C. Senatosu B : 91 nuda pek iyimserliğe kapılmamak

advertisement
C. Senatosu
B : 91
nuda pek iyimserliğe kapılmamak gerektiğini
kabul etmek zorundayız.
Dış finansman ve döviz ihtiyaçlarımızı kar­
şılamak üzere plânda finansman kaynakları
olarak öngörülen:
Milletlerarası finansman kurumlarından alı­
nacak dış borçlar,
İşçi dövizleri,
İhracat,
Turizm,
Gelirlerinin sağlam kaynaklar olarak kesin
sonuç verici nitelikte görülmelerini iyimser bir
düşünüşün mahsulü olarak mütalâa etmekteyiz.
Çünkü, milletlerarası kurumların finansman
ihtiyacımızı arzu edilen zaman ve nispette kar­
şılayacağı garanti edilemez. İşçi dövizlerinin
% 100 güvenilir bir kaynak olmasını sağlaya­
bilmek için özel teşebbüs yoluyla tasarrufların
değerlendirilmesinin teşviki isabetli bir davra­
nış olacaktır. Kaldı ki, döviz gelirlerinde iş­
çilerimizin gittikleri memleketlerdeki hayat
şartlarına intibak neticesi olarak artan mas­
rafları sebebiyle tasarruf yüzdesinde bir düş­
me olacaktır. Buna Türkiye^deıki siyasî dalgalan­
malar sebebiyle istikrarsız görülen siyasî şart­
lan ve sanayileşme ilerledikçe yurt dışına gön­
derilen işçi miktarlanndaki düşmeleri, keza
dış ülkelerin işçi talebinde vukübulacak azalmalan ve diğer faktörleri de katınca, tasarruf lann tamamının yurda getirilmesinin mümkün
olamayacağını, işçi dövizlerine bu sebeple ye­
terli ve sağlam bir kaynak nazariyle bakılama­
yacağını belirtmek isteriz. Bununla beraber iş­
çi dövizleri kaynaklar arasında en güvenilir ve
rantabl kaynak olmakta bir müddet daha de­
vam edecektir.
Dış ticaret dengemiz esasen devamlı olarak
açık vermektedir. Burada ihracatın artırılma­
sı suretiyle sağlanabilecek müspet bir fark ol­
sa ve bugünkü imlkânlanmız ile Üçüncü Beş
Yıllık Plân dilimlerinin uygulanması dönemin­
de kalkınmadaki katkı ilâve edilse dahi, arzu
eldilen faydayı sağlayacak bir finansman kay­
nağı olarak kabulü iyimser bir görüş olur.
Bugün ihracat mevzuu mallarımız eskiden beri
devam edegelen çeşitleri dışına çok az çıkmış­
tır. Sanayi mamullerinden ihraç edilebilenler
çok mahduttur. Bu durum devam ettikçe ih­
racatın artınlmıası yoluyle dış ticaret dengesini
10 . 10 . 1972
O :1
lehe çevirmenin daha uzun bir süre mümkün
olamayacağı kanısındayız. Kaldı ki, hızlı kal­
kınma gereği olan üretim mallan ithali zaru­
ridir. Bu da dış ticaret dengesine menfî yön­
de etki yapacaktır.
Turizm gelirlerinden elide edilecek finans­
man imkânlannın, turizmin, feride bağlı ve bir­
çok özel şartlar isteyen bir sektör oluşu sebebi
ile, sağlam ve ihtiyaca büyük ölçüde cevap
verebilen bir kaynak olarak düşünülmesi de
mümkün değildir.
Batı Avrupa ülkelerinde 100 -150 yılda ger­
çekleştirilmiş olan kalkınmayı 20 - 25 yıla sığ­
dırmayı heldef alan Üçüncü Beş Yıllık Planın
bu finansman kaynaklan ile yüzde yük tahak­
kukunu hiç olmazsa müşkül görmekteyiz.
Plânı, tanzim şekli itibariyle Devletçi bir
zihniyetle hazırlanmış görmekteyiz. Bu şekli ile
Meclislerden geçerek uygulamaya konulduğu
takdirde % 38 olarak öngörülen marjinal ta­
sarrufun tahakkuk etmesi müşkül olacaktır.
Zira, tasarruf yapan fert, tasarruflan ile fi­
nanse edeceği yatırımların emniyetini ve rantabilitesini birinci plânda arar. İstikbalimden
emin olmadığı bir yatırımı gerçekleştirme yolu­
na girmeyecek olan özel teşebbüse bu emniyet
duygusunu vermek, günün birinde kurduğu
tesisin elinden alınabileceği endişesinden kur­
tarmak gerekecektir.
Bununla beraber bugünkü hayat ve piyasa
şartlarına göre bir şahsın geçimini sağlayabil­
mesi, yıllık asgarî 5 000 liraya ihtiyaç göste­
rir. Halbuki, Üçüncü Beş Yıllık Plân sonunda
fert basma gayrisâfî millî hâsıla için 6 640
lira hedef olarak seçilmiştir. 5 000 lira masraf
yapılması gereken bugün veya iyimser bir dü­
şünüş ile Üçüncü Beş Yılık Plân uygulaması
döneminde, hayat standardına rağmen 6 640
lira elde eden bir şahsın zarurî ihtiyacını kar­
şıladıktan başka, bunun % 38 kısmım da ta­
sarruf etmesinin mümkün olacağını düşünerek,
ileriye matuf yatırımlar için güvenilir bir fi­
nansman kaynağı telâkki edilmesinin mümkün
olamayacağı kanısındayız.
Bütün bu durumlara rağmen zükri geçen kay­
naklanıl kalkınmada büyük önem taşıdığı ve
vazgeçilemeyecek kaynaklar olduklan muhak­
kaktır. Bunlan ifade etmekten maksadımız,
295 —
Download