T.B.M.M. B : 82 26 Mart seçimlerinden sonra, bakıyoruz artık, muhalefetin vermiş olduğu, vermek­ te olduğu araştırma önergeleri kabul edil­ meye başlandı. Bu konuda müteşekkiriz, teşekkür ederiz; ama bu konudaki duyar­ lılığın ve halkın sizlerin kulağını çektikten sonra düzelen, bu yaklaşımınızın, diğer ko­ nularda da devam etmesini diliyoruz ve bu konuda da halkın bir önemli uyarısını da yerine getirmenizi rica ediyoruz. O da, bi­ liyorsunuz, erken genel seçim. Umarım bunu da uygularsınız, yerine getirirsiniz. (SHP ve DYP sıralarından "Ondan bah­ setme, o cıs" sesleri) Sayın Başkan, değerli milletvekili ar­ kadaşlarım; Sayın Bakanı dinlerken, ha­ kikaten, Hükümetin, kendi kurumların­ dan, kendi teşkilatından haberi olmadığını da esefle izledim. Sayın Bakan, zaman za­ man, "Bilemiyorum, yanılıyor olabilirim" gibi birtakım sözlerle, bir hükümet üye­ sine ve onun kendi teşkilatını tanımama, tanıyamama ve izleyememe durumunuda olduğu görünümünü burada bizlere yan­ sıttı ve bundan da teessür duydum, üzül­ düm; ama, haklıdır Sayın Bakan; bu Hü­ kümette kimin ne yaptığı belli değil. Kim ne uyguluyor, hangi yasalar çıkıyor, han­ gi tebliğler yayımlanıyor, bunu, başta Sa­ yın Başbakan olmak üzere, hükümet üye­ leri bilmediği gibi, zaten, milletvekilleri­ nin de bilmesine olanak yoktu. Umarım, 26 Marttan sonra bunlar da değişir. Terlik konusuna geçmeden önce, Sa­ yın Bakanın dış ticaret rejimiyle ilgili söy­ lemiş olduğu birkaç konuya değinmek is­ tiyorum. Sayın Bakan, "Hükümetlerinin, libe­ ral bir yaklaşımla, açık ekonomi politika­ sıyla ihracatı geliştirmek, desteklemek ve Türkiye ekonomisine bu konuda katkılar­ da bulunmak amaçlandığını" söyledi. An­ cak, liberal bir yaklaşım içerisinde, mali­ yeti 2 000 Türk Lirası olan 10 çift terliğe 25 . 4 . 1989 O : 1 30 dolar gibi bir destekleme vergi iadesi verildiğini dünyanın neresinde gördünüz? Bu liberal ekonominin hangi kurallarıyla açıklanabilir? Bunu da öğrenmek istiyo­ ruz. Bize göre, ANAP Hükümetinin ve iz­ lemiş olduğu dış ticaret rejiminin önemli bir yanılgısı vardır; o da şudur : Dış tica­ ret politikası ve özelde ihracat, ekonomik sistemin bir parçasıdır. Dış ticaret, ekono­ minin dengeli çalışması, bir ülkede refa­ hın sağlanması, dengeli gelir bölüşünıü için bir araçtır; ama siz ANAP Hüküme­ tinde olduğu gibi, ihracatı kendi başına bir amaç olarak alırsanız; ekonomik sistemin içerisinde bir parça, bir araç olarak değil de, amaç olarak alırsanız, bugün, Sayın Özal Hükümetinin, bu Hükümetin düş­ müş olduğu yanılgılar içerisine düşersiniz; haksız kazançlar çoğalır, hayalî ihracat ar­ tar, Türkiye'nin üretimi durma düzeyine gelir, -bugün olduğu gibi- işsizlik artar ve ekonominin çalışma sistemini ve dengesi­ ni bozarsınız. Yanılgı buradan geliyor. Siz, ağacı görüyorsunuz, ormanı göz ardı edi­ yorsunuz. Dış ticaret rejimi, bir ülkenin ekonomik sisteminin çalışmasında, sade­ ce araçlardan bir tanesidir. Onun için, mutlaka ihraç edeceğim, dışsatımda bu­ lunacağım diye konunun üzerine giderse­ niz, onu bir amaç olarak alırsanız, bugün içerisine düşülen sorunlara düşmek doğal­ dır, normaldir. Umarım bu da değiştiri­ lir. Dış ticaret rejimiyle ilgili olarak, Sa­ yın Bakan bazı görüşler arz ettiler. Bu ko­ nuda bizim görüşlerimizi, müsaadenizle vurgulamak istiyorum : Her şeyden ön­ ce, dış ticaret rejimini düzeltmek istiyor­ sanız, dış ticareti tek bir mevzuat içerisin­ de toplayın, bunu gerçekleştirmeye çalışın. İkincisi, teşvik sistemini basitleştirin; normal, tüm girişimcilerin anlayabilece­ ği bir düzeye indirin ve teşviklerin yoğun-