TBMM B: 4 protein ve vitaminle `beslenememe soru nu vardır. Bu tek

advertisement
T. B. M. M.
B: 4
protein ve vitaminle 'beslenememe soru­
nu vardır. Bu tek yönlü 'beslenme, tıp di­
linde «Kronik açlık» anlamına ıgelliır. Ay­
rıca, güderde artan pahalılık, halkımızın
büyük kesikninin düşük gelir düzeyi, sağ­
lıklı beslenmeye olanak tanımamaktadır.
Özellikle kırsal alanda yaşayan insanla­
rımız,. yörelerinde nitelikli sağlık hizme­
tine erişemiyorlar. Ana ve çocuk ölüm­
leri çok yüksektir; en geri kalmış ülke­
ler düzeyindedir. Hastalandıkları zaman
sağlık hizmetine ve nitelik! hekime eri­
şebilme, tedavileri için gerekli ilaca ka- ,
vuşa'bilmeleri ayrı ayrı sorunlardır.
Tekrar vurgulamak isterim ki, bütün
bu şartları taşıyan ülkemiz gerçeklerinde
kurulan bir sosyal devlette, sağlık hiz­
metleri 'devlet eliyle ve ücretsiz sunulma­
lıdır. (SHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri,
programın dış politika ile ilgili bölümü
üzerindeki görüşleri'mli kısaca belirtmek
isttiyorum.
Biz dış politikayı, her zaman söyleriz
ki, .iç politika için 'bir yatırım konusu
olarak görmüyoruz. Dış politikanın, bir
devlet politikası haline gelmeslnli, bütün
partilerim destekleyebilecekleri, bir ulusal
politika olması gereğini savunuyoruz. Bu­
nun gerçekleşmesi şartlarından biri, mu­
halefet liderlerinin ve önceH'kle Anamuhalefet Partisi Liderinin, dış politika ala­
nındaki ıana sorunlar üzerinde hüküme­
tin 'görüşlerini muntazaman ve yetkili
kişilerden öğrenmesli ve kendi görüşleri­
ni aktarabi'lmesidir. Hükümetten bu di­
yalogu 'bir an önce başlatmasını istiyo­
ruz ve bunu kurumlaştırmasını bekliyo­
ruz. Böylelikle, dış politikamızın, ulusal
politika, devlet politikası olma nitefliği
kolaylıkla ortaya çıkar; bundan da, hem
ülkemiz, hem de iktidarda bulunan par­
tiler yarar görürler.
28 . 12 . 1987
0: 2
Sayın milletvekilleri, Meclisteki ço­
ğunluğa dayanıp çıkarıverilen kanun
kuvetindeki kararnamelerle ülkeyi yönet­
mek gibi, 'buna benzer 'bir anlayışla, «Ben
yaptım oldu» yaklaşımıyla dış politika­
da başarı sağlanmaz. Dış politika, ulusal
ve uluslararası bankalar, şirketler, hol­
dingler arasındaki pazarliklardan başka
ölçülere dayanır. ı(SHP sıralarından al­
kışlar) Onun için, bu ölçülerin gerektir­
diği biçimde davranmalıdır. Bunun yapıla'bilmesi için, hükümetin, elindeki yük• sek nitelikli Dışişleri Bakanlığı mensup­
larını, yukarıdan verilen kararların uygu­
layıcıları olmaktan çıkarıp, kararların
oluşturulması sürecinde onların bilgi ve
deneyimlerinden yararlanması şarttır. Ha­
ta yapma olasılığı böylelikle en aza in­
dirilir.
Bu görüşlerle hükümet programını ele
aldığımda, 'önümüzdeki günlerde, aylar­
da gündeme gelecek pek çok sorun hak­
kında programda aydınlatıcı bilgi veril­
mediğini fark ediyorum ve aşağıdaki so­
ruları Sayın özal'a yöneltmek istiyorum :
Amerika Birleşik Devletleriyle, NA­
TO çerçevesinde olsun, ikili illişkilerde
olsun, çok karmaşık hale gelmiş durum
hakkında açıklama bekleyen kamuoyu,
programdaki 'birbuçuk 'satırlık cümle ile
elbet tatmin olmuş değildir. «ABD ile
dostluk ve ittifak ilişkilerimizi karşılıklı
menfaatlere hizmet edecek şekilde ge­
liştirmeye kararlıyız» deniyor.
Peki, SEtA'nın şimdiki durumu ne­
dir, ne gibi gelişmeler 'beklemiyor? An­
laşmayı askıda tutmaktan başka ne gibi
önlemler düşünülmektedir?
Amerikan Kongresinde ve komisyon­
larda gelişen olumsuz yaklaşımlar ve ka­
rarlar karşısında hükümet ne düşünmek­
tedir, ne gibi tedbirler almıştır veya ala­
caktır?
128 —
Download