ATATÜRK’ÜN fiAfiIRTAN ‹DD‹ASI: Sakl› Tarih Sinan Meydan Demokrasi’nin Kökeni Sümerlere Dayan›r Atatürk’ün en önemli özelliklerinden biri “Bat› merkezci anlay›fla” baflkald›rmas›d›r. Bilindi¤i gibi Bat› merkezci anlay›fl, dünyadaki neredeyse bütün uygarl›k de¤erlerinin “Bat›’n›n mal›” oldu¤unu iddia eden ve bu iddias›na neredeyse bütün dünyay› inand›ran / genel kabul görmüfl bir anlay›flt›r. » 33 BD MART 2014 Bat› merkezci anlay›fla göre dünyada “ileri” kültür / uygarl›k ad›na ne varse hepsi önce Antik Yunan / Grek, sonra da Rönesans, Reform ve Ayd›nlanma dönemi Avrupas› kaynakl›d›r! ‹flte Atatürk, Bat›’n›n askeri ve siyasi vesayetine karfl› verdi¤i bir kurtulufl savafl›n› kaz›nd›ktan hemen sonra Bat›’n›n kültür/uygarl›k vesayetine, yani Bat› merkezli anlay›fla karfl› da bir savafl vermifltir. Hep kabul edildi¤i biçimde Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni Bat›’n›n de¤erleriyle de¤il, dünya kültür / uygarl›k tarihinin evrensel de¤erleriyle yüklemifltir. Bu de¤erleri de (ak›l + fen = muas›rlaflma / (ak›l + bilim = ça¤dafllaflma) biçiminde formüle etmifltir. Atatürk, herfleyden önce Bat› merkezi anlay›fl›n kalbine, Ça¤dafl / Bat› uygarl›¤›n›n Antik Yunan / Grek kaynakl› bir kültür / uygarl›k oldu¤u kuram›na sald›rm›flt›r. Atatürk bu bilimsel sald›r›s›n›, 1930’larda Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu ve Türk Antroploji Kurumu gibi kurumlarla gerçeklefltirmifltir. Bu kurumlar›n yapt›¤› bilimsel araflt›rmalara dayal› olarak Bat› merkezci anlay›fla baflkald›ran, kültür / uygarl›¤›n t›pk› bir günefl gibi Do¤u’dan/Asya’dan: Güney Asya’dan, Orta Asya’dan ve Ön Asya’ dan do¤up, Bat›’n›n ufkunda yükseldi¤ini anlatan “Asya merkezci uygarl›k kuram›n›” içeren tarih kitaplar› yazd›r›p bunlar› genç Cumhuriyet’in gençlerine okutmufltur. (Atatürk’ün haz›rlatt›¤› Tarih serisi- 4 cilt). 34 Atatürk’ün, 400-500 y›l gibi uzun bir zamanda tüm dünyay› egemenli¤i alt›na al›p bat› sömürgecili¤ine kültürel / bilimsel derinlik kazand›ran Bat› merkezci anlay›fl› sorgulamas›, dünyan›n düz oldu¤una inan›lan Orta Ça¤da G. Galilei’nin ç›k›p “Dünya yuvarlakt›r!” demesine benzedi¤i için büyük tepki çekmifl, hatta emperyalist genel kabullerin esiri durumundaki bilim dünyas›nda pek de fazla ciddiye al›nmam›flt›r. Ancak bugün dünyada Bat› merkezci anlay›fl› sorgulayan çok say›da bilim insan› vard›r. (*) Atatürk bu bilimsel sald›r›s›n›, 1930’larda Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu ve Türk Antroploji Kurumu gibi kurumlarla gerçeklefltirmifltir. Ayr›nt›ya girmeden Atatürk’ün Bat› merkezci anlay›fla baflkald›r›s›n› tek bir örnekle aç›klamak istiyorum Atatürk bütün dünyada hiç sorgulanmadan kabul edilen “Demokrasinin BD MART 2014 Demokrasi ‹lkesinin Tarihi Geliflimi bafll›¤› alt›nda flunlar› yazm›flt›r: “Bundan en afla¤› 7000 y›l önce Mezopotamya’da insanl›¤›n uygarl›klar›ndan birini kuran Sümer, Elam ve Akat kavimlerinde demokrasi ilkesi uygulanm›flt›r. Gerçekte bu Türk ›rklar› birleflik bir Cumhuriyet kurmufllard›r. Bundan sonra Atina ve Sparta gibi Yunan flehirleri bu tür demokrasi ile idare olunurlard›. Roma da demokrasi hayat› yaflam›flt›r. Türk milleti en eski tarihlerde meflhur kurultaylar›yla, bu kuAtatürk’ün ”Demokrasinin Sümerler’de do¤du¤unu rultaylarda devlet baflyazd›¤› Vatandafl ‹çin Medeni Bilgiler adl› kitab›n›n kanlar›n› seçmeleriyle 1930 tarihli ve A. ‹nan imzal› ilk bask›s› demokrasi düflüncesine ne kadar ba¤l› olduklar›n› göstermiflAntik Yunan kaynakl› oldu¤u” fleklinlerdir…” deki emperyalist genel kabule bundan tam 84 y›l önce baflkald›rm›flt›r. Bilindi¤i gibi bütün dünyada Atatürk’ün, bu iddias› hiç flüphesiz kabul gören Bat› merkezci görüfle göre Bat› merkezci anlay›fl›n gönüllü esiri demokrasi Antik Yunan’daki demos durumundaki ça¤›m›z ayd›n› için kayani halk ve kratos yani otorite söz- bul edilebilir bir fley de¤ildir! Ancak cüklerinin birleflmesinden oluflan Yu- Sümer araflt›rmalar› göstermifltir ki nanca / Grekçe demokratia sözcü¤ü- gerçekten de “demokrasi” sözcü¤ü her bak›mdan dünyada en çok Türkne dayan›r! Ancak Atatürk demokrasi sözcü- çeye benzeyen- eski Sümercedeki ¤ünün kökeninin Antik Yunan’a de¤il Dumugiratuku sözcü¤üne dayaneski Sümer’e dayand›¤›n› ileri sürmüfl- maktad›r. M. Ünal Mutlu, Sümerce ve Ettür. Atatürk, 1930 y›l›nda yazd›¤› Varüskçe Arkaik Türk Dilleridir adl› tandafl ‹çin Medeni Bilgiler kitab›nda 35 BD MART 2014 makalesinde bu gerçe¤i flöyle ifade etmifltir: “Demokrasi kavram ve kelimesinin ilk görüldü¤ü uygarl›k Sümer uygarl›¤›d›r. Sümercedeki Dumugiratuku kelimesi günümüze Demokratika, Demokrasi olarak gelmifltir. Bu kelime ve kavram› Sümer uygarl›¤›n›n do¤uflundan 3000 y›l sonra tarih sahnesinde görülen Grek uygarl›¤›na mal etmek bilim ve insanl›k ad›na utanç verici bir durumdur.” “Demokrasi kavram ve kelimesinin ilk görüldü¤ü uygarl›k Sümer uygarl›¤›d›r. Sümercedeki Dumugiratuku kelimesi günümüze Demokratika, Demokrasi olarak gelmifltir.” Yani “Demokrasi” tarihte kelime ve kavram olarak ilk kez MÖ 3000 lerde Kengerlerde / Sümerlerde görülmüfltür. ‹lk meclisler de -ünlü Sümereolog S.N. Kramer’in deyimiyleGrek ve Roma’da de¤il Sumerde görülmüfltür. Sümerce Dumugiratuku halk›n gücü demektir. MÖ 3000’lerde Sümerce Dumukuratuku sözcü¤ü 2500 y›l sonra MÖ 500’de Grekçe / Yunan36 Sümerolog, Samuel Noah Kramer ca Demokratia olarak ses de¤iflimine u¤ram›fl. Bat› dillerinde ilk kez Latince’de MS. 1300 lerde Democratia, MS 1400’lerde Frans›zca’da Democratie, ‹ngilizcede 1570’lerde Democracy olarak ortaya ç›km›flt›r. Bat› merkezci anlay›fl da tarihi yazarken hep yapt›¤› gibi tarihsel, kültürel geliflmelerin Antik Yunan öncesindeki köklerini gizleyerek herfleyi önce Yunan’a sonra kendisine maletmifltir. Ama yüzy›l›m›z›n bu topraklardaki “ilk uyanan›” Mustafa Kemal Atatürk, Bat› merkezci anlay›fl›n kültür / uygarl›k yalanlar›n› da yutmam›flt›r.• [email protected] (*) Konunun ayr›nt›lar› için bkz. Sinan Meydan, Atatürk ve Türklerin Sakl› Tarihi, 5. Bas, ‹nk›lap Kitabevi, ‹stanbul, 2013. Kaynakça: •A. ‹nan, Medeni Bilgiler, 2. Bas., (Günümüz Türkçesine çev. Neriman Ayd›n), Toplumsal Dönüflüm Yay., ‹stanbul, 2010, s.54. •M. Ünal Mutlu,“Sümerce ve Etrüskçe Arkaik Türk Dilleridir” Tarihten Bir Kesit Etrüskler, 2-4 Haziran 2007, Bodrum Sempozyumm Bildirileri, TTK Yay, Ankara, 2008, s. 120