İyi bir bakımla hayata tutunmaları için Üniversitemizin kahramanları temizlik turunda M ustafa Kanturmuş, Ali Nariç ve Halil Sorun… Üniversitemizin İç Hizmetler Müdürlüğü bünyesinde kampüs içi çöp toplama ve tahliye işlemini yapan üç temizlik kahramanı… Onlar her gün 50 bölgeden, 120’yi aşkın konteyneri boşaltıyor ve 5 ton çöp topluyor. Uğur AYDIN’ın Haberi SAYFA: 4-5 S ağlık Hizmetleri Yüksek Okulu Yaşlı Bakım Bölümü öğrencileri için hazır. Kıbrıs’ta tek olma özelliğine sahip Yaşlı Bakım Bölümü’nü, program koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Özlem Nurluöz’e sorduk… Kadir Ünal IRKLI’nın Haberi SAYFA: 3 Neden Yak n Do u Ün vers tes ? “Ö renc s n n laptop kadar de l süper b lg sayar kadar dü ünmes n sa layan ün vers te oldu u ç n” “Ülkes ne ve toplumuna kend h kayes n yazd rab lecek ö renc yet t rd ç n” 1 Şubat 2013 CUMA www.neu.edu.tr [email protected] Yıl: 2 - Sayı: 47 Kurucu Rektör Dr. Suat . Günsel Üç şehirin hikayesi Saraybosna, İstanbul, Gazimağusa Bosna Hersek, Türkiye, Libya, Almanya, Kıbrıs… Pek çok ülkenin, asırlar öncesini bugün sokaklarında saklamayı başaran şehirlerinde yaşamış bir isimden şehirlerin hikayelerini dinledik. Slobodan İliç kendisini, “Bazen rüyamda farklı şehirleri vatanım gibi görebiliyorum, şehirler ve insanlar karışabiliyor. Ben kendimi hem yabancı, hem de yerli sayıyorum. Türk değilim fakat Osmanlı Tarihi dersleri veriyorum. Müslüman değilim fakat İlahiyat Fakültesi’nde İslam’ı anlatıyorum” diyerek anlatıyor. Selem KAPLAN’ın Haberi SAYFA: 6-7 ARASTA ÇARŞISI, Lefkoşa / KUZEY KIBRIS SARAYBOSNA ÇARŞISI, Saraybosna / BOSNA HERSEK Sf.2 1 Şubat 2013 Akademik Bak Academic Overview Doç. Dr. Ertuğrul Okuyan Doç. Dr. Ertuğrul Okuyan Kalp Merkezi / Tıp Fakültesi Hastanesi Heart Center / Medical School Hospital Kalp krizi nedir? K alp, istirahat ederken dakikada 60-80 kez tüm vücuda kan pompalar. Kollara, akciğerlere, böbreklere, beyne sürekli kan gönderir… Kalbin, vücudun kan ihtiyacını karşılarken kendisini de beslenmesi ve kan alması gerekir. Bazı hastalarda sadece fiziksel aktivite sırasında ortaya çıkan ve dinlenmekle geçen göğüs ağrıları olabileceği gibi, bazen damarların ani olarak tıkanması sonucu gelişen, sıkıntılı bir göğüs ağrısıyla başlayan, ani ölüme yol açabilen kalp krizi de olabilir. Kalbin yeteri kadar oksijen alamaması sonucu kalp dokusunun (kasının) ölmesine kalp krizi (miyokard enfarktüsü) denir. Kalbimiz günlük yaptığımız işe göre bazen daha fazla bazen daha az oksijene ihtiyaç duyar. Oksijeni kalbin kendi damarları yani koroner damarları getirirler. Eğer koroner damarlarda bir tıkanıklık veya daralma söz konusu ise kalp yeteri kadar oksijen alamaz, beslenemez. Beslenemeyen kalp dokusu ölür, işlevini yitirir ve kanı pompalayamaz hale gelir. Sonuç olarak ölümcül bir tablo olan kalp krizi ortaya çıkar. Kalp krizinin verdiği hasar geri dönüşü olmayan bir hasardır… Kalp krizi geçirmiş kimselerde ölen dokunun yerine yenisi gelmez. İşlevsiz bir yara tabakası oluşur. Yani kalp krizinin verdiği hasar geri dönüşü olmayan bir hasardır. Kalp krizine neden olan koroner damar tıkanıklığının en önemli sebebi“ateroskleroz”dur. Ateroskleroz, damarlarının içine yağ birikintilerinin oturması demektir. Sigara içenlerde ve kolesterolü yüksek kimselerde bu birikintiler sinsice büyürler ve zamanla koroner damarı tamamen tıkarlar. Sonuçta kalbin beslenmesi bozulur ve kalp krizi meydana gelir. Kalp Krizinin Belirtileri Nelerdir? • Göğüste iman tahtasının arkasında sıkışma hissi veren bir ağrı olur. • Bu ağrı sol kola ve çeneye doğru yayılır. Ağrı hareket etmekle artar, dinlenirken azalır, fakat geçmez. Ağrı genellikle yarım saatten uzun sürer. • Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme ve mide bulantısı da olabilir. • Nefes darlığı olur. Bazı insanlarda belirtiler çok gizli olabilir. Örneğin şeker ( diyabet ) hastaları hemen hemen hiç ağrı duymazlar ve sadece nefes darlığı ve soğuk terleme şikayetleri olur. Bazı hastalarda mide ülseri veya pankreatit ettirmelisiniz. Sağlıklı, az yağlı ve kilo yapmayan gıdaları, ihtiyacınız kadar tüketmelisiniz. İlaçlarınızı düzenli kullanmalısınız. KALP KRİZİ SONRASI İŞ HAYATI Çoğu birey, bir ay içinde eski işine dönmektedir. Bu süreç, kalbin gördüğü hasarın yaygınlığına bağlıdır. Bazı kişiler, kalp krizi sonrası daha az yorucu işlere geçmeyi isteyebilirler. Daha az yorucu işlere geçmeye kesin gereksinim olup olmadığının belirlenmesi için, kardiyak rehabilitasyon ünitelerinin değerlendirmesine ihtiyaç duyulabilir. ağrısıyla kalp krizi ağrısı karıştırılabilir, ülser lehine yanlış yorumlanabilir. Kalp krizi geçiren bir insana evde veya işyerinde ne yapmalıyız? Bu belirtilerle karşı karşıya kaldığınızda derhal bir yere oturup dinleniniz ve hemen bir sağlık kuruluşuna ulaşmaya çalışınız. Dışarıdaysanız cep telefonuyla yardım isteyiniz. Kesinlikle yürümeye veya merdiven çıkmaya devam etmeyiniz. Çünkü aktiviteye devam etmek zaten oksijen alamayan kalbinizin oksijen talebini daha da artıracaktır. Son zamanlarda kalp krizi geçirildiğinin anlaşılması halinde biriki defa kuvvetlice öksürerek krizde oluşan ölümcül ritm bozukluğunun düzeltilebileceğini ileri süren yayımlar çıkmıştır, ancak böyle bir yaklaşım tartışmalıdır. Saniyeler hayat kurtarıyor… Gerçekten de saniyeler hayat kurtarıyor, işte rakamlar. Her 100 kalp krizi vakası, eğer hasta hastaneye ulaşmamışsa yüzde 35 ölümle sonuçlanıyor. Hastaneye ulaşanlarda bu oran yüzde 5’in altına iniyor. Peki kalp krizi sırasında başka ne yapmak gerekiyor? Öncelikle hiç zaman kaybetmeyeceksiniz. Gereksiz müdahalelerle sakın uğraşmayın. Bu uyarı özellikle kalp krizi geçirenlerin yanında bulunanlara yaka gevşetmek, kolonya sürmek, soğuk su içirmeye kalkmak cinayete teşebbüsten farklı değildir. Hemen hastayı hastaneye yetiştirmek dışında yapabileceğiniz hiç birşey yoktur. Kalp krizi geçiren bir hastayı oyalamak onun canına, şansına kastetmektir. Kalp Krizi Geçirme Riskim Var mı? Kalp hastalıkları açısından risk arz eden durumlar şunlardır: • Sigara içmek • Kan yağlarının (kolesterol, trigliserid) düzensiz olması • Diyabet Hastalığı • Şişmanlık • 65 yaşını geçmiş olmak Yukarıdakilerin kaç tanesi yaşamınızda varsa kalp krizi size o kadar yakın demektir. Ancak korkmayın, bu risklerin bazılarını kendinizden uzaklaştırabilirsiniz. Örneğin sigarayı bırakabilirsiniz. Doktorunuzun verdiği tavsiyelere uyarak lipid ve diyabet ilaçlarınızı düzenli kullanabilirsiniz. Her gün düzenli egzersiz yapıp aktivitenizi artırabilirsiniz ve bu risklerin çoğundan uzaklaşabilirsiniz. Unutmadan ilave edelim; düzenli egzersiz yapmak, ayda bir defa halı sahada arkadaşlarla buluşup maç yapmak değildir. Böylesi düzensizce yapılan sporlar antrenmana hazır olmayan kalbi yorar. Bir uzmandan yardım alarak düzenli spor yapmanızı tavsiye ederiz. KALP KRİZİ SONRASI YAŞAMINIZDAKİ DEĞİŞİKLİKLER Sigara içiyorsanız, bırakmalısınız. Düzenli egzersiz yapmalısınız. Tansiyonunuzu düzenli olarak kontrol KALP KRİZİ SONRASI CİNSEL YAŞAM Çoğu birey, kalp krizi sonrası eski hayatındaki tempoda cinsel ilişkiye girebilir. Eğer cinsel ilişki sırasında göğüs ağrınız olursa doktorunuza bu konuyu bildirmeniz gerekir. Bu durum, cinsel hayatınızın bitmesi anlamına gelmez. Sorunlarınızı çekinmeden doktorunuzla görüşmelisiniz. NE TÜR EGZERSİZLER YAPILMALI? Kalp krizinden sonra iyileşme sürecinde olanlar, herhangi bir sorunla karşılaşmadan yürüyüş yapabilir, golf oynayabilir, balık tutabilir, yüzebilir ve benzer aktivitelerde bulunabilirler. Egzersiz yapmak kalp hastalarının çoğunluğuna tavsiye edilir. Yine de sizin için doğru olan egzersiz miktarını doktorunuzla görüşmeden, egzersiz yapmanız doğru değildir. Doktorunuz çeşitli spor aletlerinde, özel egzersizler yaptırarak sizin için doğru olan egzersiz miktarını tayin eder. TEKRAR KRİZ GEÇİRME OLASILIĞI Elbette hiç kimse bir kriz daha geçirip geçirmeyeceğinizi önceden bilemez. Ancak doktorunuzun kilo, diyet, ilaç, egzersiz ve dinlenme ile ilgili tavsiyelerine uyarsanız; daha rahat yaşarsınız ve ilerideki krizlerden korunma şansınız artar. Koroner hastalıklar üzerine yapılan araştırmalar, her geçen gün kalp kriziyle ilgili yeni bulguları ortaya çıkarıyor. Koroner hastaların bugünkü durumu, yalnızca birkaç yıl öncesine oranla bile daha iyidir ve bu durum daha da iyileşecektir. Yani, umutlu olmak için pek çok neden var. Sf.3 1 Şubat 2013 İyi bir bakımla hayata tutunmaları için Kadir Ünal IRKLI Sağlık Hizmetleri Yüksek Okulu Yaşlı Bakım Bölümü öğrencileri için hazır. Kıbrıs’ta tek olma özelliğine sahip Yaşlı Bakım Bölümü’nü, program koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Özlem Nurluöz’e sorduk… B ir ön lisans programı olarak hazırlanan ve tüm imkanlarıyla öğrencileri için hazırlanan bölümün amacı, yaşlı bakım hizmeti verecek kişilere gerekli olan teknik bilgiyi vermek. Yrd. Doç. Dr. Nurluöz hedeflerini, “Bakıma gereksinimi olan ya da olmayan bütün yaşlı bireylerin bakım ve rehabilitasyonunu yapan ve onların yaşam kalitelerinin artırılmasına katkı sağlayan ara profesyonel elemanlarının yetişmesini sağlamak” olarak açıkladı. YALNIZLIK DUYGUSUNDAN KARTARMAK İÇİN Mezunlarının, Yaşlı Bakım Teknikeri unvanına sahip olduğunu ifade eden Nurluöz, yaşlı bireyleri, bakıma muhtaç olsun veya olmasın hayata tutunmasına yardımcı olacak desteği verebilecek uzmanlar yetiştireceklerini söyledi. Nurluöz, “Onları, yalnızlık duygusundan uzaklaştırma, kendi bedenine ve yaşam alanlarına karşı duyarlı ve koruyucu olmalarını alışkanlık haline getirmeye yardımcı olan ve bunu uygulatan insan gücünü yetiştireceğiz” ifadelerini kullandı. KUZEY KIBRIS’IN İHTİYACI Kuzey Kıbrıs’ta nüfusun değiştiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Nurluöz, yaşlı bireylerler birlikte kentleşmenin de arttığını belirterek, “Geleneksel aile yapısı değişiyor. Yaşlı bireylerin bakımı belli merkezlere devrediliyor. Bu kurumlarda doğru uygulamaları yapacak elemanlara ihtiyaç hızla artıyor” dedi. Meslek hakkında unutulmaması gereken konunun iyi bir eğitim yanında, hayatı, insanları ve işini seven uzmanlar yetiştirmek olduğunu anlatan Nurluöz, “Yaşlıları ancak böyle yardımcılar mutlu edebilir” diye konuştu. İSTİHDAM SORUNU YOK “Öğrencilerimiz bizim geleceğimiz, temsilcimiz ve bizim markamızdır” diyen Nurluöz, öğrencilerinin her türlü donanıma sahip olmaları için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Yaşlı Bakım Bölümü’nden mezun olan öğrencilerin istihdam sorununun olmadığına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Özlem Nurluöz, mezunların iş başvurusu yapabilecekleri uzun bir liste verdi. Sağlık Bakanlığı’na bağlı olan yaşlı bakım evleri, huzur evleri, özel hastaneler, yaşlı bakım hizmetlerinin yürütüldüğü sosyal hizmetler, belediyeler, yaşlı hastaların yatırıldığı bölümleri olan hastaneler, terminal dönem bakım merkezleri, sivil toplum kuruluşları ve özel kurumlarda yürütülen güçsüzler yurdu, yaşlı için gündüz bakım merkezleri, değişik düzeylerde sağlık hizmeti yürüten özel ve gönüllü kuruluşların sağlık birimleri… Sf.4 1 Şubat 2013 Üniversitemizin kahramanları temizlik turunda Mustafa Kanturmuş, Ali Nariç ve Halil Sorun… Üniversitemizin İç Hizmetler Müdürlüğü bünyesinde kampüs içi çöp toplama ve tahliye işlemini yapan üç temizlik kahramanı… Onlar her gün 50 bölgeden, 120’yi aşkın konteyneri boşaltıyor ve 5 ton çöp topluyor. H er sabah 7:30’da mesaiye başlayan Mustafa Kanturmuş, Ali Nariç ve Halil Sorun, üniversitemiz Akademik Lojmanlar’ın bulunduğu bölgeden çöpleri toplamaya başlıyor. İlki sabah saatlerinde olmak üzere günde iki kez, 50 ayrı çöp alma bölgesinde durup 120 kadar konteyneri boşaltıyorlar. GÜNLÜK 5 TON ÇÖP Kuzey Kıbrıs’ta az sayıda bulunan çöp kamyonu onların işini kolaylaştıran bir çalışma arkadaşı olmuş. Günlük 5 ton çöpü toplayan üç çalışanın elinin değdiği yer temizleniyor. Küçük çocuklar, üniversiteli gençler, akademisyenler ve hastane dolayısıyla halktan çok sayıda insanın bir arada bulunduğu üniversitemiz kampüsünün, günün her saatinde temiz ve sağlıklı olması gerektiğini söyleyen çalışanlar, görevlerini titizlikle yerine getiriyor. TEMİZLİK TURU Üniversitemiz kampüsünün yerleşik olduğu alanın en yüksek yerinde bulunan Akademik Lojmanlar’ın bulunduğu noktadan başlayan derin temizlik faaliyeti, Konukevi, Yurt ve Fakülte binaları, Büyük Kütüphane, AKKM, kantinlerle devam ederek İletişim Fakültesi’nde tamamlanıyor. Bu yolculuğu günde iki kez tekrarlayan görevliler, her hafta çöp konteynerlerini ilaçlama görevini yürütüyor. HİJYENİK TEMİZLİK GÖREVİMİZ TEMİZLİĞİ SAĞLAMAK Ali NARİÇ. 26 yaşında. Üniversitemizde 6 senedir çalışıyor. “İş arkadaşlarımla çok iyiyiz. Böyle güzel bir ortamda çalışabilmek çok güzel. Her gün temizliği sağlamak için mesaiye başlıyoruz, tertemiz bir kampüs için elimizden geleni yapıyoruz” ifadelerini kullanıyor. Mustafa Kanturmuş, Ali Nariç ve Halil Sorun, tüm kampüsten hergün 5 ton çöp topluyor... Halil SORUN. 32 yaşında. Henüz 4 aydır üniversitemizde çalışıyor. “Kısa bir süre oldu ama buraya ve iş arkadaşlarıma çok alıştım. Çöp kamyonumuz iyi bir teknolojik donanıma sahip. Bu hijyen sağlamak için oldukça iyi bir olanak” diyen Sorun, sabah mesaiye başladıktan sonra kendilerini işlerine verdiklerini ve akşamın nasıl olduğunu anlamadıklarını belirtiyor. Fotoğraflar: İdris GERMİYANOĞLU Uğur AYDIN 1 Şubat 2013 ZEVKLE ÇALIŞIYORUZ Mustafa KANTURMUŞ. 47 yaşında. Üniversitemizde 9 senedir çalışıyor. Çöp kamyonunun şoförlüğünü yapıyor. “Aracımız teknolojik donanım bakımdan mükemmel. Adada sayılı bu araçlardan. Biri de üniversitemizde. İçinde ve dışında kamera sistemi var bu çalışma koşullarının ne kadar güvenli olduğunu göstermesi bakımından önemli” diyen Kanturmuş, “Biz zevkle çalışıyoruz. Üniversitemizin temizliği için her zaman hazırız” ifadelerini kullanıyor. Sf.5 Sf.6 1 Şubat 2013 Üç şehirin hikayesi Saraybo Selem KAPLAN Bosna Hersek, Türkiye, Libya, Almanya, Kıbrıs… Pek çok ülkenin, asırlar öncesini bugün sokaklarında saklamayı başaran şehirlerinde yaşamış bir isimden şehirlerin hikayelerini dinledik. Slobodan İliç kendisini, “Bazen rüyamda farklı şehirleri vatanım gibi görebiliyorum, şehirler ve insanlar karışabiliyor. Ben kendimi hem yabancı, hem de yerli sayıyorum. Türk değilim fakat Osmanlı Tarihi dersleri veriyorum. Müslüman değilim fakat İlahiyat Fakültesi’nde İslam’ı anlatıyorum” diyerek anlatıyor. Birbirinden farklı ülkeler, diller, ortam ve kültürü yerinde izlemek, içinde yaşamak nasıl bir tecrübe? Ben ne zaman bir ülkede bulunsam o ülkenin vatandaşı gibi hissediyorum kendimi. Yerli gazete okuyorum, yerli takımı tutuyorum. Maçlar yapılırken konuşma dilime bile “Biz kazandık” diye yansıyor. Sonuçta ben Türk değilim fakat bir şekilde buralı gibi hissediyorum. Örneğin şu an sizin dilinizi konuşuyorum fakat hiç zorluk çekmiyorum. Ülkeyi, dili ve ortamı değiştirmeyi çok seviyorum. Yani Türk dünyasından Arap dünyasına kadar, şimdi de İran beni çekiyor. Belki bundan sonra Hindistan’da bir şey yaparım. İSTANBUL UYUMAZ Bosna, İstanbul ve Lefkoşa… bize bu üç şehirden bahseder misiniz? Bosna benim doğduğum, büyüdüğüm şehir. Saraybosna Türkiye’nin ölçülerine göre büyük bir yer değil. Bursa gibi yüksek dağlar arasında ova içinde bulunan bir şehir. Saraybosnalı olmayanlar için fazla çekici bir şehir olmayabilir. Çok sis var. İnsan sisi görünce burada eve gideyim, kurtulayım bu dumandan diye düşünüyor fakat biz de böyle değil. Bizim oralarda sis varsa sevgilinle parklara girmeye gerek yok, kimse seni görmeden rahat rahat dolaşırsın. Benim İstanbul’um ne zaman gidersem birkaç saat geçirdiğim bir yerdir. İstanbul Üniversitesi’nin yanında Çorlulu Ali Paşa Medresesi var. Orada nargile içiyorum. Burada hiç kimse normal nargile içmiyor. Orada nargile içip ayağa kalktığınızda başınıza vuruyor, yürüyemiyorsunuz. Benim Beyoğlu’nda gittiğim barlar ve restaurantlarda var. Hiç uyumayan bir şehir İstanbul. Arkadaşlarım var. Sevdiğim bir şehirdir. Mesela Frankfurt’ta da yaşadım. Almanya’da cumartesi günleri kıyamet günü gibidir. Çünkü herkes koşup alışveriş yapar, çünkü tüm mağazalar kapanacaktır. İstanbul’da sabaha karşı aklınıza karpuz yemek gelse buna ulaşabilirsiniz. Rahat ve sevdiğim bir şehir İstanbul. KIBRIS: YALNIZLIK İSTEYENLERİN ÖZGÜRLÜĞÜ Saraybosna’nın güzel sisli havası, uyumayan İstanbul’un enerjisi… Peki Kıbrıs’ın şehirleri? Ben Magosa’da yaşıyorum, evim orada. Lefkoşa’ya gidip gelirken yolculuk yapıyorum. Kıbrıs benim için kocaman bir evde çatı katında bir oda gibidir. Ne zaman yalnız olmak istesen buradasın ve ne zaman insanları, çevreyi özlesen 1 saat içinde dünyanın merkezindesin. Çünkü Kıbrıs böyle bir yer. KIBRIS’TA MUTLU YAŞIYORUM Kıbrıs’sa gelmeye nasıl karar verdiniz? Bir kızım var, kızım şimdi 17 yaşında. O küçükken ben istedim ki benim kızım deniz kenarında büyüsün. Ankara’da her zaman ışıklar altındasınız. Her zaman yeni bir görev çıkıyor, çok yoğunluk bitmiyor… Fark ettim ki, en az 20 kitap yazacak kadar malzemem birikmiş. Fakat ben sadece 1 kitap çıkarmıştım. Sakin bir yere gitmek istedim. Şimdi deniz kenarında oturuyorum. Gece ne kadar geç yatarsam yatayım sabah mutlaka güneşle birlikte uyanıyorum ve denize doğru gidiyorum. 1 ay öncesine kadar da 15 dakika denize girebiliyordum. Sonra ofise gidip kahve içiyorum. Kıbrıs’ta mutlu yaşıyorum. Kıbrıs’ta insanlar iyi, kibar ve meraklılar. Yeni geldiyseniz sizin hakkınızda her şeyi bilmek istiyorlar. Yaşadığım bu süre zarfında KİMDİR? B undan 51 sene önce Saraybosna’da doğdum. Eğitimimi orada tamamladım. İslam Bilimleri ve Doğu Dilleri Edebiyatı okudum. Edebiyat Teorileri ve Osmanlı Edebiyatı Yüksek Lisansı yaptım. Sırbistan Belgrad Üniversitesi’nden sonra Almanya’da Bamberg Üniversitesi’nde doktoramı tamamladım. 1996’da Tarih Bölümü kuruldu. Bölümün ilk yabancı hocası bendim. Bölümde İlber Ortaylı gibi değerli hocalar da vardı. Öğrencilik zamanında 1 senemi Libya’da geçirdim. Tercüman olarak çalışıyordum. Siz de bilirsiniz ki öğrencilik yılları en güzel yaşlardır. Okuduğum üniversitemin tarihinin en iyi öğrencilerinden biriydim. Ama ben 7 sene okudum. 2.sınıftan sonra teklif geldi ve tercüman olarak çalışmaya gittim 1 sene. O yaş için epey yüklü bir miktar kazandığımı hatırlıyorum. Bu para bitene kadar aklıma üniversite gelmedi. Avrupa’yı, Orta Doğu’yu gezdim. Sonra param bitince dönüp üniversiteyi bitirdim. Saraybosna Üniversitesi’nde çalışmaya başladım. 4 sene orada çalıştım. Sonra Almanya’da eğitim aldım. Ankara Bilkent Üniversitesi’nde 7 sene kaldım. 2003’te Doğu Akdeniz Üniversitesi Tarih bölümü kuruldu ve ben de bölüm başkanı olarak geldim, 2012’ye kadar. 2012’den itibaren de Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde çalışıyorum. Arapça, İslam Tarihi ve Tasavvuf Tarihi dersleri veriyorum.” ARASTA ÇARŞISI, Lefk Sf.7 1 Şubat 2013 osna, İstanbul, Gazimağusa artık nerdeyse herkesi tanıyorum. GERİ DÖNECEK YER VARSA GİTMEK GÜZEL İnsan doğduğu veya uzun süre yaşadığı yere alışır. Bu gitmeleri nasıl planlıyorsunuz? Memleketten uzak kalmayı kendinize nasıl tarif ediyorsunuz? Gitmeler, eğer geri döneceğin bir yer varsa güzel ve mantıklı oluyor. Ben uzun zamandır Saraybosna dışında yaşıyorum. Fakat annem orada olduğu için her sene gidiyorum. Savaştan dolayı yoksulluk vardı. Benim liseden 30 senelik arkadaşlarım ya Amerika’da, ya Kanada’da ya da New York’dalar. Şimdi de pek bir şey değişmemiş. Yeni nesil gelmiş, kızlar yine güzel… İnsanların küçük bir yere göre entelektüel seviyeleri yüksek. Ünlü yönetmenlerin çıkıyor küçük bir şehre göre. Ama aslında annenizi özlüyorsunuz, onun için gidiyorsunuz. Eğer derse ki “hayat boyu kal” bunu kabul edemiyorsunuz. Çünkü bir kere dünyayı görmüşsünüz ve bu artık kalmak zor geliyor. Özleyip yine gelmek en keyiflisi. koşa / KUZEY KIBRIS RÜYALARIMDA ŞEHİRLER VE İNSANLAR KARIŞIYOR Yeni bir şehre nasıl alışıyorsunuz? Pek çok mekan ve insan… Bu kadar farklı yerlerde yaşamanın rüyalarıma da yansıması olmuyor değil. Bazen rüyamda farklı şehirleri vatanım gibi görebiliyorum, şehirler ve insanlar karışabiliyor. İnsanın gittiği, kaldığı yerlerde sevdiği insanlar oluştukça, gittiği mekanlar oldukça o şehre ait oluyorsun. O şehir çok güzel olmasa bile seviyorsun, benimsiyorsun. Ben kendimi hem yabancı, hem de yerli sayıyorum. Türk değilim fakat Osmanlı Tarihi dersleri veriyorum. Müslüman değilim fakat İlahiyat Fakültesi’nde İslam’ı anlatıyorum. Ben Saraybosna’da doğdum. Camilerin, çeşmelerin üzerlerinde yazan yazıları merak ederdim. Müezzin’in sesini duyduğumda ne diyor acaba diye merak ederdim. Bilinçaltımda belki de böyle bir merakım vardı. Bilinmeyen, mistik, romantik şeyler ilgimi çekiyor sanırım. Benim için Türkiye ve doğu toprakları egzotik bir yer. TİTO CADDESİ İLE BEYOĞLU Saraybosna, İstanbul ve Mağusa… Bize yaşadığınız bu şehirlerden etkilendiğiniz yerleri karşılaştırabilir misiniz? Saraybosna nehir üzerinde bir şehirdir. Dağlar arasına sıkışmış tıpkı bir yılan gibi uzun. Oranında kendine özgün bir caddesi var. Herkes akşamüstü mutlaka o caddede görünür. Bir şeyler içer, arkadaşlarınızla konuşur ve mutlaka oradan geçersiniz. Özellikle Eylül aylarında herkes denizden çıkınca oraya gelir. Bu caddenin adı Tito caddesi. İstanbul’da buna benzer yer Beyoğlu’dur. Benim için her geldiğimde kaldığım Büyük Londra oteli. Yüzyıl başındaki o havayı seviyorum ben… Bosna’da Başçarşı turistik merkezdir. Alıveriş yapılabilen yemek yenilebilen bir merkez… Mesela yemek olarak kebapçık ünlü yemeğimizdir. Sizin bildiğiniz İzmir köftesi, Trakya köftesi gibi. Onların bir sırrı var. Türkiye’de Saraybosna’ya özgü yemek yenilen yerler var özellikle İstanbul’da. Lefkoşa bütün Akdeniz şehirleri gibi bakımsız… Rum tarafına gidince de aynı. Fakat her iki yerde de çok sevdiğim ve gittiğim yerler var. TESADÜF DİYE BİR ŞEY YOK Şehirlerden çıkıp biraz araştırma konularınıza dönelim. Tasavvuf alanına ilginiz nasıl başladı? Ünlü Kazanova’yı bilirsiniz. Zampara olarak tanınır ama aslında kendi döneminin 17’nci yüzyılın sonunda dünyanın ve Avrupa’nın en önemli entelektüellerinden biriydi. Aslında öyle bir eğitim görmüş ki, daha farklı biri olsaydı Papa bile olabilirdi ya da yüksek seviyeli asker de olabilirdi. Ancak onu maceracı ruhu her yere götürmüş, İstanbul’da bile kalmış. O demiş ki; “Hayatta en önemli kararlar, aslında tesadüf gibi görünüyor. Fakat tesadüf diye bir şey yok. Mutlaka su yolunu bulur. İşte bana derdi ki; “Slobodan madem bu kadar akıllı, niye bu kadar okuyup doktor ya da mühendis olamış?” Hikaye basit. Ben 4. sınıftayken sinemalarda bir film oynuyordu. Filmin başında Kuzey Irak’ta bir Alman arkeolog kazıyor ve araştırma yapıyordu. Arapça bir şeyler konuşuyor. Bunu izlediğimde ben de böyle biri olmak istedim… SARAYBOSNA ÇARŞISI, Saraybosna / BOSNA HERSEK Sf.8 1 Şubat 2013 Kara Tren’in Kıbrıs ’ Gülin SAYILAR Üniversitemiz İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde okuyan ve Araştırmacı Gazetecilik dersini alan öğrencilerimizin, dönem içinde çeşitli konularda hazırladığı haberleri siz okurlarımızla paylaşmayı sürdürüyoruz. Öğrencilerimizden ve aynı zamanda gazetemiz muhabirlerinden Gülin Sayılar’ın Kıbrıs’ta tren tarihçesi hakkında hazırladığı haberi bu hafta siz okurlarımızla paylaşıyoruz. ıbrıs’a 1905 yılında gelir tren… Motorlu taşıtların artmasıyla 1951 yılında, 3 milyon 199 bin 934 ton ticari eşya ve 7 milyon 348 bin 643 yolcu taşıdıktan sonra 46 yıllık serüveni biter. İşte bu araştırmanın konusu da Kıbrıs’ta trenin olduğu 46 yıl… anlatıyor. İngiliz Hükümeti’nin, tüm Osmanlı dönemi boyunca ithalat ve ihracat için kullanılan Larnaka ve Omorfo kentleri arasında demir yolu planladığını ancak deve ile yük taşıyanların işsiz kalma tehlikesi olduğunu söyleyen belediye başkanınca kabul edilmediğini belirten Bağışkan, sonunda güzergahın değiştirilerek Larnaka’dan Mağusa’ya kaydırıldığını ifade ede ediyor. GÜZERGAH DEĞİŞİYOR Kıbrıs’ın tren tarihçesini araştıran Arkeolog Tuncer Bağışkan, İngilizlerin adaya ilk geldikleri 1878 yılında Lefkoşa - Larnaka ana yolu dışındaki yolların patika olduğunu ve hayvanların çektikleri araba ve develerle yapılan yolculuklar için bu yolların yeterli olduğunu FİNANS KAYNAĞI YETERSİZ Arkeolog Tuncer Bağışkan, 18781879 yılları arasında Kıbrıs’ın ilk yüksek Komseri Sir Garnet Wolseley’in tren yolunu ulaşımını çok istediğini, ancak İngiltere’nin Kıbrıs’ta kalış süresi belli olmadığı ve yeterli finans kaynağı ayrılmadığından sadece bir proje K olarak kaldığını belirtiyor. İkinci girişimi Kıbrıs’ta görevli bulunan Sir George Elliot ile Mr. Samuel Brown’da 1878 -1881 yılları arasında yaparlar ve başarılı olmazlar. ÜÇ AYRI ETAPTA TREN YOLU PROJESİ Mağusa limanın geliştirilmesi ve tren yolu projesini hazırlamak üzere 1898 yılında görevlendirilen Kraliyet Mühendisi Teğmen H.L.Pritchard hazırladığı raporu 10 mart 1898 yılında hükümete sunar. Kıbrıs’ta acenta olan Frederick Shelford tren yolu hattı için Haziran 1903 yılında hükümete 3 etaptan oluşan fizibilite raporu sunarak, tren yolunun 1903 yılında yapılmaya başlanmasına karar verilir. Bu kabulden sonrasını Bağışkan, “1905 yılında biten ilk etabında, 58 kilo metre Sf.9 1 Şubat 2013 ’taki yolculuğu uzunluğundaki Mağusa-Lefkoşa hattı 2’nci etabında 1905 başlanmış 1907 yılında bitmiş Mehmet Akif Caddesindeki Kanlıdere Köprüsü, Ayios Dhometios, Yerolakko ve Kokkinotrimithia geçip Omorfo’ya ulaşıyordu. 3’üncü etap 1913 yılında başlandı, 14 Haziran 1915 bitti. 24 kilo metre uzunluğundaki Güzelyurt-Evrykhou hattıydı. Ancak 1932 yılında Evrykhou devre dışı bırakılarak Çamlıköy istasyonunun son durak olarak kullanıldı” diye anlatıyor. HIZI 48 KİLO METREYİ GEÇMİYORDU Kasım 1905’te her gün iki tren Mağusa’dan Lefkoşa’ya gidip gelmeye başlar. Tuncer Bağışkan, lokomotiflerin buhar gücüyle çalıştığını ve hızlarının saate sadece 48 kilo metreyi geçmediğini ifade ediyor. Demiryolları hakkında ulaştığı belgelerden de örnekler veren Bağışkan, Kıbrıs Hükümeti’nin demir yolu için 1905 yılında 199.367 pound harcandığı, Mağusa-Omorfo arasındaki yolculuğun 4 saat sürdüğü ve Mağusa Evrykhou arası 10 istasyon bulunduğuna dair ayrıntılı bilgilerin bulunduğunu anlatıyor. ESİR, NARENCİYE, ASBEST Kıbrıs’ın tren yolu macerasının öğrenilebileceği bir yer de Eski Eserler Müzesi. Müze yetkililerinin verdiği bilgilere göre tren yolu, Omorfo’dan Mağusa’ya narenciye taşırken, Lefke’deki bakır, krom ve asbesti de Mağusa limanına taşıyordu. Tren hattı 1 ve 2’nci Dünya savaşları ve sonrasında askeri birlikleri, cephanelikleri Mağusa’dan Lefkoşa’ya taşımıştı. Bu sebeple 2’inci Dünya Savaşı boyunca Alman uçaklarının saldırı odağı haline gelmişti. 1946-1949 yılları arasında adaya gelen yaklaşık 50.000 dolaylarında Yahudi göçmeninin de Karaolos toplama kampına taşınmasında tren yolu kullanıldığı biliniyor. Mağusa gümrüğüne gelen malların adaya dağıtılması, Trodos dağı kerestelerinin kentlere taşınması ve bazı istasyonlarda telefon telgraf ve posta hizmetleri verilmesi gibi pek çok ayrıntı tren yolları aracılığıyla yapılıyordu. 31.12.1951 PAZARTESİ: SON YOLCULUK Arkeolog Tuncer Bağışkan’a göre trenin adadan kalkmasındaki en önemli etken motorlu taşıtların kullanılmaya başlanması ve trenlerin yayalardan daha yavaş gitmesi… Yaşlı bir kadın Lefkoşa’dan Mağusa’ya giden bir kadını Küçükkaymaklı çıkışında gören makinist onu trene almak ister. Kadın işinin acele olduğunu söyleyerek, trenden daha çabuk gideceğini söyleyerek trene binmez. Bu hikaye trenin Kıbrıs’taki son yolculuğunun anısı olarak anlatılıyor. İngiliz Hükümeti’nin tren yolu ulaşımını tamamen kapatma kararı aldığı 31 Aralık 1951 Pazartesi günü 1 numaralı son lokomotif Lefkoşa istasyonundan saat 14.47’de Mağusa’ya doğru son yolculuğu için hareket eder. Saat 16.38’de Mağusa’ya ulaşdıktan sonra Tren Yolu Hangarı’na alınır. Demiryolu seferleri durdurulduktan sonra demir yolu hatlarındaki raylar ile diğer tesisatın sökülmeleri Mart 1953 tarihine kadar tamamlanır. Yapılan açık artırma sonucu 1 lokomotif dışında, 10 lokomotif, vagonlar, tren yolu aksamları, yedek parçalar ve raylar hurda olarak satılır. Tren yolundan geriye, anıları, yolcu sayıları ve küçük öyküleri kalır… Sf.10 1 Şubat 2013 Üniversite Mezunl ar z Bu hafta “Mezunlarımız” köşesinin konuğu Barış Şemmedi. Üniversitemiz Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü’nden 2010 yılında mezun olan Şemmedi, öğrencilik yıllarını unutamıyor. “Güzel bir öğrencilik geçirdim, unutamıyorum ve öğrenciliği, arkada ortamımı çok özlüyorum” diyen Barış Şemmendi, eğitim aldığı bölümün öğretim üyelerinden çok şey öğrendiğini belirterek, “Hocalarımla çok yakındık. Hepsinin üzerimde fazlaca emeği var. Eğitim hayatım boyunca bana çok şey kattılar,onlara teşekkür ediyorum” ifadelerini kullanıyor. 10 Nisan2008 21 Mayıs 2012 Haftanın Fotoğrafı Fatma TÜRKKOL Basın Fotoğrafı Cankut TAŞDAN DUYURU Yakın Doğu öğrencileri ve mezunlarımızın dikkatine, üniversitemiz gazetesinin “Mezunlarımız” köşesinde kendiniz veya tanıdığınız mezun arkadaşınızın yer almasını isterseniz, beğendiğiniz bir fotoğrafınızla birlikte, isminiz, mezun olduğunuz bölüm, şuan nerede çalıştığınız veya yükseköğrenime devam ettiğinizi ve Yakın Doğulu olmanın sizin için ne anlama geldiğini anlatan birkaç cümleyi [email protected] adresine gönderebilirsiniz. İlginiz için teşekkür ederiz... Yak n Do u Üniversite Gazetesi 3 Haziran 1996 Nostalji Fotoğrafı Gazi YÜKSEL Sf.11 1 Şubat 2013 Ü niversitemiz Peyzaj Mimarlığı Bölümü BRT 2 kanalında yayınlanan “Ekolojik Denge” programının konuğu oldu. Çelen Kamburoğlu’nun hazırlayıp sunduğu programın çekimleri Babil Bahçeleri fidanlığı-botanik bahçesinde gerçekleştirildi. “Bitkiler ve Peyzaj Tasarımı” konularının tartışıldığı programda, üniversitemiz Peyzaj Mimarlığı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özge Özden Fuller, Öğretim Görevlisi Yüksek Peyzaj Mimarı Buket Asilsoy ve Peyzaj Mimarlığı Bölümü öğrencileri yer aldı. Bitkiler, peyzaj tasarımı ve ekolojik dengenin önemi konularında yapılan söyleşi programı çekimleri sonrasında, öğrenciler bahçede bulunan bitkileri inceleyerek bilgi aldı. -------------------------------------------- Yeni kayıtlar sürüyor 2 012-2013 Akademik Yılı Bahar Dönemi’nde ön lisans ve lisans programlarına kayıtlar 9 Ocak 2013 tarihinde başladı. KKTC uyruklu öğrenciler kontenjanlar dahilinde ilgi duydukları bölümlere yarı burslu olarak kayıtlarını yapabilecekler. Başvurular, yıllık programlar dışındaki tüm programlara yapılabilecek. Meslek Lisesi mezunu KKTC uyruklu öğrenciler, mevcut bölümlere ek olarak yeni açılan 2 yıllık Yaşlı Bakım, Tıbbi Dökümantasyon ve Sekreterlik, Odyoloji Teknikerliği, İlk ve Acil Yardım, Tıbbi Görüntüleme Teknikleri, Biyomedikal Cihaz Teknolojisi, Bilgisayar Teknolojileri ve Programlama ile Anastezi Programları’na doğrudan kayıt yapabiliyor. Adaylar, dönemlik programları barındıran Fakültelere ve Yüksekokullara da kayıt yaptırabilecekler. Atatürk Eğitim, Denizcilik, Fen-Edebiyat, Güzel Sanatlar ve Tasarım, İktisadi ve İdari Bilimler, İletişim, Mimarlık, Mühendislik, Sağlık Bilimleri, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ile Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu. -------------------------------------------- Etkinliğin sonucu mutlu bir gün Ü niversitemiz öğrencileri Bülent Ecevit Rehabilitasyon Merkezi’nde kalan yaşlılara eğlence düzenleyerek hoş bir gün yaşattı. Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğrencilerinden Ali Kömlek,, Cemal Türkhan, Yılmaz Cüneyt, Tutku Damla, Yıldırım Yücel, Hasan Özkan, Halkla İlişkilerde Uygulama ve Planma dersi kapsamında Bülent Ecevit Rehabilitasyon Merkezi’nde kalan yaşlı insanları ziyaret ederek, onlara eğlence düzenledi. -------------------------------------------- Yüksek lisans ve doktora programları yeni öğrencilerini bekliyor Ü niversitemiz 2012-2013 Bahar Dönemi için doktora ve yüksek lisans öğrencisi alacak. İşte doktora programları ve kontenjanları: Fen Bilimleri Enstitüsü: Mimarlık (2), İç Mimarlık (2), Elektrik-Elektronik Mühendisliği (1), Makine Mühendisliği (2). Sağlık Bilimleri Enstitüsü: Beden Eğitimi ve Spor (3), Diş Hekimliği Fakültesi’nde Protetik Diş Tedavisi (2), Endodonti (2), Restoratif Diş Tedavisi (2), Ağız Diş ve Çene Radyolojisi (2), Ağız Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi (1). Eczacılık Fakültesi’nde; Analitik Kimya (2), Biyokimya (1), Farmakognozi (2), Farmakoloji (3), Farmasötik Kimya (1), Klinik Eczacılık (2). Eğitim Bilimleri Enstitüsü: Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (5), Eğitim Yönetimi ve Planlaması (5), Eğitim Programları ve Öğretim (5), Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi (5), İngilizce Öğretmenliği (5). Sosyal Bilimler Enstitüsü: Uluslararası İlişkiler AD (2), İşletme AD (2), Bankacılık ve Finans AD (2), Ekonomi AD (2),Güzel Sanatlar ve Tasarım AD (5), İletişim AD (5). Yüksek Lisans programları ve kontenjanları: Fen Bilimleri Enstitüsü: Elektrik-Elektronik Mühendisliği AD (5), Bilgisayar Mühendisliği AD (12), Bilişim Sistemleri Mühendisliği AD (10), İnşaat Mühendisliği AD (5), Makine Mühendisliği AD (10), Biyomedikal Mühendisliği AD (8), Gıda Mühendisliği AD(8), Mekatronik Mühendisliği AD (10), Deniz Ulaştırma ve İşletme Mühendisliği AD (10), İç Mimarlık AD (15), Mimarlık AD (15), Matematik AD (10), Bilgisayar İşletmeciliği AD (10). Sosyal Bilimler Enstitüsü: Uluslararası İlişkiler AD (15), İşletme AD (15), Bankacılık ve Finans AD (15), Avrupa Birliği İlişkileri AD (15), İnsan Kaynakları Yönetimi AD (15), Ekonomi AD (15), Bilgi ve Belge Yönetimi AD (5), Pazarlama AD (15), Uygulamalı (Klinik) Psikolojisi AD (5),Gazetecilik AD (10), Halkla İlişkiler ve Tanıtım AD (15), Radyo, Televizyon ve Sinema AD (15). Türk Dili ve Edebiyatı AD (5), İngiliz Dili ve Edebiyatı AD(15), Turizm ve Otel İşletmeciliği AD (15), Güzel Sanatlar ve Tasarım AD (10), Dramatik Yazarlık AD (3). Sağlık Bilimleri Enstitüsü bünyesinde etkinlik gösteren Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nda Beden Eğitimi ve Spor AD (10), Eczacılık Fakültesi’nde Farmakognozi AD (2), Analitik Kimya AD (2), Farmasötik Kimya AD (1), Farmasötik Botanik AD (1), Farmasötik Teknoloji AD (2), Biyokimya AD (1), Farmakoloji AD (3), Toksikoloji AD (1), Klinik Eczacılık AD (2), Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde, Besin ve Beslenme Bilimleri AD (4), Tıbbi Beslenme Tedavisi AD (4), Hemşirelik AD (5), Tıp Fakültesi’nde Tıbbi Biyoloji ve Genetik AD (1). Eğitim Bilimleri Enstitüsü: Eğitim Yönetimi ve Planlaması AD (10), Okul Öncesi Öğretmenliği AD (10), Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi AD(10), Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık AD (10), Tarih Eğitimi AD (10), Osmanlıca Paleografyası AD (10), Halk Bilimi AD (10), Çevre Eğitimi AD (5), Türkçe Eğitimi AD (10), İngilizce Öğretmenliği AD (10), Eğitim Programları ve Öğretim AD (10),Özel Eğitim AD (10), Eğitimde Yaratıcı Drama AD (10), Resim-İş Eğitimi AD (10). -------------------------------------------- Yakın Doğu İlkokulu birinci C umhuriyet Koşularında kız ve erkeklerde Lefkoşa Bölgesi birincisi olan Yakın Doğu İlkokulu öğrencileri, basketbol müsabakalarının birinci turunda da hem kızlarda hem de erkeklerde birinci turu şampiyon olarak tamamladı. -------------------------------------------- KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA Üniversitemiz satranç takımına taze kan KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA www.neareasthospital.com.tr DUYURU Yakın Doğulu akademisyenlerimizin dikkatine, üniversitemiz gazetesinin Akademik Bakış isimli sayfasında yayınlanmak üzere, akademik alanlarınızla ilgili hazırladığınız makaleleri okurlarımızla paylaşmanızı bekliyoruz. Çalışmalarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz. www.neu.edu.tr [email protected] f/universitegazetesi u/YaknDouGazetesi Yak n Do u Üniversite Gazetesi Mühendislik gecesi Mert METCOOĞLU Ü niversitemiz Mühendislik Fakültesi, Mühendislik Gecesi düzenledi. Mühendislik fakültesi kafeteryasında yapılan geceye, üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Bektaş ile Rektör Yardımcısı ve Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fahreddin Sadıkoğlu’nun da aralarında bulunduğu tüm mühendislik bölümleri öğretim üyeleri ve öğrencileri katıldı. Gece Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin kurduğu müzik grubunun şarkıları, şiir dinletisi ve yılın şanslı mühendisinin seçimiyle devam etti. Sahibi Yakın Doğu Üniversitesi Genel Yay n Yönetmen Fatma TÜRKKOL M zanpaj Y t Er Y T Haber Merkez Selem KAPLAN, Kadir IRKLI, Halit DAĞ, Mert METCOOĞLU, Uğur AYDIN, Gülin SAYILAR