M. G. Konseyi B : 145 2. Eğitim ve öğretim kurumlarında .çocuk bakım yerlerinde ve huzurevlerinde, 3. Mezarlıklarda, 4. Millî Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca doğ­ rudan işletilen işyerlerinde. BAŞKAN — 30 uncu madde üzerinde söz almak isteyen?.. Buyurun efendim. ADALET BAKANI RIFAT BAYAZIT — Sayın Cumhurbaşkanım, 30 uncu maddenin 2 numaralı bendinde; «eğitim - öğretim kurumlarında, çocuk bakım yerlerinde ve huzurevlerinde» denilmektedir. Buraya ceza infaz kurumlarım da ilave etmek gereki­ yor. BAŞKAN — Orada çalışanlar işçi statüsünde mi­ dir? ADALET BAKANI RIFAT BAYAZIT — Çocuk ıslahevlerinde işçi statüsünde çalışan 150 kadar per­ sonelimiz var. Bunlarla toplusözleşme yapılmıştır iş­ çilerimiz vardır, mahkûmlarla beraber çalışırlar. Bun­ ları da bu yasak kapsamına almak gerekir. BAŞKAN — Cezaevlerinde işçi statüsünde personel çalışıyor mu? ADALET BAKANI RIFAT BAYAZIT — Evet Sayın Cumhurbaşkanım, 150 kişilik kadromuz var; 'hatta 107 kişi ile toplusözleşme yapılmıştır. BAŞKAN — Hepsi bir cezaevinde mi? ADALET BAKANI RIFAT BAYAZIT — Bun­ lar şuralarda çalışırlar efendim : Ankara Yarı açık Cezaevinde, Ankara Çocuk Islahevinde, İzmir Ço­ cuk Islahevinde. Buralardaki işyerlerinde çalışırlar. BAŞKAN — Cezaevinde grev olursa bütün mah­ kûmlar kaçar. ADALET BAKANI RIFAT BAYAZIT — Bun­ lar çocuk ıslahevlerinde çalışırlar efendim. Cezaev­ lerinde işçi statüsünde personel çalışmaz. DENİZ ÖĞRETMEN ALBAY ERBERK İNAM (Sosyal Güvenlik, İş ve İşçi ilişkileri Komisyonu Baş­ kanı) — Sayın Cumhurbaşkanım, söz konusu edilen yerler mahkûmların çalıştığı işyerleri değildir efen­ dim. Bu yerler hüküm giymemiş vatandaşın çalıştığı işyerleridir. ADALET BAKANI RIFAT BAYAZIT — İçe­ riden almıyoruz efendim. Bunları dışarıdan alıyoruz. Bunlarla toplu sözleşme yapıyoruz. 18 yaşını doldur­ mamış küçükler ve mahkûmiyeti az kalmış da yarı açık cezaevlerine alınmış ve kendisinden, mesaisin­ den yararlanılacak işçilerle birlikte çalışan işçilerdir bunlar. Daima murakebe altındadır. 3 a 5 s 1983 O: 3 BAŞKAN — Mesela, oralarda çalışan aşçılar ve temizlik işlerinde çalışan kimseler midir bunlar? ADALET BAKANI RIFAT BAYAZIT — Hayır efendim, bunlar sanatkârlardır, KEMALETTİN ALİ KÂŞİFOĞLU (Adalet Ba­ kanlığı Temsilcisi) — Sayın Cumhurbaşkanım, örnek vereyim; Bizim Ankara Çocuk Islahevimiz örnek bir kuruluştur. Orada onbeşe yakın sanat kolu vardır; motorculuk, kaportacılık, boyacılık, terzilik, ayakka­ bıcılık, fırıncılık vardır. Mesela, orada dışarıdan istih­ dam edilen 45 tane usta vardır, çocuklara sanat öğre­ tirler. Diğer çalışanlar yövmiye alırlar; bizim mahkûmlarımızdır ve îş Kanununa tabi değillerdir. Hatta bunların paraları birikir; tahliye edilirlerken de biri­ ken bu dolgun paraları kendilerine ödenir. Fakat dı­ şarıdan usta olarak istihdam edilen o 45 kişi İş Ka­ nununa tabidir. Örneğin bizim Ankara Yarı Açık Cezaevinde mat­ baamız vardır. Orada 125 tane işçi - usta çalışır. Ama bunlardan 22 tanesi usta olarak İş Kanununa tabi­ dir. Düşünebiliyor musunuz, bunların yarı açık ceza­ evinde greve gitmesi, büyük sakınca yaratacaktır. Toplusözleşme yapıyorlar. Hatta ben arz edeyim han­ gi sendikalarla ilişkili olduklarını : Mesela, Ankara, DİSK'e bağlı Basın - İş Sendikasına kayıtlı, IstanbulUaki de Türk - Iş'e bağlı Tek - Gıda İş Sendika­ sına kayıtlıdır. Arz ederim. ÇALIŞMA BAKANI TURHAN ESENER — Sayın Cumhurbaşkanım, ben de bir şey söyleyeyim müsaade ederseniz. Uluslararası demeyeyim de, bütün devletlerde bu grev yasaklarının ölçüsü şudur : Hizmetinden vazge­ çilemeyecek olan hususlar bazan grev yasağı kapsa­ mına alınabiliyor; zaman geçiyor, değişiyor, tekrar çıkartılıyor. Fakat hakikaten buradaki kıstas; bunlar öyle hizmetlerdir ki, kamu yararı bakımından bu hiz­ metlerinden vazgeçmek mümkün değildir. Kıstasımız budur ve hatta bunlara, «service essentielle» diyorlar; yani, başlıca hizmetler. Bunu Bakanlar Kurulunda da çok tartıştık. Şim­ di tesadüfen Adalet Bakanımız burada olduğu için aklıma geldi; buna başlangıçta ben de taraftardım; fakat bütün Bakanlar Kurulu üyeleri buraya gelsin, her işçi çalıştıran Bakan, mutlak surette o işyerinin grev yasağına girmesini isteyecektir. Şimdi bu şekil­ de devam edecek olursak bunun hakikaten sonu yok. Onun için efendim, benim ricam, şu kıstastan ay­ rılmayalım : Devlet için vazgeçilmesi mümkün olma- — 123 —