Kisakisa 2009:k?sak?sa.qxd.qxd

advertisement
Sağlık Sektöründen KISA KISA ... Haberler
Berko İlaç’tan Tek Kullanımlık AÇ-İÇ-AT Kaşıklar
sunu koruması ve kullanıcı dostu olması nedeni ile avantajlar sağlıyor. İçeriğindeki demir, çinko ve vitaminlerle dengeli büyüme ve
gelişmeyi destekleyen, iştah artışına yardımcı olan Vimin FER kaşık şuruplar eczane
raflarındaki yerlerini
aldı.
www.berko.com.tr
Teknolojiyi “sağlıklı nesiller” için geliştirdik!
sloganı ile hizmet veren, pediatrik vitamin
pazarının öncü firması Berko İlaç, Türkiye’de bir ilke imza atıyor. Özel olarak tasarlanan, üretim hatlarında el değmeden üretilen Vimin FER Kaşık Şurup, tek kullanımlık
AÇ-İÇ-AT kaşıklarla; hijyenik olması, kolayca
taşınması ve saklanması, garantili doz içermesi, bozulmadan uzun süre tadını ve koku-
1. Dünya Zatürre Günü
Çocuklarda bir numaralı ölüm nedeni zatürreyle mücadele için dünyanın
önde gelen sağlık kuruluşları, ilk
“Dünya Zatürre Günü”nde güçlerini
birleştirdi. Dünya çapında 100’e yakın uluslararası ve ulusal kuruluş, 2
Kasım’ın “Dünya Zatürre Günü” olarak kabul edilmesi ve çocuklar arasında tüm hastalıklardan daha fazla
can alan zatürreyle mücadele için
hükümetlerin gerekli aksiyonları almasının sağlanması amacıyla güçlerini birleştirdi.
Zatürreyle mücadele için atılması
gereken öncelikli adımlar Dünya
Sağlık Örgütü (DSÖ) ve UNICEF tarafından yayınlanan “Zatürreye Karşı
Global Aksiyon Planı”nda açıklandı.
Ülkemizden de Enfeksiyon Hastalıkları Derneği, 100’e yakın uluslararası
ve ulusal sağlık kuruluşu ile birlikte,
“Çocukluk Zatürresiyle Mücadele
için Global Koalisyon”a dahil olarak
bu girişime destek veriyor. Girişime
öncü olan kuruluşlardan Save the
Children Yönetim Kurulu Üyesi Bill
First konuyla ilgili açıklamasında
şunları kaydetti: “Bugün zatürrenin
tüm hastalıklardan daha fazla çocuğun ölümüne sebep olduğunu ve yılda 2 milyon çocuğun zatürre sebeAralık 2009
biyle hayatını kaybettiğini öğrenmek
pek çok kişiyi hayrete düşürüyor.
Oysa bu ölümlerin yarısına yakın bölümü halihazırdaki aşılarla önlenebilmekte ve zatürre vakalarının büyük
bir çoğunluğu pahalı olmayan antibiyotiklerle tedavi edilebilmektedir.
Ancak hala bu önlenebilir ve tedavi
edilebilir hastalık nedeniyle hayatların kaybedilmeye devam ettiğini ve
yakın zamana kadar da bu konuya
verilen önem ve dikkatin hak ettiğinin çok altında olduğunu eklemek
isterim.”
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof.Dr. Mehmet Ceyhan ise çocuk ve bebek ölümlerinin başta gelen nedeninin zatürre olduğunu ve
bu hastalığın dünyada 5 yaş altı çocuk ölümleri nedeninin %20’sini
oluşturduğunu belirterek; “Zatürre
dünyada olduğu gibi ülkemizde de
halen çocuk ölümlerinin önemli bir
sebebidir. Bugün amacımız zatürreye dikkat çekerek kamuoyunu bu
hastalıktan korunma ve aşılanma
konusunda bilgilendirmek. Özellikle
ciddi zatürre vakalarını ve zatürreye
bağlı ölümleri önlemek için elimizdeki en iyi yöntem olan aşılamaya
odaklanmalıyız. Sağlık Bakanlığımız,
Actual
Medicine
geçtiğimiz yıl bu yolda çok önemli
bir adım atarak halk arasında zatürre
aşısı olarak da bilinen konjuge pnömokok aşısını ulusal aşılama takvimine dahil etmiş ve tüm bebeklerimize ücretsiz olarak bu aşıdan faydalanma olanağı sunmuştur” dedi.
Dünya Zatürre Günü’, PACE, Save
the Children, PneumoADIP ve GAVI
ALLIANCE öncülüğünde çocuk sağlığını savunan uluslararası sivil toplum kuruluşları, hükümetler, akademisyenler, araştırma ve tıp kurumları, vakıflar, sağlık uzmanları gibi 100
kuruluşun oluşturduğu Dünya Zatürre Günü Koalisyonu (World Pneumonia Day Coalition) ve “Çocukluk
Zatürresiyle Mücadele için Global
Koalisyon” tarafından düzenleniyor.
Dünya Zatürre Günü vesilesiyle dünya çapında 25 ülkede aktviteler gerçekleştirildi. Bugün çerçevesinde
New York’ta 100’den fazla politikacı,
bilim insanı ve sağlık uzmanı Dünya
Zatürre Günü Zirvesi’nde biraraya
gelirken hafta boyunca diğer ülkelerde eğitim faaliyetleri, politika yapıcılarla yuvarlak masa toplantıları, farkındalık artırmak üzere koşular ve
benzeri yarışmalar, sempozyum ve
konferanslar gerçekleştirildi.
65
Sağlık Sektöründen KISA KISA ... Haberler
Erken Boşalma Hakkında
Toplum Algısını Ölçen Araştırmanın Sonuçları Belli Oldu
Dünya genelinde milyonlarca erkeği
ilgilendiren önemli bir cinsel sağlık
durumu olarak kabul edilen Erken
Boşalma (EB) konusunda Türk halkının algısını ölçmek amacı ile tasarlanan araştırmaya 29-45 yaş aralı-
ğındaki çeşitli gelir gruplarından 20
evli kadınla, %20’si EB sorunu yaşayan 18 yaş üzeri 800 erkek ve 144
eczacı katıldı. Türkiye’de “EB sorunu
yaşayan erkekler ve eşleri bu soruna
nasıl yaklaşıyor? Eczacılara yapılan
başvurularda dikkat çeken noktalar
neler?” gibi sorulara yanıt arayan
araştırma, eşlerin EB hakkında konuşmaktan erkekler kadar çekinmediklerini de ortaya koydu. Erkeklerin
%50’si cinsellik için ‘çok önemli’ derken, kadınlar da cinselliği doğa kanunu ve mutlu bir evliliğin temeli
olarak tanımlıyor. Bu alanda sorun-
lar çıkmaya başladığında kadın da
erkek de sorunun yaşanma sıklığını
değerlendiriyor. Erkekler ilişkide
%60’tan fazla oranda EB yaşanmaya
başladığında, kadınlarsa bu oran
%50 iken durumu bir sorun olarak
görmeye başlıyor. Erkeklerin %50’si
EB sorununun sadece kendilerini etkilediğini, eşleri açısından bunun bir
sorun olmadığını düşünüyor. Hem
erkekler hem de kadınlar, EB’yi %82
oranında eşleri ile konuşabileceklerini belirtiyor. Ancak kadınlar bunu eşlerine söyleyerek onları utandırmaktan endişe ediyor.
İzmir’in 10 Yıllık Kalp Sağlığı Riski Ölçüldü
T.C. Sağlık Bakanlığı himayesinde ve
Türk Kardiyoloji Derneği öncülüğünde bir araya gelen 5 uzmanlık derneğinin yürüttüğü ‘Kalbinizi koruyun.
İçinde sevdikleriniz var’ kampanyası,
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve yerel
belediyelerinin işbirliğiyle, 2-12
Kasım tarihleri arasında İzmir’de 5
halk bilinçlendirme programı düzen-
ledi. Kalp ve damar hastalıklarını önlemek ve bu nedenle ölümleri azaltmak amacıyla, İstanbul, İzmit ve
Ankara’dan sonra en son İzmir’de
gerçekleşen 5 halk programı ile
1.650 İzmirlinin 10 yıllık toplam kalp
ve damar hastalığı geçirme riski hesaplanarak, risk değerleri paylaşıldı.
2007 yılından bu yana devam eden
kampanya çerçevesinde, İstanbul,
İzmit ve Ankara’dan son olarak
İzmir’de yerel belediyeler işbirliği ile
gerçekleşen 23 program ile 7.550
kişinin kalp-damar hastalığı risk ölçümü yapıldı. Ölçüm sonuçları,
35–69 yaş aralığındaki kişilerin
1/3’inin kalp ve damar hastalığı açısından yüksek risk altında olduğunu
gösterirken, 55-64 yaş aralığında ise
her iki kişiden birinin yüksek risk altında olduğunu ortaya çıkardı.
İzmir’de gerçekleşen programın sonuncusunda, İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin işbirliğiyle İsmet
İnönü Sanat Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda, TKD Genel Sekreteri
Prof.Dr. Ömer Kozan, sağlıklı beslenme ve sporla zenginleşen, sigaradan uzak bir yaşam tarzının kalp ve
damar hastalıklarına yakalanma riskini düşürdüğünü ifade etti. Kalp ve
damar hastalıkları için önlenebilir
risk faktörlerinin sağlıklı bir yaşam
tarzıyla minimuma indirilebileceğini
vurgulayarak, tüm İzmirlileri 10 yıllık
toplam kalp ve damar hastalığı geçirme risklerini hesaplatma çağrısında bulundu.
Haydi Kadıköylü Sen de Bırakabilirsin!
Kadıköy Belediyesi ve Marmara Üniversitesi işbirliğinde temmuz ayında
başlatılan ‘Haydi Kadıköylü Sen de
66
Bırakabilirsin!’ kampanyası kapsamında, 4 ayda 12 stand aktivitesi ve
Kadıköy Belediyesi’nde verilen 2
Actual
Medicine
halk semineri ile 6000’i aşkın kişiye
ulaşıldı. Sigara bağımlılığı ve bilimsel
tedavi yöntemleri konulu halk semiAralık 2009
Sağlık Sektöründen KISA KISA ... Haberler
nerlerinin Marmara Üniversitesi uzman doktorları tarafından verildiği
kampanya boyunca, sigara bağımlılığından kurtulmak isteyenlerin sayısında gözle görülür bir artış yaşandı.
Sigarayı bırakmak için doktora başvuranların arttığı ilçede, 2 yeni sigara bırakma merkezi açıldı. Sigarayı
bırakmak isteyen ama doğru yöntemi bilmeyen kişilere uzman hekimlerin yardımıyla en doğru şekilde sigarayı nasıl bırakacakları konusunda
yardımcı olmak amacıyla kampanya
başlattıklarını kaydeden Kadıköy
Belediye Başkanı Selami Öztürk
şunları söyledi: “Sigaranın insan
sağlığına zararı artık tüm dünyada
biliniyor. Günümüzde zararlarını tartışmak değil, sigara tiryakilerine sigarayı nasıl bıraktırabilirizin yollarını
tartışmalıyız. Bu konuda da tabii ki
bilimin sesine kulak vermeliyiz. Kadı-
köy Belediyesi olarak Marmara Üniversitesi ile işbirliği yapıp, bir kampanya başlattık. Hedefimiz, sigarayı
genel olarak irade ile bırakabileceğine inanan halkımıza sigarayı bırakmada en doğru yöntemin doktor
desteği ve onun önerdiği bilimselliği
kanıtlanmış tedaviler olduğunu anlatmak. Bu şekilde Temmuz ayından
bu yana halkımızın ayağına ücretsiz
doktor hizmeti götürüyoruz. Sigara
bırakma süreci ve tedavileri hakkında bilgi veriyoruz. Kampanya ile bugüne kadar 6000’i aşkın Kadıköylüye ulaştık.”
Romatoid Artrit Tedavi Hedefleri Yeniden Tanımlanıyor
Romatoid Artrit tedavi hedeflerini yeniden tanımlamak ve bu alanda
uluslararası bir tedavi standardı oluşturmak için başlatılan ‘Treat to Target’ inisiyatifinin Türkiye toplantısı 7
Kasım’da İstanbul’da gerçekleştirildi. Abbott'un koşulsuz eğitim desteği ile gerçekleşen toplantıya Uluslararası Proje Koordinatörü Prof. Dr.
Josef Smolen, Türkiye Proje Koordinatörü Prof.Dr. Vedat Hamuryudan
ve Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinin
romatoloji bilim dallarında görev yapan 10 öğretim üyesi katıldı. Toplantı ile ilgili olarak yapılan açıklamada;
en sık görülen otoimmün hastalıkAralık 2009
lardan biri olan romatoid artritin,
dünya üzerinde 60 milyona yakın insanı etkileyen ve eklemlerin tahrip
olmasına, sakatlığa, erken ölüme
neden olan kronik bir hastalık olduğu ve genellikle 35-60 yaş arasında
ortaya çıkarak, daha çok kadınları
etkilediği belirtilirken erken tanı koyulduğunda ve tedavi edildiğinde
kontrol altında tutulabildiği de hatırlatıldı. Son 15 yılda romatoid artrit
tedavisinde köklü birçok değişiklik
yaşanmış olmasına rağmen, bu yeni
deneyimler henüz tedavi önerileri
olarak formüle edilmemiş olması nedeniyle bu eksikliğe yönelik olarak
uluslararası düzeyde, 24 ülkeden
60’a yakın uzman ve 5 romatoid artrit hastasının biraraya gelmesiyle
‘Treat to Target’ adı verilen bir inisiyatif başlatıldığı kaydedildi. Projenin
temel amacı; romatoid artrit tedavisinde uluslararası düzeyde tedavi hedeflerini ortaya koyarak, belirlenen
bu hedefler ile eklem yıkımı ve işlev
kaybını engellemeye yönelik bir teActual
Medicine
davi standardının oluşturulmasına
olanak sağlamak olduğu belirtildi.
Treat to Target inisiyatifi, romatoid
artrit tedavi hedefi olarak remisyonu
belirleyerek, bu hedefe ulaşmak için
hastalık aktivitesinin düzenli takip
edilmesini ve hastanın bilgilendirilerek tedavi ile ilgili karar süreçlerine
ortak edilmesini öneriyor.
Uluslararası Proje Koordinatörü Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi İç
Hastalıkları ve Romatoloji Ana Bilim
Dalı Başkanı Prof. Dr. Josef Smolen,
Türkiye’nin projeye dahil olan ülkeler
arasında lokal bazda uygulamaya
geçen ilk ülkelerden birisi olduğuna
dikkat çekti. Türkiye Proje Koordinatörü Prof. Dr. Vedat Hamuryudan ise
Treat to Target projesinin, romatoloji hekimlerinin yanı sıra Romatoid
Artrit hastasının teşhis ve tedavi sürecinde yer alan diğer uzmanlık hekimleri, yardımcı sağlık personeli ve
hastalara ulaşması ile faydalı sonuçlar doğuracak bir inisiyatif olduğunu
belirtti.
67
Sağlık Sektöründen KISA KISA ... Haberler
Roche Tıp Araştırma Ödülleri Sahiplerini Buldu
Roche’un, Türkiye’de hekimlerin temel ve klinik uygulamalı tıp alanlarında yapacağı özgün nitelikteki bilimsel araştırmaları özendirmek
amacıyla 1992 yılından bu yana her
yıl farklı bir alanda düzenlediği ve bu
yıl ‘Nefroloji’ alanında verdiği Roche
Tıp Araştırma Ödülleri sahiplerini
buldu. Yarışmada birinciliği; Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Nefroloji
Bilim Dalı’ndan Doçent Doktor M.
İlker Yılmaz “ADMA düzeyleri; proteinüri, sekonder amiloidoz ve endotelyal disfonksiyon ile ilişkilidir” başlıklı
araştırmasıyla alırken; ikinciliği Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji
Bilim Dalı’ndan Doçent Doktor
Mehmet Özkahya “Sıkı volüm kontrolü uygulanan hemodiyaliz hastala-
rında, uzun dönem yaşam beklentisi
”başlıklı araştırmasıyla aldı. Ankara
Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji
Bilim Dalı’ndan Doçent Doktor Sim
Kutlay’ın “Hemodiyaliz hastalarında
sol ventrikül hipertrofisinin uzun dönem gidişatı ve prediktörleri” başlıklı
araştırması ile Balıkesir Devlet Hastanesi Nefroloji Kliniğinden Doçent
Doktor Ömer Toprak’ın “Kontrast ile
indüklenmiş nefropatide nebivololün
önleyici etkisi” başlıklı araştırması,
birlikte üçüncülük ödülüne değer
görüldü.
Sedef Hastalarının Yaşam Kalitesini Ölçmeye Yönelik Yapılan
Araştırma Tamamlandı
www.sedefleyasam.com isimli internet sitesinde gerçekleştirilen ve
Abbott tarafından yürütülen, sedef
hastalığının daha iyi anlaşılması ve
hasta-hekim iletişimine katkıda bulunması hedeflenen araştırma tamamlandı. Kronik bir hastalık olan
sedef hastalığının yaratabileceği sosyal, psikolojik ve ekonomik etkilerin
daha iyi anlaşılmasını sağlamak üzere yürütülen anket araştırması, kampanyanın internet sitesinde 1 Nisan 31 Temmuz 2009 tarihleri arasında
gerçekleştirildi. Siteyi ziyaret eden
katılımcılar, sedef hastalığının kişinin
yaşamı üzerindeki etkilerini daha iyi
anlayabilmek üzere tasarlanmış anket formunu doldurarak araştırmaya
katıldılar. Dünya Sedef Hastalığı Günü’nde açıklanan anket sonuçları sedefin, hastaların yaşam kalitesini düşürdüğünü ortaya koydu.
Sedef hastalığı ile ilgili ilk ulusal hasta derneği olan Ulusal Psoriyazis
Destek ve Dayanışma Derneği araştırmayı destekliyor. İstanbul Üniversi-
tesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
ve Dernek Başkanı Prof.Dr. Güzin
Özarmağan yaptığı açıklamada;
“Sedef hastalığı basit bir cilt hastalığı değildir, kronik bir hastalıktır ve
bağışıklık sistemi bozukluğudur.
Tedavi için mutlaka bir hekime danışmak gerekir. Bu araştırma, sedefin hastaların yaşamını nasıl etkilediğini göstermesi ve böylece hekimhasta iletişimini artırması açısından
çok önemlidir” dedi.
Dünya Diyabet Günü
Türk Diyabet Vakfı, 14 Kasım Dünya
Diyabet Günü kapsamında bir dizi
etkinlik düzenledi. Diyabetin evrensel sembolü olan mavi halka biçiminde hazırlanan 3 metre çapındaki
pastayla kutlanan Dünya Diyabet
Günü’nde, Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde düzenlenen 200 kişinin katıldığı geleneksel Diyabet Yürüyüşü
sonrasında bir de basın toplantısı
68
düzenlendi.Türk Diyabet Vakfı Başkanı Prof.Dr. Temel Yılmaz, dünyada
150 milyon, ülkemizde tahminen 6
milyon diyabet hastası bulunduğuna
dikkat çekerek, bu hastaların önemli
bölümünün halen hastalığının farkında olmadığını ve herhangi bir tedavi almadığını belirtti. Özellikle yanlış beslenme ve yaşam alışkanlıklarına bağlı olarak sonradan oluşan Tip
Actual
Medicine
2 diyabetin her yaş grubunda gün
geçtikçe arttığına dikkat çeken Prof.
Dr. Yılmaz, “Diyabet ülkemizde ve
dünyada yüksek bir hızla yayılmaktadır. Ağız kuruluğu yaşayan, sık idrara
çıkan, çok su içme ihtiyacında olan,
iştahı artan,
yorgunluktan şikayet
eden herkesin mutlaka hekime başvurması gerekiyor” dedi.
Aralık 2009
Download