T.B.M.M. B : 74 rerek, iktidar Partisine güvenleri kalma dığını açıkça

advertisement
T.B.M.M.
B : 74
rerek, iktidar Partisine güvenleri kalma­
dığını açıkça gösterdiler. Vatandaşlar yaptı
bunu... Hiç kızmayın... (SHP sıralarından
alkışlar)
Şimdi, bu deprem, bu rüzgâr karşı­
sında, seçmenlerin artık kendilerine güve­
ni kalmadığını görünce, bakanlarının ço­
ğunun istifa etmelerinde şaşılacak bir şey
yoktur; ama, şaşılacak şey başkadır : Millî
iradenin ANAP'm politikasını açıkça red­
detmesi, yüzde 78 oranında oyla reddet­
mesi karşısında, bu politikanın başlıca
temsilcisi olan Sayın Özal'ın istifa etme­
mesine şaşılmaz mı? (SHP sıralarından al­
kışlar)
SALİH SÜMER (Diyarbakır) —
Bugün eder bugün...
ERDAL İNÖNÜ (Devamla) —
Çünkü, sayın milletvekilleri, seçim kam­
panyasını üç aydır hep birlikte yaşadık.
Basında, meydanlarda, -siz gerçi pek git­
mediniz ama (SHP sıralarından alkışlar)
köylerde, kentlerde, televizyonda tartışılan
konu neydi, nelerdi? Bunların hemen hep­
si genel politika konularıydı : Hayat pa­
halılığıydı, geçim sıkıntısıydı, işsizlikti;
çiftçimize peşin ödeme yapılmamasıydı;
mazota, gübreye, ilaçlara yapılan ve arkası
kesilmeyen zamlardı; üreticinin devletten
alacağı olan ve bir türlü alamadığı paray­
dı; işçi ücretlerinin hep enflasyonun altın­
da kalmasıydı; toplusözleşme görüşmele­
rinden umudu kalmamış işçilerin diren­
meleriydi; Hükümetin grev ertelemesiydi; süper emeklilik düzeniyle işçi emekli­
leri arasında farklılıklar yaratan, birkısım
işçi emeklilerini önce sevindirip sonra pe­
rişan eden, daha güç durumlara düşüren
Hükümetin davranışlarıydı; yüksek faiz
oranlarıyla, yüksek enflasyonla, sürekli
zamlarla, sonunda ekonomiyi durgunlu­
ğa götüren, esnaf ve sanatkârlarımıza mes­
leklerini yürütme olanağı bırakmayan, bir
de "Geçici Vergi" adı altında, daha, ne
6 . 4 . 1989
O : 1
kazanılacağı belli olmadan vergi almaya
kalkan, Hayat Standardı Vergisini istedi­
ği kadar artırma yetkisini alan Hüküme­
tin uygulamalarıydı; memurlarımıza,
emekli dul ve yetim kardeşlerimize namus­
lu, onurlu hayat hakkı bırakmamacasına,
enflasyonun ağır yükünü onlara taşıtan
davranışlardı; sanayinin girdiği durakla­
ma dönemi, bunun neden olduğu işçi çı­
karmaları ve bütün bunların geleceğe yö­
nelik doğurduğu kaygılardı; hatta dış po­
litikada, ekonomik güçlüklerdçn, sürekli
dış kredi bulma ihtiyacından kaynaklanan,
kendimizi hep savunmada tutan, ulusal çı­
karlarımızı korumakta hep geç kalan yak­
laşımların açık eleştirisiydi.
Şimdi, bu eleştirilere karşı Başbakan
ve bakanlar ne yaptılar? Kendi yaptıkla­
rını, kendi icraatlarını, önümüzdeki yıllar
-tabiî iktidarda kalabilirlerse- yapacakla­
rını, düşündüklerini, anlattılar; on yıl, onbeş yıl sonra halkımızın ne kadar rahat
edeceğini çeşitli şekillerde dile getirdiler.
Ayrıca biz, bütün yolsuzluklardan
bahsettik; belgelenmiş usulsüzlüklerin,
yolsuzlukların devletin olağan denetim ku­
rumlarınca, yargı kuruluşlarınca ele alın­
ması için, sorumluların cezalandırılması
için halkın bize destek vermesini istedik.
Açıkçası, iktidar sözcüleri de, bizler de,
bütün Türkiye'de yapılan bu seçimlerde
hep, halkın bu temel politika konuların­
da hakemliğini göstermesini istedik; oyla­
rınızla, kim haklı kim haksız, bunu gös­
tereceksiniz, dedik ve millî irade, 26 Mart
akşamı kendisini gösterdi, hakemliğini
yaptı, kararını açıkladı : ANAP'ı, ancak
yüzde 22 oyla üçüncü parti durumuna dü­
şürerek, İktidar sözcülerini haksız buldu­
ğunu, İktidar Partisinin genel politikası­
na güveni kalmadığını gösterdi. (SHP sı­
ralarından alkışlar) Politikasının, bütün
yurt düzeyinde yapılan bir seçim sonucun­
da halkın güvenini taşımadığı bu kadar
açıkça meydana çıkan bir Başbakanın yap322 —
Related documents
Download