ROMA Roma, İtalyan yarımadasında M.Ö. 8. Yüzyılda şehir devleti olarak kurulmuştur. Tarihte pek çok ülkenin dilini, edebiyatını, yasalarını, yönetim biçimini ve mimarisini etkilemişlerdir. Aristokratik nitelik taşırlar. ROMA Roma şehir devleti, önce İtalyan şehir devletlerini egemenliği altına almıştır. Ardından en büyük siyasi rakibi Kartaca’yı ağır bir yenilgiye uğratarak M.Ö. 1. yy ortalarında bir Akdeniz imparatorluğu haline gelmiştir. İlkçağda oluşan uygar dünyanın tamamına yakını Roma hakimiyetine girmiştir. ROMA Kuzeyde İngiltere, güneyde Afrika çölleri, batıda Atlas okyanusu, doğuda Mezopotamya sınırlarına dayanır. Tahmini yüzölçümü 5.900.000 km²’dir. 2. yüzyılın ortasında nüfusu 60 milyona ulaşmıştır. Dünya nüfusunun beşte birine tekabül eder. ROMA ROMA İtalya bölgesi, imparatorluğun en yoğun nüfuslu bölgesi olmakla birlikte nüfusu 6-8 milyon kadardı. Ortalama nüfus yoğunluğu 16 kişi idi. Ölüm oranı yüksek, hayat süresi kısaydı. Ortalama yaşam 30-35 yıl idi ve çocuk ölümleri de çok yüksekti. ROMA Roma ekonomisi tarım ve ticarete dayanıyordu. Tarımsal artık ile devlet mekanizması yürüyordu. Teknik açıdan Roma tarımı geriydi. Kölelik, yeniliği önleyici bir faktör olarak bu geriliğin önemli bir nedeniydi. ROMA Uzak mesafeli ticaret için denizyolları kullanılıyordu, bu da bölgesel ihtisaslaşmayı doğurdu. İtalya’da hayvancılık, bağcılık ve zeytincilik yapılır oldu. Tahıl ürünleri ise Mısır ve civarından geliyordu. İtalya’nın kırsal nüfusu, toprak sahibi ve kiracısı bağımsız köylülerden oluşuyordu. ROMA Pön savaşları, Anibal’ın seferleri ve Roma’nın ağır vergileri ile bu yapı bozulmaya başladı. Bu vergiler, ekili arazi için önceden belirlenen ve sabitlenen bir miktar olup altın para üzerinden alınıyordu. Bu durum, bağımsız köylülerin azalıp Latifundiya’ların yayılmasına neden oldu. ROMA Latifundiya: Piyasaya dönük olarak kâr amacıyla üretim yapılan ve işgücü kölelerden oluşan büyük çiftliklerdir. Plebler: Küçük toprak sahipleri, kiracı çiftçiler, esnaf ve tüccarın meydana getirdiği kalabalık sınıf. Patrici: Yönetimi elinde bulunduran askeri sınıf. ROMA Anibal (Hannibal) kimdir? M.Ö. 3. yüzyılda 100.000 kişilik bir ordu ve fillerle İspanya üzerinden Roma’ya yürüyen ve Roma ordularını defalarca ağır yenilgiye uğratan efsanevi Kartaca’lı mareşaldir. Bursa şehrinin kuruluşu ile ilişkilendirilir ve mezarının Gebze civarında olduğu tahmin edilmektedir. ROMA ROMA Sümerlerde olduğu gibi Roma İmparatorluğunda da nüfusun büyük bölümü tarımda çalışanlar olmasına rağmen ekonomik ve sosyal yapıyı belirleyen şehirlilerdi. Roma İmparatorluğu’nun şehirli nüfus oranı %5 civarındaydı. Toplam şehir sayısı 2000’i buluyordu. ROMA Roma şehirlerinin imalat ve ticaret fonksiyonları çok sınırlı kalmıştı. Tarım kesiminden kira ve vergi şeklinde elde ettikleri gelirlerle varlıklarını sürdürebiliyorlardı. Ortalama şehir nüfusu 6000’i geçmiyordu. Roma şehri ise yarım milyon ile bir milyon arası bir nüfusa sahipti. Eski Roma şehirlerinden bir kalıntı Temsili bir Roma şehri Antik Roma şehir merkezi Roma sembollerinden Kollezyum (Collesium) ROMA’DA TICARET Roma İmparatorluğu’nun ekonomik gelişmeye en önemli katkısı Akdeniz’de uzun bir dönem barış ve düzeni sağlamasıydı. Ticaret, Roma şehri ihtiyaçları dışında zenginlerin lüks ihtiyaçları ve askerlerin taleplerini karşılıyordu. Roma’ya tahıl ve yiyecek getiren tüccarlara imtiyazlar tanıyan devlet, bazen büyük filolar kurarak bunu bizzat kendisi yapıyordu. ROMA İmparatorluk, karayolu ağıyla örülmüştü. Daha çok askeri amaçlı olan bu yollardan mal sevkiyatı yapmanın maliyeti oldukça yüksekti. Bu nedenle deniz trafiği daha önemliydi. Deniz trafiği rüzgar gücü ile işliyordu ancak elverişli rüzgarlar yılın üçte birinde olabiliyordu. Roma “Trireme” maketi ROMA Gemiler küçüktü ve kapasiteleri 200 tonu aşmıyordu. Bu nedenlerle gemicilik kârlı bir iş değildi. Deniz ticaretinde ağırlıkla tahıl, zeytinyağı, şarap, inşa malzemeleri ve mermer yer almaktaydı. Kara ticaretinde ise çanak çömlek, cam eşya, kaliteli yün ve çeşitli süs eşyaları ağırlıktaydı. ROMA En önemli ticaret metalarından biri de kölelerdi. İpek, değerli süs eşyaları ve baharatlar Doğu’dan gelen lüks mallar olup dış ticaret açığını oluşturan önemli kalemlerdi. Ticaret, üstün bir yere sahip olmayıp aşağı sosyal sınıflara, yabancılara ve kölelere bırakılmıştı. ROMA Hukuk sistemine önem veriliyordu. Özel teşebbüse önemli ölçüde serbestlik tanınmaktaydı. Sözleşmelerin uygulanmasına, mülkiyet haklarının korunmasına ve anlaşmazlıkların süratli olarak çözüme kavuşturulmasına büyük önem veriliyordu. ROMA İmparatorluk, istikrarlı ve sağlam bir para düzenine sahipti. Altın para: Aureus Gümüş para: Denarius Bu paraların ayar ve ağırlığında uzun süre önemli bir değişiklik olmamıştı. Ağırlıkları ortalama 5.4-8.2 gr arasında değişiyordu. Denarius Julius Caesar Denarius ÜST SIRA : MÖ 157 ROMA CUMHURIYETI, M.S. 73 VESPASIAN, M.S. 161 MARCUS AURELIUS, M.S. 194 SEPTIMIUS SEVERUS; ALT SIRA: M.S. 199 CARACALLA, M.S. 200 JULIA DOMNA, M.S. 219 ELAGABALUS, M.S.236 MAXIMINUS THRAX Gold Coin of Julius Caesar – 8.18 gr Aureus of Octavian, c. 30 BC. Aureus minted in 193 by Septimius Severus İMALAT FAALIYETLERI Taş ocağı işletmeciliği: inşa faaliyetleri Kurşun: boru yapımı Bakır ve kalay: bronz yapımı Altın ve gümüş: para basımı İMALAT FAALIYETLERI En önemli maden kaynakları İspanya ve Alpler bölgesindeydi. İtalya’daki Padova’nın bezleri, İspanya ve Galya’nın yünlü ve keten kumaşları meşhurdu. İmparatorluğun doğu eyaletlerinde mamül mal üretilirken, batı eyaletleri daha çok hammadde yetiştiricisi durumundaydı. İMALAT FAALIYETLERI İmalat faaliyetleri, hür esnaf tarafından yürütülüyordu. Büyük ölçekli işletmeler, silah ve askeri üniforma üreticileriyle sınırlıydı. Büyük şehirlerde aynı meslekten esnaf grupları loncalarda toplanmıştı. (Collegia: ekonomik olmaktan çok sosyal amaçlı dernekler) ROMA EKONOMİSİNİN GERİLEMESİ M.S. 3. ve 5. yüzyıllar arasında Roma’nın Cermenlere karşı olan askeri üstünlüğü zayıfladı. Barbar kavimlere karşı sınırları korumakta güçlük çekilmesi askeri harcamaları ciddi biçimde arttırdı. Vergiler artarken vergi kaynakları ise aşınıyordu. ROMA EKONOMİSİNİN GERİLEMESİ 395’te imparatorluğun doğu ve batı olarak ikiye ayrılması ile düzen iyice bozuldu, çünkü ekonomik zenginlik doğuda kalmıştı. Ekonomi ve ekonomik düzen tam anlamıyla bir faciayla karşı karşıyaydı. Roma’ya yönelik saldırılar ve ikiye bölünüş ROMA EKONOMİSİNİN GERİLEMESİ Tarlalar işlenemiyor, atölyeler işletilemiyor, ocaklar çalıştırılamıyor, karayollarının bakımı yapılamıyordu. Diğer yandan denizlerde korsanlarla baş edilemez hale gelinmesiyle ticaret iyice sekteye uğramıştı. Ekonomik felaketi kıtlık ve salgın hastalıklar takip etti. 250’lerde 20 milyon insan büyük salgından öldü. ROMA EKONOMİSİNİN GERİLEMESİ Bütün bu olumsuz gelişmeleri vergilerin daha da artırılması ve adaletin temelinden sarsılması izledi. Roma yönetimi bu şekilde sorunları çözemeyince paranın ayarıyla oynayarak değerini sürekli düşürmeye başladı. Bu durum sonucunda denarius’un değeri, eski değerinin %1’ine kadar düştü. ROMA EKONOMİSİNİN GERİLEMESİ Tavan fiyat politikası da başarısız oldu. Enflasyon, bakır paralar tamamen değersiz hale gelinceye kadar devam etti. Sonuçta imparatorluk tamamen altın bir para sistemine geçti. Enflasyonun bu denli yüksek olması, ödemelerin ayni olarak yapılmasına kadar vardı. ROMA EKONOMİSİNİN GERİLEMESİ Mali sorunlar çözülmek istenirken mülkiyet hakları ve özgürlüklere getirilen önemli kısıtlamalar hür teşebbüsü de yok etti. Müdahaleci iktisat politikaları esnafın ve tüccarın mesleki özgürlüğünü kısıtladı. Başkentin ihtiyaçlarını karşılayan tüccar ve gemiciler dernek halinde örgütlenerek bürokratik kontrol altına alındılar. ROMA EKONOMİSİNİN GERİLEMESİ Bu meslekler babadan oğula geçer hale getirildi ve esnaf loncalarına katılım zorunlu kılındı. Collegia (Kolejya) denilen esnaf birlikleri (loncalar) kurularak bunlar devlet organı haline getirildi. Bu sistem, kırsal kesimde tarım sektörüne de uygulanarak çiftçiler toprağa bağlı hale getirildi. ROMA EKONOMİSİNİN GERİLEMESİ Kolonluk adı verilen bu sistem kapsamında Latifundiyaların yanı sıra bağımsız köylüler de toprağa bağlandı. Toprağından ayrılanlar 30 yıl içinde zorla eski topraklarına geri getirtilebilecekti. Sistemin işleyebilmesi için köylülerin evlilik hakları dahi kısıtlandı ve hür köylüler ile köleler arasındaki fark minimuma indi. Bu ise, serfliğe giden bir süreçti. ROMA EKONOMİSİNİN GERİLEMESİ Roma imparatorluğunun ekonomik çöküşü ve güvenliği sağlayamaz hale gelmesi siyasi olarak çözülmeyi kaçınılmaz kıldı. 2. asırdan beri sürekli savaş halinde olan imparatorluk, Cermen saldırılarına 5. asırda Hun saldırılarının da eklenmesiyle 476 yılında yıkıldı.