisinin devreye girerek manşet enflasyonu aşağı çekmesine kadar - ki böyle bir durum ancak Temmuz ayından sonra gerçekleşecektir - sürdürüleceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla, gelecek çeyrek boyunca daha sık ek sıkılaştırma dönemleri görmeyi bekliyoruz ki bu uygulama bankalararası faiz oranlarının %10 civarında gerçekleşmesine sebep olacaktır. Fitch Türkiye’nin notunu “yatırım yapılabilir” seviyesine çekebilir. Bloomberg’e verdiği ropörtajda, Fitch analisti Ed Parker, gelir düzeyi ve büyümedeki olumlu görünümün yanı sıra, güçlü kamu maliyesi ve bankacılık sisteminin Türkiye’nin notunun arttırılmasına katkıda bulunacak unsurlar olduğunu söyledi. Söz konusu not arttırımı gerçekleşirse, Fitch Türkiye’nin yatırım yapılabilir seviyesinin bir not altında bulunan mevcut kredi notunu, “yatırım yapılabilir”e yükseltecek. Parker, not arttırımının gerçekleşmesinin önemli bir takım koşulların sağlanmasına bağlı olduğunun altını çizerken bu koşulların büyümenin trend seviyelerine geri dönerken ekonomide yumuşak inişin gerçekleştirilmesi, enflasyonun hedefe gerileyeceğine ilişkin daha fazla güven sağlanması ve cari açığın daha sürdürülebilir seviyelere çekilmesi olduğunu belirtti. Bu koşullar not arttırımının çok kısa vadede gerçekleşmeyeceğine işaret ediyor. Bizim tahminlerimiz, 2012 GSYH büyümesinin%3 seviyesinin hemen altında olacağı, enflasyonun %7.2’ye, cari açık/GSYH oranının ise %7.7’ye gerileyeceği yönünde. Bu bağlamda, not arttırımına zemin hazırlayacak yumuşak inişin gerçekleşeceğini düşünsek de bu gerçekleşemenin Fitch’in kredi notunu “yatırım yapılabilir” seviyesine çekmesi için yeterli olacağından emin değiliz. Biz, söz konusu not arttırımının geç kalmış olduğunu ve - CDS spread’lerinin de işaret ettiği gibi - piyasaların Türkiye’yi halihazırda “yatırım yapılabilir” seviyesinde değerlendirdiklerini düşünüyoruz. Yine de geçtiğimiz yıl, S&P’nin yerel para birimi cinsinden kredi notunun arttırılmasını ilk etapta ülke notunun yatırım yapılabilir seviyeye çekilmesi olarak yanlış algılayan piyasaların verdiği tepkiyi dikkate alarak not arttırımının gerçekleşmesi durumunda kısa süreli de olsa bir ralli olabileceği ihtimalini göz ardı etmiyoruz. Kapasite kullanım oranı ve reel kesim güveni Nisan’da önceki aya göre zayıfladı. Nisan ayında kapasite kullanım oranı (KKO) geçen senenin aynı ayına göre 0.2 yüzde puan gerileyerek %74.7 oldu. Mevsimsel etkilerden arındırıldığında, kapasite kullanım oranı Mart ayına göre 0.4 yüzde puanlık düşüşle %75.6 oldu ve geçtiğimiz altı aydaki en düşük değeri aldı. Mart ayında 112.9 olan reel kesim güven endeksi Nisan ayında 116’ya yükseldi. Ancak, aylık bazdaki bu artış mevsimsellikten kaynaklanıyor ve mevsimsel etkilerden arındırıldığında endeksin bir önceki aya göre 0.6 yüzde puanlık düşüşle 109.9 olduğunu görüyoruz. Böylece endeks iyimserlikle kötümserliği ayıran 100 seviyesinin üzerinde kalmaya devam etti. Ancak, anket katılımcılarının önümüzdeki döneme ilişkin değerlendirmelerine haftalık bülten baktığımızda, önümüzdeki dönem üretim hacmi, yurtiçi siparişler ve ihracat siparişlerinin önceki aya göre kötüleştiğini görüyoruz. Çeyreklik raporumuzda da ifade ettiğimiz gibi, son dönemdeki ekonomik aktivite göstergeleri yılın başına göre iyileşme gösterse de henüz mutlak bir toparlanmadan söz etmek mümkün değil. Bu açıdan açıklanan verinin, yılın tamamı için %2.9 seviyesinde bulunan GSYH büyüme tahminimizle uyumlu olduğunu söyleyebiliriz. Politika etkisi tarafında, bu verilerin para politikası duruşunu etkilemeyeceğini düşünüyoruz ve para politikasının manşet enflasyon belirgin şekilde iyileşmediği sürece döviz kuruna oldukça duyarlı kalmayı sürdüreceğini düşünüyoruz. Önümüzdeki haftaya bakış Mart ayı dış ticaret dengesi verileri bugün açıklanıyor. 8.3 milyar dolar seviyesinde bulunan aylık dış ticaret açığı beklentimiz Reuters anketine göre 7.6 milyar dolar olan piyasa beklentisinin üzerinde bulunuyor. Şubat ayında yıllık bazda %20.4 daralan aylık dış ticaret açığı, tahminimize göre Mart’ta %15.6 daralacak. Tahminimiz doğrultusunda, 12-aylık birikimli dış ticaret açığı 104 milyar dolardan 102.5 milyar dolara gerileyecek. Ekim ayında 106.7 milyar dolar ile tepe noktasına ulaşan 12-aylık birikimli dış ticaret açığı sonraki aylarda aralıksız gerileme kaydetti. Önümzüdeki dönemde, iç talepteki yavaşlamanın ithalatı baskı altında tutmasıyla, dış dengedeki yavaşlamanın kademeli olarak sürmesini bekliyoruz. Ancak, ithalat faturasını şişirme riski taşıyan yüksek seyreden enerji fiyatları görüşümüz için en önemli yukarı yönlü risk kaynağını oluşturuyor. Nisan ayı enflasyon verileri Perşembe günü açıklanıyor. Aylık TÜFE artışının Nisan ayında %1.15 olmasını bekliyoruz. Reuters anketine göre %1.18 seviyesinde bulunan piyasa beklentisine neredeyse paralel olan tahminimiz doğrultusunda Mart ayında %10.43 olan yıllık enflasyon %10.74’e yükselecek. Nisan ayı enflasyonun temel belirleyicileri yönetilen fiyat artılşarı ve mevsimse etkilerle yükseliş kaydeden giyim fiyatları olacak. MB’nin öngörüsüne paralel olarak, elektrik ve doğalgaz zamlarının manşet enflasyona etkisinin yaklaşık 0.50 yüzde puan olmasını bekliyoruz. Nisan ayının ardından, işllenmemiş gıda fiyatlarının oluşturduğu olumlu bazın desteğiyle yıllık enflasyonun Mayıs ayında gerileyeceğini düşünüyoruz. Ancak, bu gerilemenin geçici olacağı ve Haziran’da kısmen geri alınmasını bekliyoruz. 2011’in son çeyreğindeki vergi ve yönetilen fiyat ayarlamalarının oluşturduğu olumlu baz etkisiyle, yılın son çeyreğin dezenflasyonun daha belirgin olmasını bekliyoruz. Nisan ayı Enflasyon Raporu’nda MB yılsonu enflasyon prjeksiyonunu %6.5 seviyesinde (Finansbank: %7.2) sabit bıraktı. Basın toplantısında, bunun oldukça güçlü bir taahhüt olduğunun altını çizen MB Başkanı Erdem Başçı, yüksek enerji fiyatlarının enflasyonist etkisinin daha sınırlı kredi büyümesi ve daha yüksek bir çıktı açığıyla telafi edieceğini vurguladı. Düşük seyreden gıda enflasyonu, TL’nin değerlenmesi veya her ikisinden oluşan bir kombinasyonun MB’nin yıl sonu enflasyon projeksiyonuna ulaşmakta gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bu durum, MB’nin manşet enflasyonda önemli bir iyileşme görene kadar döviz kuruna aşırı hassas kalmasına neden olurken, sepet kurun 2.10 seviyesine yaklaştığı zamanlarda yeniden istisnai gün uygulamalarına geri dönmesine sebep olabilir. haftalık bülten Bu hafta açıklanacak diğer verilere baktığımızda, Hazine Müsteşarlığı bugün 3 aylık iç borçlanma stratejisini yayımlayacak. Yarın ise Nisan ayı öncü ihracat ve İstanbul enflasyonu verileri açıklanacak. Son olarak Çarşamba günü, Nisan ayı imalat PMI yayımlanacak. haftalık bülten Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.