haftalık bülten 5 Kasım 2012 Geçen haftanın özeti

advertisement
haftalık bülten
haftalık bülten
5 Kasım 2012
Geçen haftanın özeti
Dış açıkta olumlu baz etkisinin sonuna yaklaşırken. Eylül ayında 6.8
milyar dolar olarak gerçekleşen aylık dış ticaret açığı böylece 6.1 milyar
dolarlık piyasa beklentisinin ve bizim aynı seviyedeki tahminimizin
üzerinde kaldı. Aylık açık geçen yılın aynı ayına göre %34.7 oranında
gerilerken bu düşüş Ekim 2009’dan bu yana yıllık bazda kaydedilen en
büyük gerileme oldu. 12 ay birikimli dış ticaret açığı ise Ekim 2011’den
bu yana sürdürdüğü aşağı yönlü seyre Eylül’de de devam etti ve
Ağustos ayındaki 90.7 milyar dolar seviyesinden 87.1 milyar dolara
geriledi.
Aylık ihracat geçen yılın aynı ayına oranla %21 büyüyerek 13 milyar
dolar seviyesine ulaştı. Bu oran, geçen yılın Ağustos ayından bu yana
ihracatta kaydedilen en yüksek yıllık artışa işaret ediyor. Bu ay 1.6 milyar
dolar seviyesinde gerçekleşen altın ihracatı, Ağustos’a göre yaklaşık 700
milyon dolar gerileme kaydetti ki bu rakam da bizim aylık dış ticaret açığı
tahminimizle gerçekleşen rakam arasındaki farkı açıklıyor.
Aylık ithalat ise yıllık bazda %6.4’lük küçülme ile 19.8 milyar dolar oldu.
Verinin detaylarına baktığımızda, Ağustos ayında olduğu gibi Eylül’de de
tüm alt endeklerin yıllık bazda gerilediğini görüyoruz. Tüketim malları
ithalatındaki küçülme hız kaybetmeye devam ederek son dört ayın en
düşüğüne gerilerken ara malları ithalatındaki yıllık gerileme ise Ekim
2009’dan bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Olumlu baz etkisinin
yakında kaybolacak olmasına bağlı olarak ithalat kalemlerinde
önümüzdeki dönemde yıllık bazda artış görebiliriz. Ayrıca ekonomik
aktivitede dördüncü çeyrekte görülecek toparlanma da ithalat talebini
arttıracaktır
Arındırılmış rakamın aksine, Eylül ayında mevsimsel etkilerden
arındırılmış aylık ihracat düşüş gösterirken ithalat ise yükseldi. Böylece
mevsimsel etkilerden arındırılmış dış ticaret açığı bir önceki aya göre
%33 artış kaydederek 7.1 milyar dolara yükseldi. Daha az volatil bir
gösterge olan mevsimsel etkilerden arındırılmış dış ticaret açığının 3
aylık ortalaması ise Ağustos ayına göre sadece %0.2 artış göstererek
6.4 milyar dolar oldu.
Sonuç olarak bu ayın rakamları TCMB’nin dış dengedeki kademeli
iyileşmenin devam edeceği yönündeki öngörüsü ile uyumlu
gerçekleştiğinden, bu verinin para politikası duruşunda bir değişiklik
yaratmasını beklemiyoruz. İlerleyen dönemlerde ise birikimli dış açığın
bir miktar daha iyileşerek Ekim ayında en düşük seviyesine geleceğini,
ancak bu seviyenin ardından, yurtiçi talepteki toparlanmanın etkisiyle
yeniden artmaya başlayacağını düşünüyoruz. Bu görünümün, TL’de
değerlenme baskısını azaltmak için kısa vadeli faizlerin düşük
tutulmasına ve kredi büyümesini kontrol altında tutmak için makro ihtiyati
İnan Demir
+(90) 212 318 5087
[email protected]
Başak Karaaslan
+(90) 212 318 5086
[email protected]
Gökçe Çelik
+(90) 212 318 5096
[email protected]
haftalık bülten
koşulların sıkı tutulmasına dayanan bir politika duruşunu gerektirdiği
görüşündeyiz.
Hazine’nin iç borçlanması önümüzdeki yıl keskin şekilde artacak.
Hazine’nin önümüzdeki yıl için yayımladığı finansman programına göre, 2012
için 122.5 milyar TL olması öngörülen iç borç servisinin 2013’te 172.1 milyar
TL’ye yükselmesi bekleniyor. Borç servisindeki bu artışa bağlı olarak bu yıl için
102.2 milyar TL olan iç borçlanma projeksiyonu, önümüzdeki yıl için 150.6
milyar TL seviyesinde belirlendi. Böylece 2012 yılı için %83.4 olarak öngörülen
iç borçlanma oranı önümüzdeki yıl %87.5’e yükselecektir. Borçlanma
ihtiyacındaki bu artış, MB’nin uygulamasını beklediğimiz daha sıkı
makroihtiyati politikalarla birleştiğinde, bono piyasasını olumsuz etkileyecektir.
Kısa vadeli faiz oranlarının düşük tutulmasıyla getiri eğrisinin kısa tarafında
belirgin bir değişim görmeyeceğimizi ancak söz konusu unsurların özellikle
eğrinin uzun tarafını etkileyeceğini düşünüyoruz.
Hazine önümüzdeki yıl için - eurobond ve sukuk ihracına ek olarak dış
finansman kuruluşlarından sağlanacak finansman yoluyla - 13.7 milyar TL
tutarında dış borçlanma öngörüyor. Bu yıl için dış borçlanma projeksiyonun
11.9 milyar TL seviyesinde olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, dış
borç çevirme oranının bu yıl için belirlenen %62 seviyesinden, 2013’te %83’e
çıkacağını gözlemliyoruz.
Hazine 2013’te nakit bazlı faiz dışı denge, özelleştirme gelirleri, İşsizlik Sigorta
Fonu ve Tasarruf Sigorta Mevduatı Fonundan aktarılacak kaynaklar yoluyla
24.3 milyar TL tutarında finansman elde etmeyi planlıyor. Bu rakam, gelecek
yıl için öngörülen toplam borcun %12.9’una denk geliyor. Aynı finansman
projeksiyonu 2012 için daha önceden 29.8 milyar TL (toplam borç servisinin
%21.1’i) olarak belirlenirken yeni programda 27.6 milyar TL’ye (toplam borç
servisinin %19.5’i) revize edildi.
PMI Ekim’de son bir yılın en yükseğine tırmandı. Eylül ayına göre 0.3 puan
artış kaydeden PMI son 12 ayın en yüksek seviyesi olan 52.5’e yükseldi.
Böylece PMI Eylül ayından sonra Ekim’de de imalat sektöründe gerilemeyi
büyümeden ayıran 50 sınırının üzerinde kaldı. Veriye ilişkin detaylar Eylül
ayında olduğu gibi Ekim’de de üretim ve yeni siparişler alt endekslerindeki
artışların manşet endeksteki iyileşmede etkili olduğunu gösteriyor. Yeni
siparişler endeksi 1 puan yükselerek 52 değerini alırken yeni ihracat siparişleri
endeksi Ocak ayından bu yana aylık bazda en hızlı artışını kaydetti ve
51.6’dan 52.3’e yükseldi. Üretim alt endeksi de 0.4 puanlık artışla 53.9
değerini aldı.
PMI sadece genişleme bölgesinde kalmadı aynı zamanda aylık bazda
iyileşme kaydederek halihazırda yüksek olan Eylül ayı seviyesinin de üzerinde
gerçekleşti ve böylece düzeltilmiş kapasite kullanım oranı ve reel kesim
güveni gibi Eylül ayına göre iyileşme gösteren diğer göstergelerle uyumlu bir
seyir izlemiş oldu. Bu göstergelerin son dönemdeki performansı yılın son
çeyreğinde ekonomik aktivitenin toparlanmaya başlayacağı yönündeki
beklentimizle uyumlu gerçekleşirken 2013 yılı büyüme görünümü açısından da
daha iyi bir başlangıç noktasına işaret ediyor. 4. çeyrekte ekonomide beklenen
olası iyileşme TCMB’nin baz senaryosu ile de uyumlu olduğundan Ekim
verisinin politika duruşu üzerinde etkili olacağını düşünmüyoruz.
haftalık bülten
Moody’s not arttırımı için cari açığa vurgu yaptı. Moody’s Türkiye’nin kredi
notu görünümüne ilişkin
yaptığı açıklamada cari açığın yapısal olarak
azaltılması, döviz rezervlerinin yükseltilmesi veya özel sektörün dış
borçlanmasının azaltılması halinde not arttırımının değerlendirileceğini belirtti.
Kredi derecelendirme kuruluşu, Türkiye’nin dış şoklara karşı kırılganlığının
artması durumunda görünümün “durağan”dan “negatif”e revize edilebileceğini
belirtirken kamu maliyesinde görülecek ciddi bir bozulmanın ise kredi notu
indirimini beraberinde getirebileceğini söyledi. Yayınlanan notta toplumun laik
ve dinci kesimleri ile farklı etnik gruplar arasındaki çatışmaların politik risk
kaynağı olduğu belirtildi.
Bilindiği gibi, Moody’s Türkiye’yi yatırım yapılabilir seviyenin bir not altında (Ba1)
notlarken S&P ise kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin iki kademe altında
olan BB seviyesinde tutuyor. Moody’s gibi, Fitch de Türkiye’yi yatırım yapılabilir
seviyenin bir kademe altında (BB+) notluyor. Hatırlanacağı gibi, Türkiye’nin
kredi notunu mevzuatı gereği, yıl sonundan önce gözden geçireceğini açıklayan
Fitch’in bu ifadesi bile piyasada not arttırımı beklentilerini güçlendirmeye
yetmişti. Ağustos ayında yayımladığı açıklamada Fitch de muhtemel bir not
artırımı için - büyümenin trende dönmesi ve enflasyonun hedefe yaklaşmasının
yanı sıra - cari açıktaki daralmanın devam etmesi gerektiğine vurgu yapmıştı.
Birikimli cari açığın Ekim ayında dip seviyesine geleceği ve enflasyondaki
gerilemenin son çeyrekte daha belirgin olacağı yönündeki öngörülerimizin bir
sonucu olarak not arttırımı için önümüzdeki dönemde bir fırsat penceresi
olacağını düşünüyoruz. Ancak Suriye ile devam eden gerginliğin bu açıdan risk
unsuru oluşturduğunu hatırlatmakta da fayda görüyoruz.
Önümüzdeki haftaya bakış
Ekim enflasyon verileri bugün açıklanacak. Beklentimiz tüketici fiyatlarının
aylık bazda %1.85 artış kaydetmesi yönünde (Piyasa beklentisi: %2.1). Merkez
Bankası’nın öngörülerine paralel olarak enerji fiyatlarındaki zamlar ve ÖTV
artışlarının manşet enflasyona 0.9 yüzde puanlık bir katkı yapmasını bekliyoruz.
Buna rağmen, olumlu baz etkisinin desteğiyle, yıllık enflasyonun geçen ayki
%9.2 seviyesinden sert bir düşüş kaydederek %7.7’ye gerileyeceğini tahmin
ediyoruz. Yılın geri kalanında yıllık enflasyonun sınırlı bir gerilemeyle 2012’yi
resmi tahmin olan %7.4’ün hafif altında, %7.3 düzeyinde kapatmasını
bekliyoruz.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in merakla beklenen konferansı
Perşembe günü yapılacak. Bu konferans öncesinde, Fitch’in Türkiye’nin kredi
notunu bir kademe artırarak yatırım yapılabilir seviyeye çekmesi beklentileri
güçlü görünüyor. Ancak, Fitch’in bundan önceki son gözden geçirmesinde
Türkiye’nin kredi notu görünümünü pozitiften durağana çevirdiği de gözönüne
alındığında herhangi bir görünüm değişikliği olmadan doğrudan bir not
artırımına gidilmesi ihtimalini daha zaıf görüyoruz. Dolayısıyla bu haftaki
konferans için baz senaryomuz not artırımından ziyade kredi notu görünümünün
pozitife revize edilmesini öngörüyor. Böyle bir karar, son günlerde not artırımı
fiyatlayan piyasalarda hayal kırıklığı yaratsa da, not artırımı beklentisi hala
masada olacağı için yaşanabilecek satış baskısının sınırlı kalacağını tahmin
ediyoruz.
haftalık bülten
Bu haftanın veri gündeminde ayrıca Perşembe günü açıklanacak olan Eylül ayı
sanayi üretimi (Finansbank: %2), TCMB Kasım ayı I. dönem beklenti anketi, ve
Ekim ayı Hazine nakit dengesi yer alıyor.
Hazine bu hafta dört ihale düzenleyecek. Hazine bugün 10 yıl vadeli TÜFE’ye
endeksli tahvil ihracının yanısıra 8 Mart 2017 itfa tarihli sabit kuponlu tahvili de
yeniden ihraç edecek. Yarın ise 24 Eylül 2014 vadeli gösterge tahvil ve 10 yıl
vadeli sabit kupnlu tahvil yeniden ihraç edilecek. Hazine Çarşamba günün 18.3
milyar TL tutarında iç borç itfası gerçekleştirecek.
haftalık bülten
Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek
amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından
kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda
sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait
görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile
risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan
görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan
faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank
bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda
sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin
değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan
personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman
içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının
kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.
Download