haftalık bülten haftalık bülten 6 Şubat 2012 Geçen haftanın özeti Merkez Bankası’nın enflasyon hedefine ulaşmakta acelesi yok. En son PPK açıklamasının da işaret ettiği gibi, TCMB geçtiğimiz hafta yayımladığı Enflasyon Raporu’nda 2012 sonu enflasyon projeksiyonunu Ekim ayında belirlenen %5.2’den %6.5’e çekti. Bu yukarı yönlü revizyon ağırlıklı olarak yıla yüksek bir başlangıç değerinden kaynaklanırken, çıktı açığından kaynaklanan dezenflasyonist etkilerin ithal edilen enflasyonist etkileri dengeleyeceği öngörülüyor. TCMB Başkanı Başçı, 2011 sonu itibariyle %10.5 olan enflasyonu bir yıl içinde %5’lik hedefe çekmenin ekonomide ciddi dalgalanmalar yaratacağını belirtti. Ekonomik aktivitede bu boyutta bir dalgalanmaya sebep olmaktansa, Banka enflasyonu daha uzun süre tolere ederek daha önceden belirlenen enflasyon hedefine Ekim raporunda öngörüldüğü gibi 2012 sonunda değil 2013 ortasında ulaşılmasına göz yumuyor. Bu patika enflasyonu 2013 sonuna kadar %5.1 seviyesine çekecek. Başçı’nın açıklamalarında fiyat istikrarının finansal istikrara göre öncelikli olması gibi şahin duruşa işaret eden noktalar olsa da Banka’nın enflasyon hedefine daha yavaş yaklaşılmasına göz yummasını daha güvercin bir yaklaşımın göstergesi olarak algıladık. Dahası, TCMB’nin enflasyon beklentisi %15’lik kredi büyümesine dayanıyor ki mevcut durumda bu beklenti kredi büyümesinde artışa işaret ediyor. 20 Ocak itibariyle yıllıklandırılmış tüketici kredileri %6’lık bir büyüme kaydederken kur etkisinden arındırılarak yıllıklandırılmış kredi büyümesinin 4 haftalık hareketli ortalamasını %11 olarak hesaplıyoruz. Açıkça görülüyor ki TCMB’nin kredi büyümesinde ve iç talepte belirgin bir yavaşlamaya sebep olacak şahin bir duruşu yok. Bununla birlikte, TCMB enflasyon görünümüne ilişkin temel riskin 2012 yılının büyük kısmında hedefin üzerinde kalacak enflasyon oranının beklentilerde ve fiyatlama davranışlarında yaratabileceği bozulma olduğunu ifade ediyor. Bu durum Başkan Başçı’nın bankalararası borçlanma ve bankaların fonlama faizlerini yukarı yönlü geniş faiz koridoru sayesinde politika faizinin üstünde gerçekleşmesine izin verme esnekliği olarak tanımladığı sıkı para politikası duruşunun devamını gerektiriyor. Önümüzdeki dönemde, MB’nin likidite koşullarını bankalararası borçlanma faizinin faiz koridorunun üst sınırına yakın gerçekleşecek şekilde ayarlamaya devam etmesini bekliyoruz. Ayrıca Başkan Başçı, gelişmekte olan ekonomilere gelen sermaye akımlarının tekrar hızlanması durumunda TL’nin güçleneceğini, böyle bir durumda dezenflasyonist etkilerin hızlanarak enflasyon hedefine 2012 sonunda ulaşılabileceğini ve öngörülenden erken dezenflasyonun olumlu karşılanacağını belirtti. Soru – cevap kısmında bu konuya tekrar değinen Başçı, Enflasyon Raporu’nda yer alan TL’ye ilişkin varsayımların mevcut İnan Demir +(90) 212 318 5087 [email protected] Başak Karaaslan +(90) 212 318 5086 [email protected] haftalık bülten seviyelere yakın olduğunu ve bu seviyelerin finansal istikrar açısında herhangi bir risk oluşturmadığını ifade etti. Bu bağlamda, TCMB’nin TL’nin aşırı değerlenmesini amaçlamamasına rağmen küresel görünümün iyileşmesi durumunda oluşacak değerlenme baskılarına karşı durmayacağını düşünüyoruz. Ocak ayı enflasyonun politika duruşu üzerinde etkisi olmasını beklemiyoruz. %0.56 olarak açıklanan aylık enflasyon, %0.45 olan bizim tahminimizin ve piyasa beklentisinin üzerinde gelirken yıllık enflasyonu da Aralık’taki %10.45 seviyesinden %10.61’e yükseltti. Üretici fiyatlarındaki aylık artış ise %0.6’lık piyasa beklentisinin altında, %0.38 geldi ve - olumlu baz etkisi sonucu - yıllık ÜFE’yi 13.33%’ten %11.13’e taşıdı. Yurt genelindeki gıda fiyatlarında görülen ve bizim tahminimize paralel gelen %1.1’lik artış, %2 olarak açıklanan İstanbul ve Ankara illerindeki gıda fiyatları artışının altında kaldı. Diğer taraftan, sırasıyla %1.3 ve %2‘lik fiyat artışı gösteren ev eşyaları ve ulaştırma gruplarında, TL’deki zayıflamanın ve yönetilen fiyat artışlarının etkileri görülmeye devam etti. Mevsimselliğin etkisiyle kaydedilen giyim grubundaki %7.9’luk gerileme geçtiğimiz ay gözlemlenen en büyük düşüş oldu. Toplam 9 çekirdek enflasyon göstergesinden 6’sı Ocak ayında artış kaydetti. En yakından takip edilen H ve I çekirdek enflasyonları Aralık ayı değerlerine göre sırasıyla 22 ve 30 baz puan artış göstererek %8.76 ve %8.42’ye geldi. Aralık’ta sınırlı miktar gerileyen I endeksi, Kasım 2010’dan beri gösterdiği yükseliş trendini TL’deki değer kaybının olumsuz etkisinin devam etmesiyle Ocak’ta da sürdürdü. Bu bağlamda, TL’deki güçlenmenin bir sonucu olarak Şubat ayında çekirdek enflasyonda iyileşme bekliyor olsak da olumsuz hava şartlarının gıda fiyatlarında sebep olacağı yüksek artışın manşet enflasyonu olumsuz etkilemeye devam edeceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla, çekirdek enflasyonda tepe noktasına ulaşmış olabileceğimizi düşünsek de aynı yorumu manşet enflasyon için yapmaktan kaçınıyoruz. Ocak ayı enflasyon rakamlarının gelecek dönem enflasyon patikasına ilişkin görüşlerimizi değiştirmediğini ve bu yılın ortalarına kadar manşet enflasyonun - özellikle yılın son çeyreğinde - keskin bir düşüş gösterene kadar %10 seviyesinde kalmaya devam etmesini beklediğimizi söyleyebiliriz. Cuma günü açıklanan verilerin politika etkisi yaratmaktan uzak olacağını ve TCMB’nin bankalararası borçlanma faizini ve bankacılık sisteminin genel fonlama maliyetini, haftalık repo faizinin belirgin şekilde üzerinde tutarak sıkı para politikası duruşuna devam etmesini bekliyoruz. Burada önemli bir nokta, daha istikrarlı TL ve yavaşlayan kredi büyümesi sayesinde TCMB’nin istisnai gün uygulamasına olan ihtiyacını önemli ölçüde azaltmış olması. İthalatta belirgin yavaşlamayla dış dengedeki düzeltme devam ediyor. Aralık ayında dış ticaret açığı 8.1 milyar dolar olurken, 8.8 milyar dolar seviyesindeki tahminimizin ve 8.2 milyar dolar seviyesindeki piyasa beklentisinin altında gerçekleşti. Böylece, 2011 yılında dış ticaret açığı önceki seney göre %47.8 küçülerek 105.9 milyar dolar olurken, 106.5 milyar dolar seviyesinde Kasım ayı rakamının altında kaldı. 2011’de ithalat 240.8 milyar dolar (yıllık%29.8 artış) olurken, %18.5 büyüyen ihracat 135 milyar dolara yükseldi. Böylece hem ithalat hem ihracat dış ticaret serisindeki en yüksek yılsonu değerlerine ulaştı. haftalık bülten Detaylara baktığımızda, yıllık ithalat büyümesinin neredeyse yatay seyrederek (%0.15) Kasım 2009’dan bu yana en yavaş büyümeyi kaydettiğini görüyoruz. 20.6 milyar dolar olan aylık ithalat bizim tahminimizin 400 milyon dolar altında gerçekleşti. Mevsimsellikten arındırılmış ithalat arka arkaya üçüncü ay düşerek 18.5 milyar dolar olurken, Eylül ayındaki tepe noktasının %11.2 altına geriledi. Mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış aylık dış ticaret açığı Aralık’ta %14.8 daralarak 7.1 milyar dolar oldu. Yılın son çeyreğinde aylık düşüşler kaydeden düzeltilmiş dış ticaret açığı, geçtiğimiz ay Ağustos’un ardından 2011’in en düşük aylık açığını verdi. Düzeltilmiş dış ticaret açığının 3-aylık hareketli ortalaması 8 milyar dolara gerileyerek 2011’in en düşük değerini aldı. Bu görünüm, zayıf kurun ve sıkı para politikalarının gecikmeli etkileriyle yılın son aylarında dış dengede belirgin bir iyileşme gerçekleşeceği beklentimizle uyum arz ediyor. Önümüzdeki dönemde, iç talepteki ılımlı seyrin sürmesiyle ithalatın ihracata kıyasla daha yavaş büyümesi sonucu dış dengedeki iyileşmenin devam etmesini bekliyoruz. Sermaye akımlarının büyük kısmının dış borç servisine ayrılması gerektiği ve dolayısıyla, sermaye akımlarında belirgin bir hızlanma olmadığı sürece, gerek büyümeye gerekse cari açığın finansmanına daha az kaynak ayrılacağı açıkça görülüyor. 2011 sonu için %8.3 olan GSYH büyümesinin bu yıl sonunda %1’e düşeceğini öngören baz senaryomuz, dış finansman kısıtların cari açığı 45 milyar dolara ve cari açık/GSYH oranını da %6’ya düşürmesini bekliyor. Önümüzdeki haftaya bakış Aralık ayı sanayi üretimi büyümesi Çarşamba günü açıklanacak. Kasım ayında %8.4 olan yıllık sanayi üretimi büyümesinin Aralık ayında %4.3’e (piyasa beklentisi: %2.3) gerilemesini bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde, dış finansman kısıtı sebebiyle büyümenin belirgin bir şekilde yavaşlayacağını düşünüyoruz. Ayrıca, stok biriktirmenin azalması ve olumsuz baz etkisiyle yılın ilk çeyreğinde sanayi üretimi büyümesinin %0’a doğru yaklaşacağını düşünüyoruz. Sanayi üretimi verisinin yanısıra yine Çarşamba günü Merkez Bankası ayın ilk beklenti anketini yayımlayacak. Perşembe günü ise Hazine Ocak ayı nakit dengesini açıklayacak. haftalık bülten Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.