M. G. Konseyi B : 175 memiş, vermemiş, birikmiş onlar da her halde bu gibi evreleri geçirmişler. Çare olarak da; «biz verelim iş­ çiye parayı, o kendisi yatırsın» demişler zannediyo­ rum, Şimdi, Devlet yatırmıyor parasını, bu bir nevi iş­ çinin hakkı; yani maaşı ile beraber verse idi, bunu da beraber verecekti, vermiyor, «nasıl olsa sonra veririm» diyor. Birikiyor, birikiyor bu hale geliy >r. Tabiî bunu Devlet yapınca, özet sektör haydi haydi yapar, onu kınay amayız. özel sektöre desek ki; «Sen niye yatırmıyor*uı işçinin primini?» «Devlet olarak evvela sen yatır ki, ben de yatırayım» derse, ona cevap veremeyiz. SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SADIK SİDE —- Sayın Cumhurbaşkanım, işçi bordrosundan kesti­ ğini kendi kasasında tutuyor. Hayır, kendi vereceği kadar ödemesi lazımken, işçiden alakoyduğunu ka­ sasında tutuyor. SANAYt VE TEKNOLOJİ BAKANI MEHMET TURGUT — Sayın Cumhurbaşkanım, Müesseseler bunu keyfinden ödemiyor değil, şimdi müesseselere ser­ mayeniz şu kadar deniyor, sermayesi verilmiyor; şu kadar yatırım yapacaksın deniliyor yatırım için para verilmiyor; müesseseler de tabiî sıkıntıdan ödemiyor. Yoksa, parası olup da borcunu vermeyen müessese düşünülemez. 'BAŞKAN — Anladım da, bunun çaresi olması lazım, ilanihaye böyle gitmez. SANAYt VE TEKNOLOJİ BAlKANI MEHMET TURGUT - Bir bütün halinde düşünmek lazım. BAŞKAN — Buna da bir çare bulmak lazım. Ne olaoalk peki, daha sonra 100 milyarı, 200 milyarı ge­ çerse; sonra bir kanun çıkarıp, «bunların hepsi tasfi­ ye edilmiştir» mi diyecekler? Kıyametler kopar o za­ man. O zaman Sosyal Sigortalar Kurumu batar. «Ben ne ile vereceğim» diyecek. SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SADIK SİDE — Sayın Cumhurbaşkanım, buna af gibi bir şey dü­ şünemeyiz; bir taraftan harcıyoruz efendim, her al­ dığımız para hizmete yöneliktir; büyük bir kesime emekli maaşı bağlıyoruz. * BAŞKAN — Devlet buna alışmış, vaktiyle bu gi­ bi şeylere alışmış, Maliye Bakanlığı da alışmış buna. Biliyorsunuz, 12 Eylülden sonra geldiğimizde, hisse senedi vermiş, tahvil vermiş yüzde faizle; bankalar yüzde 35, yüzde 40 veriyor, işçilerin bu parasını yüz­ 18 , 10 , 1983 0: 2 de 6 faizle al sana demiş, yüzde 6 da faiz veriyor. Böyle şey olur mu? Günah. Ondan sonra gelmiş geçmiş iktidarlar hiç işçi hak­ larını da dillerinden düşürmezler, hepsi işçi hakları, işçi halkları demişlerdir; ama işçi haklarını götürüp vermemişlerdir. Bunu düzeltmesine düzelttik. Ama bu sefer de ödemiyor. O halde bir yerde bir sakat­ lık var, bu sakatlığı bulup halletmek lazım. Onun için, Maliye Bakanlığı o vergileri azaltır­ ken biz ikaz ettik, «azaltmayın» dedik. 12 Eylülden sonra bir düzen kurduk* bir sene sonra vergileri azalt­ tılar ve şimdi başladı gayri safi millî hâsıla yüzde 18'den yüzde 16'ya düştü, bunun olacağı belli idi. Şimdi, yeniden vergi koyamazsın. Halbuki, halk bu vergilere alışmıştı. Dendi ki, «Eğer bu vergiler azaltılırsa ödeme gücü daha kolaylaşır, herkes verir». Bun­ lar laf. Bugün 10 lira da desen, 10 lirayı bile ver­ mez; «10 lirayı acaba nasıl vermem» diye çareler arar; insan haleti ruhiyesi böyledir. Zor, olmadıktan sonra kimse vermez. Onun sıkıntılarını çekiyoruz gi­ bi geliyor bana. Alacağı ne kadar; 40 milyardı, 70 milyara mı çıktı? SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SADIK SİDE — Sayın Cumhurbaşkanım, bütün alacaklarının top­ lamı 77 milyar, bunun 'büyük bir kısmı Maliye Bakanlığındadır, itfaya kalmış faizlerimiz, tahvil faizle­ rimiz, tahville de karşılanamaz hallerle karşılaşıyoruz, faiz ödenmemektedir. Bu .miktar, özel sektördeki prim alacaklarımızla birlikte 77 milyardır. Maliye Bakanlığımızın ve Başba­ kanımızın talimatı ile «Tahkim Kanunu» hazırlanmış, yakında huzurunuza gelecektir. Arz ederim. BAŞKAN — Bu rapor üzerinde başka söz almak isteyen var mı? Yok. Rapor üzerindeki görüşmeler bitmiştir. Bu raporu tasviplerinize sunuyorum : Kabul eden­ ler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 77 nci sıradaki Millî Prodüktivite Merkezinin 1980 ve 1981 yılına ait bilanço ve netice hesaplarının so­ nucunu okutuyorum : SONUÇ : Millî Prodüktivite Merkezi'nin 27.2.11981 tarihin­ deki kendi Genel Kurulunda kabul edilen 1980 yılı bi-