1946 O

advertisement
S :S
13.1 . 1946
ihtîsâi erlbabı tarafından derin ve ciddî tetkiklere
istinat ettrilmesi bir zarurettir. Bunun için de
bilmiyorum bir yüksek iktisat komisyonu mu
seçilir yoksa başka bir şekil mi bulunur, her hal­
de iktisadi konuların ele alınmalarında fayda
vardır. (Sağdan alkışlar)
MALİYE BAKANI HALÎD NAZMİ KEŞ­
MİR (Tokad) — «Ahmet Oğuz arkadaşımı dik­
katle dinledim. (İşitilmiyor sesleri).
Dr. SAİM ALÎ DÎLEMRE (Rize) — Biraz
hızlı söyle.
MALÎYE BAKANI HALÎD NAZMİ KEŞ­
MİR (Tokad) — Söyliyeceğim biraz sabırlı olun.
(Yavaş yavaş açılacak sesleri).
Söylediği şeylere, temas ettiği noktalara, ten­
kit ettiği meselelere ayrı ayrı eevap vermeğe
çalışacağım. Fakat daha evvel bir nebze işin esa­
sına temas etmek zaruretini görüyorum.
Takrirde mevzuübahis olan noktalara okudu­
ğum eevâbİarı hazırlarken bü mevzu üzerinde
müspet ve menfi hatıra gelebilecek mütalâaları
da nazarı dikkate almıştım.
Arkadaşım eevabİarm bu cihetini aşağı yu­
karı ihmal ve cevap verilmemiş gibi telâkki ede­
rek, kâh tedbir yanlıştır, kâh zamanında alın­
mıştır, kâh zamanında alınmamıştır dediler. Esas­
ları doğru mudur, deği] midir yolundaki fikir­
leri üzerinde hakikaten kati bir kanaat getire­
medim. Çünki bazı yerde zamanında alınma­
mıştır, bazı yerde bu tedbire hiç lüzum yoktur
diyorlar. Para ayarlaması şu demektir, halbuki
bü olmuştur diyorlar. Ne demek istedikleri zih­
nimde ; tamamiyle tavazzuh etmiş değildir. Bunu
afrzetmek isterim. Daha evvelden verilmiş bir
kararın İfadesi hissini veren bir tarzda bazı şey­
leri menfi olarak ifade buyurdular. Tabiî bu
şekilde konuşmak haklarıdır. Ben de kendilerinin
bu menfi mütalâalarına birer birer cevap vere­
ceğim.
, Karârın alınmasındaki zarureti ve kararın
zamanındaki isabeti zaten cevaplarımda arzetmiştim. Şimdi müsâade buyurursanız Devalüas­
yon nispeti tesbit edilirken hesapsızlık, kitaps'ızlık var, ileri gidilmiştir gibi hakikaten zih­
nimde tevazzuh etmiyen bazı ifadelerine karşı
bu işi tavzih etmek isterim. Yani devalüasyon
nispeti tesbit edilirken hangi esaslara riayet
edildiği cevabımda olmasına rağmen müsaade
ederseniz bu hususta bazı rakamlar da vermek
O :1
suretiyle daha etraflı izahat arzedeeeğim. Bir de
dünya vaziyetlerine temas ettiler ve bu vaziyette
bu iş yapılır mı yapılmaz mı diye zihinleri bu­
landırıcı bazı iddialar serdettiler. Bu mesele üze­
rinde de duracağım.
Ayrıca ayarlama kelimesi üzerinde durarak
tenkit yapmak istediler ben. bu kelime üzerinde
durmıyarak devalüasyon tâbirini alacağım ve
izah etmeğe çalışacağım.
Devalüasyon nedir, ne zaman yapılır, şekil­
leri nedir, birçok memleketlerde nasıl yapıl­
mıştır? Kısaca, bildiğim kadar izaha çalışa­
cağım, âlim olduğumu iddia etmiyorum, bil­
diğim kadar anlatmağa çalışacağım :
Arkadaşlar, devalüasyon muhtelif şekillerde
yapılır. Devalüasyon demek bir paranın resmî
rayicini indirmek demektir, kıymetini düşür­
mek demektir. Bu ne vakit yapılabilir? Bir pa­
ra haddizatında kıymetinden hiç kaybetmediği
zaman, yani iç ve dış iştira kuvveti tamamiyle birbirine uygun olduğu zaman yapıldığı gi­
bi iç ve dış fiaytları arasında çok fark hâsıl
olduğu zaman da yapılabilir.
Birincisi niçin yapılır, ikincisi niçin yapılır
ve bizim yaptığımız hangisidir!
Birincisi yani paranın iç ve dış kıymetleri
arasında hiç fark olmadığı halde paranın kıyme­
tinin indirilmesi ki, bizim bugün yaptığımız
şeyle bunun hiç alâkası yoktur, birçok memle­
ketler ve hattâ ekonomisi çok ileri olan mem­
leketler tarafından yapılmıştır. Bu yapılırken
bilhassa başlıca saik dış ticaret münasebetleri
ve ihracat imkânları aramaktır. Bu iş, 1914 1918 harbinden sonra hemen hemen yarış halini
' aldı, bunu yapnııyan memleket kalmadı, İngi­
lizler, Amerikalılar yaptı, onu takiben Fran­
sızlar, İsviçreliler yaptı. Çünkü bu şekilde bir
para yarışı dış ticaret bakımından rekabet mev­
zuu açmakta olduğu için herkes birbirini takip
etmiye mecbur kalıyordu. Biz o zaman bunu
yapmadık, belki bizim de bunu yapmamız lâ­
zım gelirdi. Fakat dış ticaretimiz bakımından
daha ziyade kliringli memleketlere ve takas
rejimine bağlanmış olduğumuz için ve serbest
dövizle ticaretimiz hemen hemen laşey mesabe­
sinde kaldığı için böyle bir ameliyeyi yapma­
ğa lüzum hissetmedik. Fakat takas rejimi,
kliring rejimi daha harpten evvel bizim para­
mızın iç ve dış kıymeti arasında farklar ya­
ratmağa başladı. Bidayette % 30 - 40 ile başlı-
Download