haftalık bülten 2 Nisan 2012 Geçen haftanın özeti

advertisement
haftalık bülten
haftalık bülten
2 Nisan 2012
Geçen haftanın özeti
PPK kısa vadeli faizlerde değişikliğe gitmedi. Piyasanın ve bizim
beklentimize paralel olarak PPK, gerek %5.75 seviyesindeki politika
faizinde gerekse sırasıyla %5 ve %11.5 olan faiz koridorunun alt ve üst
sınırlarında herhangi bir değişikliğe gitmedi.
Kurul, enflasyon gelişmelerinin Ocak ayı Enflasyon Raporu öngörüleri ile
uyumlu olduğunu belirtti. Ancak yakın vadede maliyet unsurlarında
gözlenen gelişmeler sebebiyle, MB’nin ek sıkılaştırmaya gittiği ve gerekli
görülen günlerde ek sıkılaştırmanın tekrarlanabileceği belirtildi. İstisnai
gün politikalarının belirli bir dönem boyunca değil aralıklı olarak
uygulanabileceğine işaret eden bu ifadenin ilginç olduğunu söyleyebiliriz.
Bu uygulama tahmin edileceği gibi bankacılık sistemi için görünürlüğü
azaltıyor. Ancak MB’nin esnekliğe yaptığı vurguyu göz önüne
aldığımızda, bu görünürlük kaybını pek de şaşırtıcı bulmuyoruz.
Yayımlanan bir diğer basın açıklamasında, MB miktar ihalesi açılacak
normal günlerde fonlama miktarının daha önce bulunduğu 3 – 7 milyar
TL aralığından 1 - 6 milyar TL aralığına çektiğini belirtti. Ayrıca 1-ay
vadeli repo ihalelerinde, her ihalede sağlanacak fonlamanın üst sınırı 6
milyar TL’den 5 milyar TL’ye düşürüldü. Likiditedeki bu sıkılaşma, TL
cinsi yükümlülükler için tutulması gereken zorunlu karşılıkların altın
olarak tutulabilecek kısmının üst sınırının %10’dan %20’ye çekilmesiyle
telafi edilecek. Bu imkanın tamamının kullanılması durumunda piyasaya
yaklaşık 6.1 milyar TL kalıcı likidite sağlanması bekleniyor.
MB’nin istisnai gün politikalarına Cuma günü son verdi. Ancak, petrol
fiyatları yüksek seyrini koruduğu sürece, MB’nin TL’deki değer kaybına
toleransının sınırlı olacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla, MB likiditeyi daha
da kısmaktan ve fonlama maliyetini yukarı çekmekten kaçınmayacaktır.
Bu durum TL ve kısa dönem faizler için yukarı yönlü, uzun dönem faizler
içinse aşağı yönlü baskıya işaret ediyor.
Genel olarak, Erdem Başçı’nın faiz koridorunda daralmaya gidilebileceği
sinyalini verdiği 16 Mart’tan bu yana piyasa gelişmelerini
incelediğimizde, TL üzerinde aşağı yönlü baskı yaratan dış finansman
ihtiyacının yüksek olduğu durumda para politikasını kullanarak büyümeyi
destekleme imkanının sınırlı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, enflasyon
görünümü belirgin ölçüde iyileşinceye kadar – ki biz bu iyileşmenin 3.
çeyrekte görüleceğini düşünüyoruz – sıkılaşma eğiliminin sürdürülmesini
bekliyoruz. Bu da fonlama maliyetinin, politika faizinin oldukça üzerinde
ve faiz koridorunun üst sınırına yakın bölümde dalgalanmaya devam
edeceği anlamına geliyor.
İnan Demir
+(90) 212 318 5087
[email protected]
Başak Karaaslan
+(90) 212 318 5086
[email protected]
haftalık bülten
Dış açıktaki dengelenme devam ediyor. Şubat ayında 5.9 milyar dolar gelen
dış ticaret açığı piyasa beklentisinin ve bizim aynı seviyedeki beklentimizin
altında kaldı. Bu rakam yıllık bazda %20’lik bir gerilemeye işaret ederken 12
aylık birikimli açığı da 104 milyar dolara çekti. Bu seviye gerek 12 aylık
birikimli açığın Ekim’de ulaştığı tepe noktası olan 106.7 milyar dolar gerekse
geçtiğimiz ayki 105.5 milyar dolar seviyelerinin altında kaldı.
İhracatta geçtiğimiz yıla göre kaydedilen %17’lik büyüme, aylık dış ticaret
tahminimiz ile gerçekleşen rakam arasındaki farkı açıklıyor. TİM veriilerine
paralel olarak aylık ihracatın 11.2 milyuar dolar olacağını tahmin etmiştik
ancak, gerçekleşme 600 milyon dolar daha yüksek oldu. Öte yandan
beklentimizin 200 milyon dolar altında gelen ithalat rakamları da farkın
açılmasına katkıda bulundu.
Mevsimsellikten arındırılmış dış ticaret açığı 7.1 milyar dolar geldi ve aylık
bazda %9.3 gerileme kaydetti. Aralık’ta %10.6, Ocak’ta ise %3.5’lik aylık
düşüş gösteren dış ticaret açığının 3-aylık ortalaması, Şubat’ta da %5.2
gerileyerek iyileşme göstermeye devam etti.
Petrol fiyatlarındaki artışın devam etmesi sonucu enerji dengesi Şubat’ta
kötüleşmeye devam etti ve serideki en yüksek seviyesi olan 47.8 milyar dolara
geldi. Öte yandan 12 ay birikimli enerji-dışı denge gerilemeye 4. ayında da
devam etti ve 56.2 milyar dolara düştü. Ekim 2011’de 61.7 milyar dolar ile tepe
noktasına ulaşan enerji-dışı denge, iç talepte görülen yvaşlamanın ithalat
üzerindeki olumlu etkisiyle geçtiğimiz 4 ay boyunca daraldı. Benzer şekilde,
önceki 4 ayda yıllık bazda gerileme gösteren tüketim malları ithalatı, Şubat’ta
da geçen yılın aynı ayına göre %17 düştü. Öte yandan, gerek ara malları (%4)
gerekse sermaye malları (%4.8) ithalatı, bir önceki aya göre daha yavaş
olmakla beraber büyümeye devam etti.
Önümüzdeki dönemde, iç talepte görülen yavaşlama sonucu dış açıktaki
gerilemenin devam edeceğini düşünüyoruz. Ancak gerek küresel likidite
koşullarındaki genişlemeden gerekse petrol fiyatlarındaki artışın ithalat
maliyetini arttırıcı yönde baskı yapacağını dikkate alarak bu tahminimiz için
yukarı yönlüğ riskler olduğunun altını çiziyoruz. Son olarak Şubat ayı cari açığı
için yaptığımız öncü tahmin 3.9 milyar dolar.
Mart’ta hem kapasite kullanım oranı hem de reel kesim güveni aylık
bazda iyileşme gösterdi. Şubat ayında yaklaşık 1 yp’lik düşüşle %75.9’a
gerileyen arındırılmış KKO, Mart’ta %76.1’e yükseldi. Aylık bazdaki bu
iyileşmeye rağmen, olumsuz baz etkisi nedeniyle geçen yılın aynı ayına göre
0.1 yp’lik gerileme kaydedildi.
Mart ayında 5.6 puanlık artışla 112.9 seviyesine gelen reel kesim güven
endeksi, böylece Temmuz 2011’den bu yana en yüksek seviyeye çıkmış oldu.
Endeks aynı zamanda, imalat aktivitesinde genişlemeyi daralmadan ayıran
100 sınırının da belirgin şekilde üzerinde kaldı. Mevsimsellikten arındırılmış
rakamlardaki iyileşme ise daha sınırlı oldu ve arınndırılmılş endeks bir önceki
aya göre 1.7 puan yükseldi. Endeksteki iyileşme geniş tabana yayılırken,
gelecek dönemde beklenen üretim hacmi ve yatırım harcamaları alt
kalemlerinde bir önceki aya göre gerileme görülse de, her iki alt kalem de
genişleme tarafında kalmaya devam etti.
haftalık bülten
Gerek KKO gerekse reel kesim güvenindeki yükseliş, ekonomide senenin
başında zayıf bir başlangıcın ardından kademeli toparlanma senaryosunu
destekler nitelikte. Ancak bu göstergelerin, Merkez Bankası’nın son dönemde
uyguladığı likidite koşullarındaki sıkılaştırmanın etkilerini yansıtmadığını
hatırlatmakta fayda var.
Hazine Nisan'da %67'lik iç borç çevirme oranı hedefliyor. Hazine tarafından
yayımlanan Nisan-Haziran dönemi iç borçlanma stratejisine göre, önümüzdeki
üç ayda 20.5 milyar TL'lik itfası bulunan Hazine bu itfanın 18 milyar TL'lik
kısmını piyasaya yapacak. İtfalar açısından en yoğun ay olan Nisan'da 17.2
milyar TL ödemesi bulunan Hazine'nin Mayıs (1.7 milyar TL) ve Haziran'da (1.6
milyar
TL)
aylarındaki
itfa
programı
oldukça
sakin.
Bu itfaları karşılamak için önümüzdeki üç ay içinde 7 ihale düzenlemeyi
planlayan Hazine, Nisan'da beş, Mayıs’ta ve Haziran'da birer ihale
düzenleyecek. Hazine Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında sırasıyla %66.9,
%58.8 ve %62.5 seviyelerinde iç borç çevirme oranları hedefliyor. Bu ayın ihale
programına baktığımızda, 17 Nisan'da 5 yıllık sabit kuponlu ve 10 yıllık TÜFE'ye
endeksli tahviller yeniden ihraç edilecek. 24 Nisan'da ise kalan 3 ihale
düzenlenecek ve 20 Mart 2013 vadeli iskontolu kâğıt, 5 Mart 2014 vadeli
mevcut gösterge tahvil ve 10 yıllık sabit kuponlu tahvil yeniden ihraç edilecek.
Önümüzdeki haftaya bakış
TÜİK 4. çeyrek GSYH büyüme verilerini bugün saat 10’da açıklayacak.
2011’in 4. çeyreğinde yıllık GSYH büyümesini %5.3 (piyasa beklentisi: %5.2)
olarak tahmin ediyoruz. Hatırlanacağı gibi 2011’in 1., 2. ve 3. çeyreklerinde yıllık
GSYH büyümesi sırasıyla %12, %8.8 ve %8.3 olmuştu.
Tahminimiz doğrultusunda 2011’in tamamındaki GSYH büyümesi %8.4 olurken,
2010 yılındaki %9’luk büyümenin sınırlı miktarda altında kalacak. Önümüzdeki
dönemde, GSYH büyümesinin dış finansman kısıtları sebeiyle belirgin bir
şekilde yavaşlayacağını düşünüyoruz. Ancak, son dönemde gelişmiş ülke
merkez bankalarının aldığı önlemlerle ciddi ölçüde artış gösteren küresel
likiditeyi dikkate alarak, 2012 büyüme tahminimizi %1 seviyesinden %2.5’e
güncelledik. Yukarı yönlü revizyona rağmen, GSYH büyüme tahminimizin
önceki yıla göre belirgin bir yavaşlama öngördüğünün altını çiziyoruz.
Mart ayı enflasyon verileri yarın açıklanıyor. %0.54 seviyesinde bulunan
aylık TÜFE beklentimiz, Reuters anketine göre %0.59 olan piyasa beklentisinin
hafif altında yer alıyor. Tahminimiz doğrultusunda Şubat ayında %10.43 olan
yıllık enflasyon %10.57 seviyesine tırmanacak.
Önümüzdeki dönemde, yıllık TÜFE’nin yılın ilk yarısında çift haneli seviyelerde
kaldıktan sonra son çeyrekte olumlu baz etkisinin desteğiyle keskin bir düşüş
göstereceğini düşünüyoruz. Petrol fiyatı yüksek seyrettiği sürece önceliği fiyat
istikarı olan MB’nin dezenflasyonu erteleme riski bulunan kurdaki olası
zayıflamaları tolere etmeyeceği görüşündeyiz. Bu doğrultuda, gerekli olduğunda
MB’nin kuru savunmak amacıyla yeniden ek sıkılaştırmaya gidebileceğini
düşünüyoruz.
4. çeyrek GSYH verilerinin yanısıra Mart imalat PMI da bugün açıklanacak.
Ayrıca, MB Cuma günü Nisan ayı I. dönem beklenti anketini yayımlayacak.
haftalık bülten
Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek
amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından
kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda
sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait
görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile
risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan
görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan
faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank
bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda
sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin
değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan
personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman
içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının
kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.
Download