İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Herkes İçin Transfüzyon Tıbbı Sempozyum Dizisi No: 44 • Mayıs 2005; s. 9-14 Kan Bankacılığı ve Transfüzyon Tıbbı Tarihi Prof. Dr. Mahmut Bayık İnsanların kanla ilgisi tarihin başlangıcına kadar gider. Nasıl olmasın ki! Savaşlar ve akan kanlar ilk insandan beri var. Günlük yaşamımızda “Kan davası”, “kan kavgası”, “kan kardeşliği”, “kan ağlamak”, kan kusmak”, “kan bağı”, “kanı başına sıçramak”, “kan gövdeyi götürmek”, “kan gütmek”, “kan ter içinde kalmak”, “kan istemek”, kana susamak”, “kanı başına sıçramak”, “kanı donmak”, “kanı ısınmak”, “kanı kaynamak”, “kanı kurumak”, “kanına dokunmak”, “kanına ekmek doğramak”, “kanına girmek”, “kanına susamak”, “kanıyla ödemek”, “kanını içine akıtmak” v.b gibi pek çok deyimin içine giren kana atfedilen o kadar çok anlam vardır ki. Bu anlamlar, insanların kanı çeşitli hastalık ve durumların tanısı ve tedavisinde değişik biçimde kullanmalarına yol açmıştır. İnsanlar yaşamları içinde kan – can – ruh özdeşliği kurmuşlardır. Bu özdeşlikler kanı değişik durumların tedavisinde kullanmalarına yol açmıştır. Kan bir yandan iğrençliğin, kötülüğün sembolü gibi görülürken bir yandan da kutsal sayılmıştır. Bu nedenle ilk tedaviler genellikle kan akıtmak suretiyle yapılmıştır. Bu tedavi şeklinin Hipokrat’dan beri uygulana geldiği de bilinmektedir. Ülkemizde “hacamat yapmak” olarak bilinen kan akıtmanın bir folklorik gelenek olarak hala uygulandığı yerler vardır. Kronolojik sırayla dünyada ve Türkiye’de Kan bankacılığı ve transfüzyon tıbbı tarihine bakalım. 1492 Papa 8. Innocent’a gençleştirme amacıyla 3 genç insanın kanı nakledildi. 1628 Padua’lı Dr William Harvey (1578 – 1657) dolaşım sistemini gösterdi 1666 Richard Lower (1631 – 1703) kanın akciğerden dolaştıktan sonra kırmızı renk aldığını yazıyor ve köpekten köpeğe kan nakli yaptı (köpek yaşıyor). Samuel Pepys hayvandan hayvana transfüzyonun yaşam kurtaracak kadar etkin olduğunu yazdı. 9 • Mahmut Bayık 1667 Fransa’da Monpellier’de filozofi ve matematik profesörü olan Jean Baptiste Denis mental bozukluğu düzeltmek amacıyla kuzudan insana kan nakli yaptı. 1678 Çeşitli hayvanlardan insana kan nakli (Lower ve diğerleri) yapıldı. Bu uygulamaların ölümlerle sonuçlanması üzerine Paris tabip odası uygulamanın kanun dışı olmasını istedi. Denis’in çalışmaları yasaklandı. On yıl sonra parlamento transfüzyonun gayrı resmi olduğunu ilan etti. 1795 İlk kez insan kanı nakli Amerikalı Dr. Philip Syng Physick tarafından yapıldı. 1818 Londra’da Guy’s ve St. Thomas hastanelerinde doğum uzmanı olarak çalışan Dr. James Blundell doğum sonrası kanama geçirenlere kocasından enjektörle aldığı kanı nakletti. 1825 – 1830 arası 10 nakilden 5’i başarılı. 1840 Samuel Armstrong Lane hemofili tedavisinde kan transfüzyonu kullandı. 1867 İngiliz cerrah Joseph Lister transfüzyon reaksiyonlarını önlemek için antiseptikler kullandı. 1870 Amerikada koyun, keçi sütünün transfüzyonu yapıldı. 1884 Kan ihtiyacını karşılamak için tuzlu su (?) transfüzyonu sütün yerini aldı. 1901 TRANSFÜZYON TIBBI İÇİN MİLAT Avusturya’lı Karl Landsteiner 22 kişinin kan örneği ile yaptığı çalışmada eritrosit ve serum arasındaki reaksiyonları tarif ederek A, B, C (O) kan gruplarını buldu. 1902 Decastrello ve Sturli 155 kişinin kan örnekleri ile yaptıkları çalışmalarla 4. ana kan grubu olan AB yi buldu. 1907 Landsteiner’in çalışmalarından haberi olmadan Polonyada Jansky kan gruplarını sıklığına göre I, II, III, IV diye tarif etti. Aynı sınıflamayı ABD den Moss ters olarak IV, III, II, I diye yaptı. 1907 Donörle hasta kanı arasında uygunluk gerektiği önerildi. Ruben Ottenberg ilk cross-match’i gerçekleştirdi. O grubunun universal verici olduğu söylendi. 1908 Carlo Moreschi antiglobulin reaksiyonunu gösterdi. 1915 KAN BANKACILIĞI İÇİN MİLAT Richard Lewisohn bir kan pıhtı önleyicisi olan sodyum sitrat’ın kan nakillerinde kullanılmasını önerdi ve %0,2 lik sodyum sitrat’ın antikoagülan olarak etkin ve toksik olmadığını gösteren dört yıllık çalışmasını yayınladı. 10 Kan Bankacılığı ve Transfüzyon Tıbbı Tarihi • 1916 Francis Rous ve J.R. Turner sitrat ve glukoz solusyonunda kanların alındıktan sonra iki hafta saklanabildiğini gösterdiler. 1919 Alman araştırıcılar Hirszfeld ve Hirszfeld ırklar arasında kan gruplarının oransal dağılım gösterdiğini buldular. 1921 Prof. Dr. Burhanettin Toker Türkiye’de transfüzyon çalışmalarını başlattı. 1921 DÜNYADA İLK KAN BANKASI İngiltere’de Kızılhaç sekreteri olan Percy Oliver tarafından kuruldu. 1935 de Roma’da yapılan ilk ISBT kongresinde bu kan bankası güvenli ve 24 saat sorun çözen ilk kan bankası olarak onaylandı. 1930 Kan grupları ile ilgili buluşu nedeniyle Karl Landsteiner Nobel ödülü aldı. 1930 Rus Shamov tarafından ilk kez kadavra kanı canlıya nakledildi. Daha sonraki yıllarda 2500 kişide bu yöntemle transfüzyonlar yapıldı. 1932 İLK HASTANE KAN BANKASI Rusya Leningrad’da hizmete girdi. 1932 Haydarpaşa Numune Hastanesinde transfüzyon yapıldı. 1935 International Society of Blood Transfusion (ISBT) kuruldu. 1937 Chicago’da Bernard Fantus ilk kan bankası kurma yetkisi verilen kişi oldu. 1937 Paris’te yapılan kongrede International Society of Blood Transfusion (ISBT) kan gruplamasında ABO terminolojisini kabul etti. 1938 Goodal ve ertesi yıl Boland transfüzyon için plasenta kanı kullandılar. 1938 Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde transfüzyon yapıldı. 1939 Phillip Levine Rh sistemini buldu (O kan grubu ve anti D geliştirmiş bir kadının serumunu kullanarak). Bu sistemin isimlendirmesi Karl Landsteiner ve Wiener tarafından yapıldı. 1939 Harvard tıp fakültesinden fizik kimya profesörü Edwin Cohn etanol fraksinasyonu ile plazmadan fibrinojen, gama globulin ve albümini ayrıştırdı. 1942 Bernstein kan gruplarının insana Mendel kanunları ile geçtiğini buldu 1943 J.F. Loutit, P.L. Mollison asit-sitrat-dextroz solüsyonu ile kanların çok daha uzun süre saklanmasını sağladılar. 1944 Cambridge’de genetik uzmanı olarak çalışan Sir Ronald Fisher Rhesus sisteminin çeşitli allellerden oluşan karmaşık bir sistem olduğunu gös- 11 • Mahmut Bayık terdi ve C; c; D; E, e yi içeren üç allel gruplu nomenklatürü önerdi. 1945 Anti-globulin testi (Coombs) geliştiriliyor. 1945 Türkiye’de Üniversite ve bazı hastanelerde küçük kan üniteleri kurulması (Ankara’da Cebeci hastanesi, İstanbul’da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Haseki, Şişli Etfal, Haydarpaşa Numune hastaneleri). 1946 Coombs tarafından Kell kan grubu bulunuyor. Ardından Duffy ve Kidd sistemleri tarif ediliyor. 1947 American Association of Blood Banking (AABB) kuruldu. 1950 Plastik kan torbası bulundu. 1952 Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde plazma elde edildi. 1953 Kan komponentleri soğutmalı santrifüj yöntemiyle elde edildi. 1953 Kızılay kongresinde kan yardım teşkilatının kurulması kararlaştırıldı. 1956 International Society of Blood Transfusion’ın bilimsel yayın organı Vox Sanguinis yayın hayatına girdi. 1957 Liyofilize faktör VIII ve faktör IX konsantreleri hemofili tedavisinde kullanıldı. 1957 Ankara ve İstanbul’da Kızılay kan merkezleri açıldı. 1959 Max Perutz eritrositlerdeki hemoglobinin yapısını, oksijen taşıma görevini ve kana rengini veren madde olduğunu buldu. 1960 A. Solomon ve J.L Fahey ilk tedavi amaçlı plazmeferezi rapor ettiler. 1960 AABB’nin bilimsel dergisi Transfusion yayın hayatına girdi. 1961 Trombosit süspansiyonlarının kanamalı kanser hastalarında yaşamı uzattığı bulundu. 1961 Gibson, CPD (sitrat fosfat dekstroz) solusyonunu buldu. Kan saklama süresi 28 güne çıktı. 1962 Greenwalt, lökositlerin neden olduğu febril non-hemolitik transfüzyon reaksiyonlarını tarif etti ve lökosit filtresi kullanımın bu reaksiyonları önlediğini gösterdi. 1964 Judith Pool ve arkadaşları kriyopresipitat elde etme tekniğini geliştirdiler. Kriyopresipitat von Willebrand hastalığı hemofili tedavisinde kullanıldı. 1965 Doç. Dr. Orhan Ulutin ve Uzm. Dr. Şengün Ulutin ve ekibi tarafından Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde laboratuarda fibrinojen, faktör V, Protrombin, faktör 12 Kan Bankacılığı ve Transfüzyon Tıbbı Tarihi • VIII elde etti. 1966 Liverpool’dan Clarke ve Baltimore’dan araştırıcılar yenidoğanın hemolitik hastalığında anti Rh (D) kullanarak korunmayı sağladılar. 1967 Ankara’da Kızılay tarafından Plazma Fraksinasyon ünitesi kuruldu. 1968 İlk aferezis cihazları geliştirildi (IBM). 1969 S.Murphy ve F.Gardner trombositlerin oda ısısında daha uzun süre saklandığını buldular. 1970 Graw transfüzyonla ilgili Graft versus Host Hastalığını tanımladı ve bu komplikasyonun hücresel kan komponentlerinin ışınlanması ile önlenebileceğini gösterdi. 1971 ABD de bağışlanan kanlarda rutin olarak HBsAg taraması yapılmaya başlanıldı. 1972 Kan komponentleri elde edilmesinde aferez yöntemi uygulanmaya başlandı. 1979 Bulunan CPDA-1 solüsyonu ile kan saklama süresi 35 güne çıktı. 1980 ABD de kan bankacılığı uzmanlık eğitimi başladı. 1981 Kızılay’da plastik torbaya geçildi. 1982 Bulunan SAG-M solüsyonu ile kan saklama süresi 42 güne çıktı. 1983 Türkiye’de 2857 sayılı Kan ve Kan Ürünleri Kanunu çıktı. 1983 HBsAg, RPR, ve sıtma için kalın damla taraması zorunlu testler olarak kabul edildi. 1985 Dünyada ve Türkiye’de donörden alınan kanlara HIV tarama testi yapılmaya başlandı. 1989 Dünya’da bazı bölgelerde anti-HTLV 1 tarama testi olarak kullanılmaya başladı. 1990 Anti-HCV testi bulundu. 1994 faktör VIII rekombinant yöntemlerle elde edildi. 1996 Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derneği (KMTD) kuruldu. 1996 Anti-HCV zorunlu tarama testi olarak kabul edildi. 1997 Donör sorgulama formu oluşturuldu ve bütün Türkiye’de kullanılması zorunlu kılındı. 1998 Faktör IX rekombinant yöntemlerle elde edildi. 1999 NAT (Nükleik Asit Amplifikasyon Testi) kullanılmaya başlandı. 13 • Mahmut Bayık 2003 KMTD nin bilimsel dergisi “Blood Banking and Transfusion Medicine” ın yayın hayatına girdi. KAYNAKLAR 1. Sönmezoğlu, Meral. Transfüzyon Tarihi. Klinik Gelişim (Transfüzyon özel sayısı) 14;1-6, 2001. 2. Türk Kızılayı. Kan Hizmetleri 2004. sayfa 11-13. Editör Uzm. Dr. Aydın Aydınlı. 3. Badur, Selim. Tıp Tarihinde Kan. Cogito (Kan, Damardan sayısı) (Yapı Kredi Yayınları) 37:84-107, 2003. 4. Ulutin, Orhan., Ulutin, Şengün. Özel görüşme. 5. Türkçe Sözlük. Türk Dil Kurumu. 1992. 14