Muhterem Müslümanlar

advertisement
TOKYO CAMİİ CUMA HUTBESİ
5 Haziran 2015
KUR’AN
Muhterem Müslümanlar!
Hz. Muhammed (s.a.v.)’e vahiy yoluyla
indirilen Kur'ân'ı, yirmi üç yıllık süreçte,
kendisine geldiği gibi ayetler ve sûreler
şeklinde insanlara tebliğ etmiş, çeşitli
malzemeler üzerine yazılı bulunan sure ve
ayetler Hz. Ebu Bekir döneminde toplanarak
kitap haline getirilmiş ve Hz. Osman
zamanında da çoğaltılarak ülkenin büyük
şehirlerine gönderilmiştir.
OF ISLAM
Hz.
Peygamber'den
günümüze kadar, Kur'ân,
"ilahî-kutsal"
metinler
içerisinde
Allah'tan
geldiği şekliyle muhafaza
edilen tek kitaptır.
Allah’ın kelâmı olması
ve
“icaz
özelliği”nin
yanında İslam dininin
inanç, ibadet, ahlak ve
muamelatla
(hukukla)
ilgili olarak hükümler
vazeden bir kitap olması Kur’an’ın en belirgin
özelliğidir. Allah’ın birliğinden ve sıfatlarından,
ahiret hayatından; cennet ve cehennemden
haber verir. Buna ilaveten Kur’ân, öğüt ve
ibret maksadıyla, önceki peygamberler ve
milletlerden bahseder, geçmişe dair tarihî,
sosyal olayları içeren “kıssalar” nakleder.
İnsanlara adaletle muamele etmeyi ve
“takva” sahibi olmayı emreden Kur’ân,
kendisini “insanlar için bir öğüt ve hidayet
rehberi”1 olarak tanımlar
Kur’ân öncelikle insanı, kendi yaratılışı ve
kâinattaki ahengi derinliğine düşünmeye
davet eder. Bu davet insana evrenin tek
boyutlu olmadığını; insan idrakini aşan
metafizik boyutunun da varlığını hatırlatmayı
amaçlar.
Muhterem Müslümanlar!
Kur’ân’a göre hayat, sadece içinde
yaşadığımız bu dünyadan ibaret olmayan ve
ölümle son bulmayan bir vakıadır. Onun için
asıl ve devamlı olan hayat ahiret hayatıdır.
Ahiret hayatını kazanmak ise insanın dünyada
yaptığı işlerle doğrudan ilgilidir. Bu bakımdan
Allah’ın
Kur’ân’da
yapılmasını
isteyip
müminlere farz kıldığı ibadet ve amelleri
yerine getirmenin ve yapılmamasını isteyip
haram kıldığı fiillerden uzak kalmanın gereği
sıkça vurgulanır. Bütün bunlar hem birey
hem de toplum olarak insanın dünya ve
ahiret saadetini temin etmeye yöneliktir.
Muhterem Müminler!
İslamı anlamak ve
IS EASY
doğru olarak yaşamak
ancak İslam’ın temel
kaynağı olan Kur’anı
manasını
anlayarak
okumakla mümkündür.
Cenab-ı Hak Kur’an’ı
anlayıp
uygulayasınız
diye
kolaylaştırdık
buyurmakta ve bizden
ayetlerini tefekkür edip
anlamamızı
istemektedir
‘Onlar
Kur’an-ı
düşünmüyorlar
mı?
Yoksa
kalpleri(nin) üzerinde kilitleri mi var(ki hiçbir
hakikat, gönüllerine girmiyor)? 2 ayetiyle
Kur’an üzerinde düşünmeyenleri yermektedir.
Kur’an’ı anlamanın tek yolu ise, Kur’an’ın ilk
emri olan ve Kur’an kelimesinin de anlamı
olan ‘okuma’ fiilinin yerine getirilmesiyle
mümkün
olacaktır.
İman
eden
biz
Müslümanların yaşamındaki en büyük amaç,
Kur’an’ı anlamak, Kur’an’a göre yaşamak
olmalıdır. İmam Gazali bu hususta;’Kur’an-ı
hakkıyla okumak için dil, akıl ve kalbin
işbirliği içinda olması gerekir. Dil, mehâric-i
hurufa dikkat ederek ağır ağır okur. Akıl
manalarını düşünür, kalp ise onun emir ve
yasaklarından tesir alarak kendine çeki düzen
verir. Yani dil okur, akıl tercüme eder, kalp
ders alır. Bu üçü bir arada bulunmazsa,
Kur’an gerçek mânâ da okunmuş sayılmaz.’
3demektedir. Hz. Peygamber (SAV) ‘Sizin en
hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir’ 4
buyurmaktadır.
全体規則)
2
Muhammed,47/24)
Gazali ihya U. 1. 259 )
4
Tirmizi, Fezâilül Kuran, 15
3
1
Tâ Hâ, 20/2-3; Neml, 27/2; İsrâ, 17/9
www.tokyocamii.org
Download