EK-11 ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU Kritik hastalarda plazma serbest DNA’sı baktereminin bir göstergesi midir? Prokalsitonin ve C-reaktif protein ile karşılaştırılması. Prof. Dr. Melek TULUNAY Uz. Dr. Başak Ceyda MEÇO Uz. Ali Abbas YILMAZ Doç Dr. Osman MEMİKOĞLU Prof. Dr. Mehmet ORAL Prof. Dr. Necmettin ÜNAL Doç. Dr. Hilal ÖZDAĞ Proje Numarası 09B3330002 Başlama Tarihi 01.02.2009 Bitiş Tarihi 01.08.2011 Rapor Tarihi 30 Eylül 2011 Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Ankara - " 2011" Projenin Türkçe ve İngilizce Adı ve Özetleri Kritik hastalarda plazma serbest DNA’sı baktereminin bir göstergesi midir? Prokalsitonin ve C-reaktif protein ile karşılaştırılması. ÖZET Son yıllarda plazma serbest DNA konsantrasyonu çeşitli hastalıkların noninvazif monitorizasyonunda, ümit vadeden yeni bir marker olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna paralel olarak kritik yoğun bakım hastalarında plazma serbest DNA konsantrasyonundaki artışın septik hastaların tanı, monitorizasyon ve prognozunda kullanımı önem kazanmaktadır. Bu çalışmanın birincil amacı, ateşi olan septik yoğun bakım hastalarında plazma serbest DNA konsantrasyonlarının bir bakteremi göstergesi olup olamayacağını ve kolonizasyonla gerçek baktereminin ayırımında kullanılıp kullanılamıyacağını araştırmaktır. Çalışmanın ikincil amacı ise DNA konsantrasyonları ile geleneksel olarak infeksiyon tanısında kullanılan lökosit sayısı, C-reaktif protein (CRP) ve prokalsitonin (PCT) gibi parametrelerin korelasyonunu saptamaktır. Bunun için yoğun bakıma başvuruda veya yoğun bakım tedavisi sırasında ardışık iki ölçümde ateşi ≥38.2oC olan 80 hastadan toplam 112 örnek alındı. Hastaların eş zamanlı kan kültürleri alındı ve skorlamaları yapıldı. Yine bu hastaların PCT, CRP ve beyaz küre değerleri not edildi. Hastaların üremeleri, üreyen mikroorganizma türleri (gram (+) ve (-) olarak) ve üreyen mikroogranizma sayısı değerlendirildi. Seksen hastanın plazma serbest DNA konsantrasyonları bakımından kan kültüründe üreme olanlarla olmayanlar arasında anlamlı fark tesbit edilmedi. Yine DNA konsantrasyonunun üreyen mikroorganizmanın Gram (-) veya Gram (+) olmasına göre değişmediği görüldü. Ayrıca kan kültüründe üreme olan hastaların kültür sonuçları klinik durumları ve metodda sayılan kriterler göz önüne alınarak kolonizasyon veya infeksiyon olarak ayrıldıklarında plazma serbest DNA konsantrasyonlarının kolonizasyonu olanlarda, üreme olmayanlara ve bakteremisi olanlara oranla anlamlı ölçüde daha düşük olduğu tesbit edildi (p=0.027). Bu çalışmanın sonucunda ateşi olan septik hastalarda plazma serbest DNA konsantrasyonunun baktereminin bir göstergesi olamayacağı düşünülmektedir. Title Is plasma free DNA concentrations a marker of bacteremia in critically ill patients? Comparision with procalcitonin and C-reactive protein. SUMMARY Recently, plasma free DNA concentration have became a new marker of noninvasive monitorisation of various illnesses. In concordance with this, the use of plasma free DNA concentration elavations as a marker of diagnosis, prognosis and monitorisation in critically ill septic patients have became important. The primary aim of this study was to evaluate the plasma free DNA concentration of septic patients with fever as a marker of bacteremia and to assess the discriminating power of it between bacteremia and colonisation. The secondary aim of this study was to evaluate the correlation between plasma free DNA concentration and conventional infection parameters such as PCT, CRP and WBC. One hundred twelve samples from 80 critically ill ICU patients were collected on admission or during the ICU stay when their body temprature was ≥38.2oC. Also blood cultures were taken, scorings were calculated and PCT, CRP and WBC count were noted. Bacterial growth, the gram dye of the growing bacteria and the number of growing bacteria were evaluated. There were no statistically significant difference between plasma free DNA concentations between culture positive and negative patients. Also there were no difference between gram (+) and gram (-) bacteremia. When patients were grouped according to their clinical cituation as colonisation or bacteremia, it was recorded that plasma free DNA concentrations were significantly lower in colonisation group compared to bacteremia group as well as the group without any bacterial growth (p=0.027). In conclusion it has been shown that plasma free DNA is not a marker of bacteremia in critically ill septic patients with fever. II. Amaç ve Kapsam Plazma nükleik asitleri, son yıllarda çeşitli hastalıkların noninvazif monitorizasyonunda, ümit vaadeden yeni bir olasılık olarak karşımıza çıkmaktadır. Maliğniteler, travma, inme ve akut miyokard infarktüsü gibi çeşitli durumlarda plazma serbest DNA ve RNA konsanrasyonlarında görülen artışların, hastalık taraması, tanı, prognoz, gizli hastalığın ilerlemesi, potansiyel terapötik hedeflerin saptanması ve tedaviye yanıtın izlenmesinde faydalı olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur (1-6). Plasma serbest DNA konsantrasyonları ekstrasellüler sıvıda saptanan DNA parçalarıdır. Sağlıklı bireylerde plazmada çok düşük düzeylerde serbest DNA parçalarına rastlanmaktadır. Dolaşımdaki serbest DNA parçalarının hücreden plazmaya hangi mekanizmalar ile geçtiği tam olarak bilinmemesine karşın, DNA parçalarının ölmüş hücrelerden (nekrotik veya apoptotik) salındığı düşünülmektedir. Sepsis apoptosis artışına yol açan bir sendromdur (7,8). Son yıllarda kritik yoğun bakım hastalarında yapılan bir kaç ön çalışmada, yoğun bakıma kabul edilen kritik hastalarda plazma serbest DNA konsantrasyonlarının sağlıklı kontrollerden ve septik hastalarda non-septik hastalardan daha yüksek olduğu ve başvurudaki DNA konsantrasyonları artışının prognostik öneme sahip olduğu saptanmışdır (9-11). Reanimasyon Ünitemizde yapılan bir çalışmada da yoğun bakıma kabul edilen hastalarda plazma serbest DNA konsantrasyonlarının septik non-septik hasta ayırımında ve sepsisin şiddetinin belirlenmesinde kullanılabileceği saptanmıştır. Yoğun bakımlara alınan hastaların %11-15’inde ciddi sepsis mevcuttur ve ciddi sepsiste mortalite %25-80 arasında değişmektedir. Ciddi sepsisi olan hastaların %71’inde mikrobiyolojik infeksiyon ve %53’ünde ise bakteremiye rastlanır. Yoğun bakımlarda tedavi edilen hastalar, altta yatan hastalık proçesi ve yoğun bakımlarda endotrakeal tüp, ventilatör, santral venöz kateter, idrar sondaları gibi aygıtların kullanılması nedeni ile invazif yoğun bakımda kazanılan infeksiyonlar ve nosokomial bakteremi bakımından da yüksek risk altındadır. Yoğun bakımlarda bakteremi epizotlarının saptanması için standart olarak ateşi çıkan hastalarda birden fazla (en az iki set, ancak tercihan üç setten fazla değil) kan kültürü alınır ve klinik şüphe varlığında lökosit sayısı, nötrofil sayısı, C- reaktif protein (CRP) ve prokalsitonin (PCT)’i içeren laboratuar parametrelerine ve hatta ultrasonografi, akciğer grafisi ve tomografi gibi çeşitli görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Kan kültürlerinden sonuç alınmadığı en az 3-4 gün gerektirir ve önceden antibiyotik kullanımına bağlı olarak septik hastalarda bile kültür sonuçları negatif olabilir. Kan kültüründen pozitif sonuç alınması halinde de, pozitif sonuç gerçek bakteremiden çok kontaminasyona (yaklaşık %50’si) ait olabilir. Yalancı-pozitif sonuçlar, hastalarda çok fazla tanısal test yapılmasına, aşırı antibiyotik kullanılmasına ve uzamış hospitalizasyona dolayısı ile maliyet artışına yol açmaktadır. Sepsisin tedavisi, erken tanı, antibiyoterapiye hızla başlanması, infeksiyon kaynağının etkin cerrahi eradikasyonu ve etkin destek tedavileri içediğinden yoğun bakımlarda tedavide geç kalmamak için genellikle ateşi çıkan hastalarda etken patojenin yakalanması için alınan kan kültürlerinin sonuçları alınıncaya kadar klinik şüphe de varsa ampirik antibiyoterapiye başlama eğilimi mevcuttur. Sepsis tanısı genellikle hipertermi veya hipotermi, lökositoz veya lökopeni ve takikardi gibi sistemik inflamasyonun klinik ve laboratuar bulgularına dayanılarak konulur. Ancak bu bulgular sepsis için özgün ve duyarlı olmayan kriterlerdir ve kritik hastaların çoğunda infeksiyon dışındaki çeşitli nedenlerle de sistemik inflamataur yanıt sendromu (SİRS) olabilir ve SİRS’te ateşe ve diğer klinik laboratuar bulgularına yol açabilir. Özgüllüğü düşük olmakla birlikte plazma C- reaktif protein (CRP) ve son yıllarda da prokalsitonin (PCT)’in sepsisin diğer inflamatuar olaylardan ayırt edilmesinde kullanılabileceği öngörülmektedir. Biz plazma serbest DNA konsantrasyonlarının, sepsisi olan bakteremik hastalarda, sepsisi olan ve kan kültüründe kontaminasyon saptanan hastalar veya non-bakteremik septik hastalara kıyasla daha yüksek olabileceği savından yola çıkarak bu çalışmayı planladık. Ateşi olan septik yoğun bakım hastalarında plazma serbest DNA konsantrasyonlarının bir bakteremi göstergesi olup olamayacağını ve kolonizasyonla gerçek baktereminin ayırımında kullanılıp kullanılamıyacağını araştırmak ve DNA konsantrasyonları ile geleneksel olarak infeksiyon tanısında kullanılan lökosit sayısı, nötrofil sayısı, CRP ve PCT gibi parametrelerin korelasyonunu saptamayı hedefledik. Şimdiye kadar serbest DNA konsantrasyonları ile bakteremi ilişkisinin araştırıldığı bir çalışma yapılmamıştır. Gerçek bakteremisi olan hastalarda düşündüğümüz gibi DNA konsantrasyonları kontaminasyonu veya bakteremisi olmayanlara kıyasla daha yüksek bulunacak olursa ve bir kesişim değeri de saptanabilirse bakteremik, non-bakteremik hasta ayırımı ile gerçek pozitif kültür ve kolonizasyon ayırımının daha rasyonel bir şekilde yapılması mümkün olabilir. Bu durum kolonizasyonu olanlarda gereksiz antibiyoterapi ve kan kültürü veya diğer tanısal yöntemlerin yenilenmesini azaltabilir. Son yıllarda yoğun bakım hastalarında infeksiyona inflamatuar yanıt (sepsis) ve diğer inflamatuar durumları birbirinden ayırt ettirecek göstergeler yoğun olarak araştırılmaktadır. Ancak maalesef oldukça özgün ve duyarlı infeksiyon göstergeleri henüz mevcut değildir ve bu durum da ayırımını yapılabilir ve non-septik ateşi olanlarda lüzumsuz tanısal araştırmalar sınırlanabilir. III. Materyal ve Yöntem Yoğun bakıma başvuruda veya yoğun bakım tedavisi sırasında ardışık iki ölçümde ateşi ≥38.2ºC olan 80 hasta çalışmaya dahil edildi. İmmünsüpressif hastalar çalışma dışı bırakıldı. Ateşi olan hastalardan en az 10 mL 2 set kan kültürü alındı. Bir bakteremi epizodu, herhangi bir bakteri türünün bir veya birden fazla kan kültüründe üremesi olarak kabul edildi. Baktereminin başlama günü olarak ilk pozitif kan kültürü sonucunun alındığı tarih kaydedildi. Bir hastada baktereminin tesbiti ve uygun antibiyoterapinin başlanmasından ve hastanın klinik olarak düzelmesinden 6 gün sonra yeniden ateşi çıkan hastalarda tekrar en az iki set kan kültürü ikinci bir kan yayımı infeksiyonu şüphesi ile alındı. Böylece bir hastadan birkaç kez çalışmaya dahil edildi. Bu zaman aralığı, bakteremi veya kandidemisi olan hastalarda kan kültürünün negatif olması için geçen ortanca zamanın 2 gün olmasına dayanılarak seçilmiştir. Hastalar: Nötropeni ve immünsüpresyonu olmayan, septik ateşi olan tüm yoğun bakım hastaları. Hastaların başvurudaki tanıları ve demografik özellikleri kaydedildi. Örneklerin Hazırlanması ve DNA İzolasyonu: Periferal ven kan örnekleri (4ml) EDTA içeren tüplere alınır. Tüm örnekler, kan alımından 3 saat sonar ayrılır. Plazma örnekleri, -20 derecede işleme kadar bekletilebilir. Hücresiz plazmalar için; Örnekler EDTA lı tüplere alınır. Plazmaların toplanabilmesi için 3.000 rpm 6 dk santrifüj edilir. Plazma, 1.5ml ependorflara alınır. Örnekler 10 dk 14.000 rpm’de santrifüj edilir ve plazmanın üst kısmı 500 µl kadar olacak şekilde alınır (Rhodes). Plazmadan DNA izolasyonu klasik fenol-kloroform yöntemine göre yapılmış ve izole edilmeyen geriye kalan plazma örnekleri de 20oC’de saklanmıştır. DNA izolasyonu sonrasında tüm örneklerin konsantrasyonu spektrometre tabanlı nanodrop ile belirlenmiştir. Eş Zamanlı PCR: Eş-zamanlı PCR ile miktar tayininde SYBR green PCR Master Mix (Roche) eşliğinde, housekeeping genlerden biri olan hemoglobin Beta geninin 109 bç’lik bölgesi uygun primerler (F: CAC AAC TGT GTT CAC TAG C, R: CAA CTT CAT CCA CGT TCA CC) ile amplifiye edilmiş ve eş zamanlı olarak analiz edilmiştir (Light Cycler 480, Roche). Kantitasyonda birim olarak, genomekivalent/ml kullanılmıştır. Bu birim hedef bölgeyi içeren tek bir diploid insan hücresi ifade etmektedir. Hastaların rutin tetkikleri arasında olan tam kan, kanama profili, kardiyak enzim tayinleri hemodinamik (kalp hızı, kan basıncı, CVP) ve solunumsal (PO2, PCO2, SO2) parametreler, APACHE II ve SOFA skorları da çalışmaya dahil edilecektir. Gönüllü Niteliği: Araştırmaya Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Reanimasyon Ünitesine tanı veya tedavi amacı ile yatan hastalardan vücut sıcaklığı 38oC ve üzerindeki hastalar dahil edilecektir. IV. Analiz ve Bulgular Çalışmaya Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Reanimasyon Ünitesinde takip edilen 80 hasta dahil edildi ve bu hastalardan toplam 112 kan örneği alındı. Hastaların demografik özellikleri, geliş nedenleri ve geldikleri yerler Tablo 1’de gösterilmiştir. Bu hastaların kabuldeki laboratuvar parametreleri Tablo 2’de gösterilmiştir. Tüm hastaların kan örnekleri ateşli oldukları dönemde alınmıştır. Hastaların ortalama ateşleri 38.4°C±0.68 olarak değerlendirilmiştir. Ateşli dönemde alınan kan örneklerinde 80 hastanın plazma DNA konsantrasyonları median olarak 3096.6 (210-125333) genomekivalent/mL olarak değerlendirildi. Çalışma grubunun kabulde APACHE II, MODS, SOFA skorları ve Horowitch oranı Tablo 3’de verilmiştir. Hastalar çalışmaya dahil edildiklerinde plazma serbest DNA değerlerinin belirlenmesi için alınan kan örneklerinin yanı sıra 2 set kan kültürleri de alınmıştır. Bu kültürlerin üreme sonuçları Tablo 4’de verilmiştir. Çalışmaya dahil edilen hastaların mekanik ventilatör günleri ortalama 28.3 ± 25 gün, yoğun bakım süreleri ortalama 30.8 ±24 gün ve hastanede kalış süreleri ortalama 43.3 ± 28 gün olarak değerlendirilmiştir. Bu hastaların yoğun bakım mortalitesi %46.3 ve hastane mortalitesi %51.9 olarak değerlendirilmiştir. Kan kültüründe üreme olan hastalarla üreme olmayanlar karşılaştırıldığında plazma serbest DNA düzeyleri arasında anlamlı fark tesbit edilmemiştir. Üreme olan hastaların DNA konsantrasyonları üreyen mikroorganizmanın gramına göre karşılaştırıldıklarında gram (+) mikroogranizma üreyenler ile gram (-) üreyenler arasında plazma serbest DNA konsantasyonu açısından anlamlı fark tesbit edilmedi. Üreme tesbit edilen hastalar örnek alındığı zamandaki klinik ve laboratuvar parametrelerine göre bakteremi veya kolonizasyon olarak iki gruba ayrıldılar. Üreme olmayan, kolonizasyon olan ve bakteremi olan hastalar bu tanıma göre 3 gruba ayrıldıklarında gruplar arası anlamlı fark tesbit edildi (p=0.027). Buna göre kolonizasyon grubu diğer iki gruba göre anlamlı farklı bulundu. Plazma serbest DNA değerlerinin bu tanımlanan gruplar arasında ayırım yapmadaki etkinliklerinin değerlendirilmesi için eğri altı alan hesaplandı. Eğri altındaki alan değerine ilişkin p değeri 0.72 olarak belirlendi. Bu sonuç plazma serbest DNA konsantrasyonunun gruplar arasında ayırım yapmada kullanılamayacağını göstermektedir. Plazma serbest DNA konsantrasyonu diğer laboratuvar parametreleri ve skorlamalar ile karşılaştırıldığında sadece lökosit sayısı ile ilişki saptanmıştır. Buna göre plazma serbest DNA konsantrasyonu ile lökosit sayısı arasında aynı yönlü bir ilişki mevcuttur (p= 0.01, r= 0.295). Çalışmanın verileri ile yapılan istatistiksel değerlendirmelerde gerek yoğun bakım gerek ise hastane mortaliteleri açısından plazma serbest DNA konsantrasyonları arasında anlamlı fark tesbit edilmemiştir. Tablo 1: Demografik veriler, kabul nedeni ve geldikleri yerlere göre hasta dağalımı. Yaş (yıl) 54.6±18.2 Kadın/Erkek (%) %41.2/%58.8 Geliş nedeni (%): Medikal %48.8 Travma %16.2 Elektif Cerrahi %15 Acil Cerrahi %20 Geldiği yer (%): Dahiliye Servisi %13.8 Cerrahi Servisi %10 Acil Servis %17.5 Yoğun Bakım %51.3 Ameliyathane %5 Diğer %2.5 Verilir ortalama ± SS ve yüzde olarak verilmiştir. Tablo 2: Hastaların laboratuvar değerleri. Laboratuvar parametreleri BUN(mg/dL) 39.5±31.2 Kreatinin (mg/dL) 1.76±1.47 Lökosit sayısı (x109/L) 11.40(2.7-13.8) Trombosit sayısı (x109/L) 208±118 Hemoglobin (g/dL) 9.13±1.8 Hematokrit (%) 27.3±6.2 Laktat (mmol/L) 1.4(0.3-21.9) Osmolarite (mOsm/kg) 282.6±28.13 Total protein(g/dL) 5.2±.96 Albümin (g/dL) 2.5±0.43 INR 1.49±0.55 CRP (mg/L) 102.6±71.8 Prokalsitonin (ng/mL) 0.9(0-200) HDL (mg/dL) 19.5±13.9 Veriler ortalama ± SS ve median (minimum-maksimum) olarak verilmiştir. Tablo 3: Hastların skorları ve Horowitch oranı. APACHE II skoru 18±8 SOFA skoru 6±3 MODS skoru 5±3 Horowitch oranı 236 ± 101.8 Veriler ortalama ± SS olarak verilmiştir. Tablo 4: Kan kültüründeki üremeler. Kan kültüründe üreme (%) 57.5 Üreyen mikroorganizma (%): Gram (+) 54.1 Gram (-) 39.5 Fungus 4 Gram (+) ve (-) 2 İnfeksiyon kaynağı (%): Toplum 4.3 Yoğun bakım 58.6 Hastane 23.9 Bilinmeyen 13 V. Sonuç ve Öneriler Bu çalışmanın sonuçları, ateşi olan ve kan kültürü (+) olan septik hastaların plazma serbest DNA konsantrasyonlarının, kültür (-) olanlardan farksız, kolonizasyonu olan hastaların plazma serbest DNA konsantrasyonlarının bakteremik ve kültür (-) hastalardan daha düşük olduğunu ve plasma serbest DNA konsantrasyonunun kültür (+) ve kültür (-) septik hasta ayırımının yapılmasında kullanılamayacağını göstermektedir. Çalışmanın sonuçları ayrıca plazma serbest DNA konsantrasyonu ile CRP, PCT, APACHE II, MODS ve SOFA skorları arasında herhangi bir ilişki olmadığını, yalnızca lökosit sayısı ile aynı yönde bir ilişki olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak bu çalışmanın sonuçları ateşi olan septik hastalarda plazma serbest DNA konsantrasyonunun baktereminin bir göstergesi olamayacağını ve kültür (+) liği ile kültür (-) liği ayırımının yapılmasında yararsız olduğunu göstermektedir. Bu konuyla ilgili erken tanı ve takipde yeni belirteçlerin tanımlanmasına günümüzde hala ihtiyaç olduğu görülmektedir. VI. Kaynaklar 1. Taback B, Hoon DS. Circulating nucleic acids in plasma and serum; past, present and future. Curr Opin Mol Ther 2004;6:273-8. 2. Wong,BC, Lo YM. Cell-free DNA and RNA in new tools for molecular diagnostics. Expert Rev Mol Diagn. 2003 3:765-97. 3. Chang CP, Chia RH, Wu TL, Tsao KC, Sun CF, Wu JT: Elevated cell-free serum DNA detected in patients with myocardial infarction. Clin Chim Acta 2003, 327:95-101 4. Lo YM, Rainer TH, Chan LY, Hjelm NM, Cocks RA: Plasma DNA as a prognostic marker in trauma patients. Clin Chem 2000, 46:319-23. 5. Rainer TH, Wong LK, Lam W, Yuen E, Lam NY, Metreweli C, Lo YM: Prognostic use of circulating plasma nucleic Acid concentrations in patients with acute stroke. Clin Chem 2003, 49:562-59. 6. Wu TL, Zhang D, Chia JH, Tsao KH, Sun CF, Wu JT: Cell-free DNA: measurement in various carcinomas and establishment of normal reference range. Clin Chim Acta 2002, 321:77-87. 7. Chang KC, Unsinger J, Schwulst SJ. Multiple triggers of cell death in sepsis: death receptor and mitochondrial-mediated apoptosis. Deletion of MyD88 markedly attenuates sepsis-induced T and B lymphocyte apoptosis but worsens survival. FASEB J 2007;21:708-19. 8. Unsinger J, Herndan JM, Davis CG, et.al. The role of TCR engagement and activation-induced cell death in sepsis-induced T cell apoptosis. J Immunol 2006;177:7968-73. 9. Rhodes A, Wort SJ, Thomas H, Collinson P, Bennet ED: Plasma DNA concentration as a predictor of mortality and sepsis in critically ill patients. Crit Care. 2006; 10(2): R60 10. Martins GA, Kawamura MT, Carvalho Mda G: Detection of DNA in the plasma of septic patients. Ann NY Acad Sci 2000, 906:134-140. 11. Saukokkonen K, Lakkisto P, Varpula M, et al. Association of cell-free plasma DNA with hospital mortality and organ dysfunction in intensive care unit patients. Intensive Care Med 2007;33:1624-27. 12. Wijerante S, Butt A, Burns S, Sherwood K, et al. Cell-free plasma DNA as a prognostic marker in intensive treatment unit patients. Ann NY Acad Sci 2004;1022;232-8. 13. Angus DC, Linde-Zwirble WT, Lidicker J, et al. Epidemiology of severe sepsis in the United States: analysis of incidence, outcome, and associated cost of care. Crit Care Med 2001;29:1303-10. 14. Brun-Buisson C, Doyon F, Carlet J, et al. Incidence, risk factors, and outcome of severe sepsis and septic shock in adults: a multicenter prospective study in intensive care units; French ICU Group for Severe Sepsis. JAMA 1995;274968-74. 15. Marik PE. Fever in the ICU. Chest 2002;122:1727-36; 16. Reinhart K, Meisner M, Hartog C. Diagnosis of sepsis: Novel and conventional parameters. Adv Sepsis 2001;2:42-8. 17. Povoa P, Almeida E, Moreira P, et al. C-reactive protein as an indicator of sepsis. ntensive Care Med 1998;24:1052-6. 18. Aikava N, Fujishmma S, Yamamoto Y, et al. Multicenter prospective study of procalsitonin as an indicator of sepsis. J Infect Chemother 2005;11:152-9. VII. Ekler Mali Bilanço ve Açıklamaları Proje kapsamında kullanılacak kit ve malzemelerin tahmini bütçe ve giderleri Ek.1 olarak verilmiştir. Makine ve Teçhizatın Konumu ve İlerideki Kullanımına Dair Açıklamalar Bu projede herhangi bir makine ve teçhizat kullanılmamıştır. Analiz amacı ile kullanılan laboratuar kitleri ilgili testler için kullanılmıştır. NOT: Verilen kesin rapor bir (1) nüsha olarak ciltsiz şekilde verilecek, kesin rapor Komisyon onayından sonra ciltlenerek bir kopyasının yer aldığı CD ile birlikte sunulacaktır. Kesin raporda proje sonuçlarını içeren, ISI’ nın SCI veya SSCI veya AHCI dizinleri kapsamında ve diğer uluslar arası dizinlerce taranan hakemli dergilerde yayınlanmış makaleler, III. Materyal ve Yöntem ve IV. Analiz ve Bulgular bölümleri yerine kabul edilir.