Eylül 1990 CAMİLERİMİZİN DİNİMİZDEKİ YERİ Burhan Toraman Sinop Müftüsü اّللِ َو ْاليَوْ ِم ْ ه ٰ ّللاِ َم ْن ها َمنَ ِب ه ٰ اج َد ه َاْل ِخ ِر َواَقَا َم الص هَّلوةَ َو هاتَى ال َّز هكوة ِ اِنَّ َما يَ ْع ُم ُر َم َس ٰٓ ه ه ٰٓ ْ ٰ ُ َّ ْ ُ ُ َ َ ۬ َ ه ْ َك ان يَكونوا ِمنَ ال ُم ْهت َ۪دين َ ِش اِْل ّللاَ ف َعسى اولئ َ َول ْم يَخ Aziz Müm'inler! Fert ve cemiyet hayatını bütünüyle kaplayan, gönül kapılarımızı hayra ve fazilete açan Rabbani nizam İslam, fertler arasında birlik ve beraberliğin perçinlenmesi, hak, adalet ve hoşgörünün gelişmesi üzerinde durmuş, bu konuda her çeşit müessesenin kurulmasını teşvik etmiştir Bu müesseselerin başında kuşkusuz camiler gelmektedir. Toplayıp, birleştirici anlamına gelen camiler, imanlı kalplerin Allah korkusuyla dolduğu, dua ve niyazların topluca Allah (C.C.)'a sunulduğu ve ibadet edenleri günde beş defa kucaklayıp şefkatle bağrına bastığı kutsal mekanlardır. Müminleri, genç ihtiyar, zengin fakir, alim cahil, amir memur, komutan asker, yerli ve yabancı ayırımı gözetmeden, aynı safta toplayan ve lahûti bir havaya burüyen kulluk ocağıdır. İnsanların en emin ilticagahı, elem ve sevinçlerin paylaşıldığı, milli ve dini dayanışmanın temel taşı ve harcıdır. Görgülerimizin arttığı, ilim rütbesinden başka her rütbenin hiç sayıldığı ve bilmediklerimizi öğrendiğimiz ilim dergahıdır. Basireti açık olanlar için Hz. Eyyüp (A.S.)ın sabrı, Hz.Nuh (A.S.)'ın gemisi, Hz. Musa (A.S.)'ın asası, Hz. İsa (A.S.)'ın sofrası ve sevgili Peygamberimizin tevhid daveünde korunmuş mağarasıdır. Muhterem Müslümanlar! İslam'da hem ibadet, hem de muhit ve memleket meselelerinin görüşüldüğü yerler olarak camilerimizin ehemmiyeti pek büyüktür. Zira müslümanlar, günün beş vaktinde orada toplanır, ibadetlerini hep birlikte Allah (C.C.)'a orada arzederler. Ve onla yekpare bir vücut gibidirler. Nefisle alakalı her şeyi yaratanın karşısında unuturlar. Küçülerek büyüme, menfaat duygularından sıyrılarak, sevgi ve saygının, kardeşlik ve muhabbetin yoluna giderler. Bilirler ki cami, bu dünyada sırat köprüsünün bir benzeri, Cenabı Hak'la kulları arasında kurulmuş hakikatin bir köprüsüdür. Allah (C.C.)'in yeryüzünde evleri, diye tanımlanan camiler müslümanların en çok hürmet gösterdikleri ve saygı duyduğu yerler olma hüviyeti ile kutsal mekanlardır. Nitekim Cenabı Hak, hutbemize başlık yaptığımız mübarek ayetinde şöyle buyuruyor: "Hakikatte mescidler Allah (C.C.)'ın dır. Onun için Allah (C.C.) ile birlikte hiçbir şeye, hiç bir kimseye) tapmayın". (1) Bir Hadisi Şerifinde Peygamberimiz ise şöyle buyuruyor: "Allah (C.C.)'ın en çok sevdiği ve hoşlandığı yerler mescidlerdir". (2) Muhterem Müminler! Gerek ayeti Kerime de ve gerekse Hadisi Şerifte önemi belirtilen camileri, başta Rasûlüllah Efendimizin hayat faaliyetlerinin devam ettiği yerler olarak görmek mümkündür. Mekke devrinde müşriklerin hakimiyeti altında bulunmasına rağmen cami ile alakayı hiç kesmemiş, Mescidi Haram'a giderek Ka'be duvarına yönelip ibadetlerini yapmıştır. Mekke'den Medine'ye hicret esnasında da bunu sürdürmüş, hatta onbeş asır öncesinin mütevazı imkanlariyle mescid yapımına bile geçmiştir. Daha ayağının tozunu silmeden nurlu ve uğurlu elleriyle taş taşımış, bizzat amele gibi çalışmış ve Kuba Köyünde İslam adına ilk mescidi inşa etmiştir. (3) Yine Hicri 1. yılında da Medine Mescidini inşa ederek müslümanların hizmetine sunmuştur. (4) İşte bundan sonra da müslümanlar durmamışlar, ihtiyaç duydukça büyüklü küçüklü her tarafta sayıları milyonları aşan mescid ve camiler bina etmişlerdir. Bu hayırlı iş, Rasulullah ve O'nun yolunda yürüyenlerin bizlere bıraktığı en büyük kültür mirasıdır. Peygamberimizden bizlere kalan bu mirası devam ettirmek ve yaşatmak bizlerin görevi olmalıdır. Zira Allah (C.C.)'ın Rasülü okuduğum Hadisi Şerifte şöyle buyurur: "Her kim Allah C.C. için bir mescid bina ederse, Allah Teala'da ona Cennette onun mislini bina eder". (5) Muhterem Müslümanlar! Bir Hadisi Şerif'te yapımı ile adetlerinin artırılması istenilen camilerimizin dini birliğimizin teminindeki önemi açıkça ortadadır. Bu yerlerde teşekkül eden cemaat toplu halde mi'raç halindedir. O anda tazelenen imanları ile her zaman dipdiri kalırlar. Bu güzide topluluğun her bir ferdi Cenabı Hakk'a kulluk da çırpınırken, yaratanına olan bu ibadetini cemiyetine taşımanın da huzuru içindedir. Böylece toplum içinde dayanışma gelişir. Varlığımızın devamı olan birlik kuvvetlenir. Hayatımızın her safhasında cemiyete hizmet arzumuzun geliştiği camilerin bir başka açıdan fonksiyonu da, dini eğitim ve öğretimin yapıldığı bir okul olmasıdır. Rasûlüllah devrinden başlayıp, ashab devrinden beri süregelen bütün dini ve içtimai meseleler camilerde çözülürdü. Hem ibadet, hem de dini ve dünyevi işlerinin de görüşüldüğü camilerimiz, müslümanlar için ilim ve meşveret durağı olmuşlardır. O halde Aziz Müminler! Camilerimizin varlığı bizler için mutlu bir olaydır. Millet olarak bu haşmetli mabedlerimizin kıymetini kavrayalım. Cami ile olan bağlarımızı koparmayalım. Evlatlarımızın idrak sahifesine de bu yerlerin engin ve derin ruhunu nakşedelim. Sadece yaşlılara, emeklilere tahsis edilmiş, pırıl pırıl gençlikten mahrum, kederli ve matem yuvasına döndürmeyelim. Kalpleri iman ateşi ile yanan, ibadet vecdi ile coşan Müminler olarak camilerimizin maddi yapılarından çok. ruhlarını diriltmeyi de ihmal etmeyelim. Hutbemizi hayat anayasamız Kuranı Kerim'den bir ayet meali ile bitiriyorum: "Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah'dan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır". (6) *** NOT: Âyet mealleri H.B.ÇANTAY'm "Kur'an-ı Hakim ve Meali Kerim'den alınmıştır. (1) el-Cin Sûresi. Âyet: 18 (2) et-Tâcü'l-Câmi'Li-l-Usûl. fîehadîsirrasûl.Liş-Şeyh. Mansur Ali Nasıf. C:l. S.230 (3) a-Büyük İslâm Tarihi. C:2. S:750. Abdurrahman Zapsu. Sebil Yay. 1978. istanbul b- Hatemü'l Enbiya Hz. Muhammed ve Hayatı. AH.Berki.O.Kes.. S:189. (4) (b) no'lu kaynak. S: 198 (5) Sah. Müs. Tere. ve Şerhi. C:3. S:377. Hd.No: 533. Sönmez Neş. 1975. İstanbul (6) et-Tevbe Sûresi. Âyet: 18.