ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN BULA*ICI HASTALIKLAR

advertisement
İÇERİK
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
Difteri
Boğmaca
Tetanoz
Kızıl
AIDS
Viral Hepatitler
Zika Virüsü
1.DİFTERİ(KUŞPALAZI)
 Etkeni Corynebacterium dipheriae’dır.
 Difteri bakteri toksinin solunum yolu mukozasının
etkileyen ve son derece bulaşıcı akut bir enfeksiyon
hastalığıdır.
 Özellikle tonsilla ve farenkste yoğun olmakla birlikte
burun, deri, konjuktuva ve genitallerde lokal
psödomembranöz lezyonlarla ve basilin salgılandığı
ekzotoksine bağlı sistemik reaksiyonlarla
karakterizedir.
Epidemiyoloji
 Hastalığın görülme yaşı
toplumun aşılanma durumu
ile ilişkilidir.
 Anne aşılı ya da hastalığı
geçirmişse anneden geçen
antikorlarla bebekte
bağışıklık oluşur.
 Bu nedenle hastalık ilk 6 ay
görülmez.
 En fazla 2-8 yaş arasında
görülür.
Bulaşma
 Bulaşıcılık süresi değişiktir. Ortalama 2-4 hafta,
portörlerle 6 ay kadar basili saçabilirler.
 Hasta olan kişinin öksürük ve hapşırıkları ile çevreye
yayılan damlacıklar içinde bulunan bakteriler,
çevredeki kişilerin solunumu ile vücutlarına girer.
 Hastanın eşyalarına bulaşan bakterilerle temas, çatal
bıçağı veya tabaklarını kullanmak da hastalığın
yayılmasında etken olur.
 İnkübasyon üresi 2-5 gündür.
Belirtiler
Boyundaki lenf bezleri şişer ve boğazda pseudomembran
oluşur.
Hemşirelik Bakımı
• Damlacık önlemleri alınır.
• Hasta özel odaya alınır ve kesin yatak
•
•
•
•
istirahati uygulanır.
Yaşam belirtileri 4 saatte bir alınır.
Larinkse etki etmiş difteride solunum
yolunun tıkanıklığını azaltmak için
hastaya buhar tedavisi uygulanır.
Biriken sekresyonlar aspire edilir.
Akut dönemde sıvılar IV verilir.
 Hastanın burun ve boğazı temiz tutulur,hasta tolere
edebilir ise ılık solüsyonlarla özel ağız bakımı verilir.
 Boğaz çok ağrılı olduğundan diyet yüksek kalori içeren
yumuşak besinlerden düzenlenir
 Hastaya AÇT kaydı tutulur. Hasta ağızdan sıvı almaya
özendirilir.
 Hastada huzursuzluk irrtabilite ve solunum
yetersizliği artarsa tıkanıklığı ortadan kaldırmak
için trakeostomi yapılır.
 Bu nedenle trakeostomi seti hasta odasında hazır
bulundurulur.
Korunma
 Difteri aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Genellikle
tetanoz ve boğmaca ile birlikte yapılır.
 DaBT-İPA-Hib (difteri, boğmaca, tetanoz, inaktif
polio,hemofilus influenza tip B aşısı ) Beşli Karma Aşı :
2. ,4. ,6. aylarda ve 18. ayın sonunda rapel aşısı yapılır.
 DaBT-İPA (Difteri, Boğmaca, Tetanoz, İnaktif polio
Tip B Aşısı) Dörtlü Karma Aşı: İlköğretim 1. Sınıf ta
uygulanır.
 Yakın temaslı kişilere profilaktik tedavi uygulanır.
2.BOĞMACA
 Etkeni bordotella pertussis’tir.
 2 yaş altı çocuklarla tehlikeli
olabilen, oldukça bulaşıcı ve üst
üste gelen spazmodik öksürük
nöbetleri ile karakterize, akut
bakteriyel bir solunum yolu
enfeksiyonudur.
Epidemiyolojisi
 Bütün dünyada yaygın olarak görülen bir






enfeksiyondur.
Aşılanma programının düzenli olarak yapıldığı
toplumlarda daha az rastlanır.
Gelişmekte olan ülkelerde büyük bir sorundur.
Hastalık her yaşta olabilir fakat vakaların %80 i 1-5 yaş
arası çocuklar oluşturur.
5 ayın altındaki çocuklarda(anneden bağışıklık
geçmediğinden) oldukça öldürücü olabilir.
Kız çocuklarında daha sık rastlanır.
Kış aylarında daha sık rastlanır.
Bulaşma
 Damlacık yoluyla bulaş olur.
 Taze kontamine olmuş eşya ile
de dolaylı bulaşma olabilir.
 Etken hastalığın ilk 1-2
haftasında üst solunum yolunda
bulunur.
 İnkübasyon süresi 7-10 gündür.
Belirtileri











Burun akıntısı
Burun tıkanıklığı
Kızarık gözler
Ateş
Hapşırma
Öksürük nöbetleri
Balgam çıkarma
Islık sesine benzer bir ses çıkarma
Öksürük sonrası kusma
Göz içi kanamalar
Yüzde kızarma veya morarma
 Boğmaca klasik gidiş gösteren vakalarda 3 dönem
gösterir.
Kataral dönem: 1-3 hafta sürer. Üst solunum yolu
enfeksiyonu gibi başlar. Hafif kuru öksürük, aksırık,
hafif ateş, burun akıntısı görülür.
Paroksismal dönem: 2-6 hafta sürer. Hastada kısa kısa
boğulur gibi öksürük görülür. Bunu izleyen derin ve
sesli bir nefes alır. Nöbet esnasında hasta kızarır,
morarır, gözleri fırlar,dil dışarı sarkar. Nöbet
sonrasında koyu yapışkan balgam çıkar. Küçük
çocuklarda kusma olur.
İyileşme dönemi: 2-3 hafta sürer. Öksürük nöbetleri ve
kusma giderek azalır ve hasta normale döner.
Hemşirelik bakımı
 Damlacık izolasyonu önemleri alınır.
 Hastalığın bulaşıcılık süresi proksimal öksürüğün







başlamasından 3 hafta sonra yada antibiyotik
başlamasından 1 hafta sonrasına kadardır. Bu zaman
boyunca kişiler duyarlı kişilerden ayrılır.
Hastanedeki vakalarda respiratuar sekresyonlar
aspire edilir.
Solunumu düzeltmek için gerekirse O2 verilir.
Parenteral sıvı ve elektrolit tedavisi sürdürülür.
Parosismal öksürük nöbetlerinden sonra postural
drenaj uygulanır.
Oda ısısı 20-22 C olmalıdır.
Ağız ve burun her zaman temiz tutulur.
Öksürük nöbetinden sonra ağız temiz su ve ya
bikarbonatlı su ile çalkalanır.
Korunma
 En iyi yol aşılamadır. Asellüler boğmaca aşısı genellikle
tetanoz ve boğmaca aşıları ile birlikte yapılır.
 DaBT-İPA-Hib (difteri, boğmaca, tetanoz, inaktif
polio,hemofilus influenza tip B aşısı ) Beşli Karma Aşı :
2. ,4. ,6. aylarda ve 18. ayın sonunda rapel aşısı yapılır.
 DaBT-İPA (Difteri, Boğmaca, Tetanoz, İnaktif polio
Tip B Aşısı) Dörtlü Karma Aşı: İlköğretim 1. Sınıf ta
uygulanır.
 Yakın temaslı kişilere antibiyorik profilaksisi uygulanır.
3.TETANOZ (Kazıklı Humma)
 Etkeni Clostridium Tetani adı verilen sporlu
bakterinin salgıladığı toksine bağlı olarak gelişen bir
enfeksiyon hastalığıdır.
 Tetanoz etkeni hepimizin bildiği gibi sadece ‘paslı
çivi’ ya da ‘küflü teneke’de bulunmaz, ne yazık ki
toprağın üst tabakalarında, insan ve hayvanların
bağırsak kanalında bulunur ve buradan dış dünyaya
yayılır.
 Bu nedenle tetanoz mikrobuna yeryüzünün her
yerinde rastlamak mümkündür.
Epidemiyoloji
 Gelişmekte olan veya gelişmemiş ülkelerde göbek bağının




uygun olmayan şartlarda (taş, steril olamayan bıçak veya
jilet gibi aletlerle) kesilmesi sonucu oluşan neonatal
tetanozu çok sık görülür.
Buna bağlı yenidoğan ölümleri yaklaşık %10 civarındadır.
Yıllık bildirilen 1 milyondan fazla olguların çoğu gelişmekte
olan ülkelerde görülmekte ve neonatal tetanozdan ölüm
oranı tüm bebek ölümlerinin yarısını oluşturmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde ise hastalık 50-60 yaş üzerinde
görülmektedir.
Yurdumuzda her yaş grubunda görülmektedir
Bulaşma
 Kan yolu ile bulaş gerçekleşir.
 Vücuda giren etkenin hastalık belirtisi vermesi için
geçen kuluçka süresi 2 -14 gündür.
 İçinde yabancı cisim bulunan, doku harabiyetinin
yüksek, kan, pıhtı ve ölü doku parçalarının olduğu
yaralanmalarda bu sürenin 24 saate kadar indiği
görülmüştür.
Klinik Belirtileri ve Bulguları
 Çene ve boyunda başlayan  Ri-sus sardonicus






kas spazmları

Trismus

Salya akması

Baş ağrısı

Yutkunma problemleri

Solunum güçlükleri

Ağrılı, istemsiz kasılmalar 
Opustotunus
Anormal kalp ritmi
Ateş ve terleme
Tansiyon yükselmesi
Yüksek kalp atış hızı
İdrar kaçırma
40 C ye varan ateş
Tetanoz dört ayrı klinik formda görülebilir;
 jeneralize,
 lokalize,
 sefalik
 neonatal tetanoz
Jeneralize tetanoz: En sık görülen şekildir. Halsizlik,
baş ağrısı, yara yerinde ağrı gibi genel belirtilerden sonra
hasta çiğneme ve yutma güçlüğü içerisinde ağzını
açamaz.
 Bazı ağır olgularda diyafrağma, interkostal, larinks
kasları kasılarak üst solunum yolları tıkanıklığı ve ona
bağlı asfiksi ile ölüm gelişir
Lokal tetanoz: Sporlu basilin girdiği yerdeki kas
gruplarının spazmı ile karakterlidir. Orta derecede ve
devamlı kas kasılması söz konusudur. Aylar sonra
kendiliğinden geçer.
Sefalik tetanoz: Nadir görülen, tanı güçlüğü
yaratan kafa yaralanmaları ve kulak
enfeksiyonlarından sonra görülen bir tetanoz şeklidir.
Neonatal tetanoz: Özellikle asepsiye uyulmadan
kesilen kordonda oluşan enfeksiyon sonucu gelişir.
 Annenin yeterli bir immünitesinin olmayışı da etkili
olmaktadır.
 Doğumdan ilk 12 – 14 gün içinde gelişir. Emme ve
beslenme güçlüğü, geç olarak kas sertliği ve spazm
görülür.
 5 günden az sürede gelişen 10 günden küçük
bebeklerde ölüm oranı çok yüksektir.
 İlk haftada apne başlıca ölüm nedenidir. İkinci
haftada sepsisler ölüme neden olmaktadır.
Tedavi
 Anti-konvulsif ilaçlar
 Kas içine serum uygulaması yapılır.
 İlk doz 5.000, (çocuklarda 1.500) ünitedir.
 Bağışık insan serumunun bulunamadığı durumlarda,
hastanın alerjisi olmadığı belirlendikten sonra damar
içine 10.000 ünite bağışık at serumu uygulanır.
Hemşirelik Bakımı
 Tetanos hastaları genellikle




hastanede tedavi edilir.
Tetanos tedavisinde gürültüsüz, oda
sıcaklığında yatak istirahati gerekir.
Kristalize penisilin perfüzyonla
verilir.
Sedatifler kasılmalarda etkilidir.
Su, elektrolit ve kalsiyum ihtiyacı
parenteral yoldan karşılanır.
Aşılama
 Tetanozdan korunmada temiz yara bakımı ve kirli
yaraların cerrahi tedavisinden başka en önemli ve
etkili korunma yolu aktif bağışıklama yani AŞILAMA’
dır.
 Bu, yaklaşık 4-6 haftalık aralarla yapılan 3 temel
aşılanmadan (Temel immunizasyon) oluşur. Daha
sonra her 5-10 yılda bir rapel aşı yapılması ile
bağışıklığın devamı sağlanır.
 Ülkemizde Sağlık Bakanlığı; Sağlık Ocakları ve Ana
Çocuk Sağlığı birimlerinde bu uygulama bebeklerde;
doğumdan sonraki 2–3–4. aylarda birer doz (toplam
üç doz) daha sonra 16–18. ay da bir ilkokul 1. sınıf ve 8.
sınıflarda yine birer rapel dozların yapılması şeklinde,
gebelerde ise; birer ay ara ile toplam iki doz aşılama
yapılarak tetanozdan korunma sağlamaktadır.
 Bağışıklığın devamı için 5-10 yılda bir tek rapel doz aşı
yaptırmak gerekmektedir.
4.KIZIL
 A grubu beta hemolitik
streptokokların
eritrojenik
eksotoksinlerinin neden
olduğu akut ateş,
makülopapüler deri
döküntüleriyle seyreden,
bulaşıcı bir hastalıktır.
Epidemiyoloji
 Antibiyotiklerin kullanımı ile bu yy. başlarından
itibaren kızıl hastalığın prevelansı ve şiddeti azalma
göstermiştir. Kızıl vakalarının %50 ‘si 3-12 yaşlar
arasındadır. 3 yaş altı nadir görülür.
 Hastalık sıcak bölgelerde ve tropikal iklimlerde
yaygındır. Cins veya ırklar arasında fark göstermez.
KULUÇKA DÖNEMİ : 1- 7 gündür. Ortalama 3 gündür.
Bulaşma
 Etkeni A grubu streptokoklardır.
 Toksin oluşturacak bakteriyofaja sahip olmaları
halinde hastalık ortaya çıkar.
 Bunların farklı serotipleri olması nedeniyle insanlar
birden fazla bu bulaşıcı hastalığa yakalanabilirler.
 Kızıl, damlacık enfeksiyonu ile ya da hasta kişinin
salgılarıyla doğrudan temas yoluyla bulaşır.
 Soyulan deri, hastanın vücut salgılarını taşımadığı
sürece, zararsızdır.
Belirtiler
 Ateş (38 - 40 °C)
 Halsizlik
 Boğazda ağrı
 Yutkunmada zorluk
 Kızarıklıklar, normalden
kırmızı yüz
 Karın ağrısı
 Bulantı ve kusma
 Boyun tutulması
 Dilin çilek gibi kızarması
ve dilin üstünde beyazlık
oluşması.
Tedavi
 Hastalığın hafif geçtiği çocuklarda bile etkenin üreme
şansı kalmaması ve çocuğun enfeksiyonu başkalarına
bulaştırmaması için, birkaç gün süreyle penisilin
tedavisi uygulanır.
 Hasta çocuk yatak dinlenmesine alınır.
 Ateşi yüksekse, düşürmek için soğuk uygulama
yapılır.
 Terleme yoluyla yitirdikleri beden sıvılarını karşılamak
ve su yitimine uğramalarını önlemek için bol sıvı
içirilmelidir.
Hemşirelik Bakımı
 Hastanede tedavi gören vakalarda,
tedavi başladıktan 24 saat
sonrasında, tedavi görmeyen
hastalarsa ise 10 gün kadar ağızburun sekresyonlarıyla ilgili damlacık
önlemleri alınır.
 Bakımda en önemli özellik hastaya
sessiz, sakin ve rahat bir ortam
hazırlamaktır.
 Oda normal ısıda, nemli ve
cereyansız olmalıdır.
 Vücut ısısı düzenli olarak ölçülür.
Gerekirse reçete edilen antipretikler
verilir.
 Burun mukozası sekresyondan
temizlenerek, burun kenarları ve
dudakları yağlanır.
 Sık aralarla ağız bakımı verilir.
 Diyette önce sulu gıdalar ( süt meyve
suyu vb.) , yutma kolaylaştığında
yumuşak gıdalar verilir.
5.AIDS
Bağışıklık yetmezliği sendromu olan AIDS,
HIV -Human İmmundeficiency Virusun neden olduğu hastalıktır.
Hem kadında hem erkekte görülen AIDS, her yaşta ortaya
çıkabilir.
Fakat bu virüs, vücuda girdikten hemen sonra hastalık görülmez.
Bu virüsün vücutta bulunduğunu gösteren herhangi bir şikayet ya
da bulgu yoktur.
 Kan tetkikleri sonucu farkedilir.
Yaklaşık 10-12 yıl sonra belirtiler görülmeye başlar. Bu zamana
kadar kişi, mikrobu başkalarına bulaştırabilir. AIDS hastaları için
‘ölüm’ kaçınılmaz bir sondur.
Bulaşma
AIDS’in 3 tane bulaşma yolu vardır:
1) Kadında bu virüsü taşıyan bireyle korunmasız cinsel
ilişkiye girilmesiyle HIV virüsü sağlıklı kişiye bulaşır.
2) Hamile ve HIV virüsünü taşıyan anneden bebeğe,
gebelikte veya doğumda bulaşabilmektedir.
3) AIDS’li ya da HIV virüsüne sahip kişilerin kan
teması sonucu ya da organ nakliyle hastalık ya da
virüs bulaşır.
Belirtileri
 Hipertermi
 İştahsızlık ve kilo kaybı
 Uçuk ya da yaralar
 Akciğer hastalıkları
 Gece terlemesi
 İshal
 Öksürük
 Lenf bezleri büyümesi
Tanı ve Tedavi
 ELİSA testi virüsün varlığını tespit etmek için en etkili






yöntemdir.
Tek başına yeterli değildir kesin tanı için anti-hiv
testleri yapılır.
ELİSA testi negatif çıksa bile 6 ay sonra yeniden
yapılması gerekir.
AIDS’in tedavisi yoktur.
Virüsten koruyacak herhangi bir aşı geliştirilmemiştir.
Hayat boyu tedavi gerektirir.
Günümüzde AIDS için kullanılan ilaçlar çok pahalıdır.
6.VİRAL HEPATİTLER
Karaciğer parankim dokusunda yaygın enfeksiyon ve
nekroza yol açan viral hastalıklardır.
Hepatite yol açan beş virüs:
• Hepatit A virüsü(HAV)fekal\oral yol
• Hepatit B virüsü(HBV) -kan yolu
• Hepatit C virüsü(HCV)-kan yolu
• Hepatit D virüsü(HDV)
• Hepatit E virüsüdür(HEV)-fekal\oral yol
 Hepatit D sadece hepatit B mevcut kişilerde ortaya
çıkar.
Hepatit B anneden bebeğe (plesenta yolu ile) geçiş
söz konusudur.
Annenin memesindeki çatlaklardan da bulaşabilir,
ancak anne sütü taşıyıcı değildir.
 Viral hepatitlerde inkübasyon süresi 30-180 gün
arasında değişmektedir.
Klinik Belirti ve Bulgular
 İkteris Dönem; 5-7 gün sürer. Belirtiler;
bulantı, kusma, iştahsızlık, halsizlik ve
hepatosplenomegalidir.
 İkterik dönem; idrar ve gaitada koyulaşma,
sklera ve deride sarılık vardır. Yaklaşık 4
hafta sürer.
 Belirtilerin ortadan kalkması 1-3 ayı
bulabilir.
Tedavi ve Hemşirelik Girişimleri
Viral hepatitte tedavi seçenekleri sınırlıdır.
Tedavide amaç hastalığı erken belirlemek, kronik
karaciğer hastalığını saptamak, hastalığın yayılımını
önlemek ve çocuğa destekleyici tedavi uygulamaktır.
Hemşirelik bakımında enfeksiyonun yayılımının
önlenmesi; sıvı ve besin desteğinin sağlanması, büyüme
ve gelişmenin sağlanması, komplikasyonların risklerinin
azalması ve çocuk ile aileye destek olması hedeflenir.
Hemşirelik Tanıları
 Beslenmede yetersizlik riski: gereksinimden daha az





beslenme(kronik hastalığa bağlı vücut için gerekli
besin öğelerinin karşılanamaması ile ilişkili olarak).
Yorgunluk(hastalıkla ilişkili olarak).
Beden imgesinde rahatsızlık riski(büyük çocuklar için)
Anksiyete(çocuk ve ailede) (sağlığın etkilenmesiyle
ilişkili olarak).
Ağrı (karaciğer hasarıyla ilişkili olarak).
Enfeksiyon bulaştırma riski(enfeksiyonun diğer
kişilere bulaşma potansiyeli ile ilişkili olarak)
Korunma
 Hepatit A : 6 ay arayla iki doz aşı yapılmalıdır. 12 ve 23
ay arasındaki tüm çocuklara yapılmalıdır. Hastalığın
çok görüldüğü bölgelerde yaşayan ve rutin olarak
aşılanması önerilen 2-18 yaş arası kişilere yapılmalıdır.
 Hepatit B : Doğumda, 1. ve 6. ayın sonunda uygulanır.
7.ZİKA VİRÜSÜ (ZIKV)
Flavivirus grubundan bir RNA Virüsü olan Zika
virüsünün neden olduğu ve insanlara sivrisinek
ısırması ile bulaşan bir hastalıktır.
Bulaşma
 Ana bulaş yolu infekte Aedes türü sivrisineklerin insanları








ısırmasıyla olur.
Son yıllarda pandemilere neden olmuştur.
Aedes türü sivrisinekler, gündüz ısırmayı tercih ederler.
Sivrisinekler, Zika hastalığını geçirmekte olan bir kişiyi ısırarak
infekte olurlar, daha sonra bu infekte sinekler, diğer sağlam
kişileri ısırarak onları da infekte ederler.
Nadiren Zika ile enfekte bir anneden doğum esnasında bebeğe
bulaşma da olabilir.
Zika virüsünün bulaştığı gebelerin bebeklerinin çoğunda
mikrosefali hastalığı oluşuyor.
Kan transfüzyonu yoluyla geçiş mümkündür.
Cinsel temasla geçiş de çok nadir de olsa mevcuttur.
İnkübasyon periyodu 3-12 gün arasıdır.
Mikrosefalili bebek
Belirtiler
 İnfekte kişilerden ancak 4’te 1’i semptomatiktir.
 En sık görülen belirtiler;
aniden başlayan ateş,
döküntü,
eklem ağrıları,
gözlerde kızarıklıktır.
 Klinik genellikle hafif geçer, belirtiler birkaç
günden bir haftaya dek sürebilir, hastaneye yatış
çoğunlukla gerekmez.
 Ölüm çok nadirdir, Guillain-Barre Sendromu da
çok nadiren gelişebilir.
Tanı ve Tedavi
 Hastanın kliniği ve kan testleriyle tanı konur.
 Spesifik tedavisi yoktur.
 İstirahat,
 Hidrasyon,
 Antipiretikler ve analjezikler önerilir.
Korunma
 Önleyici bir aşı ya da ilaç bulunmamaktadır.
 Mikrosefaliden korunmak için aile planlamasından





yararlanılmalı(Şuan için 2 yıl önerildi).
Sivrisinek ısırıklarından korunmak esastır.
Açıkta kalan cilde sivrisinek kovucularından
kullanılmalı.
Kapalı giysiler giyilmeli (uzun kollu gömlek ve uzun
pantolon gibi).
Permetrin ile muamele edilmiş giysiler giyilmeli.
Dış mekanlardaki içi su dolu kapları boşaltılmalı.
TEŞEKKÜRLER
KAYNAKÇA
 http://www.hayatisaglik.com/cocuk-sagligi/difteri-kuspalazi-nedir





belirtileri-nelerdir-nasil-tedavi-edilir.html
BULAŞICI HASTALIKLAR HEMŞİRELİĞİ/GÜLAY GÖRAK/SEVİM
SAVAŞER/SUZAN YILDIZ/SYF.109,110,111,112
http://www.bilgiustam.com/difterikuspalazi-hastaligi-nedir-tedaviyontemleri-nelerdir/
http://belirtilerinelerdir.com/tetanos-belirtilerinelerdir/#sthash.Jjw4INUP.dpu
http://www.seyahatsagligi.gov.tr/Site/HastalikDetay/Zika-Vir%C3%BCsHastaligi
http://www.medikalakademi.com.tr/zika-viruesue-felaketi-tarihte-ilkkez-bir-saglik-bakani-hamile-kalmayin-cagrisi-yapti/
https://www.google.com.tr/search?q=zika+vir%C3%BCs%C3%BC&safe=ac
tive&biw=1280&bih=595&tbs=cdr:1,cd_min:2000,cd_max:2099&tbm=isch&
source=lnms&sa=X&ved=0ahUKEwisqriyiM_LAhVBgXIKHYNuAAkQ_AU
IBigB#imgrc=y7Gl107wp-OGdM%3A
Download