7. AVRUPA RÖNESANSININ DOĞUŞU VE İSLAM RÖNESANSININ ETKİSİ Dünya üzerinde üç önemli Rönesans yaşanmıştır. Bunlardan birincisi Sasaniler (MS. 226-MS. 652) dönemi Rönesanssıdır. Bu Rönesans MS. 6. yüzyılda yaşanmıştır. İkinci rönesans ise Abbasiler (MS. 750MS. 1258) dönemi rönesansıdır. Bu rönesans ise MS. 9. yüzyılda yaşanmıştır. Üçüncü rönesans ise Avrupa'da yaşanmış olan rönesanstır. Bu rönesans MS. 16. yüzyılda yaşanmıştır. Dünya üzerinde yaşanmış olan bu aydınlanma dönemlerindeki temel faktör bilimsel bilginin elde edilmesi ve bunun öğretilmesidir. Aydınlanmaya etki eden bilimsel birikimler tarih boyunca bir takım mecralar takip etmişlerdir. Antik dönem Mezopotamya'da ortaya çıkan bilimsel birikim MÖ. 3200 yıllarında yazının Mısır coğrafyasına taşınmasıyla beraber bu coğrafyaya taşınmıştır. Bu coğrafyada belirli bir birikime ulaşan bilimsel birikimler Girit'e ve buradan da antik Yunan'a taşınmıştır. Bu bilimsel birikim daha sonra Roma'ya ulaşmıştır. Roma'nın sükûtundan sonra Doğu Roma'nın, skolastik felsefenin esiri olmasıyla beraber bilimsel bilgi birikimi MS. 6. yüzyılda gerçekleşen bir beyin göçüyle Mezopotamya coğrafyasına taşınmıştır. Doğu Roma'nın bilimsel çalışmalara yeterli ilgili göstermemesi; bazı felsefe okullarının ve bilim okullarının kapatılması bu dönemde bilim adamlarının Sâsânîlerin elinde olan Mezopotamya topraklarına göçünü ortaya çıkarmıştır. İran topraklarına giden bu bilim adamları antik Yunan, Mısır ve Roma'ya ait eserleri Mezopotamya topraklarına taşımışlardır. Mezopotamya'daki Süryani hekimler, bu eserleri Süryanca ve eski Farsçaya tercüme etmişlerdir. MS. 6. yüzyılda yaşayan İran hükümdarı I. Hüsrev (MS. 531-MS. 579) bu kitapların çevirisini yaptırmış ve ülkesine gelen bilim adamlarını bilim okullarında görevlendirmiştir. Bu hükümdar döneminde İran toprakları üzerinde beş bin yabancı bilim adamı görev yapmıştır. Bu durum Mezopotamya coğrafyası üzerinde büyük bir aydınlanmanın yaşanmasına vesile olmuş tıp ve bilim okulları açılmıştır. Bunlardan en önemlisi Cündişapur bilim okullarıdır. Bu aydınlanma sonucunda tıp, eczacılık, matematik, astronomi, kimya, mühendislik, mimari, sanat, felsefe, edebiyat gibi alanlarda büyük bir aydınlanma meydana gelmiştir. İslam fetihlerinden sonra, Mezopotamya'daki bu bilimsel birikime Müslümanlar bir dönem yabancı kalmışlardır. Fakat Abbasilerin Mezopotamya toprakları üzerinde kurulması üzerine büyük bir çeviri faaliyeti başlatılmıştır. MS. 6. yüzyılda Süryanca ve Farsçaya çevrilen eserler Abbasiler tarafında Arapçaya çevrilmiştir. Böylece bu çeviri faaliyetlerinin sonucunda İslam dünyasında büyük bir aydınlanma yaşanmıştır. Her iki rönesansın temelinde dil faktörü önemli bir yere sahiptir. Bu iki rönesans varlığını yabancı dilden yapılan çevirilere borçludur. Abbasi hükümdarı Mansur; çevrisi yapılan kitapların ağırlığınca mütercimlere altın ödenmesini emretmiş ve kısa zamanda antik Yunan, Hint, Roma, Mısır, İran ve Çin'e ait kitapların çoğu Arapçaya çevrilmiştir. Bu çeviri faaliyetleri sonucunda bilim gelişmiş ve İslam dünyasında Farabi, İbn Sina, İbn Rüşd, İbn Hazm, Hayyam, Beyruni, Fergani, Gazali, Harezmi, Razi gibi büyük düşünürler ortaya çıkmıştır. Bu dönem İslam dünyasında ortaya çıkan bilim adamalarının yetişmesinde Süryani hekimlerin ve onların yapmış oldukları çevirilerin önemli bir yeri bulunmaktadır. Haçlı seferlerinin ardından Avrupalılar doğudan ganimet olarak götürdükleri İslam dünyasında yetişmiş büyük düşünürlere ait kitapları Avrupa dillerine çevirmeye başlamışlardır. Bu çeviri faaliyetleri Avrupa'da MS. 12 ve 13 yüzyılda gerçekleşmiştir. Bu çeviri faaliyetleri zamanla Avrupa coğrafyasında etkisini ortaya koymuş ve MS. 16. yüzyılda Avrupa Rönesansının gerçekleşmesine etki etmiştir. Avrupa'daki çeviri faaliyetlerinin etkisini uzun zaman sonra göstermesinin üç önemli nedeni vardır. Birincisi Avrupa'da varlığını genel anlamda devam ettiren feodal yapıdır. İkincisi ise Avrupa'nın kilisenin elinde skolastik felsefenin esiri durumunda olmasıdır. Üçüncüsü ise Haçlı seferlerinin ortaya çıkarmış olduğu buhranlardır. Ayrıca İspanya toprakları üzerinde kurulmuş olan Endülüs devletinin etkisiyle İspanya toprakları üzerinde bilim, sanat ve mimaride yaşanmış olan aydınlanmanın da Avrupa rönesansına etkisi olmuştur. Coğrafi keşiflerin ortaya çıkması, ticaretin gelişmesi ve matbaanın kullanılmaya başlaması rönesansın yayılmasına etki etmiştir. Avrupa rönesansının diğer iki rönesanstan farkı edebiyat, sanat ve mimaride kendisini göstermesidir. Avrupa rönesansı bilimsel alanda ortaya çıkmamıştır. Kendisini genel anlamda güzel sanatlar, mimari ve edebiyatta göstermiştir. Bu rönesans bilimsel düşünmeyi beraberinde getirmiş ve bilimsel gelişmenin önünü açmıştır. Bundan dolayı rönesans bilimsel düşünmeye kapı açmış ve bilimsel anlamda çok sayıda düşünürün ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Avrupa toprakları üzerinde sanat ve kültür faaliyetlerini destekleyen Mesen adı verilen bir kesimin ortaya çıkması rönesansın yayılmasına etki etmiştir. İtalya'da edebiyat ve sanatta ortaya çıkan aydınlanma zamanla Avrupa'nın diğer coğrafyalarına yayılmıştır. Avrupa rönesansı pozitif düşünceyi ortaya çıkarmış ve bu durum ilerde sanayi devrimine öncülük etmiştir. Rönesansla birlikte Avrupa'da insan yaşamına önem veren hümanizma düşüncesi ortaya çıkmıştır. Zengin şehirlerin ortaya çıkması, insan yaşamına önem verilmeye başlanması, bilim ve sanatın desteklenmesi Avrupa rönesansının temel dayanaklarını teşkil etmiştir. Rönesansın etkisi bilimsel gelişmeler üzerinde etkisini göstermiş ve endüstriyel anlamda büyük bir gelişmeye vesile olmuştur. Bütün bunlar Avrupa'da sanayi devrimi yaşanmasının önünü açmıştır.