haftalık bülten haftalık bülten 2 Ağustos 2010 Geçen haftanın özeti Merkez Bankası yılsonu enflasyon beklentisini aşağıya çekti. Temmuz ayı Enflasyon Raporu’nda, Merkez Bankası (MB) 2010 sonu enflasyon projeksiyonunu %8.4’ten %7.5’e çekti. 2011 sonu enflasyon projeksiyonundaki aşağı yönlü revizyon 0.1 yüzde puanda (yp.) kalırken, yeni tahmin %5.3 oldu. 2012 sonu enflasyon projeksiyonu ise %5 seviyesinde değişmeden kaldı. MB’nin 2010 sonu için revize ettiği enflasyon projeksiyonu, %7.4 olan yılsonu beklentimizle uyumlu. Ancak, 2010 sonrası dönem için enflasyon konusunda MB’den daha temkinliyiz; 2010 ve 2011 yılları enflasyon beklentilerimiz sırasıyla %6.6 ve %6’da bulunuyor. Detaylara baktığımızda, revizyonların büyük ölçüde arz tarafından kaynaklandığını görüyoruz. Gıda enflasyonundaki aşağı yönlü revizyon (%9.5’ten %7’ye) enflasyon projeksiyonunu 0.4 yp. aşağıya çekerken, ortalama petrol fiyatı varsayımındaki aşağı yönlü revizyon ise enflasyon projeksiyonunu 0.2 yp. aşağıya çekti. Temel gıda ve hizmetler enflasyonundaki beklenenden daha hızlı gerçekleşen düşüşün etkisiyle yılsonu enflasyon projeksiyonu 0.2 yp. aşağıya gelirken, çıktı açığı beklentisindeki genişleme ise 2010 sonu enflasyon projeksiyonunu 0.1 yp. aşağıya çekti. Beklentiler dahilinde, MB yılın son çeyreğinde ölçülü faiz artırımı öngören ana senaryosunu değiştirdi. MB’nin yeni tahminleri 2011 yılında sınırlı faiz artırımları ve tahmin ufku boyunca politika faizinin tek hanede kalmasını öngörüyor. Her ne kadar MB 2011’de faiz artırımlarının ne zaman başlayacağına dair net bir ifade kullanmasa da, raporun riskler bölümündeki ifadelerden ana senaryonun 2011 ortalarında faiz artırımı öngördüğünü çıkarıyoruz. Enflasyon Raporu’nda, faiz artırımlarının zamanlaması ve miktarının küresel ekonomik aktiviteye bağlı olduğu belirtiliyor ve artırımların 2011 sonrasına ötelenebileceği ifade ediliyor. Önemli bir not olarak, Nisan ayı raporunda yer almayan küresel problemlerin derinleşmesi durumunda yeni bir faiz indiirm sürecinin gündeme gelebileceği ifadesini Temmuz ayı raporunda görüyoruz. Diğer alternatif senaryoda ise, küresel ekonomik aktivitenin güçlü seyretmesi durumunda ise faiz artıımlarına 2011 başlarında başlanabileceği ifade ediliyor. Enflasyon Raporu’nun ardından para politikasında normalleşme sürecinin 2011 yılı ikinci çeyreğinde başlamasını öngören beklentimizi korumaya devam ediyoruz. Ancak, 2011 yılında 250 baz puanlık faiz artırımı öngören beklentimiz MB’nin “sınırlı artırım” ifadesinden daha agresif olabilir. Ancak, 2010 sonrası dezenflasyonuna yönelik daha temkinli görüşümüz doğrultusunda, orta vadeli enflasyon görünümünün öngördüğümüz şekilde bir politika normalleşmesi gerektirdiğini düşünüyoruz. Ancak, küresel büyümeye yönelik risklerin ağırlıklı olarak aşağı yönlü olduğunu göz önüne İnan Demir +(90) 212 318 5087 [email protected] Başak Karaaslan +(90) 212 318 5086 [email protected] haftalık bülten alarak, tahminimiz için risklerin daha sınırlı ve geç faiz artırımları yönünde olduğunu söyleyebiliriz. Hem kapasite kullanım oranı hem de reel sektör güveni önceki aya göre toparlandı. Kapasite kullanım oranı (KKO) Temmuz ayında önceki aya göre 1.1 yüzde puan artarak %74.7 (beklenti: %73.1) oldu. Böylece KKO’daki yıllık artış 7.3 yüzde puan olurken, hesaplamalarımız mevsimsel etkilerden arındırılmış KKO’nun önceki aya göre %0.8 arttığını gösteriyor. İki aylık düşüşün ardından reel sektör güven endeksi 1 puan artarak 112.7’ye yükseldi. Bu değer her ne kadar Nisan ayındaki rekor seviyenin %5 altında kalsa da iyimser ve kötümser durumu ayıran 100 eşiğinin üzerinde yer alıyor. Gelecek dönem ihracat siparişlerine yönelik iyileşme reel kesim güvenindeki aylık toparlanmada belirleyici olurken, Euro Bölgesi büyümesine yönelik kaygılara rağmen ihracatın güçlü seyrettiğini gösterdi. Dış ticaret açığı yavaş da olsa genişlemeye devam ediyor. Haziran ayında ihracat geçen senenin aynı ayına göre %14.8 artarak 9.6 milyar dolar, ithalat ise %21.5 artarak 15.2 milyar dolar oldu. Böylece, aylık dış ticaret açığı 5.6 milyar olurken, 5.7 milyar dolar olan piyasa beklentisinin altında ancak 5.2 milyar dolar olan beklentimizin üzerinde kaldı. Mayıs ayında 51.2 milyar dolar olan 12-aylık briikimli dış ticaret açığı ise 52.6 milyar dolara yükseldi. Dolar cinsi ihracatta yıllık büyüme %14.8’e gerilese de, EUR/USD paritesindeki düşüş söz konusu gerilemenin büyük kısmını açıklıyor. Aynı dönemde euro cinsi ihracatın yıllık %31 arttığını görüyoruz. Her ne kadar, bu rakam Mayıs ayındaki %45’lik büyümenin altında kalsa bile bu yılın ikinci en yüksek yıllık büyüme rakamı. Aylık dış ticaret açığındaki yıllık büyüme ise %34.9 oldu. Aylık dış ticaret açığında oldukça güçlü büyümeye işaret eden bu rakam yılın ilk aylarındaki üç haneli büyüme rakamlarının altında kalıyor. Önümüzdeki dönemde, baz etkisinin dış ticaret açığındaki genişlemeyi yavaşlatmayı sürdürmesini bekliyoruz. Ancak, iç talebin dış talepten daha hızlı büyüdüğü gerçeğini göz önüne alarak, dış ticaret açığının yılsonunda 61.4 milyar dolara (tahmin edilen GSYH’nin %8.5’i) yükseleceğini, cari açığın ise 35.7 milyar dolara (tahmin edilen GSYH’nin %4.9’u) ulaşacağını düşünüyoruz. Yabancı ziyaretçi sayısındaki artışa rağemn turizm gelirleri zayıf seyrediyor. Turizm gelirleri yılın ikinci çeyreğinde, geçen senenin aynı dönemine göre %7.4 artarak, 4.6 milyar dolar oldu. Aynı dönemde turizm harcamaları 1.2 milyar dolar olurken, net turizm gelirleri 3.4 milyar dolar oldu. Turizm gelirlerini ödemeler dengesindeki verilerle karşılaştırdığımızda, Nisan ve Mayıs ayları aylık cari açığında sırasıyla 39 milyon dolar ve 42 milyon dolarlık yukarı yönlü revizyon öngörüyoruz. Yılın ilk yarısındaki performansa baktığımızda, yabancı ziyaretçi sayısındaki %8.3’lük artışa rağmen turizm gelirlerindeki artışın %3.9’da kaldığını görüyoruz. Yılın ilk yarısında 4.8 milyar dolar olan net turizm gelirleri ise 2009’un aynı dönemine göre %1.3’lük daralmaya işaret ediyor. Bu görünüm, yabancı ziyaretçi sayısındaki artışın turizm gelirleri performansına yansımadığını gösteriyor. haftalık bülten Önümüzdeki haftaya bakış Haziran ayı enflasyon verileri yarın açıklanıyor. Tüketici fiyatlarının Temmuz ayında %0.32 düşeceği yönünde olan beklentimiz -%0.36 olan piyasa beklentisinin hafif altında yer alıyor. Tahminimiz doğrultusunda, Haziran ayında %8.37 olan yıllık TÜFE %7.75’e gerileyerek Aralık 2009’dan bu yana en düşük değerini alacak. Üretici fiyatları tarafında, piyasa beklentisi önceki aya göre değişim öngörmüyor. Bu hafta açıklanacak diğer verilere baktığımızda, bugün Temmuz PMI imalat endeksi, Cuma günü ise Merkez Bankası Ağustos ayı I. dönem beklenti anketi yayımlanacak. haftalık bülten Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.