C. Senatosu B : 35 yıllarını kapsıyan Birinci Beş Yıllık Plân döne­ minde % 6,7 oranında bir artış sağlanarak Plân hedefi olan % 7 ye yaklaşılmıştır. ikinci Beş Yıllık Plân devresinin ilk üç yıl­ lık döneminde 1968 - 1970 gayrisâfi millî hâsıla­ nın ortalama artış hıkında ise 5,9 a düşülmüştür. Sanayi sektörüne gelince; 1968 de ve 1969 da % 10 civarında olan artış hızının 1970 yılı­ nın son rakamlarına göre % 5,7 ye düştüğünü görmekteyiz. Bu oranın yıl sonu hesaplarına gö­ re, bir miktar daha yükselmesi muhtemel ise de neticenin değismiyeceği anlaşılmaktadır. Oysa ki, 1970 yılında plân hedefi % 11,1 dir. Sanayi sektöründe gelişme hızının plân he­ definin çok altında kalması, plân uygulaması­ nın kâğıt üzerinde kaldığını ve başarılı yolda olmadığımızı açıkça göstermektedir. Muhterem arkadaşlarım, sanayi alanında ge­ lişme hızının yeter seviyeye ulaşamamasında, ekonomimizi son yıllarda buhrana sürükliyen enflâsyoncu tutumun, israf zihniyetinin, bütçe­ lerin denk olmayışının, dış ticaret ve kredi po­ litikasının büyük etkisi bulunduğu bir ger­ çektir. Bu hal, kalkınma ve gelişme için tatbik edil­ mesi ve uyulması zaruri olan kalkınmanın sü­ rekli ve hızlı olması, dengeli olması ve istikrar içinde gerçekleşmesi şartlarından geniş ölçüde inhiraf edildiğini göstermektedir. 10 Ağustos 1970 tarihinde yürürlüğe giren devalüasyon karan bâzı olumlu neticeleri ya­ nında, dengeli ve istikrarlı bir kalkınma yolun­ da olmadığımızın açık bir belgesini teşkil etmek­ tedir. Devalüasyon kararı, alman tedbirlere rağmen fiyatlarda artış doğuracak, ithal mallarının fi­ yatları da buna paralel olarak yükselecektir. Nitekim yükselmeye başlamıştır da. İthalâtımızın mühim bir kısmını yatırım mal­ ları ve sanayi hammaddesi teşkil ettiğinden bun­ lardaki artışın, sanayi mamullerimizin maliyeti­ ni yükselteceği tabiîdir. Sanayimizin, manıül madde ihracatına elve­ rişli seviyeye gelmesi, için imalât sanayimiziıı muhtaç olduğu bâzı hammaddeleri üretecek te­ sisler faaliyete geçirilmeli, sanayi hammadde it­ halâtının azaltılması temin edilmelidir. Geçmiş yıllarda olduğu gibi sadece Devletçe uygulanan | — 226 2 . 2 . 1971 O :3 teşvik tedbirlerinin meseleyi halletmeye gelmiyeceği kanaatindeyiz. kâfi Muhterem arkadaşlarım, sanayimizin Plân amacına uygun ölçüde ihracat seviyesine ulaş­ ması için kalite yükselmesini temin ile birlikte, maliyetlerini düşürecek tedbirlerin alınmasını da lüzumlu ve zaruri görmekteyiz. Maliyet, sanayimizin temel dâvalarından bi­ ridir. Maliyet yükseldiğinin sanayi mamulleri­ mizin ihraç imkânlarını zayıflattığı bir gerçek­ tir. Maliyet yüksekliğini belli bir, iki faktöre bağlamak hatalı bir görüştür. Sanayimizin ekonomik bünyemize ve Plânda derpiş edilen amaçlara uygun surette kurulmayıp, gelişi güzel kurulmuş olması, işletmelerin küçük kapasite ile çalışmaları, hammadde ve makinamn pahalıya tedarik edilmesi ve pahalı kredi kullanılmasını bu etkiler arasında sayabi­ liriz. Sanayimizin, ihracat ana,madde sanayiine, hammaddesi memleketimizde yetişen sanayie, zi­ rai maddelere dayanan sanayi seviyesine yük­ seltmek için maliyeti düşürücü tedbirler alın­ malıdır. Muhterem arkadaşlar, memleketimizin dış ik­ tisadi ilişkileri bakımından büyük önem taşıyan ve yakın samanda iç politikamızda tartışmalara konu teşkil eden Ortak Pazar hakkındaki gö­ rüşlerimizi bir kere daha arz ediyorum: Bilindiği üzere 1983 tarihli Ankara Anlaşma­ sı, Ortak Pazar'ın heyeti unıumiyesi ile memle­ ketimiz arasında bir iktisadi ortaklığı öngör­ mektedir. Anlaşmanın derpiş ettiği intikâl devresinin bitiminde, Avrupa ekonomik topluluğuna katıl­ mamız imkân dahiline girecektir. Memleketimizin, Avrupa Ekonomik Toplulu­ ğu ile münasebet kurması, üzerinde dikkatle durulacak bir konudur. Bu konuda, acele ve hatalı adımlarla mem­ leketimizin menfaatlarını ve çıkarlarını tehli­ keye düşürmemek ne kadar önemli ise, çağımı­ zın en önemli bir siyasi ve iktisadi olayın, peşin hükümlerle değerlendirmek de, hatalı bir tutum ve davranıştır. İçinde yaşadığımız Avrupa ülkesinin eko­ nomik alanda, Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliğinin nüfuzundan kurtarmak an-