otizm sunu 2

advertisement
OTİZM SPEKTRUM
BOZUKLUĞU
Psk. Seyhan UZAR UÇKUN
Antalya Halk Sağlığı Müdürlüğü
Ruh Sağlığı Programları, Tütün ve Diğer Bağımlılık
Yapıcı Maddeler Şubesi
Otizm, belirtileri yaşamın ilk yıllarında ortaya
çıkan, yaşam boyu devam eden,
 sosyal etkileşim
 iletişim alanında belirgin gecikme-sapmalar
 sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı davranışlar
ile kendini gösteren karmaşık gelişimsel
bir bozukluktur.
Otizmin Nedenleri
 Otizm nedeni henüz tam olarak belirlenememiş bir
bozukluktur. Diğer pek çok bozuklukta olduğu gibi
otizmin de tek bir nedeni yoktur, birçok faktörün bir
araya gelmesiyle oluştuğu düşünülmektedir.
 Otizmli bireylerde beynin çalışma şekli farklıdır. Merkezi
sinir sisteminde bir anormallik olduğu ve beyinde
hücreler arasında mesaj taşıyan kimyasal ileticilerde
eksiklik ya da fazlalık olduğu düşünülmektedir.
 Bunun yanı sıra genetik de otizmde önemli bir faktördür.
Kardeş ve ikiz çalışmaları otizmde genetiğin rolünü
doğrulamaktadır.
Otistik bozukluğun tüm ırklarda, etnik
gruplarda ya da sosyal statüsü farklı gruplarda
görülebileceği, ailenin gelir durumu, yaşam
biçimi ve eğitim düzeyi ile otistik bozukluk
arasında bir bağ olmadığı vurgulanmaktadır.
Otizm tanısı alan çocukların çoğunda değişik
derecelerde öğrenme güçlüğü ve zeka geriliği
de görülebilir.
Sosyal İlişkilerde Güçlük:
 göz göze gelmekten kaçınma,
 başkalarının sevinç, üzüntü ve ihtiyaçlarına ya da
çevresindeki olaylara tepkisiz kalma,
 arkadaşlık kurmama,
 tek başına olmayı tercih etme,
 sosyal kuralları anlayamama,
 kendi duygularını paylaşmama ve
 başkaları ile duygusal ilişki kurabilme eksikliği
sayılabilir.
Sosyal gelişim özellikleri:
 Çevreyle ilgili en ufak değişikliklerin karşısında çok
duyarlı olabildikleri halde insan yüzü ve karşılıklı
iletişim bu çocuklar için çok az önem taşımaktadır.
 Kucağa alındığında sarılmama, annenin sesine tepki
vermeme gibi davranışları gösteren otistik çocukların
çoğu, anneye bağımlılık davranışının yoksunluğunu
göstermektedirler.
 Sevgi ve güvende olma gereksinimi yönüyle diğer
bireylere fiziksel yakınlaşma davranışları
görülmemektedir.
 Otistik çocukların zamanlarının çoğunu tek başına
oynayarak geçirdikleri ve anne-babaları ile iletişim
kurmadıkları gözlenmiştir.
 Otistik
çocuklarda
oyun
becerisi,
sembolik
düşüncenin kazanıldığı duyu motor döneme paralel
olarak gelişmemektedir. İletişim ve hayal gücünden
yoksun olmaları nedeniyle diğer çocukların oyununa
katılmazlar.
İletişimde Zorluklar:
 Konuşmada gelişmeme, gecikme, güçlük görülebilir.
 Bazıları yaşamları
geliştiremezler.
boyunca
hiç
konuşma
becerisi
 Bu gruptaki çocuklar iletişim sağlamak için taklit ya da
işaret kullanımı girişiminde de bulunmayabilirler.
 Konuşabilen çocuklarda başkaları ile etkileşim başlatma
ve sürdürme yetersizliği görülür.
 Yaşlarına göre konuşma
düzeyde olmayabilir.
becerilerinin
beklenen
 monoton bir sesle konuşmaları,
 sadece bir-iki kelime söyleme, çok kelimeyle
anlamsız konuşma,
 ekolali konuşma,
 zamirleri karıştırma,
 karşısındaki kişinin yüz ifadesini, mimik ve jestlerini
anlayamamaları,
 konuşulanları anlamada güçlük çekme,
gramer bozuklukları ve telâffuz güçlüğü
 özellikle soyut kavramlarda güçlük çekmeleri,
 tehlikeyi algılayamama
17.04.14
Sınırlı İlgi, Yineleyici ve Rutin Davranışlar:
 Otistik özellikleri olan çocuklar, çoğu zaman tek ve
sınırlı bir ilgi alanına sahiptir. Bazı konulara yoğun ilgi
gösterip dikkatlerini uzun süreli toplayabilir, ancak
ilgilerini çekmeyen diğer konulara kayıtsız kalabilirler.
 Yineleyici davranışların (ellerini sallama ya da çırpma,
zıplama, sallanma, anlamsız sesler çıkarma gibi)
otistik özellikleri olan çocukların duyu algılamalarındaki
farklılıktan kaynaklandığı ve duyusal olarak onları
rahatlattığı düşünülür.
 Rutin davranışlar ise basit anlamıyla, aynı mekanda,
zamanda ve sırada, davranışların tekrarlanmasıdır.
DUYUSAL ÖZELLİKLER:
a) İşitsel Uyarılara Karşı Tepkileri : Seslere karşı çok değişik
tepkiler gösteren otistik çocukların, erken çocukluk döneminde bazı
seslere hiçbir tepki vermemesi, çocukta işitme problemi olduğu
düşüncesini çağrıştırmaktadır.
b) Görsel Uyarılara Karşı Tepkileri : Otistik çocukların insan yüzüne
ve çevrelerindeki birçok nesneye bakmamalarına karşın, hareket
eden, dönen ya da parlak olan bazı nesnelere çok uzun bakabildikleri,
bazılarının zaman zaman ışıktan rahatsız oldukları hatta karanlık bir
odada daha rahat ettikleri görülebilmektedir.
c) Acı, Sıcak, Soğuğa Karşı Tepkiler : Bu tepkiler bazı çocuklarda
acıyı, sıcağı ve soğuğu fark etmeme şeklinde ortaya çıkarken,
bazılarında ise, soğuk suyla ellerini yıkarken ağlama, eline iğne
battığı zaman çığlık atma gibi aşırı duyarlılıklar şeklinde de
görülebilmektedir.
d) Dokunulmaya Karşı Tepkiler : Herhangi bir kimse tarafından
dokunulmaya, kucağa alınmaya tepki gösteren otistik çocuklar,
fiziksel teması reddetmekte ve çevreleriyle ilişki kurmaktan
kaçınmaktadırlar.
MOTOR GELIŞIM ÖZELLIKLERI
Otistik çocukların ip atlama, dans, yüzme gibi büyük kas
motor becerilerin kullanılmasını gerektiren bazı hareketleri
taklit etme yetilerinin çok az ya da hiç olmamasına bağlı
olarak daha geç öğrendikleri görülmektedir. Kâğıt kesme,
kutu içine küp atma ve ipe boncuk dizme gibi küçük kas
motor becerilerinin de oldukça zayıf olduğu gözlenmektedir.
Otistik çocukların duruşlarında, ellerini kullanmada zaman
zaman normalden farklı bir görünüm sergiledikleri
görülmektedir. (Parmak uçlarında yürüme, belli hareketleri
tekrar etme, tek ayağı üzerinde ileri geri sallanma, kendi
etrafında dönme vb.) Bununla birlikte hiperaktif (çok
hareketli) veya hipoaktif (az hareketli) olmaları da diğer
motor davranış özellikleri olarak kabul edilmektedir
ZIHINSEL GELIŞIM ÖZELLIKLERI :
Otistik çocukların zekâ düzeylerini belirleyen testleri
kullanmada güçlükler olması ve bu çocukların testlerde
düşük performans göstermeleri zekâ bölümlerinin
tespitini zorlaştırmaktadır.
Son yapılan araştırmalar temel problemin zihinsel gelişim
alanında olduğunu belirtmekte ve bu konudaki
tartışmalar zihinsel yetersizliğin birinci olarak dil ve
iletişim problemlerine yol açtığı, ikinci olarak da
davranışsal ve duyusal güçlüklere neden olduğu yönünde
yoğunlaşmaktadır.
ÖZEL BECERILER :
Bunlar genellikle konuşma becerisi soyut anlam içermeyen türden
becerilerdir. Otobüs hareket saatleri, sayılar vb. ayrıntılar ilgili bazı
görsel yetenekler şeklinde de ortaya çıkabilmektedir. Kendi kendine
okuma-yazma öğrenebilme, okuduğunu anlamasa da akıcı bir şekilde
okuyabilme, kısa sürede ezberleyebilme gibi iyi bir belleğe sahip olan
erken gelişmiş kavramsal veya görsel-motor yetenekleri olan otistik
çocuklara da rastlanmaktadır.
Klinik Özellikler
0-3 YAŞ
 Bu dönemde otizm tanısı almış çocukların fiziksel
gelişimleri yaygın uyku ve beslenme
problemlerine rağmen yaşıtlarından farklı değildir,
hemen hepsi sağlıklı bebeklerdir. Fiziksel olarak
birçok beceriyi olağan yaşlarında kazanmaya
hazırdırlar; ancak bazı otizm tanısı almış
bebeklerin çevrelerine karşı ilgisizlikleri nedeniyle
daha geç yaşlarda oturdukları ve yürüdükleri
gözlenmektedir.
 Otizm tanısı almış bir bebek, bu yaş grubundayken
 fazla göz teması kurmaz;
 gülümseme ve seslenmelere pek yanıt vermez.
 Kucağa alınınca mutlu olmaz.
 Dil becerileri açısından değerlendirildiğinde,
 otizmli olmayan bir bebekten 6 aylıkken beklenilen
agulama ve 9 aylıkken beklenen hecelemeler,
otizmli bir bebekte gözlenmez. 1 yaşındayken
beklenilen anlamlı kelimeler de otizmli bebeklerde
görülmemektedir.
 2 yaşındaki çocuklardan beklenilen iki kelimelik
cümle kurma, verilen komutları anlama, yaşa
uygun kelime dağarcığına sahip olma gibi
yeteneklerin bu yaştaki otizmli bir çocukta
henüz gelişmediği söylenebilir.
 Bir yaş civarı ve sonrasında normal gelişim
gösteren çocuklardan anne babalarının
dönüşünü fark etmeleri ve coşkuyla
karşılamaları veya küskünlüklerini ifade
etmeleri beklenir. Ancak otizmli çocukların
ayrılıklara ve kavuşmalara belirgin tepki
vermedikleri söylenebilir.
 Çocuk 2-3 yaşına geldiğinde aileler genellikle
konuşma gecikmesi sebebiyle hekime
başvurmaktadır. Çocuğun mevcut becerilerinde
gerileme olduğu durumlarda, bu gerileme
sebebiyle de hekime başvuru söz konusudur.
 2-3 yaşlardaki otizmli çocuklarda baş-baş
yapma, el sallama gibi basit selamlaşmanın
hareketlerinin kazandırılması aileye zorluk
yaratabilmektedir (Akçakın, 2008).
 Bu yaşlardaki otizme eğilimli çocuklarda taklit
yeteneklerinin zayıf olduğu, yalnızlığı tercih
ettikleri, başkalarına bakmadıkları, sosyal
gülümsemelerinin olmadığı ve yüz ifadelerinin
kısıtlı olduğu bildirilmiştir.
 3 yaşından beklenilen karşılıklı oyun kurma ve
yürütebilme becerileri otizmli çocuklarda
gelişmemiştir.
 Bu yaşlar, otizmli bir çocukta parmak ucunda
yürüme, dönme, el ve kol çırpma, sallanma
gibi hareketlerin yoğun olarak başladığı
yaşlardır.
 Araba plakaları, gazetedeki logolar gibi işlevsel
olmayan nesnelere ilgileri fazladır.
OSB yelpazesindeki bireyler klinik özellikler açısından
büyük farklar göstermektedir.
Olguların bazıları ağır derecede zeka geriliği, epileptik
nöbetler, hiç konuşamama, kendine zarar verme ve
tamamen bakıma muhtaç olma özellikleri gösterirken,
sadece sosyal ilişki sorunları yaşayan, üstün zekalı, belli
alanlarda çok başarılı olan bireyler de vardır.
Görülme Sıklığı
 Erkeklerde kızlardan daha sık olarak gözlenir.
 Erkek çocuklarda kız çocuklarına oranla 3-5
kat daha fazladır.
Çocuk Sağlığı ve İnsan Gelişimi Ulusal Enstitüsü’ne (The National
İnstitute of Child Health and Human Development) göre aşağıdaki
bulguların varlığında çocuk, hekim tarafından otizm açısından
derhal değerlendirilmelidir.
o 12 aylıkken ‘’agu’’lamıyorsa veya kuş seslerine benzer sesler
çıkarmıyorsa,
o 12 aylık olmasına rağmen işaret etmiyor, el sallamıyor,
anladığını belli etmiyorsa,
o 16 aylık olmasına rağmen tek tek kelimeler söylemeye
başlamadıysa (anne, bebek gibi..),
o 24 aylık olmasına rağmen kendiliğinden (karşıdakinin
söylediğini tekrar etme şeklinde değil) en az 2 kelimelik kısa
cümleler kuramıyorsa,
o Dil gelişimi ve sosyal becerilerinde hangi yaşta olursa olsun
herhangi bir geriye gidiş ortaya çıktıysa.
Erken Tanı ve Önemi
 Ülkemizde otizm tanısı koyabilecek uzmanlar çocuk
ve ergen psikiyatri uzmanları ve çocuk nörologlarıdır.
 Otizmli çocukların dış görünümleri diğer çocuklardan
farklı değildir; ancak, davranışları farklıdır. Tanı,
uzmanlar tarafından çocuğun gözlenmesi, gelişim
testleri yapılması ve anne-babalara çocuğun gelişimi
hakkında sorular sorulmasıyla konur.
 Otizmin tanısı 12 aylıktan itibaren konabilir. Erken
yaşta tanı konması, bir an önce eğitimin başlaması
açısından önemlidir.
 Otizminde bugün bilinen tek tedavi
özel eğitimdir.
 Özel eğitimde amaç; çocuğun ihtiyaçlarına
yönelik olarak planlanmış programlarla, çocuğun
gelişimsel olarak mümkün olduğunca akranları
düzeyine ulaşmasını sağlamaktır. Bu çocukların
erken dönemde tanınması ve uygun eğitime
başlanması, hastalığın gidişatı ve ilerleyen
dönemlerde karşılaşılabilecek problemlerin en
aza indirgenmesi açısından çok önemlidir.
Eğer çocuğunuz:
 Başkalarıyla göz teması kurmuyorsa,
 İsmini söylediğinizde bakmıyorsa,
 Söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa,
 Parmağıyla ile istediği şeyi göstermiyorsa,
 Oyuncaklarla oynamayı bilmiyorsa,
 Akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa,
 Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söylüyorsa,
 Konuşmada akranlarının gerisinde kalmışsa,
 Sallanmak, çırpınmak gibi garip hareketleri varsa,
 Bazı eşyaları döndürmek, sıraya dizmek gibi sıra dışı hareketler
yapıyorsa,
 Günlük yaşamındaki düzen değişikliklerine aşırı tepki veriyorsa,
otizm açısından değerlendirme yapmak gerekir.
17.04.14
Download