C. Senatosu B : 34 1.2. 1964 O : 2

advertisement
C. Senatosu
B : 34 1 . 2 . 1964 O : 2
yerine, koruyucu 'hekimliğin esas 'olarak alın­
ın ası tedavide de, hastanede yerine mümkün
olan ihallerde evde 'veya ayakta tedavinin esas
olarak alınması başlıca hedefler idi. Bu Ihedef­
lerin gerçekleşmesi, sağlık 'ocaklarının ve sağ­
lık merkezlerinin süratle açılmasına ve (hizmet­
lerin bölgelerine götürebilmesine
(bağlıdır.
Bundan övvelki yıllarda ele alınmış pilot 'b'öJıgelerde bu sistem olumlu neticeler vermiştir.
Bunun süratle teşmili ve sağlık ocaklarıyla
•merkezlerinin diğer 'bölgelerde de açılması ka­
çınılmaz • bir zaruret olmuştur. Halbuki 1964
'büt'çesinde yatırımların ağırlık aııerkezi, bun­
dan evvelki yıllarda olduğu gihl, ihastanelere
doğru kayma temayülü göstermektedir. Bu
'hal tıp (hizmetlerinden 'beklenilen sonucun sağ­
lanmasını tehlikeye düşürecektir.
Eğitim :
o. Bğitimde ıgenel (hedef, istenilen nitelik­
te ive ihtiyaçlara uygun adedde iş gücünü ye­
tiştirmektir. 'Planlı devreden evvelki uygula­
ma, genci öğretime büyük •bir ağırlık verdi­
ğinden, hedef olarak orta ve yüksek öğretimde
teknik eğitin ne ağırlık 'verecek ve teknik iş güıcü talebini karşılıyacak kadar ıbir kapasite ya­
ratacak istikamette idi. Ancak bugüne kadar
alman tedbirler genel öğretimdeki tahdidediei
•hedefleri gerçekleştirecek yönde olmakla heraIbcr, teknik eğitimi orta eğitimde % 60 m üze­
rine çıkarmak bakımından yeterli olmamıştır.
teinde Ibulunduğumıız devrede kaybedilecek
zamanın ilerdeki yıllarda telâfi edilemiyeceği
•göz önünde tutularak mümkün olan hızla tek­
nik eğitimdeki gelişmelerin sağlanmasına ça­
lışmak lâzıımigel'in ektedir.
Para ve kredi politikası :
6. İthalâtın finansmanı ve dış ticaret bi­
lançomuzun öteden 'beri açık -vermesi dolayısiyle Ibir problem olmuştur. IBU problem J9G3
yılında da şiddetlenerek devanı etmiştir.
Merkez Bankasının altın stoklarından 404
milyon lira tutarındaki $9,'9 tonu rdlıin vermek
veya satmak suretiyle elden çıkarılmiış, aynı
devre içinde (bankanın döviz re'zeı'vclerinde de
324 milyon liralık •bir azalma hâsıl olmuştur.
Altın satışı ve döviz rezenvelerindeki azalma
dış ödeme vasıtalarını toplam 'olarak 4963 yılı
l'l ayı içinde 6'38 milyon liralık imkânı kulla­
nılmış (bulunmaktadır. 'Dış ticaret politikasın
da bu gidişin zamanında görülerek gerekli ted­
birlerin alınması ve döviz israfının önlenmesi
icabederdi. Bu duruma dikkat nazarları bil­
hassa çekmek isteriz. Dış ödeme vasıtalarının
kullanılışında israftan kaçınılmayı millî, eko­
nominin en önemli •bir pMohleml 'olarak 'göz
önünde (bulundurma zaruretine işaret
etmek
isleriz. Bu arada özellikle Jilberas'y'on listeleri­
nin çok zaruri mallar dışında .-hiçbir şeye uygu­
lanmaması ve tahsisli ithal listelerine alınacak
malların da Türkiye'de imali mümkün olan
ihiç'bir malı ihtiva etmiyecek tarzda düzenlen­
mesi ve lüks 'maddelerden sayılan mamullerin
hammaddelerine verilecek ithal tahsislerinin
kısılmasını faydalı ve zaruri telâkki et inekteyiz.
1963 yılı 640 milyon dolar civarında bulu­
nan ithalâtının tahminen 500 milyon dolarlık
kısmı ithalâtçılar eliyle yapılmıştır. Ortalama
olarak ithalât kârı, toptancı kârı ile birlikte
% 40 olduğuna göre, bu ithalâttan ithalâtçının
aldığı ithalât ve toptancı kârı yekûnu iki mil­
yar lira civarındadır. Bn kârdan % 80 inin;, ya­
ni ortalama birbuçıık milyar lirasının, 200 ka­
dar firmada, toplandığı bilinmektedir. Ödenen
vergilerin yekûn içimdeki yerinin son derece
ehemmiyetsiz olduğu ve son zamanlarda faaliye­
tine son verilmiş olan tthal Malları Fiyat Kon­
trol Dairesince ithalât fiyatlarında büyük döviz
kaçakçılığına meydan verecek nisbetto fiyat şi­
şirmeleri bulunduğu göz önünde tutulursa, bu
'konuda ne kadar büyük bir israf olduğu ve bu
şekilde elde edilen kârların nasıl israf edilmek­
te olduğu açık olarak ortaya çıkar.
Ayrıca beş yıllık plânda, genel olarak sanayi­
in korunması ve yatırımların teşviki için «se­
lekti v» bir gümrük korunması tavsiye edilmiş
olmasına rağmen buna riayet edilmediği gibi,
ayrıca her sene muayyen sürelerle çıkarılan
gümrüklerdeki izinsiz ve usulsüz gelen malların
ithaline dair kararnamelerin ithal rejiminin is­
tikrarı zedelenmekte ve yerli sanayi ile yatırım­
lar bundan zarar görmekte ve istikrarlı ithal re­
jiminin devamlılığı hakkındaki ümitleri sars­
maktadır.
. Burada ayrıca önemli bir noktaya değinme­
den kendimi alamıyorum. Dünya piyasasında,
son senelerde ham madde fiyatlarında oldukça
önemli bir artış olmasına rağmen, ham madde
ihracatçısı bulunan Türkivcnin ihracatında ma-
32
Download