1:45 26.2. 1959 REÎS — C. H. P. Meclis Grupu adına Hıfzı , Oğuz Bekata. j C. H. P. MECLÎS GRUPU ADINA HIFZI OĞUZ BEKATA (Ankara) — Muhterem arka­ daşlar, Cumhuriyet Halk Partisi Grupu adına, iktisadi ve ticari hayatın kısaca tenkidini arz edeceğim. Son Menderes Hükümeti programında, Hü­ kümetin icraatı şu ana prensibe bağlanmakta­ dır: «Derhal arz edeyim ki, bundan evvelkiler gibi bu programımızın da temel yapısını D. P. programında ifadesini bulan esaslar teşkil eder.» Bu esaslar şunlardır : 1. Paramızın kıymetini korumak ve artır­ mak, 2. Maliyetlerimizi dünya maliyetlerine inti­ bak için düşürmek, 3. Dış ticaret rejimimizi kati bir düzene kavuşturmak, 4. Dış ticaretimizi inkişaf ettirmek, 5. Artan nüfusu da nazara alarak memle­ keti mal bolluğuna ulaştırmak, 6. Piyasaya emniyet ve fiyata istikrar ge­ tirmek, 7. Hayatı ucuzlatmak ve yaşama standar­ dını tabiîleştirmek. Demek ki D. P. iktidarının bu sahada ger­ çekleştirmekle mükellef bulunduğu resmî- pro­ gram taahhütleri bunlardır. Hükümetin bu taahhütlerini ne dereceye ka­ dar yerine getirdiğini gözden geçirelim: 1. Paramızın kıymeti korunacak ve hattâ artırılacaktı: Hükümet, Türk parasının kıymetini komvamadığı ve artıramadığı bir yana, yanlış politi­ kası yüzünden, maalesef üçte iki gibi büyük nisbette düşürmüştür. 4 Ağustos kararları bir prim sistemi, değil bir develüasyondur. Bu hususta Hükümetin sa­ lâhiyeti* ve kanuni mesnetleri ise kabili münakaşadır. Bir develüasyonun başta gelen hedefi di? ticareti canlandırmaktır. Fakat sistemdeki ak­ saklıklar, kredi mekanizmasının ayarsızlığı ve yanlış müdahaleler yüzünden 4 Ağustos karar­ ları ihracatımıza beklenilen faydaları henüz ge­ tiremedi. Milleti ağır fedakârlıklara ve külfet­ lere mâruz bırakan bu develüasyonun pahalılığı 'daha da artırmak ve hayat seviyesini düşürmek­ ten başka bir netice vermemesi ihtimali kuvvet- 896 / O i 1 lidir. Bu. bahsi Sayın Hayrettin Erkmen'in §u sözü ile bitireceğim: «Paraya itimadı sarsılan bir milletin ekonomik akibetinin parlak olmıyacağı bilinen hakikatlerdendir.» 2. Maliyetlerimiz dünya maliyetlerine intix bak ettirilmek için düşürülecekti: Maliyetlerimizin dünya maliyetlerine intU bakı için de hiçbir ciddî tedbir alınmamıştır. Aksine, paramızın kıymetinin düşürülmesi, sa­ nayiimizin hatalı kuruluşu ve kapasitesinin an­ cak % 45 i ile çalıştırılabilmesi ve nihayet ziraatimizin ahenkli istihsale kavuşturulamaması; hulâsa rasyonel bir ekonomik plâna sahip bu­ lunmamak yüzünden sınai ve zirai maliyetleri­ miz büsbütün yükselmiştir. Bu durum dış piya­ salarda rekabet imkânından bizi mahrum bırak­ maktadır. Maliyetleri düşürmek ise artık hü­ kümetin elinden ve iradesinden çıkmıştır. 3. Dış ticaret rejimimiz katî bir düzene ka­ vuşturulacaktı : / Dış ticaret rejimimizi katî bir düzene kavuş­ turmak, yanlış bir malî politika ve enflâsyon zihniyeti içinde elbette tahakkuk edemezdi. Hü­ kümet liberasyonla işe başlamış, kısa zaman sonra ithalâtı tahdide gitmiştir. Liberasyon terk edilmiş, yerine yeni bir müstekar rejim de ge­ tirilememiştir. Tereddütlerle, kararsızlıklarla zararlı bir devreye girilmiştir. Dış ticaret açı­ ğımız büyümüştür. Bütün bunlara rağmen Hü­ kümet daha 1953 te: «Liberasyondaki tahditler çok muvakkattir, hattâ belki de 10 - 15 güne kadar eski sisteme tam olarak rücu edilecektir.» Demek cesaretini göstermiştir. Fakat bu 10 - 15 gün va'di üstünden 6 sene geçtiği halde bu sözler gerçekleşememiştir. Nihayet 1959 bütçesi münasebetiyle Hükümet Bütçe Komisyonunda: «Bugünkü dış ticaret rejimimiz liberasyonu he­ def alan bir gidiştir.» diyebilmiştir. Görülü­ yor ki, yeni dışf ticaret rejimimizin adını Hükü­ met henüz koyamamıştır. Bu takdirde rejim nasıl müstekar olabilir? 4. Dış ticaretimiz inkişaf ettirilecekti : Dış ticaretimizi inkişaf ettirme/k senelerdir mümkün olamamıştır. Dış ticaretimiz 1950 ye nazaran Hükümetin iradesi dışındaki bâzı müs­ pet âmillerle ciddî bir inkişaf bulmuş ise de bu âmiller ortadan kalkınca, hâdiselere önceden ta­ kaddüm edilemediği için ve enflâsyoncu politi­ ka yüzünden tehlikeli bir inhitat başgöstermiştir. \