1 Aziz arkadaşlarını, önce devalüasyondan baş lamak

advertisement
M. Meclisi
B ; 60
Aziz arkadaşlarını, önce devalüasyondan baş­
lamak istiyorum. Eğer (hakikaten, devalüasyon
hayat pahalılığının Ibir nedeni ise, - ki, bunu
antrparantez ifade ©deyim, - devalüasyonun ya­
pıldığı dönemde ve onu mütaakrp günlerde, o
günün yetkilileri yüzde 10, yüzde 15 civarında
bir fiyat artışının normal olacağını ifade etmiş­
lerdi. Biz, hayat pahalılığını kasdederken, bu
resmî beyanlardaki rakamlar üzerindeki fiyat
artışları sebebiyle meydana gelecek hayat pa­
halılığının devalüasyona bağlanamayacağını
ifade ve iddia etmekteyiz. Bu sebeple, hakikaten
gerçek sebep bu ise doları derhal revalüe etmek
elinizde, Hükümetin elinde. Nasıl ki, bir karar­
name ile devalüasyon kararı alıyorsunuz, dola­
rı devalüe ediyorsunuz, revalüe etmek de aynı
kararname ile elinizde.
Hele bu 'önergenin verildiği dönmde dünya
para buhranının had safhaya eriştiği bir sırada
i!se,Türk parasını revalüe etmek çok kolaydır.
Hayat pahalılığınım gerçek sebebi devalüasyon
ise, o yolla da hayat pahalılığını bertaraf et­
mek çok kolay ve o nispette geçerli birtedbir
olarak ele almak İktiza ederdi. Ama aslında me­
sele bxı değildir.
Siz ister paranızı devalüe ediniz, ister reva­
lüe ediniz fiyatlar resmî değer üzerinden değil,
borsa değeri üzerinden teessüs eder. Aslında devalüasyon, resmî değerin borsa değerine intibak
ettirilmesi muamelesidir. Bu haliyle de devalü­
asyon, istikrarsızlık sebebi değil, istikrar sebe­
bidir. Şayet istikrarsızlık sebebi kabul ediliyorsa, biraz evvel ifade ettiğim gibi, o takdirde de­
valüe etmek Hükümetim kendi elindedir.
Bu konudaki geniş izahatımızı, Adalet Par­
tisi Grubu adına bu kürsüden bütçe münasebe­
tiyle yaptığımız konuşmada ayrıca ifade ettiği­
miz (için geniş detaya girmeyeceğim. Yalnız şu
hususları kısa hatları ile belirtmeye çalışaca­
ğım.
Muhterem milletvekilleri; 10 Ağustos 1970
senesinde Türkiye 'Cumhuriyet Merkez Banka­
sında transfer için bekleyen muamelelerin do­
lar olarak tutarı 300 milyon civarındaydı. Yılsonuna kadar transferlerle ilgili icabeden mu­
ameleler 400 milyon dolara ulaşmıştır.
Hep bildiğiniz ıgîbi, 1070 senesi sonu itiba­
riyle bu 400 milyon dolarlık transfer bekleyen
muamelenin hepsi ikmal edilip, transferler gün­
lük hale getirildiği gibi, (Merkez Bankası kay­
15 . 3 . 1972
O : 1
naklarında da döviz rezervi bakımından büyük
artışlar olmuştur. Son defa Sayın Maliye Ba­
kanının beyanlarından 'öğrendiğimize göre, şu
anda Ibu artış 840 milyon doların üzerinde bir
seyir takibetmektedir.
Burada bir hususa bilhassa işaret etmek is­
tiyorum. 12 Marttan sonra dış ticaret rejimin­
deki gecikmeler, - son alman kararların öncesi­
ni ifade ediyorum - yani 10 Ağustos 1970 tari­
hinden önce dış ticaretteki transfer bekleyen
muamelelerin 12 ayı bulmasına sebep, Merkez
Bankasındaki döviz rezervlerinin yetersizliğin­
den ileri geliyordu. 10 Ağustos kararlarından
sonra transferlerin günlük hale gelmesi sonu­
cu, yine de dış ticaret rejimimizde 12 Mart 1071
sonrası dış ticaret rejiminde yapılan değişik­
likler sebebiyle ithalat ve ihracatta, bilhassa it­
halatta birtakım gecikmeler olmuştur. Ama, bu
ilci gecikme arasındaki fark sonradan doğmak­
tadır. Birincisinde döviz kifayetsizliği, ikincisindeyse döviz bolluğu içinde dış ticaret rejimi
üzerinde alınan kararlarla yapılan değişiklikler­
den ileri gelmektedir. Bu kararla ortaya çıkan
bürokratik bir zihniyetten ileri geliyordu.
Aziz arkadaşlarım, yine hayat pahalılığının
bir nedeni 'olarak destekleme alımları göste­
= rilmektedir. Bildiğiniz gibi, destekleme alıınla! rı, Türk koylusundan, Türk (çiftçisinin almteri
; ile ekip - biçtiği mahsulünün değer bedeli üze­
rinden satılmasını temin için tatbik edilen bir
iktisadî tedbirdir. Eğer biz hayat pahalılığı­
: nı - şikâyetçisi lolduğumuz hayat pahalılığı­
nı - destekleme alımlarına bağlarsak, o takdir­
de bunun mefhumu muhalifinden, hayat paha­
lılığı olmaması için destekleme alımlarından
sarfınazar edilsin ımanasını çıkarmak icabeder.
Aziz arkadaşlarım, buna ne Hükümetin, ne
de hiç birimizin hakkı yoktur. Zira, geçerli du­
rumunu biraz sonra ifade edeceğim, biran için
bu iddia geçerli olduğu takdirde, o zaman ha­
yat pahalılığının bütün yükünü, bütün sıkıntı­
sını, kalkınmanın bütün yükünü Türk köylüsü­
nün, Türk Çiftçisinin omuzlarına yüklemeye
hiç kimsenin, ama hiç kimsenin hakkı olmadığı­
nı, burada Adalet Partisi Grubu adına, bilhassa
ifade etmek isterim. (A. P. sıralarından «Bravo»
sesleri)
Aslında, bilhassa 1971 senesinde mahsulün
bolluğu sebebiyle destekleme alımlarının fiyat
artışlarına sebebolduğu yolundaki iddianın al-
— 264 —
Download