konjenital siyanotik kalp hastalıkları

advertisement
KONJENİTAL SİYANOTİK KALP
HASTALIKLARI
Dr. İlhan Asya TANJU

Konjenital kalp hastalıkları(KKH) bebek
ölüm nedenlerinin %10’unu
malformasyona bağlı ölüm nedenlerinin ise
yaklaşık yarısının oluşturur.
Epidemiyoloji


KKH, 1000 canlı doğumun 4-8’inde
görülür. Ölü doğumlarda %3-4
abortuslarda %10-25 prematürlerde ise
%2 oranında görülmektedir.
KKH ile doğan bebeklerin ilk bir haftada
%40-50 sine birinci ayda ise %50-60’ına
tanı konulabilmektedir.


En sık kardiyolojik defekt 10000 canlı
doğumda 15,5 sıklıkla görülen VSD’dir.
Diğerleri sıklığına göre Pulmoner
atrezi(5,8), pulmoner stenoz(3,8),
triküspit atrezisi(3,6), atriyoventriküler
septal defekt(3,3), büyük damar
tarnspozisyonu(2,6), fallot
tetralojisi(2,6), ASD(2,3), hipoplastik sol
kalp(1,8), aort koarktasyonudur.(1,4)


Büyük arter transpozisyonu(BAT), aort
stenozu ve triküspit atrezisi(TA),
erkeklerde sık görülmektedir.
Down sendromlu çocuklarda görülen
atriyoventiküler kanal defektleri ise
kızlarda sıkdır.
Etiyoloji

Gebelikte ilk üç ayda geçirilen maternal
rubella başta olmak üzere yine ilk üç ayda
geçirilen çeşitli viral hastalıklar, radyasyon,
hipoksi, değişik ilaçlar, alkol, bazı vitamin
eksiklikleri ve fazlalıkları etyolojide rol
oynayan faktörler arasındadır.



Maternal diyabet özellikle çift çıkışlı sağ
ventrikül, trunkus arteriyozis, fallot
tetralojisi gibi konotrunkal defektlerin riskini
arttırmaktadır.
Retinoik asit alanlarda ise gene
konotrunkal kanal defektleri sıkdır.
Lityum alanlarda ise ebstein anomalisi TA
ve ASD sık görülür.


Ailesel yatkınlık da söz konusudur. Bu
özellikle hipoplastik sol kalp sendromu
ve aort koarktasyonunda belirgindir.
Kromozom hastalıkları ile de arasında
ilişki vardır özellikle trizomi 21, 18 ve
13’de, tetrazomi 22p’ de, turner
sendromunda gözlenebilir.

Kromozom
anormalliği
21 trizomi
18 Trizomi
13 trizomi
22 trizomi
22 parsiyel
trizomi (cat eye)
4 p5 p- (cri-du-chat)
8 trizomi (mozaik)
9 trizomi (mozaik)
13 q14 q18 qXO (Turner)
XXXXY
Konjenital kalb
Sıklıkla görülen lezyonlar
%
50
99
90
67
40
40
20
50
50
25
50
50
35
14
VSD, AV kanal, ASD
PDA
VSD, PDA, PS
VSD, PDA, Dex
ASD, VSD, PDA
TAPVR, VSD, ASD
ASD,VSD, PDA
VSD, PDA, ASD
VSD, ASD, PDA
VSD, Koark, DORV
VSD
PDA, ASD, Tet
VSD
Koark, AS, ASD
PDA, ASD, ARCA
Tanı


Siyanoz, takipne, inleme, emmeme,
genel durumda bozulma ile tanımlanan
tablo bir çok hastalıklarda olduğu gibi
CVS hastalıklarında da görülebilir.
Bebeğin özellikleri, genetik hastalık
varlığı tanıda yönlendirici olabilir.


Dört ekstremiteden de TA alınarak
değerlendirilmelidir. Aortik ark
anomalisini düşündürebilir.
Preduktal ve postduktal oksijen
saturasyonunun değerlendirilmesi
önemlidir. Preduktal saturasyonun fazla
olması aortik ark anomalisini, PPH’u,
kritik aortik stenozunu düşündürürken;
postduktalın yüksek olması BAT ile
birlikte aortik ark anomalisi olduğunu
düşündürür.

Hiperoksi testinde; %100 O2
solutulmasına rağmen saturasyonun
%85 in altında olması intrakardiyak
şantı düşündürür.
Hiperoksi testinde kan gazı
değerlendirilmelidir. Önce hava
solurken(FiO2 0,21) daha sonra %100
O2(FiO2 1,0) alır iken sağ radial
arterden kan gazı alınır.

Hiperoksi testi negatif bulunan bir
bebeğin sistemik yada pulmoner
dolaşımı duktusa bağlı kardiyak defekt
olasılığı çok yüksek demektir ve hemen
PGE1 inf başlanmalıdır.
FiO2=0,21
FiO2=1
PaO2
PaO2
PaCO2
Normal
70(95)
>300(100)
35
Pulmoner Hst.
50(85)
>150(100)
50
Nörolojik Hst.
50(85)
>150(100)
50
Methemoglob.
70(95)
>200(100)
35
Paralel Dolaşım <40(<75) <50(85)
35
Pulm. Kan Akımında
Azalma ve karışım<40(<75) <50(85)
35
Pulm. Kan Akımında
Azalma olmadan
karışım
40-60(75-93) <150(100) 35

Siyanotik bir bebekte akciğer grafisi
değerlendirilirken kardiyomegali ve pulmoner
vaskülarite ilk dikkat edilecek noktalardır.
Masif bir kardiyomegali ilk olarak akla ebstein
anomalisini getirir.
Pulmoner kanlanmanın artması intakt VSD
ve BAT düşündürürken, pulmoner ödem ise
obstrüktif total anormal pulmoner venöz
dönüş(TAPVD) anomalisini düşündürür.


Diğer bütün siyanotik kalp
hastalıklarında pulmoner vaskülarite
azalmış bulunur.
Önmeli bir veride sempomların çıkış
zamanıdır.
İlk üç günde ortaya çıkan kalp
hastalıkları


Kritik bir kalp hastalığı ilk üç günde siyanoz,
şok ve pulmoner ödem belirtileri ile ortaya
çıkar.
Doğumu izleyen ilk saatlerde semptomatik
olan hastalarda sistemik kan akımında
yetersizlikten çok pulmoner kan akımının
olmadığı sağ kalp hipoplazileri düşünülür.


İlk saatlerde(<4sa) siyanozu olan
hastalarda pulmoner kan akımının
duktus yoluyla sağlanabildiği pulmoner
atrezi, kritik pulmoner stenoz, ağır fallot
tetralojisi(FT), bazı triküspit atrezi
şekilleri düşünülmelidir.
Sistemik kan akımının duktus yolu ile
sağlanabildiği kesintili aortik ark(KAA),
hipoplastik sol kalp(HSK), kritik aort
stenozu hastaları 4. saatten sonra
hiperapne şok tablosu ile gelirler.

Duktusun kapanmasının koroner kan
akımını etkilemediği yalnızca vücudun alt
bölümünün perfüzyonunun bozulmasına
yol açtığı KAA, kritik aort stenozu gibi
durumlarda duktus kapanınca miyokard
enfarktı yada pulmoner ödem oluşmaz.
Genelde 8. saatten sonra ilerleyici asidozla
gelirler.
Dört ile 14. günler arası ortaya çıkan
kalp hastalıkları

Bir kısmını duktusun kapanması ile kötüleşen
hastalar grubu oluşturur.
- Ciddi aort koarktasyonu
- Ciddi sağ ventrikül çıkış obstrüksiyonlu FT
- Triküspit atrezisi
- BAT
- Aortik ve mitral atrezi
- Pulmoner atrezi, kritik pulmoner stenoz

İkinci grubunu ise pulmoner direncin
düşüşü ile pulmoner kan akımının
artmasına bağlı pulmoner ödem nedeniyle
kötüleşen TA ve geniş PDA lı hastalar
oluşturur.
İkinci haftadan sonra ortaya çıkan
hastalıklar

Pulmoner vasküler dirncin düşmesi ile
artan kan akımı ve pulmoner aşırı dolaşım
nedeniyle bulgu veren hastalıklar ortaya
çıkar. Komplet AVSD
FT hafif obstrüksiyonlu
Geniş VSD
BAT VSD li tipi
TAPVD anomalisi
Tek ventrikül hafif pulmoner
obstrüksiyonla olan


Bu dönemdeki hastalar üfürümle
getirilebilse bile genelde pulmoner aşırı
dolaşıma ikincil takipne dispne beslenme
güçlüğü büyümede yavaşlama huzursuzluk
terleme ile getirilirler.
Şoka neden olmazlar.




BAT, pulmoner atrezi, HSK sendromu rutin
yenidoğan muayenesinden önce klinik
bulgu verirler.
Rutin muayenede ensık tanı konulan
lezyon VSD dir.
PS, aort koarktasyonu, FT, ASD ise şaşırtıcı
bir şekilde geç bulgu vermektedir.
KKH çocukların yaklaşık %80’i rutin
muayeneden geçip eve çıkarılmaktadırlar.



YD muayenesinde üfürüm duyulması ile
hastalığın şiddeti arasında bir ilişki yoktur.
Siyanoz akrosiyanoz şeklinde değilde
mutlaka pulse oksimetri ile
değerlendirilmeli
İlk günlerde yapılan muayenelerde ciddi
obstrüktif sol kalp lezyonları olsa bile
femoral nabız alınabileceği
unutulmamalıdır.
Siyanotik Kalp Hastalıkları










Fallot Tetralojisi(FT)
Pulmoner Atrezi
Büyük Arter Transpozisyonu(BAT)
Trunkus Arteriyozus
Triküspit Atrezisi
Hipoplastik Sol Kalp Sendromu(HSKS)
Çift Çıkışlı Sağ Ventrikül(ÇÇSV)
Total Anormal Pulmoner Venöz
Dönüş(TAPVD)
Tek Ventrikül
Ebstein Anomalisi


Siyanotik konjenital kalp hastalıkları
Yenidoğan
-Büyük arterlerin transpozisyonu
-Trikuspit atrezisi
-Obstriksiyonlu total pulmoner anormal
venöz dönüş
-Ağır pulmoner stenoz
-Pulmoner atrezi
-Ciddi Ebstein ile ASD
-Hipoplastik sol kalp
Süt çocuğu (infant) ve daha ilerisi
-Büyük arterlerin transpozisyonu
-Fallot tetralojisi
Fallot Tetralojisi


Bu grup içinde en sık görüleni
olup göreceli olarak prognozu en iyi
olanıdır.
BAT biraz daha az sıklıkla görülmekte ve ilk
bir haftada ortaya çıkan vakaların %9 unu
oluşturmaktadır.
FT’ nin bir alt grubunuda pulmoner kapak
agenezili hastalar oluşturur. Pulmoner
yetmezlik sonucu pulmoner arter
genişlemesi ile oluşan bası sonucu
trakeobronkomalazi gelişir ve bu da ciddi
kardiyorespiratuar distres gelişmesine
neden olur. Pulmoner yetmezlik ve darlık
üfürümü duyulur.

Dört komponenti vardır
1.Pulmoner darlık: Genellikle
infundibuler (subvalvüler) tip olup bazen
buna valvüler ve supravalvüler pulmoner
darlık da eşlik edebilir. Hastanın kliniğini
ve prognozunu en fazla etkileyen
pulmoner darlığın derecesidir
2) VSD: Genellikle perimembranöz ve subaortik yerleşimlidir.
3) Aortanın dekstropozisyonu
(ata biner tarzda aorta): VSD’
nin malalignment tipi olması sonucudur ve aortanın bir kısmı
sağ ventrikülden çıkmaktadır.
4) Sağ ventrikül hipertrofisi: Pulmoner darlığa
ikincil olarak gelişir. Anatomik bir patoloji
değildir.
Fizyopatoloji


Sağ ventrikül çıkış yolu dardır. Bu nedenle
akciğerlere normalden daha az kan gider.
Sağ ventrikül basıncı PS nedeniyle sol
ventriküle eşit veya daha yüksektir.


Sistemik venlerden gelen kanın bir kısmı,
pulmoner darlık nedeniyle pulmoner arter
yerine VSD yolu ile sistemik dolaşıma
geçer.
Pulmoner stenoz ne kadar ağır ise
sağdan sola şant o kadar fazla, siyanoz ve
diğer klinik bulgular o kadar belirgindir.


PS çok ağırsa yaşamın sürdürülmesi için
pulmoner kanlanma ancak PDA veya
kollateraller gelişmesine bağlıdır.
Pulmoner stenozun hafif olduğu
durumlarda akciğere yeterli kan gider,
VSD’den hafif iki yönlü şant bulunabilir ve
siyanoz görülmez, buna Pink Fallot adı
verilir. Bunda hastanın klinik bulguları çok
hafiftir.



Fallot tetralojili hastaların hemen hemen
¼’ünde ASD de vardır. Bazı yazarlar buna
Pentaloji de demektedir.
İki yaş üzeri siyanotik her dört hastanın
üçü FT dir.
Vakaların1/3 siyanotik olarak doğar.
1/3’ünde ilk altı ayda 1/3’ünde ise ilk iki
yaşda siyanoz gelişir.
Klinik






Siyanoz
Çomak parmak
Çömelme
Egzersiz dispnesi
Hipoksik nöbet
Üfürüm(PS’a bağlı) ve tril
Laboratuar

Röntgen: Akciğer kanlanmaazalmıştır. Pulmoner konus
belirsizdir. Kalp normal büyüklüktedir. Böyle bir kalp
görünümü tahta pabuça
benzer. (Coeur en Sabot)


EKG: Sağ aks deviasyonu, sağ ventrikül
hipertrofisi vardır.(Sağ göğüs derivasyonunda
sivri R’ ler gözükür. V5-6 da R/S oranı S
lehinedir.)
EKO: FT’nin tüm anatomik bulguları görülür.
PS’nin derecesi Doppler ile ölçülebilir.
Komplikasyonlar





Hipoksik nöbetler: En sık rastlanan sorundur.
Sağ ventrikül çıkışındaki infindubular kas
kitlesinin spazmı ile oluşur. Ağır nöbetler şuur
kaybı ve konvulsiyona neden olabilir.(Hipoksik
nöbetler geçiren hastada ameliyat zamanı
gelmiştir.)
Serebral tromboz
Endokardit
Polisitemi
Beyin absesi
Tedavi

Hipoksik nöbet tedavisi:
1. Pozisyon: Yüz üstü diz-dirsek pozisyonu
verilir veya süt çocuğu kucağa alınarak dizleri
karnına bastırılır.
2. Hipoksi için oksijen ve asidoz için
bikarbonat verilir.
3. SUBKUTAN MORFİN SÜLFAT ( 0.2
mg/Kg/Doz) Hem hastayı sedatize eder,
hem de infundibuler spazmı giderir.
4. PROPRANOLOL: 0.1-0.2 mg/Kg İV (Spell
geçtikten sonra da oral olarak profilaktik
dozdan 1-4mg/kg/günden idame edilir.)


Anemi nöbetlere eğilimi arttıracağından
tedavi edilmelidir. (Hb ve htc değerine
göre karar verilmemeli) 15-17 arasında
tutulmalıdur. Hb 17 g/dl üzerine çıkarsa
kan viskozitesi çok arttığından dikkat
edilmelidir.
Hastanın çok ağır PS’u yada pulmoner
atrezisi varsa yaşamı duktusa bağlı
olduğundan PGE1 infüzyonu şarttır.


Modifiye Blalock-Taussig Şant: Akciğer
kanlanmasını arttırmaya yönelik geçici ve
paliyatif bir ameliyattır.
Tam düzeltme ameliyatı: VSD kapatılır ve
PS giderilir. Mortalite deneyimli
merkezlerde %5’in altındadır.
BÜYÜK ARTER
TRANSPOZİSYONU (BAT)

Yaklaşık 4500 canlı doğumda bir görülen,
sistemik ve pulmoner dolaşımların seri
halde sürmeyip, iki ayrı paralel dolaşımın
olduğu BAT da ventrikülden atılan kanın
çok büyük kısmı aynı ventriküle döner.


Pulmoner dolaşımdan sistemik dolaşıma
geçen kan miktarı, anotomik sol-sağ şantı
ve efektif sistemik kan akımının düzeyini
belirler.
Sistemik dolaşımdan pulmoner dolaşıma
geçen kan miktarı da efektif pulmoner
akımını belirler.



Dolaşımlar arası karışım miktarı ve
pulmoner/sistemik akım oranı hastanın
klinik ağırlığını belirler.
Hastaların %40’ ında VSD ile karışım
sağlanırken VS intakt olması halinde
foramen ovale ASD, PDA İLE çok az
düzeyde şant sağlanır.
Birinin olmaması yaşamla bağdaşmaz.
Klinik

BASİT BAT (ASD, VSD YOK): Doğumdan
sonra belirgin siyanoz, solunum sıkıntısı,
asidoz başlar ve müdahele edilmeyen
bebekler ilk günler veya haftalar içinde
kaybedilir. Üfürüm yoktur veya hafiftir.

BAT+VSD (VEYA BAT+ASD): Siyanoz
hafiftir, ağlarken belirginleşir. Klinik
bulgular daha hafiftir. Ancak kalp
yetersizliği bulguları başladığında semptom
verdiğinden, tanı konulması aylarca
gecikebilir. Üfürüm genelde duyulmaz.
Laboratuvar

Kalp büyük, yan yatmış yumurta şeklinde, kalp
sapı (üst mediasten) dar, akciğer vaskülaritesi
genelde normal.

EKG:Bulgu vermez. Fizyolojik sağ aks
deviasyonu ve sağ ventrikül hipertrofisi
vardır.(bunlar yenidoğan için zaten normal
bulgulardır.) Süt çocukluğunda sağ atriyal ve
ventriküler hipertrofi belirgindir.

EKO: Kesin, noninvazif ve en hızlı tanı
yöntemidir
Kalp kateterizasyonu ve anjiyografi
genellikle tedavi amaçlı Balon atriyal
septostomi (BAS) için yapılır.
Tedavi

İntakt VS’li hastalarda yetersiz
Pa02(<20mmHg) ve yüksek PaCO2 asidoz
hipotansiyon sıkdır. Bu hastalarda Duktal
düzeyde karışım sağlanması için PGE1
verilmelidir.(Başlangıç dozu:0,1mcrgr/kg/dk
daha sonra 0,01 e düşülür)
Cerrahi olarak Arteriyel Switch (Jatene)
ameliyatı tercih edilmektedir. Erken tanı
konulabilmiş hastalarda ilk 2 hafta içinde
yapılabilir.
TRUNKUS ARTERIYOZUS



Ventriküllerden koroner, pulmoner, ve sistemik
dolaşımları besleyen tek bir damar çıkmasıdır.
Trunkal kök dekstropozedir yani
interventriküler septuma ata biner tarzda
oturur.
Pulmoner arter genellikle tekbir kök yada
yandan iki damar şeklinde çıkar
Klinik

Pulmoner stenoza (PS) bağlıdır.

PS yoksa pulmoner akım çok artar. KKY, çabuk
yorulma, dispne, sık akciğer enfeksiyonu,
büyüme gelişme geriliği ile birlikte hızla
pulmoner hipertansiyon (PH) ve
Eisenmenger sendromu gelişir, hasta
genellikle ilk yaş içinde kaybedilir. Siyanoz hafif
veya yoktur. Kalp büyük, prekordiyum belirgin,
S2 sert ve tek, sistolik ejeksiyon üfürümü ve
ejeksiyon kliği duyulur.



Pulmoner stenoz varsa pulmoner akım
azalmıştır, siyanoz vardır ve giderek artar.
Polisitemi ve çomak parmak eşlik eder.
Telede; kardiyomegali, artmış pulmoner
vaskülarizasyon, sağ arkus aorta görülür.
EKG’ de sağ ventrikül hipertrofisi yada
kombine hipertrofi görülür.



Tüm ameliyat edilemeyen vakaların %75’ i
ilk 3-12 ay içinde kaybedilir.
Cerrahi girişim ilk 3-4 ay içinde yapılmalıdır.
PS varsa Fallot tetralojisine benzer klinik
bulgular ile erişkin çağa kadar yaşayabilirler.
TRİKÜSPİD

ATREZİSİ
Triküspit kapak tamamen kapalıdır ve sağ
atriyumla sağ ventrikül arasında hiç bir
bağlantı yoktur. Sistemik venöz dönüşün
tek geçiş yolu genelde geniş bir foramen
ovaledir.


İkİ tipi vardır.
Düşük pulmoner akımlı tip: Hastada küçük bir
VSD veya PS varsa sağ ventrikül ve pulmoner
arter hipoplaziktir. Bu tipte pulmoner akım
düşüktür. Siyanoz, asidoz ve solunum sıkıntısı
ilk günlerde başlar. Pansistolik veya sistolik
ejeksiyon üfürümü vardır.

Yüksek pulmoner akımlı tip: Hastada geniş
bir VSD varsa ve PS yoksa sağ ventrikül iyi
gelişmiştir. Pulmoner akım artmıştır. Geniş
VSD+KKY tablosu vardır. Siyanoz yok veya
hafiftir. Belirgin üfürüm alınmaz.


Pulmoner kan akımının arttığı vakalarda
kısa sürede kalp yetmezliği gelişebilir ve ilk
6 ayda hastalar kaybedilir. Yaşayanlarada
dengeli PS vardır.
Pulmoner stenoz genelde daha az görülür
bu olgularda ilk günlerden itibaren ağır
siyanoz vardır erken dönemde hastalar
kaybedilir.



EKG’de sol aks, sol ventrikül hipertrofisi, sağ
atriyal dilatasyon bulguları vardır.
Yenidoğanda ve süt çocuğunda siyanozla
birlikte sol aks ve sol ventrikül hakimiyeti
bulguları varsa akla öncelikle Triküspid
atrezisi gelmelidir.
Yüksek akımlı tipte telede kardiyomegali,
sağ atriyumda büyüme ve akciğer
damarlanmasında artma vardır.
TEDAVİ


Hastaya oksijen, asidoz varsa bikarbonat
tedavisi ile suportif tedavi yapılırken yeterli
ASD yoksa acilen septostomi uygulanır. VSD
yoksa veya küçük ise hastanın yaşaması
PDA’ya bağımlıdır. Bu durumda PGE
infüzyonu ve ardından hemen şant ameliyatı
gerekir.
Bu tip paliyatif yöntemlerle yaşatılan hastada
bir kaç sene içinde düzeltici ameliyatlar
uygulanır.
HİPOPLASTİK SOL KALP
SENDROMU


Sol atriyum, mitral kapak, sol ventrikül,
aort kapağı ve anulusu, çıkan aorta yani
tüm sol kalp hipoplaziktir
PDA kapanmaya başladığında sistemik
dolaşıma giden kan azaldığı için hastada
ağır siyanoz, asidoz, hipotansiyon ve şok
tablosu ortaya çıkar.


Yenidoğan döneminde kaybedilen tüm
doğumsal kalp hastalıklarının %25 ini
oluşturur.
Bu sendromda esas hemodinamik bozukluk
sol ventrikül fonksiyon yetersizliği ve
pulmoner venöz hipertansiyon gelişmesidir.
KLİNİK


Hastada doğar doğmaz ağır kalp
yetersizliği, dispne,
hepatomegali, nabızların alınamaması,
şok ve şoka bağlı olarak kül rengi deri,
renal yetersizlik bulguları ortaya çıkar.
Kırksekizinci saatten sonra siyanoz gelişir.
İlk günlerden itibaren kardiyomegali gelişir.
EKG de sağ ventrikül hipertrofi bulguları
saptanır.

Enlarged right heart and reduced LV mass
resulting in lack of distinct LV
apex. Mediastinum may be narrow due to
hypoplasia of the ascending aorta.


Prognoz iyi değildir.Hastaların çoğu
doğumu izleyen ilk günlerde yada
haftalarda kaybedilir.
Tedavi oksijen, bikarbonat gibi suportif
önlemler yanında PGE başlanmalıdır. Daha
sonra düzeltici ameliyatlar planlanır.
ÇİFT ÇIKIŞLI SAĞ VENTRİKÜL


Hem aort hem pulmoner arter sağ
ventrikülden çıkar. VSD sol ventrikülün tek
çıkışıdır.
Klinik ve laboratuar bulgularını PS bulunup
bulunmaması ve varsa PS’nin derecesi
belirler.


PS var ise pulmoner akım düşüktür. Klinik
tablo Fallot tetralojisi gibidir.
Pulmoner kapak VSD üzerinde yer
alıyorsa(Taussig-Bing anomalisi)klinik geniş
VSD li BAT gibidir. Bu hastalarda hızla
Eisenmenger sendromu gelişir.Pulmoner
stenozun olmadığı tiptir.
RV will be hypertrophied with right axis deviation and possible RAE.

Mild or no pulmonary stenosis will cause
increase pulmonary blood flow resulting in
cardiomegaly with increase pulmonary vascular
markings. The mediastinum may be narrow
due to malposed great vessels.
TOTAL ANORMAL PULMONER VEN
DÖNÜŞÜ


Pulmoner venlerin sol yerine sağ atriyuma
boşaldığı bu anomali de ciddi hipoksiye
neden olur.
Pulmoner venlerin kalbe bağlandıkları yere
göre suprakardiyak, kardiyak, infrakardiyak
olmak üzere üç tipi vardır. Ayrıca ikisi bir
arada olabilir.




Suprakardiyak tip (%50): Vena kava superiora
açılır.
Kardiyak tip (%25): Koroner sinüse veya
doğrudan sağ atriyuma açılır.
İnfrakardiyak tip (%20): Ana pulmoner ven
kalbin arkasından aşağı doğru iner,
diyafragmayı da geçerek portal sisteme açılır.
Buradan da vena kava inferiora açılır.
Miks tip (%5) İki tip aynı anda görülebilir.

Hemen hemen hepsinde atrial sağ-sol şant
vardır. Vakaların yaklaşık 1/3’ ünde PDA,
VSD, aortik ark anomalileri bulunabilir.
Klinik


Klinik durum drene olan anormal venöz
yapısının obstrüksiyonlu olup olmamasına
bağlıdır.
Obstrüksiyon yoksa sağ atrial ve
ventriküler hacim yüklenmesi ve interatrial
sağ sol-şant olur. Klinik bulgular çok ağır
olmayıp 5-6 aydan sonra ortaya çıkar.
siyanoz, takipne KKY bulguları ve PH
bulguları vardır.

Obstrüksiyonlu tiplerde ise (itfrakardiyak
tipte özellikle) ilk hafta içinde ağır solunum
yetmezliği, hipoksemi, PH gelişir ve
hastalar ilk haftalarda kaybedilir.


TELE: Kardiyomegali, Tip 1’de ana pulmoner
ven sol üstte, genişlemiş VKS ise sağ üstte
mediasten görüntüsünü
genişlettiğinden telede kardan adam veya 8
görünümü oluşur.
Tip 3 ise akciğer ödemine yol açtığından RDS
benzer görüntü verir ve klinik bulguları da
benzediğinden yanlış tanıya yol açabilir.
PULMONER ATREZİ


Pulmoner kapak gelişmemiş, yerinde fibröz
bir doku vardır ve sağ ventrikül ile ana
pulmoner arter bağlantısı yoktur.
Pulmoner arter ya normaldir yada çeşitli
derecelerde atretiktir.

Doğumdan sonra akciğerler açıldığı zaman
küçük PDA akciğer dolaşımını sağlamaya
yetmez. Doğumu izleyen saatler içinde
siyanoz, asidoz, solunum sıkıntısı başlar.
PDA kapanmaya başlarsa bu tablo hızla
ilerler ve acil girişim yapılmazsa hasta
birkaç gün içinde kaybedilir.


PDA’nın da kapanmaya başlaması ile
siyanoz, asidoz, solunum sıkıntısı başlar ve
bu tablo hızla ilerler. Tele’de kardiyomegali
görülebilir.
EKG’de sağ atriyal ve bilateral atriyal
genişleme vardır. Sol ventrikül üstünlüğü
görülür.


Ayrıca VSD ile birlikte olabilir ve bu FT
benzer daha ağır bir şeklidir.
Cerrahi girirşim yapılmayan olgularda
yaşam 2 aydan daha fazla sürmez.
EBSTEİN ANOMALİSİ


Triküspit kapağın septal ve posterior
yapraklarının sağ ventrikül alt
kesiminlerinde anormal yerleşimi ile
karakterize nadir görülen bir hastalıktır.
Bu kapak yapısı regürjitasyona neden
olabileceği gibi stenotik yada imperfore de
olabilmektedir.



Kapağın pozisyonundan dolayı sağ kalp
boşlukları üç segmente ayrılmış olur.
Vakaların tamamına yakınında ASD vardır.
Triküspit yetmesliği yanın da sağ
ventrikülün küçük olması nedeniyle
pulmoner akım azalmıştır ve PDA tarfından
sağlanmaktadır. Atrial düzeyda sağ- sol
şant olur.


Dilate sağ atriumun basısı sonucu sol
ventriküle kan doluşu azalmıştır ve sol kalp
debiside azalır.
Bu hastalarda aritmilerde sıklıkla gözlenir.
Klinik



YD döneminde ortaya çıkan vakaların
hemen hepsi siyanotikdir.
Triküspit yetmezliğine bağlı sağ kalp
yetmezliği bulguları oluşur.
Triküspit yetmezliğine bağlı üfürüm
duyulsbilir.



Triküspid kapağın sağ ventriküle doğru yer
değiştirme oranına ve triküspid yetersizliğine
bağlı olarak asemptomatik tablodan
yenidoğan döneminde ağır kalp yetersizliğine
kadar farklı klinik tablolar gösterebilir.
EKG de Sağ atriyal dilatasyon, sağ dal
bloğu, Wolf-Parkinson-White sendromu
(WPW) bulguları görülebilir.
TELE: Kardiyomegali vardır ve sağ
atriyum ileri derecede geniştir


Erken dönemde ciddi bulguları olan
hastalara PGE1 infüzyonu uygulanmalı,
anemileri düzeltilmeli, pulmoner direnci
düşürmeye yönelik olarak hiperventile
edilmeli asidoz tedavi edilmelidir.
Cerrahi girişim çocukluk çağında seyrek
olarak gerekir. Aritmiler kontrol altına alınır.
Cerrahi tedavi gerekenlerde triküspid
kapak mümkünse tamir edilir veya
değiştirilir ve ASD varsa kapatılır.
Genel Tedavi Yaklaşımları
1-Prostoglandin E1 Tedavisi
YD döneminde siyanoz, şok veye kalp
yetmezliği gibi önemli bulgularla ortaya
çıkan kardiyak defektlerde, hastanın
durumunun daha da kötüleşmesi veya
kaybedilmemesi için PGE1 infüzyonu
kullanılır.

Başlangıç dozu: 0,025 ile 0,1 mcg/kg/dk’dır.
Etki sağlanana dek doz arttırılabilir ve
istenen etki sağlandığında dozun tekrar
azaltılması duktusun kapanmasına yol
açabilir.
Cevap alınamıyorsa tanı yanlış olabilir,
duktus prostaglandine duyarlı olmayabilir.



Hasta daha da kötüleşebilir. Bu dudrum
genelde pulmoner venöz dönüş veya sol
atriyal düzeyde obstrüksiyon olan
durumlarda görülür.
Özellikle nakledilecek bebeklerde PGE1
uygulaması sırasında en dikkat edilmesi
gereken yan etki apnedir. Ve genelde
tedavinin ilk birkaç saatinde görülmektedir.
Hipotansiyon da oluşabilir. Bunun için ayrı bir
damar yolu bulunmalıdır.
2- İnotropik Maddeler:
Şoktaki bir hastanın vital organlarının
perfüzyonunun sağlanması amacıyla verilir.
YD da hipotansif etkisi az olan dopamin
yada dobutamin kullanılmalıdır.
Dopamin 10mcg/kg/dk altındaki dozlarda
miyokard kasılımını ve atış hacmini arttırır.

Düşük doz dopamin(5mcg/kg/dk) ile 510mcg/kg/dk dozda dobutamin birlikte
kullanımısayesinde dopaminin renal
perfüzyon üzerindeki olumlu etkisi
saptanmış olurken daha yüksek dozların
verilmemesiyle periferik
vazokonstrüksiyondan kaçınılmış olur.


Hipotansiyon ve düşük kalp hızı olan
hastalarda inotropik ve kronotropik etkileri
olan isoproteranol ve epinefrin kullanımı
önerilir. İsoproteranol 0,05 ile 0,1
mcg/kg/dk dozunda kullanılır.
Diğer inotropiklerin yüksek doz ve kombine
kullanımından cevap alınamadığında
epinefrin kullanılır. Başlangıç dozu
isoproteranolle aynıdır.
Download