C. Sepatosu B : 21 ilkelere ters düşen bâzı imkânlar getirmiş

advertisement
C. Sepatosu
B : 21
ilkelere ters düşen bâzı imkânlar getirmiş bu­
lunması ve hizmet sektörünün ve tüketim sana­
yinin gelişme temposunun artırılması ve böyle­
ce enflasyonist baskının sürdürülmesi gibi esas­
lara dayanması. Harcamaların hedeflere uyma­
masına rağmen belki bâzı hallerde fizikî büyük­
lüklerin gerçekleştirileceği, fakat esas gayenin
bir türlü bu bütçe ile tahakkuk edemeyeceği
noktasında toplanmış bulunmaktadır.
Muhterem arkadaşlar; zamanın gecikmiş ve
fevkalâde imkânsızlıklar içinde bulunduğumuzu
dikkate alarak mâruzâtımı bu muhalefet şerhi­
nin dışında bâzı spesifik noktalara toplamak su­
retiyle doldurmak kararındayım.
1973 malî yılma girerken, bulunduğumuz
şartları şöyle ifade etmek mümkün bulunmak­
tadır. Bir defa 1972 yılı Bütçesi evvelce denk de­
nilmişti, 4 milyar yahut da onun daha üzerinde
bir açıkla kapanacağı artık kesinleşmiş gibidir.
İkincisi, Hazinenin net nakit durumu (Kasım
itibariyle arz ediyorum) elverişli bir manzara
göstermemektedir, 8 milyar liraya yakın bir
menfi durumla karşılaşmaktadır. Dövizle öde­
nebilecek dış borçlar, dolar olarak artmıştır.
Bunun toplamı 2,9 milyar dolara yaklaşmıştır.
Faizi 1,2 milyar dolar etmektedir. Dövizle öde­
necek dış borçları 1971 ve 1972 Kasım itibariy­
le mukayese ettiğimiz zaman llö.o milyon do­
larlık bir artışla karşı karşıya kaldığımız da
görülmektedir. Türk Lirası itibarı ile ödenecek
dış borçlarda da artışlar dikkati çekmektedir.
3,8 milyar liralık bir rakam durumu tespit et­
mektedir. Faizi 1,7 milyar liraya baliğ olmak­
tadır, Kasım itibariyle.
İç borçlar bakımından da Kasım durumu
şöyledir; 33,2 milyar liralık bir borç gözükmek­
tedir, faiz tutarı 17.3 milyar lira etmektedir. İç
borçlarda da 3,0 milyar dolarlık Kasım itiba­
riyle geçen seneye göre bir artış gözükmektedir.
İşte 1973 yılı Bütçesine girerken karşılaştı­
ğımız durum bundan ibarettir.
Ayrıca öteden beri kamu yönetimine israfçı
bir tutum ve eğilim hâkim olmuş bulunmaktadır.
Burada gizli şekilde cereyan eden israflar, ka­
nunî mevzuattan tevellüt eden israflar ve bâzı
yöneticilerin tutum ve davranışlarından doğan
israflar da. dahil olmak üzere bir lüks ve israf
politikasının bütün bütçe tatbikatını hâkimiyeti
altına almakta bulunduğu görülmekte ve sezil­
mektedir.
30 . 1 . 1973
O : 3
Diğer taraftan kadrolar şişirilmiştir, şişmek­
tedir. Birtakım bakanlıklar ihdas edilmiştir.
Bundan evvelki hükümetler zamanında kuru­
lan Kültür Bakanlığı, Dış İlişkiler Bakanlığı
gibi. Olurlar ile teşkilât kanunlarına istinat
etmeden genel müdürlükler, daire başkanlıkla­
rı, şube müdürlükleri, yeni memuriyetler ihdas
edilmiş ve bu kamu kuruluşları alabildiğine ge­
nişletilmiş bulun.ni akta dır.
Ayrıca kadro şişkinlikleri yanında bâzı Ana­
yasa. kuruluşları kişisel kadro namı altında bir­
takım yeni kadro imkânları da temin etmiş bu­
lunmaktadırlar ve bu kişisel kadrolar hakkında.
Yüksek Anayasa Mahkemesince son de.fa itti­
haz edilmiş bulunan bir kararla da bu kadrola­
rın diğer kadrolardan farksız olduğu da tespit
edilmiş ve o müesseselere tamamen mal edilmiş
bulunmaktadır.
Böyle bir durum içerisinde gayet tabiî ki,
birtakım enflasyonist durumla karşı karşıya bu­
lunul ma kt adı r.
Muhterem arkadaşlar, memleketimizde gider
politikası, vergi politikası ve bütçe politikası gi­
bi Maliye politikasının, yani malî siyasetin esas
üç unsurunu teşkil eden politikalarda zaman
zaman teorik olarak bâzı esaslar tespit edilmiş
olmasına rağmen bunların tatbikata intikal et­
tirilerek semereli sonuçlar alınması, bu politi­
kalara vefasızlık noktasından semereli ol ama­
nı akta dır ve birtaikım güçlüklerle karşılaşılmış
bulunmaktadır. Maliye Bakanlığı
mensupları
bu politikaları yakinen izlemekte iseler de, tat­
bikatta gerektiği şekilde kamu kesiminin diğer
yöneticileri tarafından bu frenlenmekte ve durduruimakta bulunmaktadır.
Ayrıca kamu kredisi, kamu borçlanmaları,
yani kamu borçlanması politikası, istikraz politikalan da bütçelerin arzu edilen
finansman
kaynaklarının geliştirilmesi noktasında elverişli
bir 'ortamda yararlı bir biçimde tespit edilmemiş
bul ummakta dır.
Bütün bunlar ekonomik dengeyi iktisadî istikran etkilemektedirler.
Toplam harcamalarla toplam kaynaklar ve­
yahut daha dar ifade ile, toplam arz ile toplam
talep arasında bir muadeletin mevcudolması ha­
linde ekonomik denge ve istikrardan bahsedile­
ceği ta.biîdir; fakat ekseriyetle bu iki unsur
arasında bir dengesizlik hüküm sürmektedir ve
Download