haftalık bülten haftalık bülten 6 Temmuz 2009 Geçen haftanın özeti GSYİH ilk çeyrekte %13.8 daraldı. 2009 yılının ilk çeyreğinde GSYİH, piyasa beklentisinin (-%12) ve bizim beklentimizin (-%13) üzerinde %13.8 oranında daraldı. 2008 4. çeyreğinde kaydedilen %6.2’lik gerilemenin ardından GSYİH büyümesi yine negatif alanda kalırken, mevcut GSYİH serisinde kaydedilen en yüklü düşüş gerçekleşti. İlk çeyrekteki rekor daralmanın en önemli belirleyicisinin, büyümeyi 22 yüzde puan (yp) aşağıya çeken özel sektör iç talebindeki yüklü gerileme olduğunu görüyoruz. Aynı dönemde ithalattaki daralmanın etkisiyle net ihracatın büyümeye katkısı 7 yp olurken, kamu harcamaları büyümeye sadece 1.1 yp katkıda bulunabildi. Üretim tarafında, imalat sanayideki sert düşüş büyümeyi 4.8 yp aşağıya çekerken, ticaret ve ulaştırma sektörlerindeki gerilemeler büyümeyi sırasıyla 3.6 ve 2.7 yp düşürdü. Olumsuz baz etkisine rağmen olumlu hava koşullarının etkisiyle büyümeye olumlu katkı yapmasını beklediğimiz tarım sektörünün ise %3 küçüldüğü görülüyor. Yılın ilk çeyreğinde ekonomik aktivitede dibin görüldüğünü ve (sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranlarının da işaret ettiği gibi) toparlanmanın yavaş da olsa başladığını düşünüyoruz. Bu doğrultuda, 2. çeyrekten itibaren büyüme verilerinin iyileşmesini ve yılın son çeyreğinde pozitif yıllık büyümeye geçilmesini bekliyoruz. 2009 sonu için %5.4 olan küçülme beklentimizi koruyoruz, ancak piyasa beklentisinden (CNBC-e anketi: %4.8) daha karamsar olan tahminimiz için risklerin aşağı yönlü kalmaya devam ettiğini düşünüyoruz. Gecikmeli olarak gelen 1. çeyrek GSYİH verisinin, MB’nin daha önce çift haneli küçülme olasılığına dikkat çektiğini göz önüne alarak, para politikası üzerinde etkisi olmasını beklemiyoruz. Ancak, hükümetin -%3.6 seviyeinde bulunan 2009 yılı GSYİH daralma tahminini aşağıya çekeceğini düşünüyoruz. Yılın ilk çeyreğinde kaydedilen yüklü düşüşün ardından, resmi projeksiyonun -%5 civarına revize edileceğini düşünüyoruz. Haziran enflasyonu Temmuz ayında faiz indirimini destekliyor. Tüketici fiyatları Haziran ayında, %0.33 seviyesinde bulunan tahminimizin altında ancak artış öngörmeyen (%0) piyasa beklentisinin üzerinde, %0.1 artış gösterdi. Piyasa beklentisinin oldukça üzerinde, %0.94 artan üretici fiyatları ise %0.90 seviyesinde bulunan tahminimiz doğrultusunda gerçekleşti. Böylece yıllık TÜFE ve ÜFE sırasıyla %5.73 ve -%1.86 değerlerini aldı. Alt kategorilere baktığımızda, mevsimsel trendlerin aksine düşüş gösteren giyim fiyatlarının TÜFE ve tahminimiz arasındaki farkın en önemli belirleyicisi olduğunu görüyoruz. Giyim fiyatlarında indirimin bu sene daha İnan Demir +(90) 212 318 5087 [email protected] Başak Karaaslan +(90) 212 318 5086 [email protected] haftalık bülten erken başlamasının iç talepteki zayıflamanın göstergesi olduğunu düşünüyoruz. Diğer kategorilere baktığımızda, gıda fiyatlarının beklentimizin hafif üzerinde %1.6 gerilediğini ve ÖTV indirimlerinin kısmen geri alınması ve petrol fiyatlarındaki artışlarla ulşatırma fiyatlarının %2.8 arttığını görüyoruz. Çekirdek enflasyon göstergelerinin olumlu seyretmeye devam ettiğini, dokuz çekirdek enflasyon göstergesinden altısının yıllık bazda önceki aya göre gerilediğini görüyoruz. Özellikle, vergi indirimlerinin bir kısmının geri alınmasına rağmen H (%2.3) ve I (%3) endekslerindeki gerileme dikkat çekiyor. Haziran ayı enflasyon verileri enflasyonist baskıya işaret etmiyor, ancak emtia fiyatlarındaki artış ve enflasyon belentilerindeki katılığı göz önünde bulundurarak dezenflasyonun önümüzdeki dönemde yavaşlayacağını düşünüyoruz. Bu doğrultuda, 16 Temmuz’daki PPK toplantısında yapılacak olan 25 – 50 baz puanlık indirimin ardından indirim sürecine ara verilmesini bekliyorduk. Ancak, PPK tutanaklarındaki tonun yanısıra geçtiğimiz hafta MB Başkan Yardımcısı Erdem Başçı’nın faiz indirimleri için hala yer olduğunu belirtmesi indirim sürecinin tahminimizden daha uzun sürmesinin ihtimal dahilinde olduğuna işaret ediyor. Dış ticaret açığı daralmaya devam ediyor. Mayıs ayında aylık ihracat 7.36 milyar dolar, aylık ithalat ise 10.84 milyar dolar oldu. Böylece aylık dış ticaret açığı, 3.2 milyar dolar olan piyasa beklentisiyle paralel olan tahminimizin üzerinde, 3.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Nisan ayında 54.3 milyar dolar olan 12-aylık birikimli dış ticaret açığı ise daralmaya devam ederek 51 milyar dolara geriledi. İthalat yıllık bazda %44 daralırken, ihracattaki %41’lik gerileme serideki en hızlı düşüşe denk geliyor. İhracattaki rekor gerilemeye fiyat değişimlerinin katkıda bulunmuş olabileceğin,i düşnüyoruz ve daha sağlıklı bir analiz yapmak için miktar endeksi verilerini görmeyi bekliyoruz. Mayıs ayı dış ticaret açığı verisinin ardından dış dengeye ilişkin görüşümüzde ciddi bir değişiklik bulunmuyor, yılsonu dış ticaret açığı beklentimizi 27.5 milyar dolar seviyesinde korumaya devam ediyoruz. Bu doğrultuda, geçtiğimiz yaz 50 milyar doların hemen altında bulunan cari açığın da yılsonunda 7.9 milyar dolara gerilemesini bekliyoruz. Dış dengede yaşanan düzeltme Türkiye’nin dış finansman ihtiyacını azaltsa da, özel sektörün borç çevirme oranı %100’ün altında kalmaya devam ediyor. Bu noktada, IMF anlaşmasının yokluğunda dış finansman tarafında rahat olmanın güç olduğunu düşünüyoruz. Tüketici güveni, yavaşlayarak da olsa, artmaya devam ediyor. CNBC-e tüketici güven endeksi Haziran ayında %7.25 artarak 106.7’ye yükseldi. Son üç aydır aralıksız artan tüketici güveni böylece Şubat 20062dan bu yana en yüksek değerini aldı. Global piyasalardaki iyileşme ve ekonomik aktivitedeki kısmi toparlanmanın geçtiğiiz ay tüketici güveninde yaşanan yükselişin ana belirleyicileri olduğunu görüyoruz. Konuyla ilgili olarak, geçtiğimiz ay 51 seviyesinde bulunan imalat sanayi PMI endeksi Haziran ayında 53.9’a yükselerek Eylül 2006’dan bu yana en yüksek haftalık bülten değerini aldı. Tüketici ve reel sektör güven endekslerinde son dönemde yaşanan toparlanmaların yanısıra PMI imalat endeksinin 50 değerinin üzerinde yer alması, ekonomik aktivitede yılın ilk çeyreğinde dibin görüldüğüne yönelik görüşümüzü destekliyor. AB tanımlı borç stoku ilk çeyrekte artmaya devam etti. AB tanımlı genel yönetim nominal borç stoku yılın ilk çeyreğinde 414.9 milyar TL’ye, hesaplamalarımıza göre GSYİH’nin %42.7’sine, yükseldi. Hatırlanacağı gibi, 2008 sonunda sözkonusu borç stoku 386.4 milyar TL seviyesinde ve borcun GSYİH’ye oranı %39.5 seviyesinde bulunuyordu. 2007 sonunda ise %39.4 olan borcun GSYİH’ye oranı yılın ilk çeyreğinde 2001 döneminden bu yana en hızlı artışı kaydetti. 2009’un geri kalanında AB tanımlı borç stokunun artan borç ve küçülen GSYİH sebebiyle yükselmeye devam ederek %46 civarına ulaşmasını bekliyoruz. Beklediğimiz artış gerçekleşse dahi, borç oranı %60 seviyesinde bulunan Maastrich kriterinin altında kalmaya devam edecek. Önümüzdeki haftaya bakış Mayıs sanayi üretimi büyümesi Çarşamba günü açıklanacak. Sanayi üretiminin Mayıs’ta geçen yıla göre %17.4 daraldığını tahmin ediyoruz (Piyasa beklentisi: % -15.7). Bu seviye, yıllık küçülme oranlarında kademeli bir yavaşlama ve yılın son çeyreğinde pozitif büyüme öngören ana senaryomuzla uyumlu. Sınai faaliyete ilişkin bir diğer önemli gösterge de Cuma günü yayımlanacak olan Haziran kapasite kullanım oranı (KKO) olacak. KKO için piyasa beklentisi %73 seviyesinde bulunuyor. Merkez Bankası Mayıs ödemeler dengesi verilerini Cuma günü yayımlayacak. Cari işlemler dengesinin aylık bazda 1.9 milyar dolar açık vermesini bekliyoruz (Piyasa beklentisi: 1.7 milyar dolar). Verinin beklentimize uygun gerçekleşmesi durumunda 12 aylık cari açık Nisan’daki 26.5 milyar dolar seviyesinden 23.6 milyar dolara gerileyecek. Önümüzdeki dönemde ekonomik yavaşlama ve ticaret hadlerindeki iyileşmeye bağlı olarak cari açığın daralmaya devam etmesini ve yılsonunda 7.9 milyar dolara gerilemesini bekliyoruz. Bu hafta ayrıca Hazine Haziran nakit dengesi (Çarşamba) ve Merkez Bankası beklenti anketi (Perşembe) yayımlanacak. haftalık bülten Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.