TBMM B : 03 16`. 6 . 1992 • O : 1 Kültür Bakanı daha iki üç gün

advertisement
T.B.M.M.
B : 03
16'. 6 . 1992
• O : 1 ...
Kültür Bakanı daha iki üç gün evvel gazetelere bir demeç verdi; dedi k i : "Devlet, Lenin'i
de, Saidi Nursi'yi de öğretecek." Bu, gazetelerde çıktı. Şimdi, bundan daha güzel ne olabilir?..
Tabiî, bu ikisi örnek. Bu örneği çoğaltabiliriz.
Vatandaş, oradan buradan, saklı gizli, yalan yanlış öğreneceğine, gelişigüzel ve kasıtlı ya­
zılardan bilgi edineceğine, devlet eliyle, bilim adamlarının kaleminden, merak edilen her şeyi
ve herkesi öğrense fena mı olur?.. Anayasamızda, "Herkes bilgilenme ve öğrenme hakkına
sahiptir" denilmiyor mu?.. Bu Hükümet de herkese en doğru kaynaktan bilgilenme ve öğren­
me hakkını veriyor. Böylesine çağdaş ve ilerici bir tutuma nasıl karşı gelebilirsiniz?..
Bakınız, biraz da.hukuktan bahsedelim. Anayasa Mahkemesinin 90/1 esas ve 91/1 karar
sayılı bir kararı var. O karardan küçük bir parça okuyacağım : "Anayasanın 66 ncı maddesin­
de belirtilen hukuksal Türklük bağı, toplumsal olguların ve etnik grupları varlığının inkâr edil­
mesi sonucunu doğuramaz. Türk Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı bulunmak hukuksal du­
rumunu asla inkâr etmeden ve bu hukuksal bağımlılığın koparılmasını asla öngörmeden, et­
nik farklılık iddiasında bulunmak mümkündür. Ülke bütünlüğünün, hedef alınmasının millet
bütünlüğünü, millet bütünlüğünün hedef alınmasının ülke bütünlüğünü zedeleyeceği kuşku­
suzdur. Anayasa, bu değerleri birlikte ve ödünsüz, mutlak olarak korumayı amaçlamıştır." Bu,
hepimizi bağlayan, Anayasa Mahkemesinin bir kararıdır. Görülüyor ki, Sayın Bakan, Anaya­
sa Mahkemesi kararındaki sözleri tekrarlamış; Hükümetin kendisine verdiği talimatı uygulu­
yor, Başbakanın denetiminde konuşuyor... Şimdi, Anayasa Mahkemesi ile bu kadar paralellik
arz eden bir uygulamaya, siz, niçin, nasıl ve neden önerge veriyorsunuz; bunu anlamak müm­
kün değildir. (DYP ve SHP sıralarından alkışlar) /
BAŞKAN — Sayın Aksöz, süreniz dolmuştur, lütfen bitiriniz.
UĞUR AKSÖZ (Devamla) — Toparlıyorum efendim.
Ülkemizde, elbette çeşitli etnik gruplar vardır ve elbette ki bunların kendilerine göre kül­
türleri de olacaktır. Şimdi, altını çizerek şunu söylüyorum : Amacımız, bunların kültürlerini
korumaktır; ama, bu kültürleri korurken, birini diğerinin önüne geçirmemek ve milletçe tek
ülkümüz olan ülke ve millet bütünlüğünü ödünsüz korumaktır. İşte, Hükümetimizin politikası '
budur. (DYP ye SHP sıralarından alkışlar) Sayın Bakan, bu politikayı en çağdaş bir biçimde
uygulamaktan başka bir şey yapmamıştır.
Sayın Başkan, değerli üyeler; burada bir de siyasî bir yanlışı söyleyerek sözlerimi bitirece­
ğim. Kültür Bakanımız, Türk cumhuriyetlerine ilk giden ve Türkmenistan ile Hükümet adına
ilk işbirliği protokolünü yapma onurunu yaşamış bir bakanımızdır. Kültür Bakanımız, orada
imzaladığı protokol ile Ahmet Yesevi Türbesini, Sultan Sencer Türbesini onarma görevini üst­
lenmiş, Türkmenistan ile Türkiye arasında bir bilgi, iletişim ve dil birliği ağı kurmuştur. Bu
cümleden olarak, bundan iki gün sonra, yani 18 Haziranda, İstanbul'a, bütün Türk cumhuri­
yetlerinin kültür bakanlarını davet etmiştir. Orada, Türk cumhuriyetleri ve Türkiye kültür ba­
kanları zirvesi toplanacaktır ve Allahın izniyle, Türk cumhuriyetlerinin Türk Alfabesine geçi­
şinin ilk adımı atılacaktır. (DYP ve SHP sıralarından alkışlar)
İşte Kültür Bakanımız, bu kadar önemli ve onurlu bir göreve giderken beraberinde kimi
götürmüştür, biliyor musunuz; önerge sahibi Sayın Mehmet Budak'ı... (DYP ve SHP sırala­
rından alkışlar) Bütün bu güzellikler, Türklük adına gurur verici bu olaylar, Bakanımızın yap­
tığı bütün bu işlemler, önerge sahibi Sayın Mehmet Budak'ın gözleri önünde cereyan etmiştir.
Kültür Bakanının her eylemini ve her gezisini bu önergede tek tek konu yapan Sayın Budak'ın,
— 166 —
Download