haftalık bülten haftalık bülten 27 Haziran 2011 Geçen haftanın özeti Para Politikası Kurulu mevcut politika duruşundan emin. Para Politikası Kurulu piyasa beklentisine ve tahminimize paralel şekilde politika faizini %6.25 seviyesinde sabit bırakırken zorunlu karşılık oranlarında da herhangi bir değişikliğe gitmedi. Kurul geçen ay olduğu gibi özel tüketim ve yatırım harcamalarının ılımlı seyir izlediğine, dış talebin ise zayıf görünümünü koruduğuna dikkat çekerken daha şahin bir ton kullanarak işsizlik oranının kriz öncesi seviyelere döndüğünü belirtti. Buna karşın, artan verimlilik sonucu gerileyen birim işçi maliyetlerine ve düşük seviyelerde seyreden kapasite kullanımına yapılan vurgu bu şahin tonu dengeler nitelikteydi. PPK açıklamada çekirdek enflasyon göstergelerindeki sınırlı artışların devam edeceğini öngördüğünü tekrar ederken Haziran ayında işlenmemiş gıda fiyatlarında yaşanacak aşağı yönlü düzeltmeyle yıllık enflasyonun Enflasyon Raporunda öngörülen seviyelere gerileceğini belirtti. Faiz kararı açıklamasında, BDDK tarafından alınan önlemlerin ekonomide dış talep-iç talep dengesinin sağlanmasına yardımcı olacağı yer alırken PPK şimdiye kadar alınan önlemlerin cari açık üzerindeki etkisinin dördüncü çeyrekte görülmeye başlanacağını kaydetti. Kurul ekonomik aktivitede süregelen yavaşlamayı ve küresel ekonomiye ilişkin riskleri göz önünde bulundurarak politika duruşunu değiştirmedi. Manşet enflasyonun Haziran’da öngörülen patikaya döneceğine ve cari dengenin dördüncü çeyrekte iyileşmeye başlayacağına dair beklentilerin yer aldığı açıklamaya bakarak PPK’nın finansal istikrar ve fiyat istikrarı konusunda eskisine oranla daha az endişeli olduğu anlaşılabilir. Sonuç olarak, PPK “bekle ve gör” politikasına devam ederken klasik para politikasına dönüş için hiçbir sinyal vermedi. Bu durum muhtemelen para politikası duruşunda geri dönüş bekleyen piyasa aktörlerini üzecek ve TL’yi önümüzdeki dönemde baskı altında tutacaktır. Ancak, bu durumun emtia ve enerji fiyatları düşerken Merkez Bankası’nı rahatsız etmeyeceğini düşünüyoruz ve TL’nin performansının kaygı verici duruma gelmesi halinde bile Merkez Bankası’nın müdahale için ilk tercihinin politika faizi artırımı olmayacağına inanıyoruz. Dünkü açıklamayla beraber piyasa beklentisinden ayrılan, yılın geri kalanında faiz artırımı öngörmediğimiz tahminimizi koruyuruz. Öte yandan ilave sıkılaştırma gereği konusunda daha sağlıklı yorum yapabilmek için ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın ve enflasyonist baskılardaki (yerel ve küresel anlamda) azalmanın kalıcı olduğuna dair daha fazla veriye ihtiyacımız var. Ancak, şimdilik yılın geri kalanında 300-400 baz puan zorunlu karşılık artırımı öngördüğümüz tahminimizi koruyoruz. Bununla birlikte, diğer kurumlar tarafından alınacak ilave sıkılaştırıcı önlemlerin ve süregelen küresel belirsizliklerin derinleşmesinin bu tahminimize aşağı yönlü risk arz ettiğinin farkındayız. İnan Demir +(90) 212 318 5087 [email protected] Başak Karaaslan +(90) 212 318 5096 [email protected] Cevdet Çağdaş Ünal +(90) 212 318 5086 [email protected] haftalık bülten Kapasite kullanım oranı Haziran’da sabit kalırken, reel kesim güven endeksi geriledi. Kapasite kullanım oranı (KKO) Haziran’da %75.2’den %76.7’ye yükselerek Eylül 2008’den beri en yüksek seviyesine ulaştı. Buna karşın, mevsimsellikten arındırılmış KKO aylık bazda sadece 0.1 yüzde artışla %74.9 sevieysinde gerçekleşti ve böylelikle kriz öncesi seviyesinin 5.5 yüzde puan altında kaldı. Haziran ayında reel kesim güven endeksi aylık bazda %2.2’lik düşüş ile Mayıs’taki son 13 ayın en yüksek seviyesi 117.2’den 114.6’ya geriledi. Bunula birlikte, Merkez Bankası’nın yeni yayınlamaya başladığı mevsimsellikte de %1.2lik bir gerileme gerçekleşti. Endeks hala iyimserlik ile kötümserliği ayıran 100 sınırının üzerinde bulunuyor. Aylık düşüşe en büyük katkıyı Avrupa’daki borç sorunu ve finansal piyasalarda artan oynaklık nedeniyle geçtiğimiz aya göre %5.8 gerileyen genel gidişat alt kalemi yaptı. Hatırlanacağı gibi KKO’nun şu anki seviyesi ile krizi öncesi seviyesi arasındaki fark Merkez Bankası tarafından çıktı açığının önemli bir ölçütü olarak takip ediliyor. Dolayısıyla, bu farkın bu yıl ulaşılan en yüksek seviyelerde seyretmesi Merkez Bankası’nı memnun edecektir. Genel olarak, Mekez Bankası’nın ekonomik aktivitede meydana gelen yavaşlamadan memnun olduğunu ve klasik sıkılaştırma yöntemlerine dönmeyi düşünmediğini tahmin ediyoruz. Enflasyon beklentilerinde sınırlı değişim. Ayın ikinci beklenti anketinde, bir önceki ankette %7,54 olan yılsonu enflasyon beklentisi yükselerek %7,61 oldu. 12 ve 24 aylık enflasyon beklentileri ise sırasıyla 4 ve 5 baz puan düşerek %6,89 ve %6,39 olarak gerçekleşti. Mayıs ayında enflasyonda görülen sürprizin ardından yıl sonu enflasyon beklentisi 60 baz puan artış gösterirken, genel fiyatlama davranışında bozulma yaşanmadığına işaret ederek sınırlı değişim gösteren uzun vadeli beklentilerinin MB'yi rahatlatacağını düşünüyoruz. Politika faizine ilişkin beklentilerde değişiklik yok. Anket katılımcıları politika faizinin bu ay %6,25’te değişmeden kalmasını öngörüyor. Ancak, politika faizindeki artışın gelecek aylarda başlayacağı yönündeki beklentinin korunduğunu, bir önceki ankette %6,54 olan 3 aylık politika faizi beklentisi %6,51’e gerilediğini görüyoruz. Politika faizinin altı aylık süreçte %7,03’e (son anketteki değeriyle bir değişiklik yok) ve bir yıl sonrasında ise %7,55'e (3 baz puan düşüşle) ulaşması bekleniyor. Piyasa beklentisinden farklı olarak, 2011 yılında politika faizinde değişim olmayacağı yönündeki görüşümüzü korumaya devam ediyoruz. 2011 büyüme beklentisinde artış. Bir önceki ankette %5,3 olan 2011 yılı GSYİH büyüme beklentisi %5,5’e yükselirken, %6,2 olan tahminimizin altında kalmayı sürdürdü. Diğer taraftan, 2012 yılı için %4 olan büyüme tahminimiz %4,8 olan piyasa beklentisinin altında yer alıyor. Önümüzdeki haftaya bakış İlk çeyrek GSYH büyüme oranı Perşembe günü açıklanacak. Beklentimiz ilk çeyrekte yıllık büyüme oranının %9.9 olması yönünde (piyasa beklentisi: %9.6). Yılın geri kalanında yıllık büyüme oranlarının ekonomideki ivme kaybını yansıtacak şekilde gerilemesini ve yılın tamamında %6.2 olarak haftalık bülten gerçekleşmesini bekliyoruz. Bu tahminimiz için en önemli aşağı yönlü risk faktörü küresel büyümedeki yavaşlamanın daha da belirginleşmesi ve Türkiye’de de büyüme oranlarını aşağı çekmesi olacak. Yine Perşembe günü TÜİK Mayıs dış ticaret verilerini açıklayacak. Aylık dış ticaret açığının geçen yıla göre %81 artışla 8.9 milyar dolar olmasını bekliyoruz (Piyasa beklentisi 9.3 milyar dolar). Mevsimsellikten arındırılmış olarak ise aylık dış ticaret açığının geçen aya göre önemli bir değişiklik göstermesini beklemiyoruz. Bu beklentimizin gerçekleşmesi, dış ticaret açığının – hala çok tehlikeli seviyelerde olmakla beraber – stabilize olmaya başladığını gösterecektir. Perşembe günü ayrıca Merkez Bankası son PPK toplantısının tutanaklarını yayımlarken Hazine ilk çeyreğe ilişkin borç stoku verilerini ve Temmuz – Eylül iç borçlanma stratejisini yayımlayacak. Bu haftanın gündeminde ayrıca Cuma günü yayımlanacak olan Haziran PMI, geçici ihracat ve İstanbul enflasyonu verileri yer alacak. haftalık bülten Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.