haftalık bülten haftalık bülten 25 Nisan 2011 Geçen haftanın özeti Merkez Bankası zorunlu karşılıkları artırdı. Geçen ay yaptığı agresif zorunlu karşılık artırımlarından sonra tahminimiz ve piyasanın beklentisi Merkez Bankası’nın “bekle-gör” politikası izleyerek zorunlu karşılıklarda ve politika faizinde herhangi bir değişikliğe gitmeyeceği yönündeydi. Ancak, Kurul hem TL hem de döviz cinsi yükümlülüklere uygulanan zorunlu karşılıkları artırıma kararı aldı. Özellikle, döviz cinsi yükümlülüklere uygulanan zorunlu karşılık artırımları bizim için sürpriz oldu çünkü Merkez Bankası’nın 2010’un sonuna kıyasla azalan döviz likiditesiyle birlikte döviz tarafında nihai borç verme mercii olmadığını göz önünde bulundurarak bu gruba uygulanacak zorunlu karşılık artırımları konusunda isteksiz davranacağını düşünüyorduk. Karara göre döviz cinsi ve kısa vadeli TL cinsi yükümlülüklere uygulanan zorunlu karşılık oranları 100’er baz puan artıldı. Yeni oranlar 13 Mayıs itibariyle ödenmeye başlanacak ve böylelikle piyasadan 1.4 milyar dolar ve 1.5 milyar TL çekilmesii hedefleniyor. Kurul 2010’daki coşkulu büyümenin ardından ekonomik aktivitenin ılımlı bir büyüme eğilimine girdiğine dikkat belirtirken iç talep-dış talep dengesizliğinin sürdüğüne dikkat çekti. Açıklamada kısa vadede yükseliş trendine gireceği tahmin edilen enflasyonun yıl sonunda hedefin (%5.5) bir miktar üstünde gerçekleşeceğinin beklendiği dile getirilirken Merkez Bankası’nın artan emtia fiyatlarının birincil etkilerine karşı tepkisiz kalacağı fakat ikincil etkilerinin fiyatlama davranışlarını bozmasına izin vemeyeceği vurgulandı. Hatırlanacağı üzere, gelecek hafta Merkez Bankası çeyreklik enflasyon raporunu açıklayacak ve bizce bu söylem raporda yıl sonu enflasyon tahmininin yukarı yönlü revize edileceğini gösteriyor. PPK, Kasım’dan beri alınan önlemlerin sonuçlarının ikinci çeyrekten itibaren belirginleşeceğini düşünürken önümüzdeki dönemde düşük düzeyde politika faizi, geniş faiz koridoru ve yüksek zorunlu karşılık oranlarından oluşan sıkılaştırıcı politka paketinin etkilerinin gözlemleneceğini ve gerekirse aynı doğrultuda önlem alınacağını yineledi. Önümüzdeki dönemde faiz artırımı bekleyen piyasaya karşın baz senaryomuzda politka faizinin sabit kalacağını ve sıkılaştırmanın zorunlu karşılıklarla devam edeceğini düşünüyoruz. Beklentimiz 1 aylık TL mevduatlara uygulanan zorunlu karşılık oranının %20’ye ulaşacağı yönünde. Döviz cinsi yükümlülüklere uygulanan zorunlu karşılıklarda artırım seçeneği de masada oalcaktır fakat yukarıda belirttiğimiz nedenlerden dolayı Merkez Bankası’nın bu konuda temkinli olacağını düşünüyoruz. Bankaların bilanço dışı döviz poziyonlarında süregelen artışlara bakarak zorunlu karşılıkların uygulama alanı swap işlemlerini de İnan Demir +(90) 212 318 5087 [email protected] Başak Karaaslan +(90) 212 318 5096 [email protected] Cevdet Çağdaş Ünal +(90) 212 318 5086 [email protected] haftalık bülten içerecek şekilde genişletebilir. Son olarak, Merkez Bankası’nın aldığı önlemlere BDDK ve Maliye Bakanlığı belli kredi türlerini hedef alan düzenlemlerle destek verebilir. Enflasyon beklentilerinde önemli bir değişiklik yok. Merkez Bankası’nın Nisan ayı II. beklenti anketinin sonuçlarına göre yıl sonu enflasyon beklentisi %6.90’da sabit kalırken 12 ay sonrasına ve 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri sırasıyla 6 baz puan ve 8 baz puanlık artışlarla %6.79’a ve %6.28’e ulaştı. Beklentilerde önemli bir değişiklik olmaması tarihin en düşük seviyelerine ulaşan yıllık enflasyonun pozitif etksinin yükselen emtia fiyatlarının beklentiler üzerine uyguladığı yukarı yönlü baskıyı dengelediğini gösteriyor. Politika faizine dair beklentileri incelediğimizde, 3 ay içerisinde politika faizi beklentisinin %6.39 sabit kaldığını, 6 ay ve 12 ay içerisindeki beklentilerin ise sırasıyla %6.86 (geçen aya göre 1 baz puan aşağıda) ve %7.50 (geçen aya göre 2 baz puan yukarıda) seviyelerinde gerçekleştiklerini görüyoruz. Bu anket katılımcılarının çoğunluğunun 3 ay içerisinde bir artış ve 6 ay içerisinde bir artış daha beklendiklerini gösteriyor. Bu noktada piyasadan ayrılıyor ve baz senaryomuzda yıl sonuna kadar politika faizinin değişmeyeceğini ve parasal sıkılaşmanın zorunlu karşılık artırımlarıyla devam edeceğini öngörüyoruz. Son olarak, piyasanın geçen aya göre sabit kalan %5.1 seviyesindeki büyüme beklentisi %6.2’lik tahminimizin altında kalırken geçen aya göre artış kaydeden 55 milyar dolarlık cari açık beklentisi ise 64 milyar dolarlık öngörümüze göre iyimser seviyede. Tüketici güven endeksi az da olsa geriledi. Merkez Bankası ve TÜİK tarafından açıklanan tüketici güven endeksi Mart ayında bir önceki aya oranla %0.15 düşüşle 93.43’e geriledi. Endeks hala iyimserlikle kötümserliği ayıran 100 sınırının altında bulunsa da bu seviye 2007 Aralık’tan beri yakalanan en yüksek ikinci seviye. Alt endekselere baktığımızda manşet endeksteki düşüşün sebebinin sırasıyla %0.78 ve %1.28 gerileyen genel ekonomik durum ve mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğu kalemleri olduğu görüyoruz. Özetle, tüketici güven endeksi, iç talebin 2011’in birinci çeyreğinde güçlü seyrini koruduğunu gösteriyor. Hesaplamalarımıza göre 2010’un dördüncü çeyreğindeki güçlü büyüme ile beraber neredeyse kapanan çıktı açığını da düşünürsek iç talepteki hızla büyümenin zorunlu karşılık artırımları ile parasal sıkılaşmanın devamını gerektirdiğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki haftaya bakış Merkez Bankası Nisan Enflasyon Raporu’nu Perşembe günü açıklayacak. Hatırlanacağı gibi Ocak Enflasyon Raporu’nda Merkez Bankası 2011 sonu enflasyon oranını %5.9 olarak tahmin etmişti. Bu tahmin yapılırken ortalama petrol fiyatının 95 dolar olacağı ve para politikasında sınırlı bir sıkılaşmaya gidileceği varsayılmış, ancak bu sıkılaşmanın kompozisyonu konusunda detay verilmemişti. haftalık bülten Bu hafta yayımlanacak raporda petrol fiyatı varsayımının yükseltilmesini ve buna bağlı olarak yılsonu enflasyon tahmininin yukarı revize edilmesini bekliyoruz. Ayrıca Merkez Bankası’nın ilave parasal sıkılaştırmaya da işaret edeceğini ancak politika faizi ve zorunlu karşılıklara ilişkin patika vermekten kaçınacağını tahmin ediyoruz. Mart dış ticaret verileri Cuma günü açıklanacak. Aylık dış ticaret açığının 8.5 milyar dolar olmasını bekliyoruz (Piyasa beklentisi: 8.3 milyar dolar). Böyle bir gerçekleşme 12 aylık dış ticaret açığını da Şubat’taki 78.9 milyar dolar seviyesinden 82.3 milyar dolara taşıyacak. Mevsimsellikten arındırılmış olarak dış ticaret açığının bir önceki aya göre daralmasını beklesek de bu daralma dış açığın hala çok tehlikeli bir seviyede bulunduğu tablosunu değişirmeyecek. Bu haftanın gündeminde ayrıca Nisan kapasite kullanım oranı (Piyasa beklentisi: %74.9) ve reel kesim güven endeksi yer alıyor. haftalık bülten Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.