haftalık bülten haftalık bülten 8 Ekim 2014 Ecicek Geçen haftanın özeti İnan Demir Eylül enflasyonu beklentilerin altında gerçekleşti. Eylül ayı enflasyonu %0.14 olarak gerçekleşerek %0.45 seviyesindeki piyasa tahmininin ve %0.47 seviyesindeki tahminimizin belirgin şekilde altında kaldı. Böylece Ağustos ayında %9.54 olan yıllık enflasyon %8.86’ya geriledi ve Mart ayından bu yana ilk kez %9’un altına indi. Üretici fiyatları enflasyonu ise aylık bazda %0.85 artış kaydetti. Böylece yıllık üretici fiyatları enflasyonu %9.88’den %9.84’e geriledi. Gıda fiyatlarının aylık artışı %0.31 ve bizim bu kalem için öngördüğümüz %1.1’lik artışın altında kaldı. TCMB’nin Eylül’de gıda fiyatlarında iyileşme beklenmemesi yönündeki uyarısını düşündüğümüzde, yıllık gıda enflasyonunu %14.44’ten %13.95’e çeken bu rakamın Banka için de olumlu bir sürpriz olduğunu söyleyebiliriz. Restoran ve konut gruplarındaki, sırasıyla %1.2 ve %0.5’lik, artışlar manşet enflasyona 16 baz puan ekledi. Öte yandan, giyim fiyatlarındaki %2.4’lük aylık düşüş, -17 baz puanlık katkı yaptı. Çekirdek enflasyon göstergelerinden H ve I endeksleri, yıllık enflasyonda sırasıyla 41 ve 42 baz puanlık gerileme kaydetti. Bu düşüşlerin Ağustos ayında kaydedilen gerilemelere kıyasla çok daha belirgin olmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Ancak sırasıyla %9.95 ve %9.25’te ’te bulunan H ve I endekslerindeki bu seviyelerin hala oldukça yüksek olduğunun da altını çiziyoruz. Ayrıca son dönemde TL’de görülen değer kaybının devam etmesi halinde, bu düşüşlerin uzun ömürlü olmayacağını ve hatta tersine çevrilebileceğini de vurguluyoruz. Geçtiğimiz hafta açıklanan doğal gaz ve elektrik zamlarının ardından yıl sonu enflasyon tahminimizi %9’dan %9.4’e revize etmiştik. Her iki kalem de tüketim sepetindeki diğer pek çok kalem için girdi olma özelliği gösterdiğinden bu zamların ikincil etkilerinin, revize edilmiş tahminimiz için bile yukarı yönlü riske işaret ettiğini belirtiyoruz. Öte yandan, Eylül enflasyonundaki aşağı yönlü sürpriz ise aşağı yönlü riske işaret ediyor. Ancak söz konusu ikincil etkiler enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında orta vadede bozulmaya yol açabilir. Ayrıca para birimindeki değer kaybının sürmesi de önümüzdeki dönemde enflasyon için ek yukarı yönlü riske işaret ediyor. Bu unsurları dikkate alarak 2015 sonu enflasyon tahminimizi de %7.5’ten %8’e revize ediyoruz. Eylül enflasyonundaki aşağı yönlü sürpriz ve özellikle çekirdek göstergelerdeki gerileme TCMB’yi rahatlatacaktır. Ancak bu gelişmenin yukarıda açıkladığımız enflasyonist unsurların etkisini +(90) 212 318 5087 [email protected] Deniz Çiçek +(90) 212 318 5086 [email protected] Gökçe Çelik +(90) 212 318 5096 [email protected] haftalık bülten bertaraf etmek için yeterli olmadığını ve dolayısıyla, TCMB’ye faiz indirimlerine devam etmek için alan sağlamayacağını düşünüyoruz. Uzun süredir beklenen enerji zamları açıklandı. Enerji Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, hem doğal gaz hem de elektrik fiyatlarında %9 oranında artış yapılacak. Ekim 2012’deki zamların ardından sadece, elektrikte %0.5 ve doğalgazda %2 oranlarında küçük ayarlamalar yapılmıştı. Aynı dönemdeki kur artışının %20’yi aştığı düşünülünce, bu zamlar maliyet artışlarının işaret ettiğinden düşük kalmış görünüyor. Hesaplarımıza göre, zamlar enflasyonuna doğrudan 40 baz puan ekleyecek. Buna bağlı olarak, yılsonu enflasyon tahminimizi mekanik biçimde 0.4 yüzde puan artırdığımızda, tahminimiz %9’dan %9.4’e yükseliyor. Ancak elektrik ve doğalgazın pek çok ürün için bir maliyet unsuru olduğunu değerlendirince, dolaylı etkilerin belirgin olması muhtemeldir. Bizim görüşümüze göre, enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında oluşacak bozulmalar TCMB’nin bir politika tepkisi vermesini gerektirecektir. Aksi takdirde, TCMB’nin enflasyonu düşürerek hedefe yaklaştırması 2015’te de mümkün olmayabilir. Ağustos’taki artışa rağmen, dış ticaret açığındaki daralma eğilimi sürüyor. Ağustos ayı dış ticaret açığı 8 milyar dolar oldu. Böylelikle bizim 8.5 milyar dolarlık tahminimizin altında gerçekleşen açık, 7 milyar dolar olan piyasa beklentisinin ise bir hayli üzerinde kaldı. Aylık ihracat geçen yıla göre %2.9 artarak 11.7 milyar dolar, ithalatsa %7 artarak 20.2 milyar dolar olarak kaydedildi. Dış ticaret açığındaki artış ise %13.5 oldu. Bunun sonucunda, Temmuz’da 85.4 milyar dolar olan dış ticaret açığı 86.3 milyar dolara yükseldi. Haziran’daki 88.8 milyar dolar seviyesiyle karşılaştırıldığındaysa, açık bu seviyenin hala bir hayli altında görünüyor. Daha önceki yorumlarımızda da belirttiğimiz gibi, kayan bayram tatilleri yılın bu dönemindeki verileri ciddi şekilde etkiliyor. Temmuz’da dış ticaret açığında görülen büyük düşüşün ardından, Ağustos ayında bir düzeltme görüldü. Buna karşın Ağustos dış ticaret açığının Temmuz seviyesine göre bir hayli düşük olması, açıktaki daralma trendinin sürdüğüne işaret ediyor. Jeopolitik gelişmeler Türkiye’nin ihracatını etkilemeye devam ediyor. Irak’a ihracat Ağustos’ta yıllık bazda %26 azalırken, yılın ilk sekiz ayında da %5 azalma görüldü. Ancak Ağustos’taki düşüş, Temmuz’daki %45’lik düşüşe göre daha küçük oldu. TİM’in yayımladığı Eylül ayı ihracat verileri de Irak’a yapılan ihracatta iyileşme olduğunu gösterdi. Bu doğrultuda, önümüzdeki aylarda burada daha fazla toparlanma görebiliriz. Sonuç olarak, Ağustos’ta dış ticaret açığının artış göstermesini bir defalık bir gelişme olarak değerlendiriyor; açığın daralma eğiliminin devamını bekliyoruz. 2014 yılı dış ticaret açığı tahminimiz ise 79 milyar dolar. Eylül’de ihracat yıllık bazda %6.5 arttı. Türkiye İhracatçılar Meclis (TİM) tarafından yayımlanan verilere göre, Eylül’de aylık ihracat 2013’ün aynı ayına göre %6.5 büyüyerek, 13.3 milyar dolar oldu. Euro cinsinden ölçüldüğünde de ihracat artışı %6.8 olarak gerçekleşti. Yılın ilk dokuz ayındaki ihracat büyümesi ise %5.7 olarak kaydedildi. haftalık bülten Jeopolitik gelişmeler sebebiyle Temmuz’da %46 ve Ağustos’ta %26 düşen Irak’a ihracat, Eylül’de de %14 düştü. Dahası İran’a olan ihracatta (altın hariç) son aylarda sert bir yükseliş görülüyor. Aslında İran ve Irak’a olan ihracatın toplamı, Haziran-Ağustos döneminde geriledikten sonra, Eylül’de yıllık bazda %10 artış gösterdi. Bu da bize Irak’ın güney bölgeleriyle olan ticaretin İran yoluyla yeniden tesis ediliyor olabileceğini gösteriyor. Sonuç olarak, Orta Doğu’ya olan ihracatta iyileşme görülüyor. Eylül’de PMI imalat aktivitesinde zayıf bir artış gösterdi. Eylül’de PMI 50.4 oldu. 50 eşiğinin hemen üzerinde yer alarak imalat aktivitesinde zayıf bir artışa işaret eden endeks, Ağustos’taki 50.3 seviyesine göreyse fazla değişmedi. PMI üçüncü çeyrekte 49.8 değerini aldı. İlk iki çeyrekteki ortalamalar, sırasıyla 52.6 ve 50; 2013’teki ortalama 52.5’ti. Endeksin bileşenlerinden üretim endeksi Eylül’de 51.3, yeni siparişler 50.1 oldu. Kritik eşiğin üzerinde yer alan iki endeks de önceki aya göre iyileşme gösterdi. Öte yandan, muhtemelen jeopolitik gelişmeler sebebiyle ihracat siparişlerinde hafif azalma kaydedildi. PMI göstergesinin, ikinci çeyrekteki gerilemesini takiben üçüncü çeyrekte de toparlanma göstermemesi, GSYH büyümesinin yavaş seyrini üçüncü çeyrekte de sürdüreceğine işaret ediyor. Diğer öncü göstergeler de genel olarak bu büyüme görünümüne uygun seyrediyor. Bu koşullarda, 2014 yılı büyümesi için olan tahminimizi %3 olarak koruyoruz. Tüketici güven endeksi Eylül’de %1 arttı. Tüketici güven endeksi Eylül ayında, Ağustos ayındaki 73.2 değerine göre %1 oranında artarak 74 değerini aldı. Endeks Haziran ayından beri yataya yakın bir seyir izliyor. Ancak bir önceki çeyrekle karşılaştırıldığında; üçüncü çeyrek ortalaması, 76.1’lik ikinci çeyrek ortalamasının altında, 73.7 değerinde yer alıyor. Detaylara bakınca, anketin belli başlı bileşenlerinden, hanehalkının mevcut finansal durumu %2.2 bozulma gösterirken, geleceğe dair finansal durum beklentisi ise %0.6 oranında bozuldu. Tüketicilerin bugüne ve geleceğe dair genel ekonomik durum algılarında ise, sırasıyla %1.5 ve %2.3 oranlarında iyileşme var. Tüketici güveni son dönemde yatay bir trend takip ediyor. Tüketici güveninde iyileşme gözlenmemesini, üçüncü çeyrekte de iç talepteki zayıf seyrin sürdüğüne bir işaret olarak değerlendiriyoruz. Fitch kredi notu ve görünümde değişikliğe gitmedi. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Türkiye'nin kredi notunu BBB- olarak korudu. Nota ilişkin görünümü de sabit tuttu. İthiyatlı maliye politikalarının ve sağlıklı bankacılık sisteminin Türkiye'nin notunun Kasım 2012'de yatırım yapılabilir seviyeye çekilmesinde etkili olduğunu hatırlatan Fitch bu alanlarda olumlu görünümün korunduğunun altını çizdi. Ekonomideki yeniden dengelenmenin sürdüğü belirtilse de değerlendirme notunda yer alan detaylar, Fitch'in bu durumun sürdürülebilirliğine ilişkin kaygıları olduğuna işaret ediyor. İhracat büyümesindeki hız kaybı ve kredi büyümesinde Ağustos ayından bu yana görülen canlanmayı göz önünde bulundurduğumuzda, bizim de benzer kaygılarımız olduğunu söyleyebiliriz. haftalık bülten Fitch daha önce yaptığı "Türkiye kendi grubundaki ülkelere kıyasla politika tutarlılığı ve güvenilirliği alanlarında daha zayıf bir görünüm sergiliyor" değerlendirmesini de yineledi. Kuruluş, hükümetin OVP'deki büyüme hedeflerini gerçekleştirebilmek için TCMB'ye para politikası duruşunu gevşetme konusunda baskı uygulayabileceğini düşünüyor. Daha önceki notlarımızda belirttiğimiz gibi, gerek Türkiye'nin karşı karşıya olduğu jeopolitik riskleri ve olumsuz enflasyon görünümünü gerekse küresel likidike görünümünün para politikası duruşunda gevşemeye izin vereceğini düşünmüyoruz. Mevcut koşullara rağmen para politikası duruşunda gevşemeye gitmek orta vadede daha sıkı koşullara olan ihtiyacı artıracaktır. IMF orta vadede Türkiye’nin daha yavaş büyüyeceğini öngörüyor. IMF Türkiye’nin bu yıl %3’lük GSYH büyümesi kaydedeceğini öngörüyor. Bu beklenti aynı zamanda bizim beklentimize de paralel. Öte yandan, tasarruf oranının düşük olması ve rekabetçiliğe ilişkin unsurlar nedeniyle orta vadedeki büyüme performansının, yakın geçmiştekine kıyasla çok daha yavaş olacağı değerlendiriliyor. Para politikasına ilişkin olarak IMF mevcut politika faizinin %5’lik enflasyon hedeflemesi ile uyumlu olmadığını belirtti. Enflasyon beklentilerini kontrol altında tutmak ve enflasyonu resmi hedefe yaklaştırma için TCMB’nin pozitif reel faiz vermesi gerektiğine dikkat çeken IMF, Maliye politikasındaki duruşun sıkılaştırılmasının da TCMB’nin hedefi tutturmasına olumlu katkı yapacağının altını çizdi. Önümüzdeki Haftaya Bakış Ağustos ayı sanayi üretim endeksi Cuma günü açıklanacak. Ağustos’ta arındırılmamış sanayi üretim endeksinin yıllık bazda %8 oranında artmasını bekliyoruz. Piyasa beklentisi ise %8.5 artışa işaret adiyor. Kayan bayram tatilleri sebebiyle bu senenin Ağustos ayında iş günü sayısı önceki seneye göre 2 fazlaydı. Dahası, kayan tatilin üretim üzerindeki etkisi muhtemelen işgünü sayısının işaret ettiğinin de ötesinde olacaktır. PMI, kapasite kullanım oranı ve reel sektör güven endeksi gibi öncü büyüme göstergeleri üçüncü çeyrekte büyüme görünümünde kayda değer bir toparlanmaya işaret etmiyor. Sanayi üretim endeksi de bu görünümle tutarlı görünüm sergilemekle birlikte, kayan tatiller yılın bu döneminde endeksi yorumlamayı zorlaştırıyor. Sonuç olarak, yılın geri kalanında düşük bir büyüme patikası öngörüyor; 2014 yılı GSYH büyümesini %3 olarak tahmin ediyoruz. Bu haftanın veri gündeminde ayrıca, Eylül ayı reel efektif döviz kuru (bugün) ve Eylül ayı Hazine nakit dengesi (Perşembe) bulunuyor. haftalık bülten Bu rapor, Finansbank CEO Ofisi Araştırma Bölümü tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank CEO Ofisi’ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.