C. Senatosu B : 25 Muhterem arkadaşlarım, ihracatımız genel olarak zirai mahsullere da­ yanmaktadır. Sanayi ürünleri ihracatının artış hızı oldukça yavaştır. Maden kaynaklarımız, gereği gibi değerlendirilmediği için ihracatımız içinde maden ürünlerinin yeri önemsiz kalmak­ tadır. Kalkınma Plânımızda ve uygulama pro­ gramlarında bu bünyenin değiştirilmesi ve ihra­ catın süratle geliştirilmesi için çeşitli tedbir­ ler düşünülmüş ve uygulama alanına konulmuş­ tur. Ayrıca uyarmalar üzerine, Hükümetçe ye­ ni teşvik tedbirleri alınmasına başlanmıştır. İhraç mallarının maliyetlerinin düşürülmesi, fiyat istikrarı sağlanması, yeni pazarlar bulun­ ması, nakliyat kolaylıkları temini gibi klâsik tedbirler yanında, sınai mamullere vergi iadesi yoliyle ihraç gücü kazandırılması, kredi kolay­ lıkları, ihracat sigortası gibi pahalı tedbirlere de başvurulmaktadır. Ancak, son gelişmeler, bütün bu tedbirlerin ihracatı geliştirmeye yeterli olmadığını ortaya koymuştur. Dış ticaret açığımızın azaltılması için daha cesur ve köklü tedbirlere ihtiyacolduğu anlaşılmaktadır. Bir devalüasyona gidilme­ sini bu hususta yeterli ve yararlı bir tedbir ola­ rak görmüyoruz. Her şeyden evvel ithalât ihti­ yacını kamçılayan aşırı istihlâk eğilimini fren­ lemek lâzımdır, ithalât ihtiyacını artıracak dış ödeme dengemizi daha da bozacak olan yanlış davranışlardan kaçınmamız lâzımdır. Sanayiimizi geniş ölçüde ihracata yöneltmeliyiz. Sanayiimi­ zin, irahcata dönük olmayışı, karşılaştığımız müşküllerin sebeplerinin başında yer almakta­ dır. Muhterem arkadaşlar, milletçe işlediğimiz bir hata vardır. Türkiye'de, ihracata dönük sa­ nayiden evvel, ithalât ikamesi sanayiine önem verilmiştir. Bu sanayi ise yeni ithalât ihtiyacı doğurmuştur, bugün çektiğimiz sıkıntıların ba­ şında gelmektedir. Muhterem arkadaşar, ihraç mallarımıza, ih­ raç gücü kazandırmak için bâzı mallarımız için ayrı döviz kurları uygulanabilir kanaatindeyiz. Şeker gibi, maliyeti yüksek olan sanayi mamul­ leri ile kaçak olarak yurt dışına çıkan canlı hayvan ve benzeri maddeler için ayrı döviz kuru uygulanmak suretiyle bunlara ihraç gücü kazan­ dırılması hem ekonomik bakımdan ve hem de sosyal bakımdan da faydalı olacaktır. 28 . 1 . 1969 O :2 ihraç maddelerimizde maliyet artışları, vergi iadesi yoliyle teşvikin etkisini, geniş ölçüde, azaltmaktadır. Son birbuçuk yıl içinde, vergi iadesi, ortalama olarak bir kat artırılmış oldu­ ğu halde ihracat artmamıştır. ihracatı artırmak, görüldüğü gibi, çok yönlü ve çeşitli tedbir istiyen çok çetin bir iştir. Çe­ şitli tedbirler yanında, çeşitli daire ve bakanlık­ lar arasında dağılmış bulunan yetkileri ve peraketnde çabalan ahenkli bir hale getirmek lâ­ zımdır. Güven Partisi bu amaçla, ihracat işini bütün cepheleriyle, en dinamik şekilde, ele ala­ cak bir «Dış Ticaret Bakanlığı» kurulmasını teklif etmiştir. İşçi dövizleri : Yurt dışında çalışmakta olan işçilerimizin ge­ tirdikleri dövizler, ödeme dengemizin mühim bir unsurunu teşikl etmektedir. Birinci Kalkın­ ma Plânının hazırlanması sırasında dikkati çek­ memiş olan bu kaynak, 1964 te yürürlüğe konan kanunla mevduata farklı bir faiz oranı uygu­ lanmasından sonra, süratli bir gelişme kaydet­ miş ve 1966 yılında 115 milyon dolara yüksel­ miştir. Gelişme bu suretle devam ederken, işçi dö­ vizlerinin 1967 yılında birden bire 93 milyona düşmesi endişe yaratmıştır. 1968 yılında yeni­ den bir artma kaydedilmişse de bu artış endi­ şeleri henüz ortadan kaldırmamıştır. Yurt dışında çalışan isçi sayısının artmasına karşılık, yurda giren döviz gelirindeki azalma­ nın bu sebeple gerçek sebepleri üzerinde dur­ mak lâzımdır. Bu fark, tahmin olduğu gibi Türk parasının serbest kur'u ile işçi dövizlerine uygulanan kur arasındaki marştan doğuyorsa, bunu telâfi edecek tedbirlerin süratle alınması gerekiyor. Güven Partisi, bu dövizlerin her hal­ de gerçek değeri üzerinden satınalınmasına ta­ raftardır. Muhterem arkadaşlar, Turizm konusunda, parti olarak desteklediğimiz kur değişikliğine rağmen, umulan ölçüde gelir sağlanamamıştır. 1968 Ocak - Ağustos devresinde, 1967 yılının ay­ nı devresine nazaran 6,5 milyon dolarlık bir ar­ tış gerçekleşmiş. Dış seyahat dengesindeki ar­ tış ise, bu oranda da olmamış. Geçen yılın Ocak - Ağustos devresinde aleyhteki nakıs 11,8 lira farka karşılık bu yılın aynı devresinde bu fark nakıs 9,3 milyonluk bir fark hâsıl olmuş54-