ım o - TBMM

advertisement
İ : 41 . âO.S
\.ım
miyetle ele"' alınmış, sulama tesisleri yapılmış,
taşkın ve sellerden korunma tedbirleri alınmış,
istihsal mmtafeaları her mevsimde geçit veren
yollarla-istihlâk merkezlerine bağlanmıştır.
Filhakika zirai ekiliş sahaları 1946 - 1950
seneleri arasında^ vasati olarak 8 milyon 874
bin hektar iken iktidarımız zamanında alman
tetibirler sayesinde, 1950 yılından itibaren mun­
tazam ve devamlı bir artış kaydederek 1956 yı­
lında 14 milyon 153 bin hektara ulaşmış ve mem­
leketimizin zirai istihsal kapasitesi bir misli ar­
tırılmıştır. Bu zirai istihsal bakımından vatan
sathının bir misli genişletilmesi demektir.
\
1956 mahsul yılının, hava şartları bakımın­
dan hububat için çok elverişsiz olmasına rağmen
bu yıl istihsal edilen buğday mahsulü dahi 1946 1950 seneleri istihsal vasatilerine nazaran % 79
nispetinde fazla bulunmaktadır.
Bu mukayeseyi eski iktidarın son senelerinin
en müsait ve en gayrimüsait yılları olan 1948 ve
1949 seneleri ile yaptığımız takdirde neticenin
ne derece lehte inkişaf etmiş olduğu daha .hariz
bir surette* müşahede olunur.
Filhakika 1948 yılında 4 milyon 867 bin ton.
— olan buğday istihsaline mukabil 1956 yılındaki
buğday istihsali 6 milyon 500 bin tona- yüksel­
mişti?* Elverişsiz bir mahsul yılı olan 1949 yılın0 da ise '2 milyon 516 bin 500 ton buğday istihsal
edilmesine mukabil 1956 da. 6 milyon 5001 bin ton
istihsal olunmak suretiyle istihsalde 1949 yılma
nazaran %. 158 nispetinde bir artış kaydedilmiş
olduğu- görülür.
Aynı inkişaf sınai nebatlar istihsalinde de-mü­
şahede olunmaktadır. Bu nevi istihsalin, zirai
istihsalimizde işgal ettiği yer devamlı şekilde art­
maktadır. Bu cümleden olarak pancar istihsalin­
de 1946 - 1950 senesi vasatisine nazaran % 176
nispetini bulan büyük bir inkişaf kaydedilmiştir.
önümüzdeki yıllarda bu nispetin daha da yükse­
leceğine muhakkak nazarı ile bakmak lâzımdır.
Diğer taraftan ^>amuk efeu% sahası 1946 _ 1950 seneleri arasında, vasati olarak 300 bin hek^ tar iken 1956 yılında; 635 bin hektara, 1946 -1950
vasatilerine göre pamuk istihsali de 78 bin ton
iken 1956 da 168 bin tona yükselmiştir.
,
Bu inkişaf, indekslerle ifade edilecek olur­
sa 194fr - 1950 vasatisi 100 itibar edildiği tak­
dirde 1956 ekiliş sahasının 211,6 ya, pamuk istih­
salinin ise 214*5 e yükseldiği görülür. Bu ra-
o: ı
kamların şimdiye kadar memleketimizde elde
edilen neticelere nazaran bir rekor teşkil ettiğini
memnuniyetle ifade etmek isterim.
Hava şartlarının gayrimüsait durumu yüzün­
den hububat istihsalinde meydana "gelmiş bulu^
nan azalma, tütün, üzüm, incir, fındık, pamuk
gibi diğer zirai mahsullerimizde elde edilmiş bu­
lunan neticelerle telâfi olunmuş ve umumi zi-"
raat istihsalimizdeki artış temposu 1956 yılında
da devam etmiştir.
.
V
2. Sanayi :
Sanayi sahasındaki istihsat artışları da ifti­
hara değer bir hızla devam etmektedir.
Filhakika son senelerde sanayi sektöründe de
devamlı bir gelişme vukubulmuş ve 1948 yılı.
100 itibar edilerek sabit fiyatlara nazaran ter­
tiplenmiş bulunan millî gelir indeksine göre,
1955 yılının "umumi vasatisi 161, 3 seviyesine
yükselmiştir. Aynı devre zarfında gayrisâfi millî
hâsıla indeksinin 142,6 ya ulaştığı nazara alına­
cak olursa sanayi sahasında bilhassa son yıllar­
da elde edilen gelişmenin diğer sektörlerdeki in­
kişaf temposundan daha da hızlı br tempo ile ce­
reyan ettği anlaşılır.
Biraz sonra arz edeceğim veçhile, sanayi te*
sisleri meyanmda olup hali inşada bulunan men­
sucat, çimento, boru ve azot sanayiine mütaallik
yeni fabrikalar ile demir ve, çelik tesislerinin
tevsii de ikmal edildiği vakit sanayi sektöründeki
inkişaf kısa bir*zaman zarfında % 100 nispetini
aşacaktır.
Millî gelirimizin başlıca iki sektörü "hakkın­
daki bu kısa izahatımdan sonra dış .ticaret haemı ve tediye muvazenesi mevzuunda muhterem
heyetinize malûmat arz etmek, isterim.
c) Dış ticaret ve tediye muvazenesi :
Tediye muvazenemiz dolayısiyle toplu ala­
rak vereceğim rakamlardan müşahede Duyuru­
lacağı veçhile, ithalât ve ihracatımızı kavrıyandış ticaret hacmi 1 Temmuz 1955 - 30 Haziran
1956 devresinde 2 milyar 164 milyon liraya ba­
liğ olmakta, dış ticaret açığı bir evvelki devre^
ye nazaran, % 36 noksanı ile 427 milyon lira­
dan 273 milyon liraya düşmüş bulunmaktadır.
Bu mnetice kalkınmamızın bugün'ulaştığı merha­
lede, evvelce dışardan temin edilen bir kısım
ihtiyaç maddelerinin dahilî stihsal ile karşılan­
masının imkân dâhiline girmiş olmasından ileri
gelmektedir.
Download