Mayıs-1996 AİLE Diyanet َواَ ْن ِكحُوا ْاْلَيَامٰ ى ِم ْن ُك ْم ين ِم ْن ِعبَا ِد ُك ْم َواِ ََٓمائِ ُك ْۜ ْم اِ ْن َ َوالصَّالِ ۪ح ٰ ٰ يَ ُكونُوا فُقَـ ََٓرا َء يُ ْغنِ ِه ُم ّللاُ ِم ْن فَضْ لِ ْ۪ۜه ٰ ٰ َو اس ٌع َع ۪لي ٌم ِ ّللاُ َو (Nur: 32) Muhterem Müslümanlar! Toplumun temel taşı "Aile" dir. Aile: anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan Ailenin temelini de "Evlilik" oluşturur Evlilik; bir erkekle bir kadının, nikah bağı ile meşru bir şekilde yuva kurmalarıdır. Toplumun huzuru, onu meydana getiren ailenin huzurlu oluşuyla sağlanır. Ailenin huzuru da. evlilikteki isabete bağlıdır. Ferdin ve toplumun huzurunu hedef olan Yüce Dinimiz, evlilik müessesesine gereken önemi vermiş ve ondaki isabeti artırmak üzere birtakım ölçüler de getirmiştir. Sevgili Peygamberimiz; "Kul evlendiği vakit dininin yansını tamamlamış olur" buyuruyor. Bir başka hadisi şeriflerinde: "Gençleri içinizden evlenmeye gücü yetenler evlensin; zira evlenmek gözleri (haramdan) daha çok korur, zinadan daha çok muhafaza eder. Gücü yetmeyen kimse ise oruç tutsun" buyurmaktadır. Bu tavsiyelere uyarak zaman ve şartlar bir araya gelince çocukları evlendirme anne ve babalanın önemli görevlerinden biridir. Şüphesiz bu, anne ve baba için de bir mürüvvettir. Evlilikte küfüvdenklik konusuna da dikkat çeken dinimiz mutlu ve huzurlu ailenin korunmasında, dinine ve ülkesine faydalı nesillerin yetişmesinde ilk mürebbi olan kadının ahlaklı ve dindar olmasını şu hadisi şerifle tavsiye ediyor: "Kadın bir takım hasletlerinden biri için nikah edilir. Güzelliği için, malı için, ahlakı için ve dini için. Sen bunlardan dindar ve ahlaklıyı tercih et". Muhterem Müslümanlar! Bu şartlar ve anlayış içinde kurulan aile yuvasında tam bir huzurun sağlanması için eşlere düşen birtakım vazifeler de vardır. Bunlar; Karşılıklı sevgi, hoşgörü, güven ve fedakarlıktır. Evliliği bir binaya benzetirsek; bunları, o binayı ayakta tutan dört temel ayak olarak kabul edebiliriz. Bu temel ayaklar sağlam olursa dıştan esecek hiç bir rüzgar ve tehlike o kutsal yapıya zarar veremeyecektir. İnsan olmanın birtakım özellikleri olduğunu ve insanın duygu, düşünce, fiil ve davranışlarının birbirinden farklı olabileceğinin tabii olduğunu düşünürseniz, evlilikte saygı ve güvenin yanında hoşgörü ve fedakarlığın ne kadar gerekli olduğunu çok iyi anlarsınız. İnsan, zaman zaman kendi yaptığı işi beğenmez. Kendisini tenkit eder. Öyle ise, iki ayrı ve ruhi yapıya sahip olan kişilerin davranışlarının da her zaman diğerinin hoşuna gitmemesi tabiidir. İşte burada Allah rızası için hoşgörülü ve fedakar olmak taraflara düşen önemli bir görevdir. Kutsal aile yuvasının devamı dinimizde çok önemlidir. Aile yuvası, ayrılmak için değil hayatı birlikte devam ettirmek için kurulur. Bundan dolayı İslam'da boşanma hoş görülmemiştir. Rasulüllah (s a.s): "Allah katında helal olan şeyin en sevimsizi eşini boşamaktır" buyurmaktadır. Bir başka hadisi şerifte de: "Meşru mazereti olmaksızın, kocasından, kendisini boşamasını isteyen kadına cennet kokusu haramdır" buyurmuştur. Bunun içindir ki bu kutsal aile yuvasını yıkmak üzere kasıtlı çaba sarfedenleri. İslam kendisinden saymamaktadır. Sevgili Peygamberimiz bu yanlış davranış içinde olanlara hitaben "karı ile kocasının arasını açan bizden değildir..." buyurmuştur. Hatta dinimizde kesinlikle haram kılınmış olan yalan bile aile yuvası yıkılma durumuna geldiği zaman, karıkoca arasını bulmak üzere, ölçülü bir şekilde söylenmesine müsaade edilmiştir. Muhterem Müslümanlar! Allah rızası için, iyi niyetlerle kurulan aile yuvasının aynı duygularla devam ettirilmesi için küçük anlaşmazlıkları büyütmeden aile arasında halletmek mümkündür. Zira hiçbir Müslüman Allah'ın hoşuna gitmeyen bir şeyi yapmak istemez. Şu güzel sözün üzerinde düşününüz ve unutmayınız: "Felaketlere yol açan büyük yangınlar, küçük kıvılcımlardan çıkar, kıvılcımları ise bir fincan su söndürür". Küçük bir fedakarlıkla halledilecek anlaşmazlığı, aileyi sarsacak mesele haline getirmeyiniz. *** (1) Seçme Hadisler, 175. (2) Seçme Hadisler, 174.