C. Senatosu B : 32 H. P. nin halk yararına Devletçiliğe ağırlık ve öncelik tanıyan karma ekonomi tutumunu hâ­ kim kılmak tarihî bir zorunluluktur. , Hızlı nüfus artısını unutmıyarak ekonomik ekspansiyo'iru nüfus artışım geçecek şekilde sağ­ lamayı hedef ittihaz eden, yatırım ve genişleme politikasını yürütmeye ve gerçekleştirmeye ka­ dir yegâne kuvvet halkçı Devlettir. Hele bu kalkınma hamlesinin bölgelerarası denge fikrine sosyal adalet ilkelerine ve kal­ kınma külfetlerinin toplumun çeşitli sınıfları arasında âdil dağılmasını sağîıyacak ancak ve ancak halk yararına Devletçilik kesimi hâkim bir karma ekonomi sistemiyle başarılması mümkündür ve kabildir. Şimdi elimizle koymuş gibi biliyoruz. Muh­ terem Bakan kürsüye gelecek C. H. P. nin Dev­ letçiliğinden merhum İbrahim Fâzıl Pelinin 1935 yılında söylemiş olduğu sözleri kanıt ya­ parak C. H. P. nin imâli sözlerle bilmem hangi izinlere bulaştırmaya kalkıp yereeektir. Hele birtaikiım ecnelbi dkonomi ^ ulemasının özel teşebbüscülüğü öven sözleri ile Devlet işletmeleri­ nin zarar ettiklerini cevabına eklediği takdirde nasılsa doğru yolda olduklarına ve bu memle­ keti nurlu ufuklara doğru koşar adımlarla na­ sıl götürdüklerine inanmıyan kalmıyaeaktır. Ama Türkiye, iktidarın yanlış ve gerçeklerle bağdaşmıyan ekonomi siyaseti yüzünden ilerliyemiyecektir. Çok defa iktidar partisi kamu kesiminde verimsiz çalışan işletmelerin bu durumları Dev­ let bütçelerine aksettiği cihetle kamu kesimini kolay yererler. Halbuki özel teşebbüs kesiminde, teşebbüslerin bilgisizce idare edilmelerinden, be­ ceriksizliklerinden doğan zararlar halk tarafın­ dan kolayca görülen ve bilinen hususlar değil­ dir. Türkiye'deki vergi hasılatı düşüklüğü se­ beplerinden biri bu özel teşebbüs zararlarıdır. Alma özel teşebbüsün bu zararları ya Devlet Bütçesinde istenen gelir seviyesini tutturamamaktan dolayı iktidar tarafından zavallı halk tabakalarının geçimlerini ağırlaştırıcı istihlâk maddesi zamları vasıtasiyle karşılanır ve hattâ zarar eden özel teşebbüs, Hükümet kredileri, borç tecilleri, v. s. gibi yağlı tedbirlerle okşa­ nır ve semirtilir. Türkiye'de herkes yalnız Devlet Teşebbüs­ lerinin zarar ettiğini sanır. Halbuki özel teşeb­ 7 . 2 . 1967 O : 3 büs ziyanları, Devlet toesjinljnddklierini kat vekat geçmektedir. Bu itibarla biz özel sektörün, plânlı ekono­ mi düzeni içinde plânla münasebetlerinin gev­ şek bir tutum içinde kalmasını doğru bul­ mayız. Özel sektör, plânı kendisine sadece rehber saymakla iktifa etmemelidir. Bu tarz düşü­ nüş ve davranış zaten kıt olan kaynaklarımızın heba edilmeden en doğru tahsislerinin sağlan­ masını önemli şekilde haleldar etmektedir. Biz, özel sektörün plân disiplini içine alınma­ sını zorunlu saymaktayız. Ama Adalet Partili politikacılar gibi özel sektöre romantik bağlar­ la bağlı ve sırf Halk Partisinin Devletçi görüş­ lerine karşı olmak için yakın kimselere bu dü­ şüncelerimizi anlatmak çok zordur. Sayın Adalet Partisi iktidarına daha birçak şeyleri anlatmak zordur. Bir partinin seçmen oylarının çoğunluğunu alarak iktidara gedmesi, o partinin temel fel­ sefesinin ekonomi siyasetinin yanlış ve ülke so­ runlarını çözmeye elverişsiz olduğunu, bu tu­ tumu ile Adalet Partisi iktidarının memleketi sanayileştiremiyeceğini ve kalkındıra'mıyacağinı söyliyenleri ve ispatlıyanları susturmaya yet­ ime z. Ama bu da az gelişmişliğin bir delili. Bir oy fazla al kâfidir. Dilediğin gilbi harekette ser­ bestsin. Değil özel sektörü plân disiplini dışın­ da tutmak, hattâ bütün Plânlama Teşkilâtını basit bir daire gibi emrin altına alabiısin, onu klâsik Maliye Bakanlığı görüşleriyle idare etmiye başlıyabilirsin. Bu suretle ismi var, cismi ve etkisi olmıyan bir düzen haline getirebilir­ sin. Bu muamelelere dayaınamıyan plânlama mütehassıslarına sadece uğurlu olsun diyebilir­ sin, hattâ hoşlanmadıklarını biran evvel ayrıl­ maya teşvik edebilirsin. Bütün fbu davranışların, Türkiye'de plânsız bir adım dahi atılamıyacağı, tüm ekonomik güçleri ve sosyal imkânları kapsıyacak ve kul­ lanacak geniş, dengeli aktif ve nâzım bir plân olmadıkça sanayi devrimi ve kalkınmanın müm­ kün olamıyacağı hakikatini bertaraf etmekte olduğunu kime anlatırsın. A. P. iktidarı irsiyet sebebiyle plâna ve plân fikrine allerji duyar. Bir zamanın literatürde plânımız plansızlıktır vecizesi, sonraları plân 1095