C. Sanatosu B : 25 çağında çocuk vardır. Bir de okul öncesini düşünürsek, bu çocukların eğitimine de e!l at­ manın faydalı olacağı kanaatindeyim. Daha çok öğretmen, ve daha çok aydın din adamı göndermenin, demin de söylediğim gibi, çeşit­ li boşlukları doldurmanın, yıkıcı ideolojik akımları önlemek bakımından faydalı olacağına inanıyorum. Ayrıca, işçilerimizin bilhassa buradan gön­ derilirken yabancı doktorların kontrolü altında yapılan muayenelerinde bâzı hastalık tespit edi­ lir; bizim hastanelerimize gelirler sağlam ra­ porlar aılırlar; yani bir çatışma içindedirler. Bu mutlaka çözülmelidir. Yine bir problem olarak, Almanya ve bâzı yerlerde yüksek ücret alan, yıllardır orada ka­ lan işçilerimizi çıkararak, omların yerine az ücretle çalıştırabilecek, onların yerine iki işçi çalıştırabilecek şekilde imkânlar arayan bâzı işyerleri olduğunu duyuyoruz, öğreniyoruz. Bakanlık dlarak bunların da önüne geçilmesi) faydalı olacaktır. Ayrıca, çalışırken yabancı ülkelerde sakat­ lanan işçilerimize o şirketler, o devletin hükü­ meti araçlar temin •etmektedir. Bu araçların gümrüklerden geçirilirken mutlaka Gümrük Vergisinden kurtarılması lâzımdır. Hiç değilse, onların temin ettiği o araçlara karşılık, biz de işçilerimize; bu kadar döviz, bu kadar imkân getiren bu vatan çocuklarına bu imkânları da tanımalıyız. Bütçenin hayırlı olması dileğiyle sonsuz say­ gılarımı sunarım. BAŞKAN — Hudut ve Sahiller Sağlık Ge­ nel Müdürlüğü Bütçesinin açık oylama işlemi bitmiştir. Sayın İsmen. HİKMET İSMEN (Kocaeli) — Sayın Başkan, sayın senatörler, Sayın Bakan Bütçe Karma Komisyonunda son asgarî ücret tespitinin 1969'dakinden % 4 oranında yüksek olduğunu ve işveren kesimle­ rinin bunu fazla bulduğu için muhalif kaldığı­ nı söylemiştir. Ücretlerde artış, malî bakım­ dan biraz rahatlık demektir. Normal artışın hemen arkasından birkaç kat fazla fiyat artış­ ları izlerse bu neyi ifade eder ki? Önemli olan, reel artıştır. Hükümet edenlerin fiyatların ba­ şı boş bir şekilde artmasını kontrol altına al­ ma hünerini göstermeleri beklenir. 3 . 2 . 1973 O : 3 İşveren kesimi ücret artışına elbette karşı­ dır, b'ir kuruş artışı bi'le istemez. Bu, o sını­ fın kaçınılmaz özlemidir. Asgarî ücret tespit edilirken, bütün tüketim harcamalarının hesa­ ba katıldığı Ticaret Bakanlığı Konjonktür Dai­ resinin açıkladığı geçinme endekslerinden Ba­ kanlıkça çok iyi bilinmektedir. ıSayın üyeler, herbiri birbirinden önemli, işçi sorunlarından hangisine öncelik tanımalı şu on dakika içerisinde ? Eğer biraz daha zamanı­ mız olsaydı daha detaylı bir şekilde bâzı ko­ nulara eğilmek imkânımız olacaktı. «Benden sonra tufan; denmiyorsa, işsizlik sorununa en kısa zamanda bir çare bulunma­ lıdır. Her gün, kaç yıl sonra işçi sayısının kaça çıkacağı, işsizlerin dış memleketlere da­ ha çok adette gönderileceği müjdeleriyle işsiz­ lik sorunu ortadadır. Halen dışarıdaki işçile­ rin gönderdikleri döviz katkısıyle 900 milyon doları aştığı söylenen döviz rezervlerimizle, yıl­ lar heba edilmeden, yatırıma gidilmelidir. Batı Almanya kapitalizmi yabancı işçilerin Alman bankalarında birikmiş üç buçuk milyar mar­ kını yatırıma çekerek, kendisini yabancı işçi­ lere finanse ettirmeye başladığı haberini alıyo­ ruz. İşsizlik sorununun; montaj, gazoz sanayii ile çözümlenemiyeceği artık Türkiye'de çok iyi bilinmektedir. Ancak, gerçek bir sanayileşme­ ye, özel girişimciyi özendire bezendire gidile­ meyeceği de ortadadır. Çünkü, bizim özel gi­ rişimci kısa zamanda kâr etmek isteyen güçsüz kapitalistlerdir. Oysa, ciddî ağır sanayi, yıl­ larca kâr getirmeyeceği gibi, sürekli yatırımla­ ra da iıhtiyaç gösterdiğinden, mümkün olma­ maktadır. İnsanlarımızı ikendi memleketinde doyurma gururuna ulaştırmak ve güçlü bir Türkiye yaratmak için emekten yana gerçek bir sanayi şarttır. Saym üyleler, bildiğimiz kadariyle Bakan­ lık, yalnız bir işçi konfederasyonuyle ilişki kurmaktadır. Bu, hatalıdır. Başka konfede­ rasyonlar, ya da bağımsız sendikaların da her alanda görüşünü alması, çalışma hayatının ka­ rarlılığı için zorunludur. Ancak, bu şekil­ de Türkiye gerçeklerine uyarlı sonuçlar alınır. Aksi halde yer yer huzursuzluklar kaçınılmaz olur. Bu nedenle, Çalışma Bakanlığının çeşit­ li işçi kesimlerinin temsilcilerinin görüşlerine itibar etmesi gereğine inanıyorum. 575 —