Mart-1984 YALANCININ SONU HÜSRANDIR Mustafa KARMIŞ ور َواِ َذا ْ َين لَا ي َ ش َه ُد َ َوا َّل ۪ذ ََۙ ون ال ُّز م ُّروا ِك َراما َ م ُّروا ِبال َّل ْغ ِو َ Muhterem Müslümanlar Yüce dinimiz, yalancılığı, yalan yere şahitliği yasaklamıştır. Cemiyetlerin huzurunu kaçıran, fertlerin, ailelerin düzenini yıkan kötü huylardan biri de yalancılıktır. Haklıyı haksız, haksızı haklı çıkarmak yanlışı doğru, doğruyu yanlış göstermek için söylenilen sözlere yalan ve o sözleri söyleyene de yalancı denir. Yalan insanın toplum içindeki itibarını düşüren kötü bir hastalıktır. İki dünyada yüz kızartan, Allah'ın rahmetinden, merhametinden, Resulûllah'ın şefaatinden mahrum bırakan ve utandırıcı bir huy olan yalancılıkla, hiçbir zaman gerçek gerçekliğini kaybetmez, hakkın yerini batıl alamaz. Yalancının sonu ise hüsrandır. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Muhammed'ül Emin (s.a.v.) defalarca hadisi şeriflerinde biz ümmetinin yalan ve yalancılıktan sakınmamızı emir buyurmuşlardır. Bir hadisi şeriflerinde: "Yalandan sakının. Zira o kötülüğe götürür."1 buyurmuşlardır. Yalancılık münafıklığın alametlerinden biridir. Peygamberimiz (s.a.v.) hadisi şeriflerinde: "Münafığın alameti üçtür: Söylediği zaman yalan söyler, vadedince yerine getirmez, kendisine (bir şey) emanet edildiği vakit hıyanet eder."2 buyurur. Diğer bir hadisi şeriflerinde de: "Beş günah vardır ki, kefareti (Kefaretle kurtulunmaz) yoktur. Müslüman yalancılığın ne kadar kötü bir huy olduğunu düşünür, Allah'ın rahmetinden uzak olmanın nasıl bir hüsran olacağını bilir, yalan söyleyenin dünyada rezil, ahirette zelil olacağını anlar ve bundan dolayı asla yalan söylemez. Ayrıca bilmediği işe karışmaz. Görmediği şeyi gördüm, duymadığı şeyi duydum demez. Müslüman, mesuliyet duygusu taşır. Bunun içinde yalandan sakınır. Bir toplumda tüccar yalan dolanla alışveriş yapıp beş liralık malı yüz liraya satarsa ticaret ahlaki kalır mı? Yalan dolan yapılan işlerde yokluklar, yolsuzluklar, karaborsa baş göstermez mi? Yalan aileleri mahvetmez mi? Ocaklar söndürmez mi? Yalan cinayetlere yol açmaz mı? Fitne ve fesatların çıkmasına sebep olmaz mı? Sapık ve batıl fikirler doğru gibi gösterilirse dimağlar zehirlenmez mi? Dinimizin her emir ve yasağında bizler için nice nice hikmetler ve faydalar vardır. Mukaddes dinimiz İslam'ın yalan söylemeye izin verdiği yerler de vardır. Bu yerler: 1. Harpte, düşmanlara karşı İslam'ın ve mümin askerlerin galip gelmesi veya kurtarılması için, 2. Halk arası ıslah hususunda, 3. Kadının kocasına, kocasının da karısına (aile birliği için) yalan söylemesidir.5 Doğru söylemekte tüm imkânlarını kullanan kimseler, yalandan başka çare kalmamışsa bu üç yerde yalan söyleyebilir. Bu konuda çok dikkatli olmak gerekir. Muhterem Müslümanlar! Bir gün gelecek, yalancı şahitlik sökmeyecek, yalan söylenemeyecek, makam, rüşvet geçmeyecektir. O halde o gün için hazırlıklı bulunalım! Haklıyı haksız, haksızı da haklı çıkarmayalım. Yanlışı doğru göstermeyelim. Her şeyi görüp gözeten, her şeyi bir imtihana tabi tutan Allah'tan korkalım. 1 Bunlar Allah'a şirk koşmak, bi gayri hakkın adam öldürmek, Mümine bühtan ve iftira etmek, muharebe günü kaçmak ve yalan yere yemin ile bir hakkı iptal etmektir."3 Muhterem Müslümanlar! Allah Teâlâ Kur'an-ı Mübin'inde: "Onlar yalan yere şehadet etmezler; faydasız bir şeye rastladıkları zaman yüz çevirip vakarla geçerler."4 Müslim, Birr, 105 250 Hadis, s.6. 3 250 Hadis, s.69. 4 Furkan, 72. 5 Buhârî, Müslim. Ebû Davûd. 2