İstanbul Üniversitesi Bireyselleştirilmiş Öğretim Planları Geliştirme ve Değerlendirme Ders Notları Adnan ARI OTİSTİK SPEKTRUM BOZUKLUĞU / YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUK Otistik Spektrum Bozukluğu Nedir? İleri düzeyde ve karmaşık bir gelişimsel yetersizlik çeşididir. Doğuştan varolabildiği gibi, üç yaşa kadar olan dönemde de başlayabilir. Otistik Spektrum Bozukluğu Ne Değildir? Bir ruh hastalığı değildir. Anne babaların kişilik özellikleriyle ya da çocuk yetiştirme biçimleriyle ilişkili değildir. Otizm ile ailesel özellikler (etnik köken, ailenin sosyo ekonomik düzeni vb.) arasında herhangi bir ilişki bulunamamıştır. Otistik Spektrum Bozukluğunun Olası Nedenleri? Kalıtım: Yapılan araştırmalarda kardeşlerden birinde varsa diğerinde olma olasılığı % 2 ile % 10 arasındadır. Tek yumurta ikizlerinden her ikisinde de otizme rastlanma durumu, çift yumurta ikizlerinden çok daha fazladır ve eğer tek yumurta ikizlerinden birinde varsa, diğerinde olma olasılığı % 90 civarındadır. Otizm geni ya da genleri henüz belirlenebilmiş değildir. Bu kategoride yer alan bozukluklardan sadece Rett sendromunun geni belirlenebilmiştir. Çevre: Fizikse çevreyle ile ilgili özellikler olarak besinler, toksinler ve aşılar dikkati çekmektedir. Otizmi olan çocuklarda mide- bağırsak sorunlarına sık rastlanmaktadır. Buna buğday, yulaf, çavdar vb. tahıllarda bulunan gluten ve sütte bulunan kasein proteinleri sebep gösterilmektedir.Çevresel toksinlerin (ağır metaller gibi) otizme yol açtığı görüşü de mevcuttur. NOT: Otizmin nedeni ya da nedenleri daha belirlenememiştir. Sıklık? 500 çocuktan birinde ve erkeklerde kızlardan dört kat fazla olduğu belirtilmektedir, ayrıca kızlarda daha ağır seyrettiği gözlenmektedir. 2000 yıllarının başında 2000 çocuktan birininin otizmli olduğu belirtiliyordu. İstanbul Üniversitesi Bireyselleştirilmiş Öğretim Planları Geliştirme ve Değerlendirme Ders Notları Adnan ARI Sınıflama? DSM IV (Diagnostik and Statistical Manual of Mental Dsorders- Ruhsal Bozukluklara İlişkin Tanı ve İstatistik El Kitabı)otistik spektrum bozukluğunu beş alt gruba ayırmaktadır. 1. Otizm: üç yaşından önce başladığı kabul edilmektedir. a) Sosyal etkileşimde önemli yetersizliklerle, b) İletişim ve oyunda önemli yetersizliklerle, c) Çeşitli takıntılarla kendini gösterir. 2. Asperger Sendromu: Sosyal etkileşimde yetersizlik ve çeşitli takıntılar görülür. Ancak, otizmden farklı olarak, dil ve zihin gelişiminde geriliklere rastlanmaz. Sözel işlevleri (sözcük dağarcıkları, dilbilgisi gelişimleri ) genelde iyidir. Ancak, görsel-algısal ve görsel-devinsel işlevlerde yetersizdirler. Denge ve eşgüdüm sorunları gözlenir. 3. Çocukluk Disintegratif Bozukluğu: Çok seyrek rastlanan bir gruptur. Bu çocuklar yaşamlarının en az ilk iki yılında normal gelişim gösterirler. Bozukluğun başlamasıyla, daha önce kazanılmış olan beceriler hızla yitirilir ve otizm için belirtilen özellikler kendini gösterir. 4. Rett Sendromu: En az beş ay normal gelişim gösteren çocuklarda görülür ve yalnızca kızlarda ortaya çıkan genetik bir otistik spektrum bozukluğudur. Sendromun başlamasıyla birlikte, baş büyümesi yavaşlar, el becerileri (tutma, açma vb.) yitirilir, takıntılı el hareketleri başlar. Genetik temeli tam olarak belirlenmiş olan tek kategorisidir. 5. Atipik Otizm: Belirtilen grupların hiç birine uymayan çocuklar için kullanılan kategoridir. Genellikle, otizm için belirtilen üç alandan yalnızca birinde yetersizlikolduğunda ve diğer otistik spektrum bozukluğu kategorilerinin hiç birinin ölçütleri karşılanmadığında konantanıdır. Atipik otizm, hafif otistik belirtiler, yüksek işlevli otizm ya da kuşkulu otizm gibi durumlarda yeğlenen kategoridir. İstanbul Üniversitesi Bireyselleştirilmiş Öğretim Planları Geliştirme ve Değerlendirme Ders Notları Adnan ARI BELİRTİLER VE ÖZELLİKLER Amerika Psikiyatri Birliği tarafından 2000 yılında yayımlanmış olan DSM-IV-TR kılavuzunda, otizm spektrum bozukluğu içinde yer alan otizm tanısı için, çocuğun aşağıda sıralanan 12 belirtiden en az altısına sahip olmasını ve bu belirtilerden en az ikisinin sosyal etkileşim sorunları kategorisinden, en az birer tanesinin ise diğer iki kategoriden gelmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Ayrıca bu belirtilerden en az birinin 36 aydan önce varlığı da aranmaktadır.Asperger sendromu tanısı için iletişim sorunları alanında herhangi bir belirti görülmemesi gerekmektedir. A. Sosyal Etkileşimde Yetersizlik: 1. Sosyal Etkileşim için gerekli sözel olmayan davranışlarda yetersizlik: Sıra dışı göz kontağı özellikleri: Göz kontağı hiç kuramamak çok kısa süreli kurmak ya da alışılmadık biçimde kurmak. Jest ve mimik kullanımında sınırlılık Başkalarına yaklaşmada sıra dışı özellikler: Sosyal ortamın gerektirdiği uzaklıkları ayarlayamamak, başkalarına fazla yakın ya da uzak durmak… Ses kullanımında sıra dışılık 2. Yaşa uygun akran ilişkileri geliştirememek: Arkadaşlık kurmakta zorlanmak Akranlarla etkileşimde bulunmamak Yalnızca özel ilgilere dayalı ilişkiler geliştirmek Grup içinde etkileşimde bulunurken zorlanmak 3. Başkalarıyla zevk, başarı ya da ilgi paylaşımında sınırlılık: Yalnızlığı yeğlemek Belli olay ya da durumlara başkalarının dikkatini çekme çabası gösterememek Sözel övgü karşısında tepki verememek 4. Sosyal-duygusal davranışlarda sınırlılık: Başkalarının ilgisi karşısında tepkisiz kalmak Başkalarının yaptıklarına ilgisizlik Başkalarının duygularını anlamada yetersizlik B. İletişimde Yetersizlik: 5. Dil gelişiminde gecikme: İki yaşından büyük olup da tek bir sözcük bile söylememek Üç yaşından büyük olup da iki sözcüklük basit ifadeler kullanamamak Konuşmaya başladıktan sonra basit bir dilbilgisi yapısı kullanmak ya da belli yanlışları tekrarlamaya devam etmek İstanbul Üniversitesi Bireyselleştirilmiş Öğretim Planları Geliştirme ve Değerlendirme Ders Notları Adnan ARI 6. Karşılıklı konuşmada zorluk: Karşılıklı konuşma başlatmada, sürdürmede ve sonlandırmada önemli sorunlar göstermek Konuşma konularında seçicilik 7. Sıra dışı ya da yinelenen dil kullanmak: Başkalarının kendisine söylediklerini yinelemek Televizyondan duyduklarını ya da kitaplardan okuduklarını, ilişkisiz zamanlarda ve bağlam dışı olarak yinelemek Kendisinin uydurduğu ya da yalnızca kendisine anlam ifade eden sözleri yinelemek Aşırı resmilik ve didaktiklik gibi konuşma özellikleri göstermek 8. Gelişimsel düzeye uygun olmayan oyun: Senaryolu oyunlarda sınırlılık: (evcilik, doktorculuk gibi) Sembolik oyunlarda sınırlılık: (bir nesneyi başka bir nesne olarak kullanmak, sopayı at gibi kullanması gibi sembolik oyunda zorlanırlar.) Oyuncaklarla alışılmadık biçilmede oynamak: (Legoları takmak yerine sıraya dizmek, oyuncak arabayı sürmek yerine tekerleklerini döndürmek) Sosyal oyunlara ilgisizlik: (ce-e, drama etkinlikleri gibi) C. Sınırlı/Yinelenen İlgi ve Davranışlar 9. Sınırlı alanda, yoğun ve sıra dışı ilgilere sahip olmak: İlgi takıntıları (Formula yarışı ile ilgili herşeyi bilen ve sürekli onun hakkında konuşmak isteyen öğrenci buna örnek verilebilir.) Bazı sıra dışı konulara aşırı ilgi duymak İlgi duyduğu konularla ilgili ince ayrıntıları anımsamak 10. Belli düzen ve rutinlere ilişkin aşırı ısrarcılık: Belli etkinlikleri her zaman belli bir sırayla yapmak istemek (aynı yoldan okula gelmek istemesi) Günlük rutinlerde değişiklik olmamasını istemek Günlük yaşamdaki değişiklikler karşısında aşırı tepki göstermek Değişiklikleri daha kolay kabullenebilmek için, meydana gelecek değişiklerle ilgili önceden bilgi sahibi olmaya gereksinim duymak. 11. Yinelenen davranışlar: Sıra dışı beden hareketleri : (parmak ucunda yürümek…) Sıra dışı el hareketleri (ellerini sallamak gibi) İstanbul Üniversitesi Bireyselleştirilmiş Öğretim Planları Geliştirme ve Değerlendirme Ders Notları Adnan ARI 12. Nesnelerle ilgili sıra dışı ilgiler ve takıntılar: Nesneleri sıra dışı amaçlarla kullanmak Nesnelerin duyusal özellikleriyle aşırı ilgilenmek: (nesneleri koklamak…) Hareket eden nesnelere aşırı ilgi göstermek (musluktan akan su, arabanın dönen tekerlekleri) Nesne takıntıları: (oyuncak arabasını elinden bırakmak istememek…) Otizmin Tarihçesi: Otizm ilk defa 1943 tarihinde Kanner tarafından tanımlanmıştır. Otizmli Çocukların Eğitiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler 1. Erkenlik: Eğitimi üç yaştan önce başlatmak 2. Yoğunluk: Haftada beş gün ve en az 25 saat, yılda on iki ay eğitim vermek 3. Oturum Süresi: Özellikle küçük çocuklarla çalışırken, 15-20 dakikalık kısa eğitim oturumları düzenlemek 4. Bireysellik: Çocuğun bireysel gereksinimlerini karşılayabilmek için, bire-bir ve küçük grup eğitimine yer vermek 5. Program İçeriği: İşlevsel iletişim becerilerinin, sosyal becerilerin ve oyun becerilerinin kazandırılmasına ve uygun olmayan davranışların azaltılmasına büyük ağırlık vermek 6. Kaynaştırma: 7. Değerlendirme: Verilen eğitimin etkililiğini sürekli değerlendirmek 8. Aileler: Aileleri etkin olarak eğitim sürecine katmak İstanbul Üniversitesi Bireyselleştirilmiş Öğretim Planları Geliştirme ve Değerlendirme Ders Notları Adnan ARI OTİSTİK ÖZELLİK GÖSTEREN ÇOCUKLARA YÖNELİK EĞİTİM/SAĞALTIM YÖNTEMLERİ Otistik özellik gösteren bireylere yaygın olarak kullanılan yöntemler: Duyusal-Devinsel Terapiler Etkileşimsel Oyun Terapisi Uygulamalı Davranış Analizi A) Duyusal-Devinsel Terapiler Duyusal-devinsel terapilerin temelinde, otistik özellik gösteren bireylerin günlük yaşam ve eğitim ortamlarında yer alan uyaranlarla gereğinden az ya da fazla uyarılavildikleri; bu özelliğin de uygun olmayan davranışlara yol açtığı varsayımı yer alır. Bir diğer varsayım ise, otistik bozukluğun beyne duyu iletmeyi engellediği; bu nedenle, alternatif duyu iletim yollarının devreye sokulması gerektiğidir. 1. Duyusal-Bütünleştirme Terapisi: Beynin duyu işleme yetisini geliştirdiği, bu gelişimin de öğrenme ve davranışlar üzerinde olumlu etkilerde bulunduğu öne sürülmektedir. Terapide, deri ve vücut üzerinde; masaj, sallanma, denge hareketleri yapma vb. uygulamalara yer verilmektedir. 2. İşitsel Bütünleştirme Terapisi: Otistik özellik gösteren bireylerin aşırı duyarlı işitme duyularının davranış sorunlarına yol açtığı ve öğrenmeyi engellediğini ileri sürmektedir. Ayrıca müziğin orta kulağa masaj etkisi yağacağı ve orta kulağı rahatlatacağını da belirtmektedir. Bunlardan yola çıkarak, otistik özellik gösteren bireylere, belli frekansların filtre edildiği müzikler kulaklıkla dinletilir. NOT: Duyusal-devinsel terapilerin etkili olduğuna dair herhangi bilimsel bir araştırma bulunmamaktadır. B) Etkileşimsel Oyun Terapisi Gelişimsel ve bilişsel yaklaşımlara dayalı bir terapi olan Etkileşimsel oyun terapisinde, yapılandırılmamış oyun ortamında çocukla etkileşime girilir. Etkileşimi çocuk başlatır ve terapist sürdürür. Etkileşimin keyif verici olmasının önemine değinilir. Etkileşimsel oyun terapisi, 20’şer dakikalık etkileşim ve serbest zaman oturumlarından oluşmaktadır. NOT: Etkileşimsel oyun terapisinin etkililiğine ilişkin deneysel araştırma bulgusu yoktur. İstanbul Üniversitesi Bireyselleştirilmiş Öğretim Planları Geliştirme ve Değerlendirme Ders Notları Adnan ARI C) Uygulamalı Davranış Analizi (UDA) UDA, edimsel koşullama kuramının ilkelerini eğitim, işletme ve klinik psikoloji gibi uygulama alanlarına aktaran disiplindir. UDA’da Temel Hedefler: 1. Uygun davranışları arttırmak (yerinde oturmak, dikkati yöneltme davranışlarını arttırmak gibi...) 2. Yeni davranışlar kazandırmak 3. Arttırılan ya da kazandırılan davranışların eğitim ortamı dışındaki ortamlara ve yeni karşılaşılan durumlara genellenmesini sağlamak 4. Uygun olmayan davranışların ortaya çıkma olasılığını azaltıcı çevresel düzenlemeler yapmak 5. Ortaya çıkması önlenemeyen uygun olmayan davranışların yinelenme olasılığını azaltak 6. Davranış değişikliklerini kalıcı kılmak 1. 2. 3. 4. 5. UDA’ya Dayalı Uygulamalarda Süreç: Hedef davranışı belirlemek ve tanımlamak Davranışsal amaç saptamak Başlama düzeyini belirlemek Davranış değiştirme yöntemine karar vermek Yöntemi uygulamak ve uygulama sırasında hedef davranışa ilişkin sürekli veri toplamak 6. Uygulamanın sürdürülmesi, uyarlanması ya da kesilmesi yönünde kararlar almak UDA’da En Sık Kullanılan Öğretim Yaklaşımları: 1. İpucu Sunma ve İpucunu Geri Çekme: İpuçları ya da davranış öncesi uyaranlar birçok farklı şekillerde olabilirler. Fiziksel ipucu, jest ve mimik ipuçları, model olma, sözel ipuçları, diğer işitsel uyaran çeşitleri, renkler, çeşitli resimler, yazılı ipuçları ve dokunsal uyaranlar bunlardan bazılarıdır. Verilen ipuçların çok vakit kaybetmeden geri çekilmesi, çocukların ipucu bağımlısı olma riskinden dolayı gereklidir. Örnek: Fiziksel ipucu, önce çocuğun elinden, sonra bileğiden, gittikçe kolundan, omzundan ve çok hafif bir dokunuş vb. sıralamayla geri çekilir. 2. Ayrık Denemelerle Öğretim: Eğitimcinin, bir çocukla uygun bir ortamda kısa süreli öğretim yapmasıdır (ortalama 5-20 saniye). Çocuğun öğrenmesini desteklemek amacıyla öğretim bireyselleştirilir ve kolaylaştırılır. Ayrık denemelerle öğretim beş bölüme ayrılır; İstanbul Üniversitesi Bireyselleştirilmiş Öğretim Planları Geliştirme ve Değerlendirme Ders Notları Adnan ARI a) Ayırdedici Uyaran: Eğitimci kısa ve açık bir yönerge sunar ya da soru sorar. Örnek: Ayağa kalk. b) İpucu: Uyaranla aynı anda ya da uyaranın hemen ardından, eğitimci çocuğun doğru tepkide bulunmasına yardımcı olur. Örnek: Ayağa kalkması için fiziksel yardım verilir. c) Tepki: Çocuk eğitimcinin verdiği uyarana doğru ya da yanlış bir tepkide bulunur veya hiç tepkide bulunmaz. d) Sonuç: Çocuk doğru tepki verirse, eğitimci doğru tepkiyi hemen övgü, sarılma, yiyecek, oyuncak ya da diğer etkinliklerle pekiştirir. Çocuk doğru tepkide bulunmazsa, eğitimci “hayır” der, ya da yanlış olduğunu başka bir şekilde ifade eder. e) Denemeler Arası Süre: Sonuç aşamasından sonra bir deneme (U-T-U) yapılmış olur. Diğer bir denemeye geçmeden 1-5 saniye gibi kısa bir süre beklenir. (bir dakikada 12 denemeye kadar yapılabilir). 3. Etkinlik Çizelgeleri: Otizmli çocuklara, yetişkin yönergesi ya da denetimi olmadan bir dizi etkinliği yapmaya yönlendiren fotoğraflardan ya da yazılı ipuçlarından oluşan etkinlik öizelgelerini kullanma becerisi öğretilmektedir. İlk olarak, eğitimciler öğrenciye arkasından sözel olmayan ipucu (genellikle elle yönlendirme) ve pekiştireç verir. Bu yolla öğrenciyi belirli bir etkinliğe yönlendiren, bir klasöre yerleştirilmiş fotoğrafı veya yazıyı işaret etmesi, ilgili araç-gereci elde etmesi, etkinliği yerine getirmesi, araç-gereci yerine kaldırması, klasörün diğer sayfasını çevirmesi ve bu süreci oradaki tüm fotoğraf veya yazılar için tekrar etmesi öğretilir. Zamanla elle yardım ve pekiştireçler geri çekilir. En sonunda bu etkinliği yardımsız ve pekiştireç olmadan yapması beklenir. Etkinlik çizelgeleri özbakım, ev, iş, serbest zaman etkinlikleri ve sosyal etkinliklerin birçok ortamda bağımsız yapılabilmesi için ayırt edici uyaranlar oluşturulabilir. (Ajanda tutma, plan yapma, gün içerisinde ne yapacağını yazar ve uygular.) 4. Sözel Olmayan Diğer İpuçları: Otizmli öğrencilerin okuma dağarcıkları yeterince geliştiğinde, öğrencinin istenen davranışa ulaşması için yetişkinlerin sözel ya da diğer yönergeler olmadan, yazılı sözcüklerden oluşan ipuçları etkin bir şekilde kullanılabilir. Örnek, ellerini yıka, bana kitap oku, lavaboya git dişlerini fırçala gibi... 5. Otomatik Sözel İpuçları Replik Silikleştirme: Yetişkinlerin verdikleri ipuçlarını silikleştirilme işlemi zorlaşabilir. Ancak otomatik cihazlar aracılığıyla sunulan sözel ipuçları oldukça etkili olabilir ve bunlar sistematik ve hatasız bir şekilde silikleştirilebilir. Okuma bilmeyen öğrencilere de uygulanabilir. Otomatik sözel ipucu oluşturmanın ve silikleştirmenin bir yolu otomatik kart okuyucu (Language Master) cihazlarıdır. Öğrenciye model olarak sunulacak olan sözel ifadeler veya sorular elektromanyetik şeritli kartlara kaydedilir. Bu kartlar kayıtlı mesajı okuyan kart okuyucudan geçirilerek okutulur.silikleştirme sondan bir sözcük ardı ardına İstanbul Üniversitesi Bireyselleştirilmiş Öğretim Planları Geliştirme ve Değerlendirme Ders Notları Adnan ARI eksiltilerek gerçekleştirilir. Her yere taşınabilen daha küçük boyutlu düğmeyle çalışan ses kayıt cihazları da sonradan kullanılır. Silikleştirme sonrasında nesnenin kendisi (bisiklet gibi) ipucu yerine geçebilir. 6. Videodan Model Olma: Öğrencini öğrenmesini istediğimiz davranışları, eğitimci ya kendisi ya da başka birisi tarafından o davranış yapılır ve bu videoya çekilir. Sonra öğrencinin bu videoyu izleyerek davranışı yerine getirmesi istenir ve bu davranışı öğrenmesi için gereken yardımlar (fiziksel yardım vb.) verilir. 7. Fırsat Öğretimi: İletişim becerilerinin kazandırılması ya da geliştirilmesi amacıyla kullanılır. Fırsat öğretiminde çocuğun ilgisini çekecek araçların bulunduğu bir ortam hazırlama, ilgisini çeken herhangi bir nesneye yönelmesini bekleme, daha üst düzeyde ya da konuşmaya yakın bir dil talep etme ve yöneldiği nesneyi elde etmesine izin verme aşamaları vardır. Fırsat öğreitimine başlamadan önce iyi bir hazırlık yapılmalıdır; hedef davranışı belirlemek, çocuğun ilgisini çeken etkinlik ve araçları belirlemek, araçları çocuğun ilgisini çekecek şekilde düzenlemek... Örnek; ilgisini çeken herhangi bir şeye ulaşmasını zorlaştırırız. Öğrenci ulaşmak istediği şey için ya işaret eder ya da ...yı ver der. Böylece çocuğun bizimle iletişime girmesini ve ihtiyaçlarını dile getirmesini sağlarız. İstanbul Üniversitesi Bireyselleştirilmiş Öğretim Planları Geliştirme ve Değerlendirme Ders Notları Adnan ARI Kaynakça Akçamete, A. G. (2009). Genel Eğitim Okullarında Özel Gereksinimi Olan Öğrenciler ve Özel Eğitim. 1. Basım. Kök Yayıncılık. Gürsel, O. (2006). Bireyselleştirilmiş Eğitim Programlarının Geliştirilmesi. 4. basım. Anadolu Üniversitesi Yayınları. Kırcaali-İftar, G. (2005). Otistik Özellik Gösteren Çocuklara İletişim Becerilerinin Kazandırılması. 1. Basım. Ya-Pa Yayıncılık. Aydın, A. (2003). Otizmde İlk Adım. 1. Baskı.Epsilon Yayıncılık. Darıca, N; Abidoğlu, Ü; Gümüşçü, Ş. (2000). Otizm ve Otistik Çocuklar. 2. Basım. Özgür Yayınları. Sucuoğlu,B; Kargın, T. (2010). İlköğretim’de Kaynaştırma Uygulamaları. 1. Basım. Kök Yayıncılık.