haftalık bülten 2 Temmuz 2012 Geçen haftanın özeti

advertisement
haftalık bülten
haftalık bülten
2 Temmuz 2012
Geçen haftanın özeti
Merkez Bankası (MB) enflasyonu Nisan’daki projeksiyonunun
altında görüyor. Para Politikası Kurulu (PPK) tutanaklarına göre, MB
işlenmemiş gıda ve enerji fiyatlarının aylık enflasyonu Haziran’da da
aşağı çekmeye devam etmesini bekliyor. Aylık bazda beklenen bu
gerilemeye rağmen olumsuz baz etkisi sebebiyle yıllık enflasyonda artış
bekleniyor. Yine de yıllık bazda beklenen artışın tahmin edilenden daha
sınırlı olacağı – ve enflasyonun Nisan Ayı Enflasyon Raporu’na kıyasla
daha olumlu seyredeceği – öngörülüyor. Bu durum, MB Başkanı
Başçı’nın geçen haftaki konuşmasında işaret ettiği yıl sonu enflasyonu
projeksiyonunun %6.5’ten aşağı revize edilebileceği olasılığını da
destekliyor. Enflasyonun kısa vadede takip edeceği patikaya ilişkin
olarak Haziran ayında tüketici fiyatlarında aylık bazda %0.6 oranında
gerileme bekliyoruz (Piyasa beklentisi: -%0.5). Yıllık enflasyonu Mayıs’ta
bulunduğu %8.3 seviyesinden %9.2’ye taşıyacak bu tahminimiz için
aşağı yönlü riskler gördüğümüzün altını çiziyoruz.
Önümüzdeki dönemde enflasyonun - fiyatlama davranışlarına dair
temkinli duruşu gerektirecek şekilde - bir süre daha hedefin üzerinde
seyretmesi bekleniyor. Tutanaklarda ayrıca orta vadeli beklentilerin
göreli olarak istikrarlı seyrettiği ancak yılsonu enflasyon beklentilerinin
(son beklenti anketine göre %7.38) hedefin belirgin şekilde üzerinde
olduğu belirtiliyor. Buna bağlı olarak da gerekli görülen günlerde Nisan
kurul kararında ifade edildiği gibi daha sık ve Mayıs kurul kararında ifade
edildiği gibi daha kısa süreli ek parasal sıkılaştırmaya gidilebileceğinin
altı çiziliyor.
Mevcut konjonktürde süregelen küresel belirsizliklere karşı, geniş faiz
koridoru uygulaması ile etkin likidite yönetiminin sağladığı hareket
alanına sahip olmanın öneminin tekrar vurgulanması MB’nin politika
araçlarının mevcut seviyelerinden memnun olduğunu gösteriyor. MB’nin
mevcut politika duruşunu koruyacağı ve kur üzerinde enflasyon
beklentilerini ve fiyatlama davranışlarını bozabilecek bir baskı oluşması
durumunda ek parasal sıkılaştırmaya başvuracağı yönündeki
öngörümüzü koruyoruz. Nisan ayı başından bu yana ortalaması %9.23
olan fonlama maliyetinin, bankalararası faiz oranlarındaki hızlı düşüşe
rağmen, sınırlı gerileme kaydederek %9.03’te korunması da politika
duruşunda belirgin bir değişiklik olmadığına işaret ediyor. Yine de Euro
Bölgesi borç krizinin kötüleşmesi ve küresel bazda enflasyonist baskıları
sınırlaması durumunda, parasal koşulların beklenenden daha erken
gevşetilebileceğini ihtimalini göz ardı etmemekte fayda görüyoruz.
Dış ticaret açığı Mayıs’ta beklentinin üzerinde geldi. Mayıs’ta 8.6
milyar dolar olan aylık dış ticaret açığı gerek bizim 8 milyar dolar
seviyesindeki tahminimizin gerekse 8.3 milyar dolarlık piyasa
beklentisinin üzerinde gerçekleşti. Geçen yılın aynı ayına göre %15.5
İnan Demir
+(90) 212 318 5087
[email protected]
Başak Karaaslan
+(90) 212 318 5086
[email protected]
Gökçe Çelik
+(90) 212 318 5096
[email protected]
haftalık bülten
oranında gerilemeye işaret eden bu rakam, Nisan’da 99 milyar dolar olan 12
aylık birikimli dış ticaret açığını da 97.5 milyar dolara çekti.
Tahminimizi oluştururken ithalatın yıllık bazda sınırlı da olsa gerileyeceğini
öngörmüştük. Bizim beklentimizin tersine, Mart ve Nisan ayılarında yıllık
bazda gerileme kaydeden aylık ithalat Mayıs’ta geçen yılın aynı ayına göre
%3.1’lik artış kaydetti. Ancak gerek iç talepte süregelen zayıf seyir gerekse
ithalat maliyetini aşağı çekecek olan enerji fiyatlarındaki düşüş sayesinde,
ithalatın önümüzdeki dönemde tekrar yıllık bazda gerileyebileceğini
düşünüyoruz. Öte yandan Mayıs’ta 1.7 milyar dolara ulaşan aylık değerli taş
ve metal ihracatı toplam ihracata olumlu katkı yapmaya devam etti. Bu
rakamın büyük kısmını İran’a ödeme amaçlı yapılan altın ihracatı oluşturuyor.
Ayrıca, İran son iki ayda en çok ihracatın gerçekleştirildiği ülke oldu.
Mevsimsellik ve takvim etkisinden arındırılmış seriye baktığımızda, geçtiğimiz
aya oranla %5.7 artış gösteren dış ticaret açığının 7.4 milyar dolar seviyesine
geldiğini görüyoruz. Daha az volatil olan dış ticaretin 3 aylık hareketli
ortalamasına baktığımızda ise Nisan’daki %3.5‘lik daralmanın ardından
Mayıs’ta %1.4 oranında büyüme gözlemliyoruz. Bu arada mevsimsellikten
arındırılmış ihracat Şubat - Nisan döneminde aralıksız yıllık artış kaydettikten
sonra, Mayıs’ta %1.4 daraldı. Türkiye’nin ihracat pazarının önemli bir
bölümünü oluşturan Euro Bölgesi ekonomilerine ilişkin belirsizlikleri göz önüne
aldığımızda, bu gelişmenin şaşırtıcı olmadığını söyleyebiliriz.
61.2 milyar dolar seviyesinde zirve yaptığı geçtiğimiz yılın Ekim ayından bu
yana aralıksız olarak gerileyen 12 aylık birikimli enerji dışı dış ticaret açığı
46.9 milyar dolar seviyesine geldi. Gerek sermaye gerekse tüketim malları
ithalatları ise iç talepteki zayıflığı teyit ederek yıllık bazda düşüş göstermeyi
sürdürdü. Diğer taraftan, birikimli enerji açığı ise büyümeye devam ederek
50.7 milyar dolar seviyesine ulaştı.
Önümüzdeki dönemde, iç talepteki yavaşlama ve küresel enerji fiyatlarındaki
düşüş ithalat maliyetini azaltmaya devam edecektir. Bu bağlamda, 12 aylık
birikimli dış ticaret açığının kademeli olarak daralmaya devam edeceğini
öngörüyoruz. Öte yandan, Mayıs ayı dış ticaret verileri, - son yayımlanan PPK
toplantı tutanaklarında da yer alan - MB’nin dış dengelenmeye ilişkin
öngörüleriyle uyumlu olduğundan, bu verinin para politikası üzerinde herhangi
bir etkisi olmasını beklemiyoruz.
Haziran’da gerek kapasite kullanım oranı gerekse reel kesim güveni
belirgin düşüş kaydetti.
Haziran ayında mevsimsellikten arındırılmış
kapasite kullanım oranı (KKO) bir önceki aya göre 1.3 yüzde puan gerileyerek
%73 oldu. Geçtiğimiz altı ay içinde beşinci defa gerileyen KKO, Ekim
2010’dan bu yana en düşük değerini aldı.
KKO’nun yanı sıra, mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi de
bir önceki aya göre gerileme kaydetti. Mayıs ayında 107.7 seviyesinde
bulunan reel kesim güven endeksi 3.8 puanlık düşüşle Haziran’da 103.9
değerini aldı. Endeks hala iyimerlikle kötümserliği birbirinden ayıran 100
sınırının üzerinde bulunsa da Haziran ayı seviyenin endeksin küresel finansal
krizden sonra 100 sınırını aştığı ilk ay olan Aralık 2009’dan bu yana aldığı en
düşük değer olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz. Manşet endeksteki
düşüşün büyüklüğünün de işaret ettiği gibi, reel kesim güvenindeki kötüleşme
haftalık bülten
geniş tabanlı oldu ve gelecek 3 aydaki üretim hacmi, toplam sipariş miktarı,
ihracat sipariş miktarı ve genel gidişata ilişkin beklentiler alt kalemlerinin tümü
bir önceki aya kıyasla kötüleşti.
MB’nin büyüme görünümüne ilişkin son değerlendirmesi, yılın ilk çeyreğinde
olumsuz hava koşulları nedeniyle yavaşlayan ekonomik aktivitenin ikinci
çeyrekte ılımlı olarak toparlandığı yönünde. Ancak Haziran ayı KKO ve reel
kesim güveni verileri toparlanmanın çok da güçlü olmadığına işaret ediyor ki bu
durum MB’ye büyüme için aşağı yönlü risklere odaklanma şansı tanıyacaktır.
Enflasyondaki, mevcut temkinli ve sıkı politika duruşunun devamını gerektiren,
yüksek seyri göz önünde bulundurarak MB’nin şimdilik fiyatlama davranışlarını
yakından takip etmeyi sürdüreceğini düşünüyoruz. MB’nin, olumsuz baz
etkisinin ortadan kalkacağı ve enflasyon görünümü konusunda daha rahat
olacağı son çeyrekte politika duruşunu gevşetme fırsatı bulmasını bekliyoruz.
Ancak Euro Bölgesi borç krizinin kötüleşmesi ve küresel bazda enflasyonist
baskıları sınırlaması durumunda, parasal koşulların beklenenden daha erken
gevşetilebileceğinin altını çiziyoruz.
Önümüzdeki haftaya bakış
Yılın ilk çeyreği için GSYH verileri bugün saat 10’da açıklanacak.
Beklentimiz 1. çeyrekteki yıllık GSYH büyümesinin %2.5 (piyasa beklentisi:
%2.8) olacağı yönünde. Yılın ilk çeyreğinde iç talepte yaşanan belirgin
yavaşlamanın ardından 2. çeyreğe ilişkin göstergeler ekonomik aktivitedeki
toparlanma hızının yavaş olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak, yılın ilk yarısındaki
ekonomik aktivite görünümü ve küresel ekonomideki gelişmeler yılın tamamı
için %2.9 seviyesinde yer alan ve %4 olan resmi hedefin altında yer alan
büyüme tahminimizle uyum arz ediyor. Ancak, Euro Bölgesi ülke borç krizinin
derinleşmesi, küresel büyümeyi baskılarken Türkiye’nin büyümek için ihtiyaç
duyduğu dış finansmanı da sınırlayabilir. Kısa vadeli borç stoku 140 milyar
doların üzerinde bulunan Türkiye’nin ekonomik büyünmesi için dış finansman
hayati önem taşıyor.
Haziran ayı enflasyon verileri yarın açıklanıyor. -%0.60 seviyesinde yer alan
aylık enflasyon tahminimiz, -%0.50 seviyesindeki piyasa beklentisinin altında
yer alıyor. Mevsimsel etkilerle meyve ve sebze fiyatlarındaki düşüşler ve global
enerji fiyatlarındaki gerilemeyle akaryakıt fiyatlarında kaydedilen düşüşlerin
etkisiyle, gıda ve ulaştırma kategorilerinin Haziran ayında manşet enflasyonu
aşağıya çekeceğini düşünüyoruz. Tahminimiz doğrultusunda, Mayıs ayında
%8.3 olan yıllık TÜFE %9.2’ye yükselecek. Ancak, MB’nin Haziran ayı PPK
toplantısı tutanaklarında ve MB Başkanı Erdem Başçı’nın konuşmasında yer
alan Haziran ayında yıllık enflasyondaki artışın öngörülenden daha sınırlı
olacağı ifadesi, piyasa beklentisinin altında yer alan aylık enflasyon tahminimiz
için aşağı yönlü risk oluşturuyor.
Önümüzdeki döneme baktığımızda, yıllık enflasyonun yaz ayları boyunca
hedefin belirgin şekilde üzerinde seyrettikten sonra yılın son çeyreğinde olumlu
baz etkisiyle hızla gerilemesini bekliyoruz. Enflasyon beklentilerinde ve
fiyatlama davranışlarında herhangi bir bozulma olmasını engellemek için MB’nin
TL’ye oldukça duyarlı kalmayı sürdüreceğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda,
MB’nin TL üzerinde baskı oluştuğu durumlarda istisnai gün uygulamasına
geçtğini görebiliriz. Euro Bölgesi borç krizinin derinleşmesi durumunda ise
haftalık bülten
MB’nin, Lehman krizi sonrası dönemde yaptığı gibi, duruşunu gevşeteceğin,
düşünüyoruz. Ancak, söz konusu kötümser senaryonun gerçekleşme olasılığını
Yunanistan seçimleri ve geçtiğimiz hafta yapılan AB liderler zirvesinin ardından
azaldığını hatırlatmakta fayda var.
Büyüme ve enflasyon verilerinin yanısıra bu hafta ayrıca Haziran imalat PMI
(bugün) ve MB Haziran ayı I. dönem beklenti anketi açıklanacak.
haftalık bülten
Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek
amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından
kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda
sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait
görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile
risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan
görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan
faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank
bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda
sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin
değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan
personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman
içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının
kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.
Download