haftalık bülten haftalık bülten 1 Mart 2010 Geçen haftanın özeti PPK, yıllık enflasyondaki yükselişin geçici olduğu görüşünü yineledi. Politika faizinin beklentiler dahilinde %6.50’de sabit kaldığı Şubat ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı tutanaklarında, temel enflasyon göstergelerinin baz etkisi sebebiyle 2010 ortalarına kadar sınırlı artış göstereceği, ancak yılın tamamında hedefin altında seyredeceği vurgulanıyor. Kurul, Ocak ayının ardından Şubat’ta da vergi ayarlamaları, olumsuz hava koşulları sebebiyle işlenmemiş gıda fiyatlarındaki yükseliş ve baz etkisiyle manşet enflasyonun yükselmesini bekliyor. Ancak Kurul, ekonomideki kademeli toparlanma ve düşük kaynak kullanımının dezenflasyonu desteklemeye devam ettiğini düşünüyor. Bu doğrultuda, yıllık enflasyondaki yükselişin geçici olduğunu düşünen Kurul, işlenmemiş gıda fiyatları ve vergi ayarlamaları kaynaklı olumsuz etkiler ortadan kalktığında yıllık enflasyonun düşüş trendine geçmesini bekliyor. Mart ayından itibaren, sebze fiyatlarındaki artışların düzeltme eğilimine girmesini bekleyen Kurul, enflasyonun Ocak ayı Enflasyon Raporu’nda öngörülen seviyelerine dönmesini bekliyor. Enflasyondaki geçici yükselişin ise, düşük kaynak kullanımını, işgücü piyasasının durumu ve küresel ekonomik görünüm de göz önüne alarak, fiyatlama davranışları üzerinde olumsuz bir etkisi olması beklenmiyor. Ancak, fiyatlama davranışlarında bozulma görülmesi halinde Kurul’un Enflasyon Raporu’nda yer alan duruşa kıyasla daha erken bir sıkılaşmaya gidebileceği belirtiliyor. Ayrıca Kurul, emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların birincil etkilerine para politikası tepkisi verilmeyeceğini, ancak küresel ekonomik akticitedeki toparlanmaya bağlı olarak emtia fiyatlarının artış göstermesi durumunda enflasyonu orta vadeli hedeflerle uyumlu tutacak şekilde parasal sıkılaştırmaya gidileceğinin altını çiziyor. Enflasyon beklentilerini kontrol altına almak ve ikincil etkileri sınırlamak amacıyla Merkez Bankası’nın 2009 sonlarından itibaren enflasyonun – geçici dış etkiler ve baz etkisi sebebiyle – yükseliş trendinde olduğunu ifade ettiğini görüyoruz. Dış faktörlerin etkisini öngörsek de, enflasyon üzerindeki ikincil etkilerin sınırlı olacağı yönünde şüphelerimiz bulunuyor. Ekonomik toparlanmayla çıktı açığının MB’nin öngörüsünden daha hızlı kapanacağını düşünüyoruz ve 2010 sonu için %8.50 olan politika faizi tahminimizi korumaya devam ediyoruz. Aylık dış ticaret açığı beklentilerin altında. Ocak ayında ihracat yıllık bazda %0.3 daralarak 7.9 milyar dolar olurken, %24 artan ithalat 11.5 milyar dolara yükseldi. 3.6 milyar dolar olan dış ticaret açığı ise 5.2 milyar dolar olan piyasa beklentisinin ve 5.9 milyar dolar bizim beklentimizin oldukça altında gerçekleşti. Ocak ayı dış ticaret açığının beklentimizden sapmasının ana sebebi, ithalden alınan vergide kaydedilen %82’lik yıllık İnan Demir +(90) 212 318 5087 [email protected] Başak Karaaslan +(90) 212 318 5086 [email protected] haftalık bülten artışın etkisiyle ithalatta yaklaşık %50 yükseliş öngörmemize rağmen ithalat büyümesinin çok daha sınırlı kalması oldu. Her ne kadar aylık dış ticaret açığı beklentilerin oldukça altında gelse de, geçen senenin aynı ayına göre %161’lik genişleme kaydetti. Aralık ayında 38.7 milyar dolar olan 12-aylık birikimli dış ticaret açığı ise 41 milyar dolara yükseldi. Dış dengeye ilişkin görüşümüzü değiştirmiyoruz ve iç talep büyümesinin yanısıra yükselen emtia fiyatlarıyla 2010 yılında dış ticaret açığının genişleyeceğini düşünmeye devam ediyoruz. Baz etkisinin desteğiyle, özellikle yılın ilk yarısında dış ticaret açığındaki genişlemenin daha güçlü olmasını bekliyoruz. Bu doğrultuda, 2010 sonunda dış ticaret açığının 52 milyar dolara genişlemesini ve cari açığın ise 22.7 milyar dolara yükselmesini bekliyoruz. Reel sektör güveni son iki yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Merkez Bankası tarafından yayımlanan reel sektör güven endeksi önceki aya göre 3.4 puan yükselerek Şubat ayında 105.4 değerini aldı. Böylece reel kesim güveni Mart 2008’den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Reel kesim güvenindeki artışta, gelecek dönem üretim hacmi ve ihracat siparişlerindeki artış beklentilerinin belirleyici olduğunu görüyoruz. Mevcut toplam siparişler, istihdam ve ekonomik görünüme ilişkin değerlendirmeler reel sektör güvenini desteklerken; stoklar, gelecek dönem toplam sipariş ve sabit sermaye yatırım harcamaları beklentilerindeki bozulmalar ise endeksi aşağıya çekti. Şubat ayında imalat sanayi kapasite kullanım oranı (KKO) ise Ocak ayına göre değişmeyerek %67.8’de (piyasa beklentisi: %68.7) sabit kaldı. KKO, geçen senenin aynı ayına göre 7.5 yp. artış gösterdi. Ayrıca, beklenti anketinde enflasyon beklentilerinin neredeyse değişmediğini görüyoruz. 12-aylık enflasyon beklentisi değişmeden %6.91 seviyesinde kalırken, yılsonu enflasyon beklentisi ise 5 baz puan artarak %7.55’e yükseldi. 24-aylık enflasyon beklentisi ise 6 baz puan düşerek Ocak sonundaki seviyesi olan %6.54’e geri döndü. Bu verilerin para politikası üzerinde belirleyici etkisi olacağını düşünmüyoruz. Ancak, yılın son çeyreğine kadar manşet enflasyonun belirsizlik aralığının üst sınırının üzerinde seyredeceğini göz önüne alarak, enflasyon beklentilerindeki bozulma trendinin süreceğini düşünüyoruz. Ekonomideki toparlanma ve artan kredibilite kaybının para politikasında sıkılaşmaya yol açacağını düşünüyoruz ve bu doğrultuda 200 baz puanlık faiz artırımı beklentimizi koruyoruz. Merkezi hükümet bütçesi Ocak’ta 447.8 milyar TL’ye yükseldi. Merkezi hükümet borç stoku 2009 sonuna göre 6.4 milyar TL artarak 447.8 milyar TL’ye yükseldi. Böylece borç stokundaki yıllık reel artış %5.9 oldu. İç borç stokundaki 5.9 milyar TL’lik artışın, toplam borç stokunda kaydedilen aylık%1.45’lik yükselişte belirleyici olduğu görülüyor. İç ve dış borç stoklarının ağırlıkları sırasıyla %75 ve %25 olurken, Ocak 2009’da bu ağırlıkları sırasıyla %71.4 ve %28.6 seviyelerinde bulunuyordu. Para birimine göre borç dağılımına bakıldığında ise, geçen senenin aynı ayında %65.2 olan TL cinsi borç ağırlığının %71.7’ye yükseldiğini görüyoruz. Bu durum, borç stokunun haftalık bülten TL’deki olası dalgalanmalara karşı daha az duyarlı hale geldiğine işaret ediyor. Ocak ayında yabancı ziyaretçi sayısı %7.8 artış kaydetti. Geçtiğimiz ay yabancı ziyaretçi sayısı, geçen senenin aynı ayına göre %7.8 artarak 810 bin kişi oldu. 12-aylık birikimli yabancı ziyaretçi sayısı 27.1 milyon kişiye yükselerek, geçen senenin aynı dönemine göre %3.2 artış kaydetti. Ancak, net turizm gelirlerinin seyrinin yabancı ziyaretçi sayısındaki toparlanmayı tam olarak yansıtmadığını görüyoruz. 2009’un tamamına baktığımızda, yabancı ziyaretçi sayısı 2008’e göre %2.8 artarken net turizm gelirleri aynı dönemde %7.3 daraldı. Ancak, global ekonomideki toparlanma doğrultusunda, 2010 yılında net turizm gelirlerinin %10 artış kaydederek 18.8 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. Önümüzdeki haftaya bakış Şubat ayı enflasyon verileri Çarşamba günü açıklanacak. Şubat ayında TÜFE’nin %0.80 (piyasa beklentisi: %0.64) artış göstermesini bekliyoruz. Üretici fiyatları tarafında da piyasa beklentisinin (%0.70) üzerinde bulunan tahminimiz %0.89’luk aylık artışa işaret ediyor. Tahminlerimiz doğrultusunda, Ocak ayında %8.19 olan yıllık TÜFE’nin olumsuz baz etkisiyle %9.37’ye yükselmesini, %6.3 seviyesinde bulunan yıllık ÜFE’nin ise %6’ya gerilemesini bekliyoruz. Şubat ayı enflasyon tahminimiz için en önemli riski gıda fiyatları oluşturuyor. Olumsuz hava koşulları sebebiyle, MB’nin uyarıları doğrultusunda gıda fiyatlarında belirgin bir yükseliş öngörüyoruz. Bu öngörümüzü, Türk-İş’in yayımladığı raporda Şubat ayında %3.8 artış kaydeden Ankara gıda fiyatları da destekliyor. Yıllık enflasyondaki belirgin artış beklentisinin Şubat ayı PPK tutanaklarında yer bulması sebebiyle, Şubat ayı enflasyon verisinin para politikası duruşu üzerinde etkisi olmasını beklemiyoruz. Bu doğrultuda, 2010’un ikinci yarısında 200 baz puanlık faiz artırımı öngören beklentimizi korumaya devam ediyoruz. Bu hafta açıklanacak diğer verilere baktığımızda, bugünün veri gündeminde İstanbul enflasyonu, öncü ihracat verileri, PMI ve CNBC-e tüketici güven endeksi verilerini görüyoruz. Hazine bu hafta iki ihale düzenleyecek. Yarın 16 Kasım 2011 vadeli mevcut gösterge tahvili ve 5 yıllık TÜFE’ye endeksli tahvili yeniden ihraç edecek olan Hazine’nin 3 Mart Çarşamba günü 10.6 milyar TL’lik itfası bulunuyor. haftalık bülten Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.