TBMM B : 15 26 .10 .1995 O : 2 Siz, onların, oyunu istemiyorsunuz

advertisement
T.B.M.M.
B : 15
26 .10 .1995
O:2
Siz, onların, oyunu istemiyorsunuz. Siz, Avrupa'daki insanları yalnız sömürmek istiyorsunuz,
onların yalnız parasını istiyorsunuz, onların yalnız dövizini istiyorsunuz, onların yalnız markını is­
tiyorsunuz; başka bir şey istemiyorsunuz. Eğer, Avrupa'daki işçilere gitmiş olsaydınız, oraları do­
laşmış olsaydınız, onların problemlerini dinlemiş olsaydınız, batırdığınız TYT Bank, Impexbank,
Marmara Bankın müdilerinin, dolandırılmış olan binlerce işçinin Almanya'da olduğunu, sizi so­
payla beklediğini daha rahat görürdünüz. İşte, bunun için korkuyorsunuz. Nasıl, burada, dövizzedeler kapınızda bekliyor, intihar pahasına sizden bir çare bekliyorsa, Almanya'daki bankazcdeler
de aynı şekilde, sizden çare bekliyor. Türkiye'ye gelmek isteyen, Almanya'daki, Fransa'daki,
Avustralya'daki insanlar sizden çare bekliyor; ama, sizin, onlardan haberiniz yok, siz, onları tanı­
mıyorsunuz. Çünkü, biraz evvel dediğim gibi, siz, onları, yolunacak bir tavuk gibi görüyorsunuz;
dolar göndersinler, mark göndersinler, para göndersinler, yani döviz göndersinler... Problemleri Al­
lah'a emanet... Oylarını istemiyorsunuz; çünkü, Avrupa'yı tanıyan, Avrupa'yı bilen hiçbir işçinin,
buradaki arabesk demokrasiyi yürüten bu Hükümete, bu İktidara rey vermesi mümkün değil. Onun
için, siz, biraz evvel dediğim gibi, yalnız ve yalnız, bu insanların parasını istiyor, yalnız ve yalnız
dövizini bekliyorsunuz.
Ne yaptınız Allahınızı severseniz... Aranızdan bir Hükümet üyesi çıksın, Almanya'daki şu ka­
dar işçi hakkında, Fransa'daki şu kadar işçi hakkında, Avustralya'daki şu kadar işçi hakkında, şu
problemlerini, şu meselelerini, gittik tespit ettik ve buraya getirdik desin... Aranızda, bunu diyecek
delikanlı bir Hükümet üyesi varsa, ben, özür dileyeceğim.
DEVLET BAKANI AYVAZ GÖKDEMİR (Gaziantep) - Ben varım...
CENGİZ BULUT (Devamla) - Bir şey yapmadınız; onları, Avrupalılara emanet ettiniz ve me­
selelerine el uzatmadınız. Şimdi, oy kullanacaklar. Nerede; gümrüklerde. Nasıl gelecekler, aranız­
da bilen var mı; aranızda bu meseleye kafa yoran, bu meselede fikir yürüten var mı; yok...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN"- Maksat hâsıl oldu efendim.
CENGİZ BULUT (Devamla) - Yurtdışındaki işçiler konusunda samimî değilsiniz. Türki­
ye'nin meselelerinde samimî olmadığınız gibi -sösyaldemokratlar yine el sallıyor, dalgasında- işçi
de umurunuzda değil; soşyaldemökrat CHP'li milletvekili arkadaşlarımın umurlarında değil. Al­
manya'daki işçi kardeşlerimiz onların umurunda değil; çünkü, nasıl olsa, bu sıcacık koltuklarda
oturuyorlar. Onlar, Türkiye'deki işçiyi unutmuşlar, zaten Türkiye'deki işçiyi arkadan vuruyorlar.
Onların, Almanya'daki işçi ne umurunda!.. Samimî olun, samimî...
Başarılar diliyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN-Teşekkür ederim.
DEVLET BAKANI AYVAZ GÖKDEMİR (Gaziantep) - Sayın Başkan, müsaade eder misi­
niz...
BAŞKAN - Efendim...
DEVLET BAKANI AYVAZ GÖKDEMİR (Gaziantep) - Sayın Başkanım, yurtdışındaki iş­
çiler konusunda, Hükümetimizin hiçbir şey yapmadığına dair ithamlarda, iddialarda bulundu Sayın
Bulut ve "bir tek bakanınız var mı, çıkıp aksini söyleyecek" dedi.
Bu hususlar, bendenizin sorumluluğu çerçevesindedir; müsaade buyurursanız...
BAŞKAN - Böyle bir usulümüz yok efendim. Siz, Bakan olarak ve Hükümet olarak, yaptık­
larınızı zaten her gün anlatıyorsunuz. Öyle bir usulümüz yok.
DEVLET BAKANI AYVAZ GÖKDEMİR (Gaziantep) - Efendim, arkadaşımız...
— 119 —
Download