M. Meclisi B : 48 başlığında toplanan malların ihracatındaki

advertisement
M. Meclisi
B : 48
başlığında toplanan malların ihracatındaki beş
yıllık gelişme nisbeti ise % 50 dir. Bu nisbet
ilerisi için ümit verici olmaktadır.
Tarım ürünleri ihracatında bilhassa yaş mey­
ve ve sebze sahalarında güçlü bir potansiyelin
bulunduğu aşikârdır. Fındık, kuru üzüm, in­
cir ve tütün gibi mahsullerin ihracatını tarife
kontenjanları, yeni sürüm sahaları temini gibi
tedbirlerle geliştirmeye çalışılırken diğer tarım­
sal ürünlerin ihracı üzerinde de ısrarla durul­
malıdır. Bu maksatla yetiştirme ve üretim
tekniği, zirai mücadele, ihracata salih cinslerin
ıslahı, bu konudaki insan gücünün eğitimi, standardizasyon ve ambalaj meseleleri gibi ihraca­
tın tutucu unsurlarının izalesindeki çalışmaları
hızlandırmak lâzımdır.
Şüphesiz bu çalışmalar münhasıran Ticaret
Bakanlığı vasıtasiyle yürütülemez, ilgili ba­
kanlıklarla koordoneli bir çalışma düzenine gi­
rilmesinde faydalar vardır.
ithalât konusundaki görüşlerimize gelince :
Bilindiği gibi ithalâtımız 6 aylık kotalar sis­
temine göre yürütülmektedir. Bu sistem mah­
dut bulunan ithalât kaynaklarımızın ekonomik
gelişmemiz için en uygun sahalara tahsisini ön­
görmekte ve 1958 senesinden beri başarılı bir
şekilde tatbik olunmaktadır.
Mevcut sanayiimizin faaliyetlerini muntazam
devam ettirebilmesi için çeşitli yedek parçala­
rın ve bâzı malzemelerin ithalâtı liberasyon lis­
telerine alınmakta, diğer maddeler tahsisli ithal
malları listelerinde ve çeşitli müesseselerin
emrinde bulundurulmaktadır, ithalâtımız 1967
senesinde 684 milyon dolar olarak gerçekleşmiş­
tir. Bunun yüzde 47,9 u hammaddelere, yüzde
47,2 si yatırım mallarıma, yüzde 4,9 u da tü­
ketim mallarına tahsis olunmuştur. 1967 sene­
si ihracatının plân hedeflerini aşan bir nisbette gerçekleşmiş olmasına rağmen, ithalâtın prog­
ram hedeflerinin gerisinde kalmış olması, ih­
racat dışındaki kaynakların tahminler seviye­
sinde gerçekleştirilememiş olmasındandır.
Burada şunu memnuniyetle belirtelim ki, 20
nci kotada müzmin bir şikâyet konusu halinde
bulunan mutemetlik müessesesini ıslah hususun­
da bâzı tedbirler alınmış bulunmaktadır. Bu
tedbirlerin neticelerinin de şikâyetleri kısmen
bertaraf edecek şekilde tecelli etmesini gönül­
den dileriz.
22 . 2 . 1968
O :2
Tahsis belgeleri üzerindeki gayrinizami ta­
sarrufları önlemek maksadiyle hammadde tah­
sislerinin, işletmelerin asgari rantabilite stokları
göz önünde bulundurularak yapılması hususun­
da tedbirler alınmasının faydalı olacağı kanaa­
tindeyiz. Memleketimizde imal edilen malların
kotalardaki listelerden çıkarılması hususundaki
çalışmalarda, dahilî imalât kapasitesinin toplam
talebi karşılayıp karşılıymıyacağı üzerinde has­
sasiyetle durulmalı, kalite düşüklüğü veya fi­
yat yüksekliği gibi, sonradan hâsıl olacak du­
rumların kontrolü yapılarak tedbirleri süratle
alınmalıdır.
Dış ticaret konusunu bitirmeden evvel sayın
milletvekilleri bir konuya temas etmek istiyo­
rum. Yıllar yılı bu kürsüden dış ticaret had­
lerinin az gelişmiş memleketlerin aleyhine çalış­
tığı söylenegelmektedir ve bu doğrudur. T.t.P.
sinin sayın sözcüsü, eğer sadece bu gerçeği ifa­
de etmekle kalmış olsaydı mesele yoktu. Yalnız
sanayi mallarından bir traktörün alınabilmesi
için muhtelif memleketlerde, muayyen senelerde
ne miktar zirai ürün verilmesi lâzımgeldiği ko­
nusunu burada işliyerek, misaller vererek, dış
ticaret hadlerinin nasıl az gelişmiş memleket­
ler aleyhine çalıştığını izah etti. Doğrudur.
Nisbetlerin ne derece olduğunu
söyliyemem
ama, gerçek olan bir şey varsa, az gelişmiş
memleketlerin dış ticaret hadleri devamlı olarak
aleyhe çalışır. Ancak, muhterem arkadaşımız
hemen bunun arkasından «Geliniz şu dış tica­
reti devletleştirelim» buyurdular. Anlıyamadığım bir nokta oldu. Dış ticareti Devlet eline
verdiğiniz takdirde, acaba Türkiye az gelişmiş­
likten o anda kurtulup münhasıran sanayi ma­
mulleri ihraceden bir memleket mi olacaktır.
Eğer böyle olacak ise, o zaman dış ticaret had­
lerinin aleyhte çalışması dış ticaretin devlet­
leştirilmesi için bir gerekçe olarak orta yere sü­
rülebilir. Ben de bunu kabul edebilirim. Ama,
böyle olmasına imkân bulunmadığına nazaran
dış ticaret hadlerini gerekçe olarak zikretmek
suretiyle, dış ticaretin devletleştirilmesini talebetmek, bir kimseye, madem ki yüzme bilmi­
yorsun, niçin ağaca çıkıyorsun demek kadar tu­
tarsız bir davranıştır.
Muhterem milletvekilleri; ekonomimizin is­
tikrar içinde gelişmesi, şüphesiz üzerinde ısrarla
durulacak meselelerden birisidir. Bu sebeple
Download