Ventriküler Aritmilere Genel Yaklafl›m

advertisement
246
Eğitim Education
Ventriküler Aritmilere Genel Yaklafl›m
General Approach to Ventricular Arrhythmias
Dr. Nihal Akar, Dr. Sinan Aydo¤du, Dr. Erdem Diker
Ankara Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Kardiyoloji Klini¤i, Ankara
Son y›llarda kardiyolojinin tüm alanlar›nda oldu¤u gibi, ventriküler aritmilerin tedavisi de yap›lan klinik çal›flmalar›n sonuçlar› do¤rultusunda de¤iflikli¤e u¤ram›flt›r. Ventriküler aritmisi olan
bir hastada en temel hedefimiz yaflam süresini uzatmakt›r. Antiaritmik ilaçlardan beklenen öncelikli fayda kardiyak mortaliteyi,
ikincil olarak aritminin oluflturdu¤u semptomlar› azaltmas›d›r.
Ancak antiaritmik ilaçlar proaritmik etkileri kardiyovasküler sistem d›fl›nda oluflturdu¤u yan etkiler nedeniyle masum ilaçlar de¤ildirler. Bugüne kadar antiaritmik ilaçlar ventriküler aritmileri
bask›lamada ve ani ölümü önlemede yeterli görülüyordu. Ancak
son y›llarda yap›lan çal›flmalarda, baz› antiaritmik ilaçlarla ventriküler aritmilerin bask›land›¤›, ama ani ölüm veya tüm mortalitenin azalmad›¤› gösterilmifltir (1,2).
Ventriküler aritmileri, ventriküler ektopik at›m, ventriküler taflikardi, ventriküler flutter / fibrilasyon olarak s›n›fland›rabiliriz.
Ventriküler aritmilerin en s›k nedeni organik kalp hastal›klar›d›r,
bunlar›n da en büyük oran›n› iskemik kalp hastal›klar› oluflturmaktad›r.
Ventriküler Ektopik At›ml› Hastaya Genel Yaklafl›m
Ventriküler ektopik at›m (VEA), QRS flekli anormal ve süresi
0.12 sn’den uzun olan ventrikülden kaynaklanan at›mlara denir.
Kimi zaman VEA’lar›n QRS kompleksleri dar, vektörleri normal
QRS vektörüne yak›n ya da zamanlamas› normal sinüs dizisinden
çok az farkl› olabilir. Yine de ventrikülden kaynaklanan uyar›lar›n
büyük ço¤unlu¤unda QRS kompleksi en az 0.12 sn ve QRS vektörü belirgin sapm›flt›r. VEA’lar atriyumlara iletilmeyebilir ya da
geriye do¤ru atriyum aktivasyonu gösterebilirler. Her iki durumda sinüs siklusu genellikle bozulmaz ve tam kompensatuar duraklama olur. Bu duraklama, VEA’dan hemen önceki sinüs uyar›s›n›n P dalgas› ile VEA’dan sonraki ilk sinüs P’si aras›ndaki mesafenin, sinus siklusu uzunlu¤unun iki kat›na eflit olmas›yla karekterizedir. Sinus h›z› nispeten yavaflsa, VEA sinus siklusu
uzunlu¤unu hiç etkilemeden araya girebilir.
Ventriküler ektopik at›m prevalans› yaflla artar, erkek cinsiyet ve düflük serum potasyum konsantrasyonuyla iliflkilidir (3).
Ventriküler ektopik at›mlar›n grupland›r›lmas› için çeflitli s›n›fland›rmalar önerilmifltir. Bunlardan en çok kullanan Lown s›n›flamas›d›r (4). Bu s›n›flama aritmilerin saatteki s›kl›¤›na, “couplet”lerin varl›¤›na ve “R” on T fenomenine göre yap›lm›flt›r. Bu
s›n›fland›rma y›llarca ventriküler aritmilerin ciddiyetini belirle-
mek için kullan›lm›fl, ancak günümüzde prognostik yol göstericili¤i olmad›¤›ndan terk edilmifltir. Örne¤in Lown s›n›flamas›na
göre en ciddi aritmi olan R on T VEA’n›n di¤er VEA’lardan çok
farkl› bir prognostik önemi olmad›¤› anlafl›lm›flt›r. Ventriküler
ektopik at›mlar›n ileri formlar› (örn; salvolar ya da süreksiz VT )
ya da yüksek s›kl›kta VEA’lar› ( saatte 10 ya da daha fazla ) olan
hastalarda yap›sal kalp hastal›¤› olmaks›z›n daha agresif tedavi zorunlulu¤u hissedilirdi. Ancak Kennedy ve ark. (5) ortalama
6 y›l›n üzerinde izledikleri bu tür hasta grubunda ölüm riskinin
artmad›¤›n› bildirmifllerdir. Yap›lan çal›flmalar göstermifltir ki
ventriküler aritmilerin en önemli prognostik göstergesi altta yatan kalp hastal›¤›n›n varl›¤›d›r. Altta yatan kalp hastal›¤›n›n olmad›¤› durumlarda VEA ve süreksiz VT’lerin ani ölüm için bir
risk oluflturmad›¤› gösterilmifltir (6). Organik kalp hastal›¤› olmad›¤›nda VEA’lar›n ani ölüm veya hayat› tehdit edici aritmiler
için risk art›fl› çok azd›r ya da hiç yoktur (5). Antiaritmik tedavinin risk yarar oran› rutin tedavi gereklili¤ini desteklemez. Organik kalp hastal›¤› olmayan VEA’l› bir hastada tedavinin amac›;
aritmiye ait semptomlar› azaltmakt›r. Böyle bir hastada semptom yok ise tedaviye gerek yoktur, e¤er semptomatik ise semptomlar› gidermek için tedavi bafllanmas› gerekebilir. Potansiyel
tetikleyici etkenlerin (örn; sigara, kahve, alkol, çevresel stres )
anlat›lmas› ve bunlardan kaç›n›lmas›n›n sa¤lanmas›, farmakolojik tedaviden önce denenmelidir. Farmakolojik tedavi için beta-adrenerjik blokerler s›kl›kla yeterlidir (7). E¤er beta-blokerler
ile semptomlar kontrol alt›na al›nam›yorsa antiaritmik ilaçlar
verilebilir.
Koroner arter hastal›¤› (KAH) olan hastalarda VEA’lar›n
varl›¤› kötü prognostik bir göstergedir (8). Yap›lan bir çal›flma
(9) miyokard infarktüsü sonras› VEA ile mortalite aras›nda bir
iliflki oldu¤unu ve saatteki VEA say›s› artt›kça bu riskin artt›¤›n›
göstermifltir. Buna göre saatte bir VEA olanda 2 y›ll›k mortalite
%10 iken, saatte 10’un üzerine ç›kt›¤›nda %20-30’lara ulaflmaktad›r. Ancak yine de miyokard infarktüsü geçirmifl populasyonda hayatta kalma oran›n› belirleyen en önemli gösterge sol
ventrikül ejeksiyon fraksiyonudur. Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (EF) düfltükçe mortalitenin artt›¤› bilinmektedir. Bu grup
hastalarda VEA’lar›n mortaliteyi sol ventrikül sistolik fonksiyonlar›ndan ba¤›ms›z bir flekilde art›rd›¤› öne sürülmektedir. Bigger ve ark. (9) yapt›¤› çal›flma göstermifltir ki ejeksiyon fraksiyonu %30’un alt›nda olan populasyonda VEA saatte 10’un alt›nda ise 3 y›ll›k hayatta kalma oran› % 75 civar›nda iken, VEA sa-
Yaz›flma adresi : Dr. Nihal Akar, Serdar Sokak 84/4 Yenimahalle, Ankara, Tel: 0312 343 98 53, e-posta: [email protected]
Anadolu Kardiyol Derg
2004;4: 246-252
Akar ve ark.
Ventriküler Aritmilere Genel Yaklafl›m
atte 10’un üzerine ç›kt›¤›nda hayatta kalma oran› %50’nin alt›na
düflecektir. Ayr›ca sol ventrikül EF’si düfltükçe VEA s›kl›¤› artmaktad›r. GISSI-2 çal›flmas›nda (10) saatte 10’un üzerinde VEA,
EF’si %35’in alt›nda olan populasyonda %32 oran›nda görülürken, EF %35 ‘ in üzerinde olan populasyonda % 17 oran›nda izlenmektedir. Koroner arter hastal›¤› olan hastalarda VEA mortaliteyi art›r›yorsa,VEA’lar› bask›layarak mortaliteyi azaltabilir
miyiz, sorusundan yola ç›karak çok merkezli randomize büyük
çal›flmalar yap›lm›flt›r. Ama sonuçlar hiç de yüz güldürücü olmam›flt›r. Bunlardan CAST Çal›flmas›(1), aritmilerin antiaritmiklerle tedavisi konusunda görüfllerimizde büyük de¤ifliklikler
oluflturan bir çal›flmad›r. CAST çal›flmas›, miyokard infarktüsü
geçirmifl, EF %40’›n alt›nda, saatte alt›dan fazla VEA’s› olan
hastalarda Class IC antiaritmiklerin kullan›ld›¤› bir çal›flmad›r.
Çal›flmada Class IC antiaritmiklerle VEA’lar›n etkin bir flekilde
bask›land›¤› ancak ilaç alan grupta hem aritmik hem de total
mortalitenin artt›¤› ortaya ç›km›flt›r. Bu çal›flmada mortalite art›fl›n›n nedeni ilac›n proaritmik etkisidir. Bu çal›flmadan sonra
organik kalp hastal›¤› olan hastalarda ventriküler aritmileri
bask›lamak için Class IC antiaritmik ilaç kullan›m›ndan uzaklafl›lm›flt›r. CAMIAT Çal›flmas› (11), miyokard infarktüsü geçirmifl,
süreksiz VT veya saatte 10’dan fazla VEA’s› olan hastalarda
amiodaronun plaseboyla karfl›laflt›r›ld›¤› bir çal›flmad›r. Amiodaron tedavisi ile aritmik mortalitenin azald›¤› ancak total
mortalitenin etkilenmedi¤i görülmüfltür. STAF-CHF Çal›flmas›
(12), iskemik veya iskemik olmayan kalp yetersizli¤i olan, EF’si
%40’›n alt›nda, saatte 10’un üzerinde VEA’s› olan hastalarda
amiodaronun plaseboyla karfl›laflt›r›ld›¤› bir çal›flmad›r. Çal›flmada amiodaron tedavisinin ventriküler aritmileri etkin bir flekilde bask›lamas›na ra¤men, ani ölüm oran›n› ve total mortaliteyi etkilemedi¤i görülmüfltür.
Sonuç olarak elimizdeki verilere göre, VEA’n›n bulunmas›
KAH’da mortaliteyi art›rmas›na ra¤men, VEA’lar› bask›layarak
mortaliteyi azalt›¤›m›z› gösteren kan›tlar yoktur. Koroner arter
hastal›¤› ile birlikte VEA’s› olan hasta grubunda semptomatik oldu¤u zaman tedavi önerilir, semptomatik olmayan grupta önerebilece¤imiz tedavi flekli yoktur. Bu konuda yap›lacak genifl kapsaml›, çok merkezli çal›flmalara ihtiyac›m›z vard›r.
Süreksiz Ventriküler Taflikardili
Hastaya Genel Yaklafl›m
Süreksiz (“non-sustained”) ventriküler taflikardi (VT), 3 veya
daha fazla birbirini takip eden VEA’n›n 30 saniyeden k›sa sürede
spontan olarak sonland›¤› VT çeflididir. Süreksiz VT’nin en
önemli prognostik göstergesi VEA’da oldu¤u gibi organik kalp
hastal›¤›n›n olup olmamas›d›r . Süreksiz VT’nin altta yatan kalp
hastal›¤›na göre bulunma oranlar› Tablo 1 ‘de verilmifltir.
Tablo 1. Süreksiz VT’nin altta yatan kalp hastal›klar›na göre bulunma
oranlar›
Normal Kalp
‹skemik Olmayan Dilate KMP
Hipertrofik KMP
MI Sonras› ‹lk 48 Saat
MI Sonras› ‹lk Ay-Trombolitik Tedavi Almayanlar
MI Sonras› ‹lk Ay-Trombolitik Tedavi Alanlar
Kronik KAH
%0-3
%80
%25
%45
%15
%7
%15
KAH: koroner arter hastal›¤›, KMP: kardiyomiyopati, M‹: miyokard infarktüsü, VT: ventriküler taflikardi
247
Normal Kalpte Süreksiz Ventriküler Taflikardi
Organik kalp hastal›¤› olmayan kiflilerde süreksiz VT % 0-3
oran›nda görülür, ani ölüm veya yaflam› tehdit eden aritmiler için
risk tafl›mazlar (13). Organik kalp hastal›¤› olmayan süreksiz VT’li
bir hastada tedavinin amac›; aritmiye ait semptomlar› azaltmakt›r.
Böyle bir hastada e¤er semptom yok ise tedaviye gerek yoktur,
semptomatik ise beta bloker ve/veya antiaritmik ilaçlar verilir.
Hipertrofik Kardiyomiyopatide
Süreksiz Ventriküler Taflikardi
Hipertrofik kardiyomiyopatisi (HKM) bulunan hastalar›n 2448 saattlik Holter kay›tlar›nda %17-28 oran›nda süreksiz VT saptanm›flt›r (14). Hipertrofik kardiyomiyopatili hastalarda süreksiz
VT’nin bulunmas› ani kardiyak ölüm için artm›fl risk göstergesidir. Yap›lan bir çal›flmada (15)süreksiz VT’si bulunan hipertrofik
kardiyomiyopatili hastalarda 4.8 y›ll›k takipte ani ölüm %1.4 iken,
süreksiz VT’si bulunmayan hastalarda ani ölüm %0.6 bulunmufltur. Hipertrofik kardiyomiyopatili hastada ani ölüm için di¤er risk
faktörleri ; senkop veya arrest öyküsü olmas›, birinci derece akrabalarda genç yaflta ani ölüm öyküsü olmas›, elektrofizyolojik
çal›flma ile VT indüklenmesi, sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun düflük olmas›, fliddetli sol ventrikül ç›k›fl yolu obstrüksiyonudur (16). Bu verilere ra¤men, HKM’li hastalarda risk s›n›flamas›
için elektrofizyolojik çal›flman›n (EPS) kullan›lmas› tart›flmal›d›r.
Retrospektif analizlerde (17) elektrofizyolojik çal›flmada VT indüklenen HKM’li hastalar›n ani ölüm için yüksek riskli oldu¤u
gösterilmifltir ancak negatif elektrofizyolojik çal›flma iyi prognozun göstergesi olmayabilir. Hipertrofik kardiyomiyopatili hastalarda süreksiz VT’nin antiaritmik ilaçlarla tedavi edilmesinin yarar› aç›k de¤ildir. Yap›lan bir çal›flmada (18) amiodaron kullan›m›
ile elektrofizyolojik çal›flmayla indüklenmifl VT suprese edilmifltir
ancak iletim anormalliklerine ve uzun dönem kullan›m› ile istenmeyen yan etkilere neden olmufltur. Hipertrofik kardiyomiyopatili hastalarda süreksiz VT ile birlikte senkop veya ailede ani
ölüm hikayesi mevcutsa ani ölüm için yüksek risk tafl›rlar. Bu
hastalarda ani ölümü önlemek için tak›labilen kardiyoverterdefibrilatör (ICD) tedavisi en iyi tedavi seçene¤i olarak gözükmektedir (18). Maron ve ark. yapt›¤› çal›flmada (17) HKM ile birlikte senkop, ani ölüm aile hikayesi veya süreksiz VT’si olan hastalarda ICD tedavisi ile ani ölümü azaltt›¤› görülmüfltür.
Hipertrofik kardiyomiyopati ile birlikte yaln›z süreksiz VT‘si olan
hastalar›n tedavisinde, ICD’nin yeri aç›k de¤ildir. Bu hasta grubunda tedavi stratejimizi belirlemek için çok merkezli, randomize çal›flmalara ihtiyac›m›z vard›r.
Non-‹skemik Dilate Kardiyomiyopatide
Süreksiz Ventriküler Taflikardi
‹skemik olmayan dilate kardiyomiyopatili (DKMP) hastalar›n
24 saatlik Holter kay›tlar›nda %80 süreksiz VT saptanm›flt›r (20).
‹skemik olmayan DKMP’li hastalarda süreksiz VT’nin bulunmas›n›n total mortaliteyi art›rd›¤›n› gösteren çal›flmalar olmas›na ra¤men, ani ölüm için artm›fl risk oldu¤unu gösteren kan›tlar azd›r
(20,21). Kalp yetersizli¤i ile birlikte ventriküler aritmileri bulunan
hastalarda antiaritmik ilaçlar›n etkinli¤inin karfl›laflt›r›ld›¤› çal›flmalar mevcutttur. Bunlardan GESICA çal›flmas› (20), sol ventrikül
EF’si %35’in alt›nda iskemik veya non-iskemik konjestif kalp yetersizli¤i ve süreksiz VT’si olan populasyonda amiodaron tedavi-
248
Anadolu Kardiyol Derg
2004;4: 246-252
Akar ve ark.
Ventriküler Aritmilere Genel Yaklafl›m
sinin mortalite üzerine etkilerini araflt›ran bir çal›flmad›r. Çal›flman›n sonunda amiodaron alan grupta ani ölüm ve total mortalitenin
azald›¤› ve süreksiz VT’nin ani ölüm ve artm›fl mortaliteyle iliflkili
oldu¤u görülmüfltür. Bu çal›flma kalp yetersizli¤i olan populasyonda amiodaron tedavisi ile mortalitenin azald›¤›n› gösteren tek
çal›flmad›r. GESICA çal›flmas›ndan sonra benzer hasta populasyonunda yap›lan STAT -CHF çal›flmas›nda (12) amiodaron tedavisinin faydal› etkileri gösterilememifltir. STAT-CHF çal›flmas›, sol
ventrikül EF’si %40’›n alt›nda iskemik veya non-iskemik konjestif
kalp yetersizli¤i ve saatte 10’nun üzerinde VEA’s› olan hastalarda
amiodaronun verildi¤i bir çal›flmad›r. Bu çal›flman›n sonunda
amiodaron tedavisinin ventriküler aritmileri etkin bir flekilde bask›lamas›na ra¤men ani ölüm oran›n› ve toplam mortaliteyi etkilemedi¤i görülmüfltür. Ancak non-iskemik kardiyomiyopati grubunda mortalitede düflme e¤ilimi saptanm›flt›r. Yine GESICA çal›flmas›n›n aksine süreksiz VT’nin ani ölüm için risk tafl›mad›¤› görülmüfltür. Bu iki çal›flma aras›ndaki farkl›l›klar› aç›klamak zordur.
GESICA çal›flmas›nda miyokard infarktüsü geçirmifl hastalar grubun %39’u olufltururken, STAT-CHF çal›flmas›nda bu oran
%70’dir. STAT-CHF çal›flmas›nda non-iskemik kardiyomiyopatili
hastalar grubun %30’u oluflturup, bu grup hastalarda amiodaron
tedavisi ile mortalitede bir azalma e¤iliminden bahsedilmektedir.
Non-iskemik DKMP’li hastalarda elektrofizyolojik çal›flman›n
prognostik önemi tart›flmal›d›r. Asemptomatik non-iskemik
DKMP’li hastalarda elektrofizyolojik çal›flma ile sürekli VT’nin indüklenmesi %10’dan azd›r. Ventrikül taflikardisi indüklenen hastalarda VT’si indüklenmeyen hastalarla ayn› oranda veya biraz daha s›k ani kardiyak ölüm görülmüfltür (22) . Günümüzde bu hasta
populasyonunda risk s›n›flamas› için elektrofizyolojik çal›flman›n
rolü tart›flmal›d›r. fiu anda yürütülmekte olan DEFINITE çal›flmas›nda (23) non-iskemik KMP ile birlikte ileri kalp yetersizli¤i ve süreksiz VT’si olan hastalara ampirik ICD tedavisi verilmifltir. Bu çal›flman›n sonuçlar› non-iskemik KMP’si olan hastalarda ICD tedavisinin etkinli¤i konusunda bize yol gösterici olacakt›r.
Koroner Arter Hastal›¤›nda
Süreksiz Ventriküler Taflikardi
Koroner arter hastal›¤›nda süreksiz ventriküler aritmilerin
s›kl›¤› hastal›¤›n evresine ba¤l›d›r. Miyokard infarktüsün (MI)
akut faz›nda %45 (24), MI’dan 2-4 hafta sonra %15 (24,25), koroner angiyografi ile dökümente edilmifl kronik KAH olan kiflilerde
%5 (13) görülür. Süreksiz VT en s›k olarak çok damar hastal›¤›,
sol ventrikül EF’si %40’dan düflük ve hemodinamisi bozuk kiflilerde görülür (25). Koroner arter hastal›¤› olanlarda süreksiz VT genellikle asemptomatiktir. Süreksiz VT e¤er MI’›n akut faz›nda görülüyorsa (ilk 24-48 saat) uzun dönem prognoz üzerine etkisi olmad›¤›na inan›l›r. Yap›lan bir çal›flmada MI’›n semptomlar›n›n
bafllang›nc›ndan 13 saat veya daha sonra görülen süreksiz
VT’nin kötü prognostik de¤er tafl›d›¤› görülmüfltür (26). Trombolitik tedavi devrinden önce yap›lan bir çal›flmada MI’›n ilk 4 haftas›nda Holter kay›tlar›nda süreksiz VT’nin oldu¤u grupta, olmayanlara göre ani ölüm için artm›fl risk tafl›d›¤› gösterilmifltir
(24,25). Yak›n zamanda yap›lan çal›flmalarda; trombolitik tedavi
alan MI’l› hastalarda süreksiz VT’nin daha nadir görüldü¤ü ve
süreksiz VT’nin bulunmas›n›n toplam kardiyak ölüm ve ani kardiyak ölüm için artm›fl risk tafl›d›¤› saptanm›flt›r. Süreksiz VT’li hastalarda elektrofizyolojik çal›flma (EPS) kullan›larak ani ölüm riskinin de¤erlendirildi¤i çal›flmalar yap›lm›flt›r. Koroner arter
hastal›¤› ve süreksiz VT’si olan hastalarda EPS ile %33-55 sürek-
li VT’nin indüklendi¤i görülmüfltür. Özellikle sol ventrikül EF düfltükçe indüklenme oran› artm›flt›r. Aritmi EF’si %40’›n üzerinde
olan hastalar da %19 indüklenirken, EF %40’›n alt›nda olan hastalar da %53 indüklenmifltir (27). Elektrofizyolojik çal›flma ile indüklenmifl VT’si olan hastalar ani kardiyak ölüm için artm›fl risk
tafl›rlar (17,27). ‹ndüklenmifl VT’si olan ve antiaritmik ilaçlarla
bask›lanan hastalarda bir y›ll›k ani ölüm veya spontan VT %11
iken VT’si antiaritmiklerle bask›lanmayan hastalarda %30 görülmüfltür. Buna karfl›n EPS ile VT’si indüklenmeyen hastalar ani
kardiyak ölüm için düflük risk tafl›r (21). Koroner arter hastal›¤›
ve süreksiz VT’si olan hastalarda, antiaritmik ilaçlar ve ICD tedavisinin yaflam süresi üzerine etkilerinin incelendi¤i çal›flmalar
yap›lm›flt›r. MADIT Çal›mas› (28), MI geçirmifl, EF’si %35’in alt›nda, süreksiz VT’si olan, EPS ile indüklenmifl VT olup, antiaritmik
ilaçlarla bask›lanamayan hastalar ICD ve antiaritmik ilaç (%80
amiodaron) gruplar›na ayr›lm›flt›r ve ICD tedavisi ile mortalitede
azalma tespit edilmifltir. MUSTT Çal›flmas› (29), MI geçirmifl,
EF’si %40’›n alt›nda, süreksiz VT’si olan hastalara EPS yap›lm›fl
ve EPS ile VT indüklenen hastalar kontrol, antiaritmik ve ICD tedavi kollar›na ayr›lm›fllard›r. Bu çal›man›n sonunda 5 y›ll›k mortalite VT’si indüklenenlerde %32 iken, indüklenmeyenlerde %25
bulunmufltur (p=0.04). Befl y›ll›k kardiyak arrest ve aritmik ölüm
ICD alan grupta %9 iken, antiaritmik ilaç alan grupta %35 (p<
0.001), 5 y›ll›k toplam mortalite ICD alan grupta %24, antiaritmik
ilaç alan grupta %55 bulunmufltur. MUSTT çal›flmas› göstermifltir ki; EPS ile VT indüklenen grupta ICD tedavisi ile kardiyak arrest, aritmik ölüm ve toplam mortalitede azalma görülmüfltür.
Mevcut tedavi k›lavuzlar›na göre KAH ile birlikte süreksiz VT’si
olan hastalarda tedavi algoritmas› fiekil 1’de özetlenmifltir. Yeni
yay›nlanm›fl bir çal›flma olan MADIT-2’den (30) sonra EF’si
%30’dan düflük, M‹ geçirmifl hastalarda EPS yap›lmadan profilaktik ICD tedavisine do¤ru yönelece¤iz gibi gözükmektedir.
Sürekli Ventriküler Aritmili
Hastaya Genel Yaklafl›m
Sürekli ”sustained” ventriküler aritmi; His demeti bifürkasyon
distalinden, ventrikül kas›ndan veya her ikisinden orjin alan, 3 veya daha fazla ektopik ventriküler komplekslerinin birbirini takip
KAH+ Süreksiz VT
EF>%40
EF<40
EPS
Semptomatik
‹ndüklenmifl
‹ndüklenmemifl VT
AA ilaç ile
suprese olmazsa
β-bloker
β-bloker/AA
Asemptomatik
β-bloker
ICD
fiekil 1: Koroner Arter Hastal›¤›yla Birlikte Süreksiz VT’si Olan Hastalar›n Uzun Dönem Tedavi Algoritmas›
AA: antiaritmik ilaç, EF:ejeksiyon fraksiyonu, EPS: elektrofizyolojik çal›flma, ICD: tak›labilen
kardiyopulmoner defibrilatör, KAH: koroner arter hastal›¤›, VT: ventrukiler taflikardi
Anadolu Kardiyol Derg
2004;4: 246-252
etmesi fleklinde ortaya ç›kan, 30 saniyeden daha uzun süren,
kendili¤inden sonlanan, h›zl›(100-250/dk) bir ventriküler ritmdir.
Ventriküler taflikardili bir hasta ile karfl›laflt›¤›m›z zaman ilk olarak
hastan›n hemodinamisini de¤erlendirmeliyiz. Hasta hemodinamik olarak stabil ise (hipotansiyon,angina,pulmoner ödem, vs);
“ALCS(Advanced Cardiovascular Life Support) resuscitation” tedavi klavuzuna (31) göre afla¤›daki tedavilerden birisi uygulan›r.
1) 1-1.5 mg/kg intravenöz lidokaini takiben gerekirse her 5-10
dakikada 0.5-0.75 mg/kg,maksimum doz 3mg/kg ‘a ulafl›lana kadar verilmelidir. Bu yükleme dozunu dakikada 2-4 mg infüzyon
takip edilmelidir.
2) Prokainamid yükleme infüzyon h›z› 20-30 mg/dk, maksimum doz 12-17 mg/kg ulafl›lana dek, bu dozu 1-4 mg/dk dozunda
infüzyon izlemelidir.
3) Amiodaron ilk 10 dakikada 150 mg infüze edilir, bunu ilk 6
saatte1 mg/dk dozunda infüzyon, ard›ndan da 0.5 mg/ dk dozunda devam edilmelidir.
4) 50 J enerji ile bafllat›lan senkronize elektriksel kardiyoversiyon uygulanmal›d›r.
Hipotansiyon, pulmoner ödem ve anjinan›n efllik etti¤i sürekli monomorfik VT tedavisinde ; 100 J, enerji ile bafllayan senkronize elektriksel kardiyoversiyon uygulan›r.Yan›t al›namayan durumlarda daha yüksek enerjili floklar uygulanmal›d›r. Otuz saniyeden uzun süren veya hemodinamik olarak sorun yaratan polimorfik VT 200J enerjili senkronize olmayan flok ile tedavi edilmeli ve gerekirse yüksek enerjili floklar uygulanmal›d›r.
Koroner Arter Hastal›¤›nda
Sürekli Ventriküler Taflikardi
Miyokard infarktüsü sonras› hastalar›n yaklafl›k %15’inde sürekli VT görülür ve erken dönemde daha s›kt›r. Akut miyokard infarktüsü seyri s›ras›nda ortaya ç›kan VT’nin tetiklenmesini art›ran
nedenler; hipokalemi, hipomagnezemi, artm›fl adrenerjik tonus,
asidoz, artm›fl intraselüler kalsiyum, artm›fl serbest ya¤ asitleri ve
reperfüzyonun oluflturdu¤u serbest radikallerdir. Miyokard
infarktüsü sonras› ilk 24-48 saat içinde görülen VT’lere primer VT
denilmektedir. Primer VT’nin prognoz üzerine etkisi, yap›lan çal›flma sonuçlar›na göre tam netlik kazanmam›flt›r. MILIS çal›flmas›nda (32) primer VT’nin hastane içi mortaliteye etkisi gösterilememiflken, GISSI-2 çal›flmas›nda (10) hastane içi mortaliteyi art›r›p, uzun dönem mortaliteye etkisi olmad›¤› gösterilmifltir. GUSTO-I çal›flmas›nda (33), akut M‹ seyri s›ras›nda sürekli VT geliflip
30 güne kadar yaflayanlarda, VT geliflmeyenlere göre bir y›ll›k
mortalite oranlar› daha yüksek oldu¤u gösterilmifltir. Miyokard
infarktüsü sonras› 24-48 saatten sonra görülen VT’lere sekonder
VT denilmektedir. Sekonder VT artm›fl mortaliteyle iliflkilidir. Yap›lan çal›flmalarda bu grup veya di¤er grup organik kalp hastal›¤› olan hastalarda ventriküler aritmilerin antiaritmik ilaçlarla tedavisinin etkin olmad›¤› gösterilmifltir (11,12). Böylece baflka bir
tedavi seçene¤i olan implante edilebilir kardiyoverter defibrilatör
ön plana ç›km›flt›r. Bu tedavinin amac›, ani kalp ölümlerini önlemek ve yaflam süresini uzatmakt›r. Tak›labilir kardiyoverter defibrilatör tedavisinin yaflam süresine etkilerini inceleyen randomize,
kontrollü çal›flmalar yap›lm›flt›r. Bu çal›flmalar› primer ve sekonder korunma çal›flmalar› olarak inceleyebiliriz.
Primer Korunma Çal›flmalar›: Bu çal›flmalar kardiyak arrest
veya sürekli VT’si olmayan fakat bu yönden risk alt›ndaki populasyonda ICD tedavisinin yaflam süresi üzerine etkili olup olmad›¤›n› araflt›rmak amac›yla yap›lm›flt›r. Primer korunma çal›flmalar›;
Akar ve ark.
Ventriküler Aritmilere Genel Yaklafl›m
249
MADIT, CABG-PATCH, MUSTT MADIT-II‘dir. CABG Patch Çal›flmas› (34), elektif olarak koroner baypas ameliyat›na gidecek,
EF’si %36’dan düflük ve anormal sinyal ortalamal› EKG’si olan
hastalarda ICD incelenmifltir. Ancak ICD tedavisinin yaflam süresine katk›s› bulunamam›flt›r. Bu çal›flmada ICD’nin cerrahi ifllem
s›ras›nda implante edildi¤i ve cerrahi mortalitenin yüksek oldu¤u
unutulmamal›d›r. MADIT çal›flmas› (28) ve MUSTT çal›flmas› (29)
ise M‹ geçiren, sol ventrikül disfonksiyonu olan hastalarda EPS
ile VT/VF indüklenip, antiaritmik ilaçlarla bask›lanamayan hastalarda ICD tedavisinin, antiaritmik ilaç tedavisine üstün oldu¤u ve
yaflam süresini uzatt›¤› gösterilmifltir. MADIT-II çal›flmas› (30), M‹
geçirmifl EF’si %30’un alt›nda olan hastalarda elektrofizyolojik
çal›flmaya gerek duyulmadan profilaktik ICD uygulanmas›n›n yararl› olup olmad›¤›n› belirlemek için yap›lm›flt›r. Sol ventrikül fonksiyon bozuklu¤u geliflen M‹’l› hastalarda aritmiler major hayat›
tehdit eden risk faktörleridir. Daha önce yap›lan çal›flmalarda
aritmi riskini belirlemek için EPS yap›lm›flt›, fakat sonuçlar risk s›n›flamas› için tam netlik sa¤lamam›flt›r. Miyokard infarktüsü geçirmifl hastalarda skar geliflmifl miyokard›n malign ventriküler
aritmiler için tetik çekici görevi üstlendi¤i ve bu hasta grubunda
EPS yap›lmadan ICD tedavisinin yararl› olabilece¤i öne sürülerek
bu çal›flma yap›lm›flt›r. Çal›flman›n sonunda 20 ayl›k takipte tüm
mortalite medikal tedavi grubunda %19.8 iken, ICD grubunda
%14.2 olmufltur (p=0.016). Özellikle MADIT-II çal›flmas›ndan sonra sol ventrikül disfonksiyonu geliflmifl M‹’l› hastalarda malign
ventriküler aritmilerin ve kardiyak arrestin geliflmesini önlemek
için EPS ile risk s›n›flamas›na gerek duyulmadan, ICD tedavisine
do¤ru yönelece¤iz gibi gözükmektedir.
Sekonder Korunma Çal›flmalar›: Bu çal›flmalarda kardiyak
arrest sonras› hayatta kalan veya sürekli VT epizodlar› olan hastalarda, ICD tedavisinin yaflam süresine etkili olup olmad›¤›n›
araflt›rmak için yap›lm›flt›r (AVID, CASH, CIDS). AVID çal›flmas›
(35), kardiyak arrest sonras› hayatta kalan, sürekli VT ataklar›
olan, EF’si %40’›n alt›nda olan hastalarda, ICD ve antiaritmik ilaç
tedavisinin karfl›laflt›r›ld›¤› bir çal›flmad›r. Bu çal›flmada ICD tedavisinin antiaritmik ilaç tedavisine göre yaflam süresini uzatmada üstün oldu¤u bulunmufltur. CASH Çal›flmas› (36), dökümente VT veya VF nedeniyle kardiyak arrest geçiren hastalar
ICD ve antiaritmik tedavi gruplar›na ayr›lm›fl. ‹ki y›ll›k tüm ölümler ICD kolunda %12 iken, antiaritmik ilaç kolunda %20’dir. CIDS
Çal›flmas› (37), kardiyak arrest veya sürekli VT’si olan hastalar
ICD ve antiaritmik ilaç gruplar›na randomize edilmifller. Sonuçta
ICD kolunda istatistiksel olarak anlaml› olmayan mortalitede bir
azalma bulunmufltur.
Tüm bu çal›flma sonuçlar›na göre, VT veya VF nedeniyle kardiyak arrest olan ve sürekli VT’si olan hastalarda ICD tedavisi
yaflam süresini uzatmaktad›r ve tedavide ilk seçenek olarak ICD
önerilmektedir.
ACC/AHA Tedavi K›lavuzuna Göre ICD ‹mplantasyonunun
Gereklili¤i Konusunda Fikir Birli¤inde Olunan Durumlar (38)
1) VT veya VF nedeniyle kardiyak arrest olmas›,
2) Yap›sal kalp hastal›¤› ile iliflkili spontan sürekli VT olmas›,
3) Sol ventrikül disfonksiyonu ve koroner arter hastal›¤› olan
bir kimsede süreksiz VT’nin olmas› ve elektrofizyolojik çal›flma
ile VT veya sürekli VT’nin indüklenmesi ve bu taflkardinin klass I
antiaritmiklerle bask›lanamamas›,
4) Senkop olan bir kimsede, elektrofizyolojik çal›flmada hemodinamik olarak stabil olmayan VT veya VF olmas› ve bunun
ilaç tedavisine, cevap vermemesi, tolere edilmemesi ve hasta
taraf›ndan istenmemesidir.
250
Anadolu Kardiyol Derg
2004;4: 246-252
Akar ve ark.
Ventriküler Aritmilere Genel Yaklafl›m
Özellikle yeni yay›nlanan MADIT-II çal›flmas›ndan sonra
ICD tedavisinin endikasyonlar›n›n artaca¤› konusunda fikir birli¤i oluflmufltur. Bu çal›flman›n sonuçlar›n›n di¤er çal›flmalarla
desteklenmesi gerekmektedir. fiu anda ileri kalp yetersizli¤i olan
hastalarda ICD tedavisinin etkinli¤inin karfl›laflt›r›ld›¤› yürütülmekte olan DEFINITE ve SCD-HEFT çal›flmalar›n›n (23,39) sonuçlar› beklenmektedir.
Normal Kalpte Sürekli Ventriküler Taflikardi
Ventriküler taflikardi al›fl›lmad›k flekilde, yap›sal bütünlü¤ü
bozulmam›fl kalpte de görülür ve idiyopatik ventriküler taflikardi
olarak adland›r›l›r. ‹diyopatik VT’de QRS morfolojisi sabittir (monomorfik VT) ya da QRS dalgalar›n›n ekseni ve morfolojisi sürekli de¤iflmektedir(polimorfik VT).
‹diyopatik Monomorfik Ventriküler Taflikardi
‹diyopatik monomorfik VT ‘nin en yayg›n tipleri, sa¤ ventrikül
ç›k›fl yolu taflikardisi ve idiyopatik sol ventriküler taflikardidir.
Sa¤ Ventrikül Ç›k›fl Yolu Taflikardisi: ‹diyopatik VT’nin en
yayg›n tipidir. Normal kalpte VT’nin %90’n›n› oluflturmaktad›r(40).
Hastalar›n yüzey EKG’sinde sol dal blo¤u ve inferiyor aks morfolojisi görülür. Taflikardi artm›fl adrenerjik uyar›yla bafllay›p, adenozin infüzyonuyla sonlanabilir . Hastada bu semptomlar›n nedeninin siklik AMP’ye ba¤l› bir mekanizma oldu¤u düflünülmektedir (Tablo 2) (41). Bu tip VT’nin kaynakland›¤› bölgeden al›nan
biyopsi örne¤inden elde edilen DNA ile yap›lan moleküler incelemede G proteinini kodlayan gende defekt saptanm›flt›r. Sa¤
ventrikül ç›k›fl yolu taflikardisinin prognozu iyidir. Taflikardi kalsiyum kanal blokerlerine ve beta blokerlere iyi yan›t verir. Farmakolojik tedaviye ra¤men yan›t al›namayan semptomatik hastalarda radyofrekans kateter ablasyonu yap›l›r. Radyofrekans kateter
ablasyonu ile yaklafl›k %90 baflar› sa¤lan›r .
‹diyopatik Sol Ventrikül Ç›k›fl Yolu Taflikardisi: Normal kalpte VT’nin sa¤ ventrikül ç›k›fl yolu taflikardisinden sonra en s›k görülen fleklidir. Sol ventrikülün apikal, orta septal, fasikül bölgesinden orjin al›r ve VT’si tipik olarak sa¤ dal blo¤u ve sol superior aks
morfolojisindedir. Hastalar›n büyük k›sm›n› genç erkekler olufltur-
maktad›r. Sa¤ ventrikül ç›k›fl yolu taflikardisinin tersine, taflikardi
egzersiz ile uyar›lmaz. Taflikardi tipik olarak verapamil ile yavafllar
veya sonlan›r, beta bloker etkili de¤ildir (42). Hastalar›n uzun dönem prognozu iyidir. Radyofrekans kateter ablasyonu tedavisine
çok iyi cevap verir, %100 ‘e yak›n baflar› sa¤lan›r (43).
‹diyopatik Polimorfik Ventriküler Taflikardi
QRS morfolojilerinin birbirinden farkl› oldu¤u ventriküler aritmidir. Polimorfik VT’ler monomorfik VT’ye göre, elektriksel olarak karars›z, daha yüksek h›zl› ve VF’ye spontan dönme e¤ilimi
daha fazlad›r. Polimorfik VT’ler monomorfik VT’ler kadar uzun
sürmezler, ya spontan olarak sinüs ritmine veya VF’ye döner, ya
da monomorfik VT’yi tetiklerler.
Uzun QT sendromu: QT aral›¤›n›n uzamas› ile iliflkili, QRS
morfolojilerinin ve ekseninin de¤iflkenlik gösterdi¤i h›zl› polimorfik ventriküler taflikardiyle karakterizedir. Uzun QT sendromu
konjenital veya kazan›lm›fl olabilir. Kazan›lm›fl formun en s›k görülen nedenleri; metabolik anormallikler (hipokalemi, hipomagnezemi) ilaçlar, (Class IA, III antiaritmikler, trisiklik antidepresanlar, fenotiazin gibi nöroleptikler, eritromisin, trimetoprim gibi
baz› antibiyotikler, ketokanazol gibi baz› antifungaller, terfanadin
gibi baz› antihistaminikler ve cisapride), subaraknoid kanama,
serebrovasküler olaylar gibi nörolojik olaylar oluflturmaktad›r.
Konjenital QT sendromu s›kl›kla otozomal bask›n kal›t›lan Romano-Ward Sendromu ve otozomal çekinik kal›t›lan ve sa¤›rl›¤›n›n
efllik etti¤i Jervel ve Lange-Nielsen sendromundan oluflmaktad›r. Son y›llarda genetikteki ilerlemeler uzun QT sendromundan
sorumlu oldu¤u düflünülen genlerin belirlenmesini sa¤lanm›flt›r.
Genlerin tamam›n›n kalp hücrelerinde aksiyon potansiyel süresini denetlemede önemli yeri olan kardiyak iyon kanallar›n›n alt birimlerini kodlad›¤› saptanm›flt›r (44). Sorumlu tutulan genler
KCNQ1, KCNH2, SCN5A, KCNE1, KCNE2’dir (Tablo-2). Bu genlerden dört tanesinin (KCNQ1, KCNH2, KCNE1, KCNE2) potasyum
kanallar›nda mutasyona neden oldu¤u, bunun da aksiyon potansiyelini, dolay›s›yla QT aral›¤›n› uzatt›¤› belirlenmifltir. Uzun QT
sendromu ile iliflkili beflinci gen SCN5A sodyum kanallar›n› kodlar. SCN5A geninde mutasyon ile Na ak›m›nda süreklilik sa¤lad›¤› ve bunun kardiyak miyositlerin aksiyon potansiyelini ve elek-
Tablo 2. Normal Kalpte Ventriküler Taflfliikardinin Genetik Temelleri ve Mekanizmalar›
CPVT
Lokus
1q42-43
1p11-13.3
Gen ürünü
SR Ca sal›nma kanal›
VT’nin flfleekli
‹ki yönlü/ polimorfik
Tetikleyici/Risk faktörü
Egzersiz/Heyecanlanma
11p15.5
Genin sembolü
RyR2
CASQ2
SR Ca depo proteini
KCNQ1
LQTS
I(Ks),α alt birimi
Torsades de pointes
Egzersiz,ani duygusal stres
dinlenme
BS
7q35-36
3p21-23
21p22.1
21p22.1
3p21-23
KCNH2
SCN5A
KCNE1
KCNE2
SCN5A
I(Ks),α alt birimi
I(Na), sodyum kanal› α alt birimi
I(Ks),β alt ünitesi
I(Kr),b alt ünitesi
I(Na), sodyum kanal› α alt birimi
RVOT
3p21.3-21.2
GNAI2
Guanin
Nükleotid ba¤lanma (Gi)
proteini,α alt birimi
Polimorfik
VT
H›zl› polimorfik VT/VF
Monomorfik+
LBBB;
inferiyor eksen
Dinlenirken ya da vagal
etkinlikte yüksek risk
Egzersiz
BS= Brugada Sendromu, Ca= Kalsiyum, CPVT= Katekolominerjik Polimorfik VT, EAD= Erken Geç Depolarizasyon, LQTS= Uzun QT sendromu, RVOT= Sa¤ ventrikül Ç›k›fl Yolu
Taflikardisi , SR=Sarkoplazmik Retikulum, VT= Ventriküler Taflikardi , VF= Ventriküler Fibrilasyon,
NOT: Tablo 2 41. kaynaktan uyarlanm›flt›r.
Anadolu Kardiyol Derg
2004;4: 246-252
trokardiyografide QT aral›¤›n› uzatt›¤› saptanm›flt›r. Konjenital
uzun QT sendromunda “torsades de pointes” geliflmesinde mekanizma; erken geç depolarizasyonlar›n yol açt›¤› tetikleyici etki,
bunu izleyen ve aritminin sürmesine neden olan tekrarlayan yeniden girifllerin kombinasyonu oldu¤una inan›l›r. Konjenital uzun
QT sendromunda hastal›k ergenlik ça¤›nda genellikle stres ve
heyecanlanma ile nadiren dinlenme ile tetiklenen senkop ile ortaya ç›kar. Aritmiler ço¤unlukla kendili¤inden sonlan›r. Ancak
“torsades de pointes” VF’ye dönüflürse ani kardiyak ölüm olabilir. Tedavide beta-blokerler ilk seçimdir. Beta bloker tedavisine
yan›t al›namayan hastalarda sol kardiyak sempatik denervasyon
yap›l›r. Tedaviye ra¤men dirençli olgularda pacing veya ICD tedavisi uygulan›r (45). Konjenital uzun QT sendromunun SCN5A
geninde mutasyon ile Na kanal›n›n içeri do¤ru inaktivasyonunda
hata olan tipinde meksiletin gibi Na kanallar›n› bloke eden ilaçlar kulan›labilir. Edinsel uzun QT sendromunun tedavisi; altta yatan neden ya da nedenlerin düzeltilmesine, elektrolit ya da metabolik bozukluklar›n giderilmesine ve iyatrojenik faktörlerin
saptan›p düzeltilmesi ya da ortadan kald›r›lmas›na dayan›r.
Elektriksel flok ya da IV magnezyum ile polimorfik VT durdurulsa
bile suçlu ajan var oldu¤u sürece aritmiler tekrarlar. Polimorfik
VT s›ras›nda QT aral›¤›n› k›salmak için isoproterenol, “overdrive” atriyal ya da ventriküler pacing etkili olabilir. Kalp hastal›¤›
olan hastalarda isoproterenol kullan›l›rken dikkatli olunmal›d›r.
Brugada Sendromu: Tipik EKG de¤ifliklikleri (V1-V3 derivasyonlar›nda ST yükselmesi, sa¤ dal blo¤u) h›zl› polimorfik VT ve
ventriküler fibrilasyonun bafllamas›na ba¤l› ani ölümden oluflan
bir sendromdur, hastal›¤›n % 20-25’den sorumlu olarak 3 kromozomda SCN5A geninde defekt saptanm›flt›r (46). Genetik kusur
do¤umdan itibaren var olmas›na karfl›n, hastal›k 30’lu yafllarda
bafllama e¤ilimindedir. Erkeklerde daha s›k görülür. Brugada
sendromundaki polimorfik VT’nin genellikle bir önceki sinüs QRS
kompleksi ile efllenme süresi çok k›sad›r. Bu nedenle morfolojik
olarak h›zl› polimorfik VT tarz›ndad›r ve h›zla ventriküler fibrilasyona dönüflebilmektedir. Monomorfik VT ile seyreden baz› nadir
olgularda bildirilmifltir. Brugada sendromundaki aritmi riski vagal manevralarla artarken, sempatik sinir sistemi aktivasyonu
koruyucu olmaktad›r. Hastal›¤›n tan›s› zordur, EKG de¤ifliklikleri
gizli ya da aral›kl› olabilir. Na+ kanallar›n› bloke eden ajanlar; prokainamid ya da flekainid ile EKG de¤ifliklikleri a盤a ç›kabilir
(53,54). Ani ölüm için yüksek risk tafl›rlar. Semptomatik, ailede
ani ölüm hikayesi olan, EPS’de VT indüklenen hastalarda ICD en
etkin tedavi seçene¤i olarak görülmektedir. Baz›lar›nca etkilenen semptomsuz olgularda bile ICD tedavisi önerilmektedir
(46,47).
Katekolaminerjik Polimorfik VT: Leenhardt ve ark. (48) taraf›ndan, normal QT aral›¤› ve yap›sal kalp hastal›¤› olmayan
çocuklarda egzersiz ya da katekolamin infüzyonuyla kolayca
ve tekrar tekrar tetiklenen iki yönlü polimorfik VT sendromu
olarak tan›mlan›r. Katekolaminerjik polimorfik VT’li hastalarda
yap›lan çal›flmada insan kardiyak riyanodin reseptörünü kodlayan gende (RyR2) defekt saptanm›flt›r. Hastalar›n üçte birinde
ailede genç yaflta ani ölüm ve/ veya strese ba¤l› senkop öyküsü vard›r. Hastal›¤›n tipik belirtisi egzersiz ya da ani duygu yo¤unlaflmas›yla tetiklenen senkoptur. Ancak baz› ailelerde ilk
belirti olarak ani kardiyak ölüm görülmüfltür. Belirtiler genellikle çoçukluk yafllar›nda bafllar, geç bafllayan tipler de bildirilmifltir. Bu kiflilerde belirtiler geç eriflkinlik döneminde, hatta
yafll›l›kta ortaya ç›kar (48,49). Bu aritmi genellikle beta-bloker
tedavisine iyi yan›t verir.
Akar ve ark.
Ventriküler Aritmilere Genel Yaklafl›m
251
Kaynaklar
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
Cardiac Arrhythmia Suppression Trial (CAST) Investigators: Preliminary report: Effect of encainide and flecainide on mortality in a
randomised trial of arrhythmia supression after miyokardial infarction. N Engl Med 1989; 321: 406-12.
Echt DS, Liebson PR, Mitchell LB, et al. Mortality and morbidity in
patients receiving encainide, flecainide or placebo. The Cardiac
Arrhythmia Supression Trial. N Engl J Med 1991; 324: 781-8.
Kostis JB, Allen R, Berkson DM, et al. Correlates of ventricular ectopic activity in isolated systolic hypertension. SHEP Cooperative
Research Group. Am Heart J 1994; 127: 112-21.
Bigger JT, Wenger TL, Heissenbuttel RH: Limitations of Lown grading system for the study of human ventricular arrhythmias. Am
Heart J 1977 ; 93: 727-31.
Kennedy HL, Whitlock JA, Spargue MK, et al. Long-term follow up
of asymptomatic healty subjects with frequent and complex ventricular ectopy. N Engl J Med 1985; 312: 193-8.
Gaita F, Giustetto C, Di Donna P, et al. Long-term follow-up of right
ventricular monomorphic extrasystoles. J Am Coll Cardiol 2001; 38:
364-70.
Krittayaphong R, Bhuripanyo K, Punlee K, Kangkagate C, Chaithiraphan S. Effect of atenolol on symptomatic ventricular arrhythmia
without structural heart disease: A randomized placebo-controlled
study. Am Heart J 2002; 144: A4-A10.
Vismera LA, Amsterdam BA, Mason DT. Relation of ventricular
arrhythmias in the late hospital phase of acute myocardial infarction to sudden death after hospital discharge. Am J Med 1975; 59: 612.
Bigger JT Jr. Relation between left ventricular dysfunction and
ventricular arrhythmias after myocardial infarction. Am J Cardiol
1986; 57: 8B
Maggio AP, Zuanetti G, Franzoni G, et al. Prevalance and prognostic significance of ventricular arrhythmias after acute myocardial
infarction in fibrinolitic era: GISSI-2. Circulation 1993; 87: 312-7.
Cairns JA, Connolly SJ, Roberts R, et al. Randomized trial of outcome after myocardial infarction in patients with frequent or repetitive ventricular premature depolarizations: CAMIAT. Lancet 1997;
349: 675-82.
Singh SN, Flecher RD, Fisher SG, et al. Amiodarone in patients with
congestive heart failure and asymptomatic ventricular arrhythmia.
N Engl J Med 1995; 333: 77-82.
Califf RM, McKinnis RA, Burke J, et al. Prognostic implications of
ventricular arrhythmias during 24-hour ambulatory monitoring in
patients undergoing cardiac catheterization for coronary disease.
Am J Cardiol 1982; 50: 23-9.
McKenna WJ, Chetty S, Oakley CM, et al. Arrhythmia in hypertrophic cardiomyopathy: Exercise and 48 hour ambulatory electrocardiographic assasment with without beta adrenergic blocking therapy.Am J Cardiol 1980; 45: 1-5.
Spirito P, Seidman CE, McKenna WJ, et al. The management of
hypertrophic cardiomyopathy. N Engl J Med 1997; 336: 775-85.
Fananapazir L, McAreavy D, Epstein ND. Hypertrophic cardiomyopathy. In: Zipes DP, Jalife J, editors. Cardiac Electrophysiology;
From Cell to Bedside. 2nd ed. Philadelphia: WB Saunders; 1994. pp
769-79.
Watson RM, Schwartz JL, Maron BJ, et al. Inducible polymorphic
ventricular tachycardia and ventricular fibrillation in a subgroup of
patients with hypertrophic cardiomyopathy at high risk for sudden
death. J Am Coll Cardiol 1987; 10: 761-6.
Fananazapir L, Epstein SE. Value of electrophysiologic studies in
hypertrophic cardiomyopathy treated with amiodarone. Am J Cardiol 1991; 67: 175-9.
Maron BJ, Shen WK, Link MS, et al. Efficacy of implantable cardioverter-defibrillators for the prevention of sudden cardiac death in
patients with hypertrofic cardiomyopathy. N Engl J Med 2000; 342:
252
Anadolu Kardiyol Derg
2004;4: 246-252
Akar ve ark.
Ventriküler Aritmilere Genel Yaklafl›m
365-70.
20. Doval HC, Nul DR, Grancelli HO, et al. Nonsustained ventricular
tachycardia in severe heart failure: independent marker of increased mortality due to sudden death. Circulation 1996; 94: 3198-203.
21. Gradman A, Deedwania P, Cody R, et al. Predictors of total mortality and sudden cardiac death in mild to moderate heart failure. J
Am Coll Cardiol 1989; 14: 564-9.
22. Meinertz T, Treese N, Kasper W, et al. Determinants of prognosis
in idiopathic dilated cardiomyopathy as determined by programmed stimulation. Am J Cardiol 1985; 56: 337-41.
23. Quing KA, Schaechter A, Anderson KP, et al. Defibrillators in nonischemic cardiomyopathy. Am J Cardiol 1986; 57: 991-5.
24. De Soyza N, Bennett FA, Murphy ML, et al. The relationship of paroxysmal ventricular tachycardia complicating the acute phase
and ventricular arrhythmia during the late hospital phase of acute
infarction to long-term survival. Am J Med 1978; 64: 377-81.
25. Brodsky M, Wu D, Denes P, et al. Arrhythmia documented by 24 hour continuous electrocardiographic monitoring in 50 male medical
students without apparent heart disease. Am J Cardiol 1977; 39:
390-5.
26. Cheema AN, Sheu K, Parker M, et al. Nonsustained ventricular
tachycardia in the setting of acute myocardial infarction: tachycardia characteristics and their prognostic significance. Circulation
1998; 98: 2030-4.
27. Wilber DJ, Olshanski B, Moran JF, et al. Electrophysiologic testing
and nonsustained ventricular tachycardia. Use and limitations in
patients with coronary artery disease and impaired ventricular
function. Circulation 1990; 82: 350-8.
28. Moss AJ, Hall WJ, Cannom DS, et al. Improved survival with an
implanted defibrillator in patients with coronary disease at high
risk for ventricular arrhythmia. Multicenter Automatic Defibrillator
Implantation Trial Investigators. N Engl J Med 1996; 335: 1933-40.
29. Buxton AE, Lee KL, Fisher JD, et al. A randomized study of prevention of sudden cardiac death in patients with coronary artery disease. N Engl J Med 1999; 341: 1882-90.
30. Moss AJ, Zareba W, Hall WJ, et al. Prophylactic implantation of a
defibrillator in patients with myocardial infarction and reduced
ejection fraction. N Engl J Med 2002; 346: 877-83.
31. Part 6: Advanced Cardiovascular Life Support Section 7: Algorithm
Approach to ACLS 7C: A Guide to the International ACLS Algorithms. Resuscitation 2000; 46: 169-84.
32. Tan HL, Lie KL. Prophylactic lidocaine use in acute myocardial infarction revisited in thrombolytic era. Am Heart J 1999; 137: 770-3.
33. Newby KH, Thompson T, Stebbins A, et al. Sustained ventricular
arrhythmias in patients receiving thrombolytic therapy: Incidence
and outcomes. The GUSTO Investigators. Circulation 1998; 98:
2567-73.
34. Bigger JT Jr, Whang W, Rottman JN, et al. Mechanisms of death
35.
36.
37.
38.
39.
40.
41.
42.
43.
44.
45.
46.
47.
48.
49.
in the CABG Patch trial: A randomized trial of implantable cardiac
defibrillator prophylaxis in patients at high risk of death after coronary artery bypass graft surgery. Circulation 1999; 99: 1416-21.
AVID investigators: a comparison of antiarrhythmic-drug therapy
with implantable defibrillators in patients resuscitated from nearfatal ventricular arrhythmias. N Engl J Med 1997; 337: 1576-83.
Siebels J, Cappato R, Ruppel R, et al. Preliminary results of the Cardiac Arrest Study Hamburg (CASH). CASH Investigators. Am J Cardiol; 1993: 72(Suppl): 109F-113F.
Cappato R: Secondary prevention of sudden death: The Dutch
Study, the Antiarrhythmics Versus Implantable Defibrillator Trial,
the Cardiac Arrest Study Hamburg, and the Canadian Implantable
Defibrillator Study. Am J Cardiol 1999; 83(Suppl): 68D-73D.
Gregorators G, Abrams J, Epstein AE, et al. ACC/AHA/NASPE Guideline update for implantation of cardiac pacemakers and antiarrhythmia devices. Circulation 2002; 106: 2145-61.
Klein H, Auricchio A, Reek S, Geller C. New primary prevention trials
of sudden cardiac death in patients with left ventricular dysfunction:
SCD-HEFT and MADIT-II. Am J Cardiol 1999;83: 91D-7D.
Miles WM. Idiopathic ventricular outflow tract tachycardia: where
does it originate? J Cardiovasc Electrophysiol 2001; 12: 536-40.
Napolitano C, Priori SG. Genetics of ventricular tachycardia. Curr
Opinion Cardiol 2002; 17: 222-8.
Gill JS, Blaszyk K, Ward DE, et al. Verapamil for the suppression of
idiopathic ventricular tachycardia of LBBB-like morphology. Am
Heart J 1993; 126: 1126-33.
Nakagawa H, Beckman KJ, McClelland JH, et al. Radiofrequency
catheter ablation of idiopathic left ventricular tachycardia guided
by a Purkinje potential. Circulation 1993; 88: 2607-17.
Priori SG, Napolitano C. Genetic of arrhythmogenic disorders. In:
Podrid PJ, Kowey PR. editors. Cardiac Arrhythmia Mechanisms,
Diagnosis and Management. 2nd Philadelphia: Lippincott Williams
& Wilkins; 2001: 81-107.
Schwartz PJ, Locati EH, Moss AJ, et al. Left cardiac sympathetic
denervation in the therapy of congenital long QT syndrome: a worlwide report, Circulation 1991; 84: 503-11.
Brugada P, Brugada J. Right bundle branch block, persistent ST
segment elevation and sudden cardiac death; a distinct clinical
and electrocardiographic syndrome. A multicenter report.J Am
Coll Cardiol 1992; 20: 1391-6.
Brugada J, Brugada P. Further characterization of syndrome of
right bundle branch block, ST segment elevation, and sudden cardiac death.J Cardiovasc Electrophysiol 1997; 8: 325-31.
Leenhardt A, Lucet V, Denjoy A, et al: Catecholaminergic polymorphic ventricular tachycardia. Circulation 1995; 92: 421-9.
Martini B, Buja GF, Canciani B, et al. Bidirectional tachycardia. A
sustained form, not related to digitalis intoxication,in an adult without apparent cardiac disease.Jpn Heart J 1988; 29: 381-7.
Download