T. B. M. M. B: 86 BAŞKAN — Sayın milletvekilleri, lütfen efen­ dim... Devam edin efendim. İLHAN AŞKIN (Devamla) — Diğer taraftan, Sa­ yın Sait Kemal Mimaroğlu'nun milletvekili kardeşi­ nin ve bir bakan arkadaşının şahsî nüfuzlarını kö­ tüye kullandıkları şeklindeki iddiaya - bizi bırakın ama - kargalar bile güler. Sırf iş olsun diye, muha­ lefet olsun diye insanlara kara sürmek yakışık al­ maz. önergeye neresinden bakarsanız bakınız, bilgi­ sizlikten kaynaklanan iddialar manzumesinden iba­ ret kaldığını göreceksiniz. (SHP sıralarından gürültü­ ler) Bir de çizmeyi aşan sözlere rastlamak hepimize üzüntü vermektedir. H. BARIŞ CAN (Sinop) — Şen önceden mi yaz­ dın bunu? İLHAN AŞKIN (Devamla) — Anavatan Partisi­ ne, Milliyetçi Demokrasi Partisini müteakiben Hür Demokrat Partinin feshinden sonra değerli milletve­ killeri intisap etmiştir. Bu intisaplar sırasında da hiç­ bir pazarlık yapılmamıştır. Bu, her vesileyle söylen­ miş ve söylenmektedir. (SHP sıralarından gürültüler) Memlekete, millete daha iyi hizmetlerin Anavatan Partisi saflarında olunmakla yapılacağı inancıyla bu arkadaşlarımız bugün aramızdadır. (SHP sıralarından gürültüler) AYHAN FIRAT (Malatya) — Üstat, «Yarası olan gocunur» dedin biraz önce. İLHAN AŞKIN (Devamla) — Gerekli bilgileri almadan, herhangi bir inceleme yapmadan, gayri cid­ dî görüş ve iddialarla ortaya çıkıp bakanlığın görevli birimlerince tamamen kanunlara uygun olarak alı­ nan karar ve uygulamaları bir tarafa bırakarak, ciddî kurumlara gölge düşürmek, çok yanlış ve kabulü mümkün olmayan bir davranış biçimidir, önce ken­ di içinizdeki sancıyı dindiriniz ve sonra da muhale­ fet olarak memleketin hayrına politikalar üretiniz. AYHAN FIRAT (Malatya) — Bizi bırak, bırak, bunlar bayatladı. İLHAN AŞKIN (Devamla) — önergeye, Ana­ vatan Partisi Grubu olarak katılmadığımızı ve mesnet­ siz iddialar karşısında ret oyu kullanacağımızı arz eder, yüce Meclise saygılar sunarım. (ANAP sırala­ rından alkışlar) BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Aşkın. Önerge sahibi Sayın Aydın Güven Gürkan, buyu­ run efendim. (SHP sıralarından alkışlar) AYDIN GÜVEN GÜRJKAN (Antalya) — Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; TÖBANK'ın durumu­ 7 . 4 . 1987 0:1 nun iyi olmadığu aşağı yukarı 1'983 ten beri: bilinmeklteydi. Bankanın kendisini kurtarmasının mümkün •görülmediği, bankacılık çevrelerinde ısrarla konuşulu­ yordu. Bu duruma, bankanın baltık kredileri kadar, Lilbya'daki mütealhihiMere verdiği kredi mektuplarının ve kredierin rol oynadığı da biliniyordu, Banka, bu­ nun dışında, döviz mevduattı sağlayabilmek için, çok pahalı bir yöntem olan, döviz tevdiat karşılığı faizsiz 'kredi uygulaması yaptıyiordu. Bu uygulamanın fizülbl lolmadığı, hesap kitaptan anlayan herkesçe çdk. iyi bjlimiiyordu., 1984 yılı, yemimli banka murakıpları raporu da açıkça olumsuzluklar taşıyordu; ama 1985 yılı ra­ porları artık her şeyi açıkça ortaya koyuyordu. Hazi­ ne ve Dış Ticaret Msülteşarlığıma sunulan bu rapora göre, harikanın gerçek zararı, yani 1985 yılı zıararı 116 rniıliyaır Türlk Lirası idi ve sermayesinin beş ka­ tına ulaşım işti. Artıık hiç değilse bu rapordan sonra -'1985 yılını kasltediyorum- Bankalar Kanununun 63 üncü ve 64 üncü maddeleri uylgulanıarak, bankanın devlet denetimi altına alınması ve varsa, sorumlular hakkında cezaî kovuşturmanın yapimalsı gerekiyor­ du. Bunun yapııllm'amış olması, en azından büyük bir ilhlmaldi; çünkü bankanın antik düze çıkıma ve kendi­ ni kurıtarma umudu olmadığını gören sahibinin, ken­ dini kurtarmak ve kendi kişisel senveitini güvence al­ tına allrmalk için eli ve kolu sıeribeslt bırak ılıyordu. (SHP sıralarından «Brialvto» sesleri) Oysa, Bankalar Kanununun 63 üncü ve 64 üncü maddeleri, bu duru­ mu önlemek için devletin aşamalı müdahalesini ön­ görüyordu Sayın Balkan. Hazinle ve Dış Ticaret Müs­ teşarlığının bağlı olduğu balkandık, yani Sayım Kaya Erdem, 63 üncü maddeye gföre, datıfa 1986 yılı başın­ da, h'altita 1985 yılı başında bankaya bir yönetim ku­ rulu üyesi ve bir denetçi atayabilirdi; öyle değil mi? Bu yaıpıilmamııştır. Bu yapılımadığı gibi, daha ileri ta­ rihlerde de 64 üncü madde tam olarak işleltiknemiştir. Bu uygulanmış olsaydı, Sayın Kaya Erdem 64 ün­ cü maddenin birinci flikrasını uygulayarak, banka yönetim kurulundan önce bazı isteklerde bulunabilirdi, sonra gerekirse, ikinci fıkrayı uygulayarak banka yö­ netimi kurulunu görevden alabilir ve başka bazı ön­ lemleri uiyıgulaitialbilirdl Nihayet, üçüncü fıkrayı uygu­ layarak, Bakanlar Kurulu kararı ile bankayı bir baş­ ka harikaya bağlayabilir ya da birkaç banika ile bir­ leştirebilirdi.! Bankalar Yasasının 64 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanması haliride iSe, yine bu Yasanın 69 uncu maddesine göre, banka hüyülk hissedarlarının — 536 —