Sağlık Sektöründen KISA KISA Haberler Centurion Pharma ve Therametrics Stratejik Ortaklık Anlaşması İmzaladı Centurion Pharma; 1949 yılında İstanbul ilinde İlaç Ecza Deposu ve Lojistik hizmetler alanında faaliyetine başlayan Yeni Şark Ecza Deposu tarafından 2001 yılında satın alınarak tamamen Türk sermayeli bir kuruluşa dönüşüm gösterdi. 2012 yılına kadar temel stratejik iş alanlarını Hematoloji, Allerji, İm- münoloji, Enfeksiyon hastalıkları, Neonataloji ve Acil Tıp alanlarında odaklayan Centurion Pharma, bu tarihten itibaren kendi AR&GE laboratuvarının kuruluşunu gerçekleştirerek ülkemizde jenerik hastane ürünleri, biyobenzerler, yetim hastalıkları ve yerli aşı üretimi konusunda çalışmalar ve projeler yürütüyor. Centurion Pharma, 2014 yılı aralık ayında Yetim Hastalıkları alanında uzman firmalardan biri olan Therametrics firması ile stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. İsviçre kökenli THERAMetrics firması, özellikle yetim hastalıklarının tedavisi ala- nında uluslararası düzeyde ilaç araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunuyor. Bu stratejik ortaklık ile yaşamı tehdit edici yetim hastalıkları grubunda yer alan Kistik fibrosis, Sarkoidosiz ve İdyopatik pulmoner fibrozis alanında tedaviye yönelik ortak araştırma ve geliştirme çalışmaları yürütülecek. Ülkemizde Aşı İle Yılda 14 Bin Hayat Kurtuluyor Koruyucu tedaviler ve aşılamanın önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen bilgilendirme toplantısında Hacettepe Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları ÜniteOcak 2015 si’nden Prof.Dr. Mehmet Ceyhan koruyucu sağlık hizmetlerinde aşının önemini ve meningokok kaynaklı menenjit hastalığıyla ilgili yeni bilgileri paylaştı. Prof.Dr. Ceyhan, bugün itibari ile tüberküloz, difteri tetanoz, boğmaca, çocuk felci, Hib enfeksiyonu, kızamık, kabakulak, kızamıkçık, hepatit B, hepatit A, zatürre (pnömokok), suçiçeği aşıları rutin olarak her çocuğa ücretsiz, risk grupları için ise grip, erişkin tipi zatürre ve menenjit aşısı uygulandığını belirterek; “Yaptığımız araştırmamız ülkemizde aşılama olmasaydı her yıl ciddi kayıplar yaşanacağını gösteriyor. Buna göre her yıl, difteriden 1.055, hepatit A’dan 5, heActual Medicine patit B’den 3.348, kızamıktan 832, kabakulaktan 18, boğmacadan 1.255, çocuk felcinden 2, kızamıkçıktan 189, tüberkülozdan 390, tetanostan 91, suçiçeğinden 24, pnömokok menenjitinden 227, zatürreden 6.806 olmak üzere toplam 14.296 ölüm gerçekleşecekti. Aynı araştırmada yaptığımız hesaplamalara göre aşılama olmazsa ortaya çıkan hastalıkların ülkemize 15.607. 841.958 TL doğrudan, 7.430.571. 462 TL dolaylı olmak üzere toplam 23 trilyon TL’nin üzerinde maliyeti olacaktı. Halbuki tüm bu ölümleri, hastalıkları ve maddi kayıpları yaklaşık 418 milyon TL’lik bir aşı maliyeti ile önleyebiliyoruz” dedi. 55 Sağlık Sektöründen KISA KISA Haberler Menenjit hastalığıyla ilgili yeni gelişmelere de değinen Prof.Dr. Ceyhan şunları kaydetti: “Ülkemizde çocukluk çağı menenjitlerinin yarısından çoğu meningokok denilen bakteri türüdür. Meningokok menenjit aşı ile korunabilen hastalıklar arasında en ağır seyredenlerin başında geliyor. Şimdiye kadar 13 meningokok tipi tanımlanmışsa da bunlardan beşi (Serogrup A, B,C, W ve Y) insanda sık görülen tiplerdir. 4 tipe (A,C,W,Y) karşı geliştirilen 3 farklı aşı ülkemizde ruhsat almış, B tipi için geliştirilmiş olan aşı ise ruhsatlandırma aşamasındadır. Her yıl dünyada yaklaşık 500.000 meningokok kaynaklı ağır hastalık ve 50.000 ölüm olduğu tahmin ediliyor. Aşı çalıştayı 2014 raporunda ülkemizde meningokok kaynaklı menenjit görülme sıklığı yüz binde 3,98 olarak bildirilmiştir. Yeni geliştirilen aşılar ile de hem bebeklere hem de erişkinlere faydalı, kapsamlı koruma fırsatı verilmesi hedeflenmektedir.” ESET’ten Dijital Güvenlikte 2015 Öngörüleri NOD32 Teknolojisi ile proaktif dijital koruma alanında global lider olan ESET, geçen yılı yani 2014’ü internette artan tehditler ve gizlilik tartışmaları nedeniyle global endişe yılı olarak tanımlamıştı. Yeni yıla ilişkin öngörülerini paylaşan ESET, 2015 yılında ise sessiz ve derin sal- dırıların öne çıkacağını tahmin ediyor. 2015 Tehdit Öngörülerini, ESET’in Latin Amerika Araştırma Laboratuarı’ndaki uzmanlar hazırladı. Öngörüler arasındaki en dikkat çekici tespit, hedefli saldırıların yeni yıla damgasını vuracağı ile ilgili. Gelişmiş Kalıcı Tehditler (APT Advanced Persistent Threats) olarak tanımlanan bu tarz hedefli saldırıların geleneksel saldırılardan iki önemli farkı var. İlki, saldırıların amaçlarına ulaşabilmeleri için net seçilmiş hedefleri vardır. Yani dijital dünyaya salınıp, belirsiz şekilde korumasız kurbanları yakalaması beklenmez. İkinci olarak ise; bu saldırı- lar uzun süre fark edilmeden sistemde saklanırlar. Siber suçlu açısından en olgun zamanda tehdit yani zararlı yazılım harekete geçer. Bu tarz saldırılar geçtiğimiz yıllar içerisinde oldukça büyüdü ve hızla büyümeye devam ediyor. 2010 yılında 3 olan APT atakları 2014 yılında 53’e yükseldi. ESET, bu çerçevede 2014 yılında BlackEnergy ya da Windigo Operasyonu gibi saldırıları tespit etmişti. ESET’in 2015 Trendleri ile ilgili ayrıntılı tespitler http:// www. welivesecurity. Com /2014 /12 /18 /cybercrime-trends linkten görülebilir. Göçmenler Sağlık Hizmetlerine Erişemiyor! Türk Toraks Derneği Yönetim Kurulu ve Dernek üyesi Prof.Dr. Zeki Kılıçaslan, Verem Savaş Eğitim ve Propaganda Haftası dolayısı ile göçmenlerde yaşanan sağlık sorunları 56 ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; Türkiye’nin yasal olarak Avrupa dışından gelen mülteci göçmen kabul etmediğini, sadece savaş nedeni ile komşumuz Irak ve Suriyeliler için özel bir uygulama ile geçici korunma sağlandığını söyledi. Türkiye’ye bir yolla gelmiş olan “Göçmenlerin” iltica için başvurmuşlarsa Birleşmiş Milletler‘in aracılığı ile başka bir üçüncü ülkeye mülteci kabul edilinceye kadar devletin gösterdiği üç büyük kent dışındaki uydu şehirlerde ikamet etmek zorun olduklarını Actual Medicine fakat geçinme olanakları olmayan göçmenler için bunun pratikte pek mümkün olmadığını, başta İstanbul olmak üzere özellikle büyük kentlerimizde hem bu iltica başvurusuna sahip olanlar hem de başvuruya sahip olmayanlardan oluşan göçmen sayısının hızla arttığını hatırlatan Prof.Dr. Kılıçaslan şunları kaydetti: “ Ülkemizde bulunan göçmenlerin sağlık sorunları ile ilgili kalıcı geçerli bir politika oluşturulmuş değildir. Mevcut Anayasa ve yasalarımıza göre bu kişiler birinci basamak ve acil Ocak 2015 Sağlık Sektöründen KISA KISA Haberler sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanabilir görünse de bu çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Aile hekimleri kendileri için “ek yük” oluşturacak bu hastalarla uğraşmak istememekte, bazen yeni doğan göçmen çocukların aşıları bile yapılamamaktadır. Hastanelerdeki durum ise daha da vahimdir. “Yeşil Kart”lı muamelesi gören Suriye ve Irak kökenliler dışındaki göçmenler hastaneler başvurduklarında “Sağlık Turizmi” yasası kapsamında değerlendirilmekte, kendilerinden SGK’sız vatandaşlarımızdan istenen fiyatın 3-5 misli paralar istenmektedir. Bizler ülkemizde birinci basamak ve acil sağlık hizmetlerinin (gerekiyorsa yatırılarak) herkes için ücretsiz yapılmasından yanayız. Aynı şekilde tüberküloz gibi bulaşıcı hastalık- lara yakalanmış herkes için de ayaktan ve yatarak tedavi ücretsiz olmalıdır. Diğer durumlarda ise savaş ve sosyo/ekonomik nedenlerle ülkemize gelmiş göçmenlere uygulanacak tedavi ücretleri T.C yurttaşları ile aynı fiyat düzeyinde olmalıdır. “Sağlık Turizmi” fiyatlandırılması ancak özel olarak tedavi için ülkemize gelmiş ödeme gücü olanlara uygulanabilir.” Hayat Sizden Uzaklaşmasın! ‘Hayat Nefesle Başlar’ sloganıyla, akciğer sağlığı alanında önlenebilir tüm hastalıkları en aza indirmeyi, hastalara en etkin koruma, tanı ve tedaviyi sağlamayı amaç edinen Türk Toraks Derneği; yeni yılla birlikte, halkı bilgilendirmek ve kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla, sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirdi. Solunum yollarında, mikrobik olmayan iltihaplanmaya bağlı oluşan, ilerleyici bir akciğer hastalığı olan KOAH’a dikkat çekmek için “Hayat Sizden Uzaklaşmasın” sloganıyla yeni bir sosyal sorumluluk kampanyası başlatıldığını ifade eden Dernek Genel Başkanı Prof.Dr. Arzu Yorgancıoğlu, şunları söyledi: “Toplumun KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip olması, hastalığın erken tanısını ve etkin tedavisini güçlendirmek için gerçekleştirilen, derneğimizin de içerisinde yer aldığı ve bilimsel destekte bulunduğu bir kampanya ile yurttaşlarımıza sesleniyoruz. Sağlık Bakanlığı ile işbirliği halinde gerçekleştirilen KOAH farkındalık kampanyasını, geçtiğimiz günlerde Ankara'da yapılan lansman ile başlatmış bulunuyoruz. Bu kampanya için hazırlanan kamu spotları, afişler vb. iletişim araçlarıyla halkımızın bu önemli hastalıkla ilgili bilgi sahibi olmasını amaçlıyoruz. KOAH'ın er- ken tanısı, hastalığa bağlı sakatlık ve ölüm oranlarını azaltacaktır. Bu nedenle 40 yaş üstünde, sigara içmiş ya da içmekte olan ve/veya meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bulunan kişilerde, müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde Göğüs Hastalıkları hekimi tarafından görülüp, nefes ölçüm testinin yapılması gerekir. GARD Türkiye (Kronik Havayolu Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programı) çerçevesinde, Türk Toraks Derneği olarak, KOAH farkındalığının oluşması için hekimlerinin, kamu yetkililerinin, ulusal örgütlerin ve Türk medyasının birlikte çalışmasını sağlamak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz” diye konuştu. Tip 2 Diyabet’in Çözümü “Metabolik Cerrahi”de Kilo problemleri, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kolesterol metabolizması bozuklukları ile seyreden ve son yıllarda tüm dünyayı tehdit eden bir sağlık problemi haline gelen metabolik sendrom hakkında farkındalık yaratmak amacıyla kuOcak 2015 Actual Medicine rulan Metabolik Cerrahi Vakfı Tip 2 Diyabet hastalarının ilaçtan bağımsız ve sağlıklı bir yaşama kavuşması için yaptığı çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’nin metabolik cerrahi konusuna odaklanan ilk vakfı olan Metabolik Cerrahi Vakfı’nın kurucu57 Sağlık Sektöründen KISA KISA Haberler su Doç.Dr. Alper Çelik, yaptığı basın toplantısında metabolik cerrahiyi şöyle açıkladı: “Tip 2 Diyabet hastaları insülin üretirler ancak bunu metabolizmalarındaki özel durum yüzünde kullanamazlar. Sorunlarının temelinde, tüketilen işlenmiş gıdalar yüzünden besinlerin doğru yer ve zamanda doğru hormonla buluşamaması yatıyor. Metabolik cerrahi ameliyatı ile çok genel bir ifadeyle çalışmayan hormonların yeniden çalışması sağlanıyor. Metabolik cerrahi yöntemi, Tip 2 Diyabet’in yanı sıra yüksek tansiyon, kolesterol, trigliserid, kilo fazlalığı ve uyku apnesi gibi sorunlara neden olan metabolik sendromu tedavi edebilen kalıcı bir çözüm.” Kilo fazlalığı veya obezite, Tip 2 Diyabet, hipertansiyon ve kolesterol metabolizması bozuklukları ile seyreden metabolik sendromun, organ hasarı, iş kaybı ve önemli maddi kayıpların yanı sıra kalp ve damar hastalıklarına da sebep olarak ölümlere yol açtığını ifade eden Doç.Dr. Alper Çelik, metabolik cerrahi uygulamasının diğer Tip 2 Diyabet tedavisi yöntemlerine kıyasla sunduğu avantajların altını çizerek, yaptıkları teknik fizibilite ve güvenlik profili çalışması sonuçlarının, ileal interpozisyon ameliyatının komplikasyon oranlarının diğer sık uygulanan bariatrik ameliyatlar ile eşdeğer olduğunu gösterdiğini, hatta emilim bozucu ameliyatlardan çok daha düşük komplikasyon oranlarına işaret ettiğini dile getirdi. Ulusal Kanser Politikaları Çalıştayı’nın Raporu Yayımlandı TÜBA Kanser Çalışma Grubu tarafından 27-28 Haziran 2014’te tarihinde çeşitli kurum ve kuruluşlardan 200’ü aşkın yönetici ve bilim insanının katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirilen Ulusal Kanser Politikaları Çalıştayı’nın Raporu yayımlandı. TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof.Dr. Eyüp Gümüş, TÜBA Başkanı Prof.Dr. Ahmet Cevat Acar’ın da katıldığı çalıştayda, çok önemli bir hastalık olan kanser konusunda durum analizi yapılarak geleceğe ilişkin strateji ve 58 politikalar ele alındı. Türkiye’de genetik ya da çevresel etkilerle ortaya çıkan her yıl 162.000 yeni kanser vakası söz konusu ve yaklaşık 140.000 kişi yine kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. Dünyada her yıl açıklanan 14 milyon yeni vaka ve 8 milyon insanın kanserden ölümü gerçekleşiyor. Ulusal Kanser Politikaları Çalıştayı’nda; Temel Onkoloji, klinik araştırmalar, kanser ilaçlarının üretimi ve bu alanda yaşanan sorunlar, kanserde eğitim, kanser hastalarının sorunları ve kanser etiği gibi 15 farklı masada ele alınan konulara ilişkin tespit ve öneriler, Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü’nün (TÜSSİDE) eğitim ve desteğiyle masa moderatörleri ve TÜBA Kanser Çalışma Grubu tarafından büyük bir titizlikle değerlendirilip raporlandırıldı. Raporda; kanser konusunda temel ve klinik onkoloji alanında Türkiye’de yapılan araştırmaların sayısıActual Medicine nın Kuzey Amerika ve Avrupa’nın çok gerisinde olduğunun altı çizildi, bu nedenle kanser araştırmalarının önünün açılması, bürokratik engellerin kaldırılması ve ülkemizin bu konuda dünya tıp literatürüne katkısının artarak devam ettirilmesi konusunda yoğun bir çaba sarf edilmesinin gerekliliği vurgulandı. Türkiye’de hala kanseri tedavi eden tıbbi onkolog ve hematoloji uzmanlarının yetersizliği, kanserde palyatif bakım merkezlerinin büyük ve orta ölçekli illerimizde kurulması ve “Tıp Etiği Uzmanlığı” alanının Sağlık Bakanlığı tarafından önünün açılması gerektiği üzerinde duruldu. TÜBA tarafından hazırlanan ve Türkiye’de aktif olarak çalışan hekimlere, ilgili kurum ve kuruluşlar ile tüm paydaşlara ve kamuoyuna sunulacak olan Çalıştay Raporu’nun politika yapıcılar için önemli bir referans kaynağı olarak kullanılacağı öngörülüyor. Ocak 2015 Sağlık Sektöründen KISA KISA Haberler Sierra Leone ve Liberya’ya Ebola’ya Karşı Koruyucu Malzeme Desteği ması için salgından en çok etkilenen iki batı Afrika ülkesi Sierra Leone ve Liberya’ya 900 bin dolar değerinde “kişisel koruyucu ekipman” gönderdi. YYD Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Kınık, “Çare olamazsak engel oluruz” sloganıyla Eylül ayında başlattıkları kampanyada Sierra Leone ve Liberya’daki sağlık çalışanlarına gönderilen korunma ekipmanlarının yerlerine ulaştırıldığını ifade etti. Yeryüzü Doktorları (YYD), sağlık çalışanlarının Ebola salgınından korun- 2014 Mart ayında Gine’de başlayan ve Ağustos ayında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından uluslararası kritik önemde bir salgın olarak deklare edilen Ebola salgınında çeşitli ülkelerde birçok sağlık çalışanının virüs bulaştığı için hayatını kaybetti- ğini hatırlatan Kerem Kınık şunları kaydetti: “Ebola salgınının yayılmasının durdurulmasında ve hastalığa bağlı ölümlerin azaltılmasında en önemli unsurlardan birinin sağlık çalışanlarının korunmasıdır. Yeryüzü Doktorları olarak Liberya ve Sierra Leone Sağlık Bakanlıkları’ndan gelen talepleri de göz önüne alarak; geçtiğimiz 2014 Eylül ayında başlattığımız kampanya ile koruyucu maske, izolasyon giysisi, koruyucu elbise gibi 740 bin adet malzemeyi bu iki ülkeye ulaştırdık” dedi. Yeryüzü Doktorları’nın Ebola kampanyası ile ilgili ayrıntılı bilgilere https:// www.yyd.org.tr/tr/kampanyalar/ ebola.html linkinden ulaşılabilir. Johnson & Johnson Ebola Aşısı Geliştirme Çalışmalarını Hızlandıracak Johnson & Johnson’ın ilaç şirketi Janssen bünyesinde yürütülmekte olan Ebola aşısı geliştirme programını hızlandırmak ve üretim ölçeğini önemli ölçüde artırmak için firmanın 200 milyon dolara kadar bir bütçe ayırma taahhüdünde bulunduğu duyuruldu. Firma; Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nün (NIAID) yanı sıra diğer kilit paydaşlarla, hükümetlerle ve sağlık otoriteleriyle aşı rejiminin klinik testleri, geliştirilmesi, üretimi ve dağıtımı için yakın işbirliği yapıyor. Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) ile ortak bir araştırma programı sonucunda keşfedilen aşı tedavisi Janssen’e ait koruyucu bir aşı ile BavaOcak 2015 rian Nordic adlı Danimarka merkezli biyoteknoloji firmasının bir aşısının birleştirilmesinden oluşuyor. Klinik öncesi çalışmalarda elde edilen sonuçları umut vaat eden kombinasyon aşı tedavisinin güvenliliğinin ve immünojenisitesinin (aşırı duyarlılık reaksiyonu oluşturma potansiyelinin ölçülmesinin) Ocak ayı başlarından itibaren artık Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Afrika’da sağlıklı gönüllülerle klinik testlerinin yapılması planlanıyor. Janssen’in 2015 yılında üretmeyi hedeflediği bir milyon dozun üzerinde aşı tedavisinin 250,000’inin 2015 Mayıs ayında klinik çalışmalarda geniş bir biçimde uygulanmak üzere kullanıma sunulması bekleniyor. Actual Medicine Ebola krizine yanıt vermek için aşı alanındaki uzmanlıklarını, üretim kapasitelerini, ekiplerini ve kaynaklarını seferber ettiklerini belirten Johnson & Johnson CEO’su Alex Gorsky, konuyla ilgili şunları söyledi: “Yenilik üretme modelimiz; bu hastalığı kontrol altına almak, yaşam kurtarmak ve risk altındaki insanların sağlığını ve yaşamlarını korumak amacıyla sağlık otoriteleri, hükümetler ve diğer uzmanlarla işbirliği için geniş imkanlarımızı süratle harekete geçirebilmemizi mümkün kılmaktadır. Dünyanın önde gelen sağlık firmalarından biri olarak, bu karşılanmamış acil tıbbi ihtiyaca yanıt vermek için bize önemli bir sorumluluk düşmektedir.” 59